Başkan Kocaoğlu zehir zemberek
Bütünşehir Yasası ile birlikte kapatılan İl Özel İdaresi’nin taşınmazları ile ilgili paylaşım krizi dün gerçekleşen paylaşım komisyonu toplantısında bir kez daha ortaya çıktı. Yöntem krizi sonrası artan gerilimle birlikte toplantı salonu terk eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bugün gelişmeleri değerlendirmek üzere bir basın açıklaması düzenledi. “Bir ya da birkaç el, İzmir’in yerel servetini Büyükşehir Belediyesi’ne vermemek üzere koşullanmış vaziyette. Bu zihniyetle mücadele edeceğiz” dedi ve İl Özel İdaresi’nin gayrimenkulleri için yargıya gidecekleri söyledi.
- Ege Postası
- 13.05.2014 - 11:29
“45 GÜNDÜR TUTANAKLARI BEKLİYORUZ”
Sözlerine başlarken tarihi Büyükşehir Davası’na değinen Başkan Aziz Kocaoğlu, davanın kamuoyu nezdinde geçerliliği kalmadığının altını çizerek, beraat taleplerini yineledi. 6360 sayılı bütünşehir yasası ile birlikte belediyenin görev yetki ve sınırlarının arttığını belirten Kocaoğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Seçimlerden yaklaşık 15-20 gün kadar kadar önce köy tüzel kişiliklerinin ve beldelerin mallarının dağıtımını çalıştık. Gayrimenkulleri ve taşınır, taşınmaz mallar değerlendirildi ve ilçe belediyesi, büyükşehir belediyesi ve ilgili kurumlarla paylaştırıldı. Vali Yardımcısı başkanlığındaki komisyon tutanakları imzaladı. Bu tutanaklar 45 gün geçmesine rağmen bize ulaşmadı. Dün komisyonda vali yardımcısına sordum, gayrimenkuller hariç bir problem olmadığını söyledi. Sanırım Valilik de bekliyor” dedi.
“HAYDİ KARDEŞİM DEVAM DEDİLER…”
Komisyon toplantısı öncesinde yaşananları özetleyen Kocaoğlu, bilinçli olarak kaos ortamı oluşturulduğunu dile getirdi ve “Vali’nin çağrısı üzerine, İl Özel İdaresi’nin mallarının dağıtımıyla ilgili komisyon Vali Yardımcısı’nın başkanlığında ve il müdürlerinin katıldığı bir toplantıda görüşüldü. İki gün önce bize bir İl Özel İdaresi’nin taşınır ve taşınmaz mallarının listesiyle ilgili bir envanter verdiler. Toplantının başında bize Milli Eğitim İl Müdürlüğü’ne verdiğimiz mallar diye bir liste açtılar. Bu yöntem doğru değil dedik, siz madem bir mutfak çalışması yaptınız, hangi malın hangi kuruma gideceğini tespit ettiniz. Uzlaşamadığımız noktalarda tartışalım ve neticeye varalım diye bir teklifimiz oldu. Sayın Vali Yardımcısı biz böyle devam edeceğiz dedi. Böyle neticeye varmamız mümkün değil, hangi listeye bakacağız dedik. Bu durumda sonuç alınması mümkün değil, kaos yaratmaktan başka bir işe yaramaz dedik. Bize bir liste verin 2-3 gün çalışalım dedik. Zaten komisyonda oy çokluğumuz yok, mağlup başlıyoruz. Vali Yardımcısı haydi kardeşim devam ediyoruz, oylama yapıyoruz dedi. Zaten bu oylama malumun ilanı. İl Müdürleri oy verdi. Biz de böyle devam edemeyiz dedik. Bunlar devlet sırrı değil, neyin nereye gittiği zaten belli olacak. Sanırım bunları bize verme yetkisi yoktu. Neden Büyükşehir Belediyesi’ne verilmez, o çalışma neden engelleni? Biz de toplantıyı terk ettik” dedi.
“HANGİ AMAÇLA'”
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, toplantı sırasında yaşanan gerginliğe değinerek, “Bürokrat arkadaşlarımıza bir tutanak tuttuk. Bu listelerin tarafımıza verilmesi ve inceleme yapıldıktan sonra toplantının devam etmesini istedik. İl Özel İdaresi’nin mallarının dağıtılması neden böyle problem olu? İzmir’in ve İzmirlilerin yerel servetinin ve sermayesinin ne amaçla problem çıkartılarak başka kurumlara verilerek dağıtım yapılması konusunda neden bu kararlar veriliyo? Ne amaçlanıyor, biz bilemiyoruz… Neden bu bilgiler bizden saklanıyor, onu da bilemiyoruz. Bir ya da birkaç el İzmir’in yerel servetini, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ve ilçe belediyelerine vermemek üzere koşullanmış vaziyette. Bunları diğer kurum ve kuruluşlar arasında paylaşmak istiyorlar. İzmir’in bu mallara ihtiyacı yoksa bu mallar neden İl Özel İdaresi’ne verild? İhtiyaç varsa, bunlar İzmir’in köylerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanılacaksa, İl Özel İdaresi neden bunlara sahip oldu'” dedi.
“TOPLANTIYI KARAMBOLE GETİRMEYE ÇALIŞTILAR”
“Bu farklı bir zihniyettir” diyerek tepkisini dile getiren Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu zihniyetle mücadele edeceğiz.Halk bizi üçüncü kez bizi belediye başkanı seçtiği zaman, bu kentin malını, çevresini, suyunu, toprağını, refahını korumak görevini aldık. Ve bu şekilde mücadelemize devam edeceğiz. Bu tür olayların gereği yoktur. Mutabık kalmadığımız 1686 parça gayrimenkulün ne kadarından mutabık kalamazsak İzmir Büyükşehir Belediyesi şerh düşecek ve yargı yoluna gidecektir. Yargının verdiği karara göre işlem tesisi edecektir. Olay budur. Yapılan değerlendirmeyi saklamak gibi, toplantıyı karambole getirmek gibi, sonucunu bilinen bir oylamayı yaparak toplantıyı taciz etmeyi de bu kente, kentin değerlerine ve sermayesine yapılan çok uygunsuz bir davranış olarak değerlendiriyorum. Kim nereden bu kurguyu yapıyorsa, İzmir’den ve İzmirlilerden elini çekmesini istiyorum, diliyorum ve talep ediyorum. Bu işi yapan kişiler umarım bir ders alırlar ve İzmir’in malı İzmir’de kalır.”
“YASAL YÖNDEN MALLARIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
“Bu mallar nereye gidecek, İzmir’de kalmayacak m? şeklinde bir görüş de var” diyen Kocaoğlu, malların Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmediği takdirde İzmirlide kalmayacağını savunarak şöyle devam etti; “Sümerbank arazisinin altına tekerlek takıp başka bir yere götürme şansımız yok. Bu yaklaşım yanlış bir yaklaşım. Bizde olan gayrimenkulleri diğer kamu kurumlarının hizmetine sunmaya seve seve razıyız. Bugüne kadar bu konuda elimizden geleni yaptık. Mezarlık yapabilmek için Ankara’da Milli Emlak’tan yer tahsisi konusunda nasıl bir mücadele verdiğimiz ortada. Bu malların İzmir’de kalmasını istiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi 10 yıldır bir politika izliyor. On yıldır bir liralık mal satmadık. Tesis yapmak için, yatırım yapmak için, gayrimenkuller almaktayız. Bunun en tipik örneği de Halkapınar’daki metro atölyesi yanında SGK’ya ait olan 20 dünüm arazi 32,5 milyon TL bedelle alınmıştır. Biz İl Özel İdaresi’nin mallarını da daha zenginleştirmek üzere çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu malların yasal yönden sonuna kadar takipçisi olacağız. Umarım mesajımız alınır ve hak yerini bulur.”
“MUHALİF BELEDİYELERİ AYNI KEFEYE KOYMAMAK LAZIM”
Diğer illerde yaşanan benzer krizleri hatırlatarak sözlerine devam eden Kocaoğlu, “Bu konuda Aydın’ın, Manisa’nın sesini duyuyoruz. Bana göre bu yeterli. Maliye’den ve Milli Emlak’tan iki günde istediği gayrimenkulü alan belediyenin durumu ile muhalif belediyelerin durumunu aynı kefeye koymamak gerekiyor. Mallar belediyelere verilecek diye Başbakan’ın seçim sürecinde bir sözü vardı. Art niyet aramak bir çözüm getirmiyor. Biz kente hizmet etmek, kentin malını korumak için uğraşıyoruz. Seçim atmosferinde bir gerilim söz konusu oluyor, bu siyasetin doğasında var. Biz seçimden sonra verdiğimiz mesajlarla normale dönüp, seçim atmosferinden kurtulup, çalışmalarımıza devam ediyoruz. Kentlimizle beraber kente hizmet etmenin doğru olduğuna inanıyorum ve herkesin de bu pencereden bakması gerektiğine düşünüyorum” diye konuştu.
“HİZMETİ GÖRTÜREN BEN, ELEMANA MAAŞ VEREN BEN…”
İl Özel İdaresi’nin yetkileri belediyeye devredildiğini ancak malların henüz devredilmediğini de hatırlatan Kocaoğlu konuşmasına şöyle son verdi: “Görevi kim üstlend? Köylere kim hizmet götürece? Kim çalışaca? O zaman İl Özel İdaresi’nin malları da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde kalmalıdır. İzmir Büyükşehir Belediyesi nasıl görevleri devraldıysa, bu malları da almalıdır. İşi alın, bundan sonra köylere siz bakacaksınız, elemanları da alın, onların maaşını da siz ödeyeceksiniz. Ama malları almayın. Böyle bir durumla karşı karşıyayız.”
Yorum Yazın