Dönüşümün başarısı “uzlaşıda” gizli
‘Kentsel Dönüşüm ve Yeşil Kent İzmir Zirvesi’nde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Kentler rant yaratıyor. Bütün problem de bu rantın paylaşılmasından çıkıyor. Uzlaşı olmazsa başarı olmaz. Biz, inşaat firmasının maliyeti ve kârı dışındaki bütün rantın orada yaşayan insanlara bırakılması taraftarıyız. Belediye kar makamı değil” diye konuştu. Başkan Kocaoğlu, “Yasal olmayan hiçbir işte yokuz. Yasal olan her işte de sonuna kadar varız” dedi.
- Ege Postası
- 03.06.2014 - 12:14
“Tasarlayarak dönüştüreceğiz”
Kenti yeniden tasarlamayı ve kent dönüşümünü de bu şekilde gerçekleştirmeyi hedeflediklerini kaydeden Başkan Aziz Kocaoğlu,sözlerini şöyle sürdürdü:
“İzmir’de üç tane halka var. İlki planlı halka. İkincisi, ilk çarpık yapılaşmanın başladığı bir çember yani 30-40 yıl önce gerçekleşen, kentin çeperindeki gecekondu bölgeleri. Üçüncü halka ise son 20 sene içinde gelen bir bölge. Eğer kentsel dönüşüme, son 20 senede gelişen bölgeden başlarsanız burada başarılı olma şansınız çok az. Planlı bölgeden başlayacak kadar da varlıklı ve zengin değiliz. O zaman dönüşüme, kente adaptasyonunu büyük oranda tamamlamış, apartmanda yaşayan, üç kuşaktır bu kentte yaşayan, okuyan, sabit işi olan bu insanların yaşadığı yerlerden başlamak gerekiyor. Eğer dönüşüme sondan başlarsanız, o iş gecekonduyu apartman haline getirmek olur. Bizim yol haritamız böyle.”
Yık binayı yap binayı olmaz
Bir bölgeyi ve kenti; caddeleri, bulvarları, kent ormanları, parkları, spor alanları yani tüm sosyal donatı alanlarıyla birlikte planladıklarını ifade eden Başkan Kocaoğlu, “Yoksa yık binayı, yap binayı mantığı kentsel dönüşüm değil. Yoğunluk arttırarak yapacağınız kentsel dönüşüm, yine dikeye doğru gecekondulaşmak demektir. Kentte kamu alanlarını, insanların birbiriyle etkilenmesini, ortak yaşamı paylaşmasını sağlayacak alanları kurmazsanız, bu sadece bina yapıp bina yapmak demektir” dedi.
Uzlaşı şart
Kentsel dönüşüm konusunda iki ayrı mevzuat olduğunu hatırlatan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Birisi, bizim de İzmir’deki 6 bölgede üzerinde çalıştığımız 5393 sayılı Belediye Yasası’nın 73. maddesi. Diğeri ise 6306 sayılı Riskli Alanlar Yasası. Eğer kentsel dönüşümü, uzlaşı temelinde gerçekleştirmezseniz, bunu başarmanız mümkün değil. Uzlaşarak, ikna ederek yapmanız lazım. Bu da çok ciddi zaman ve emek alıyor. Bizim çalıştığımız 6 bölgenin haricinde, çok istediğimiz ama merkezi hükümetin riskli alan ilan ettiği bir bölge var. Çalıştığımız bölgelerde 6 tane ofisimiz var. Orada yaşayan insanları ikna ederek bu işi yapıyoruz. Ancak yerel seçim arefesinde, kentsel dönüşüm konusunda hızlı bir şekilde ilerlerken, kentsel dönüşüm siyasete malzeme oldu ama şimdi seçim bitti, herkes yerine oturdu. Sanıyorum bundan sonra daha kolay toparlarız. Olmazsa olmazımız, orada yaşayan insanların öyle ya da böyle, elinde tapusu olanların yaşadığı, doyduğu, akraba ilişkilerini gerçekleştiği yerde dönüşüm yapılmasıdır. Uzlaşma konusu çok hassas bir iştir” diye konuştu.
İşin püf noktası
Kentsel dönüşüm konusunda tasarımın önemine değinen Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti:
“İzmir’in gecekonduları Ankara gibi tek katlı değil, ortalama 2.5-3 katlıdır. Bu, dönüşümde bizim handikabımız ama bizim çok büyük bir avantajımız var. Bu alanların hepsi körfez manzaralı yerler ve İzmir bir çanak kent. Çanağın dışına çıkınca zaten kentten kopuyorsunuz. Bizim 30 yıllık planlamada öngördüğümüz İzmir’in konut ihtiyacı, çanağın içinde kentsel dönüşümle gerçekleşecek. Kentler rant yaratıyor. Bütün problem de bu rantın paylaşılmasından çıkıyor. Bu rantı kim alaca? Bu rantın kime gitmesi lazı? Bizim görüşümüze göre, inşaat firmasının, maliyeti artı karı haricinde bütün rantın orada yaşayan insanlara kalması, hasledilmesi gerekiyor. Eğer bunu yapıyorsanız kentsel dönüşümü gerçekleştirirsiniz. Diyeceksiniz ki, buradan belediyenin, Bakanlık’ın ne karı olacak. Kurumlar, insanlarına, hemşehrilerine hizmet ediyor, belediyenin de merkezi hükümetin de karı bu alacak. Biz kar makamı değiliz. Tabi inşaat sektörü iş yapacak. Bu rantın paylaşımı bu işin yürümesinde püf noktasıdır.”
Kamu erki olmalı
Özel sektörün ne kadar güçlü olursa olsun, kentsel dönüşümü tek başına yapamayacağını ifade eden Başkan Kocaoğlu, bu işin sadece yanayla yapılacak bir iş olmadığını vurguladı. Başkan sözlerini şöyle tamamladı: “Özel sektör, boş bir arazide en büyük projeleri yapabilir ama kentsel dönüşümü tek başına yapamaz. Çarpık yapı sahibi ile yüklenici firma arasında mutlaka, hem konut sahibine hem de yükleniciye garanti verecek, o dağılımı dengeyi sağlayacak, gecekondu sahibinin hakkını koruduğu kadar yüklenicinin de hakkını koruyacak ya devlet ya belediyenin yani bir kamu gücünün, erkinin arabuluculuğuna ve düzenleyiciliğine ihtiyaç var.”
Bila: “Çağdaş kentler oluşturulmalı”
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila ise, zirvenin bir sosyal sorumluluk projesi olarak gerçekleştirildiğini söyledi. Zirvede, sosyal boyutu çok önemli olan kentsel dönüşümü masaya yatırdıklarını kaydeden Bila, “Kentlere yapılan göç, bir çok sorunu ortaya çıkardı. Yatırımlar, salt ticari olarak yapılmıyor. Sosyal fayda analizleri bundan çok daha önemli. Çağdaş kentler oluşturmak bu açıdan çok önemli. Bu zirvenin kentsel dönüşüm konusunda Türkiye’ye ışık tutacağına inanıyorum” dedi.
Rönesans Gayrimenkul Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Yanıkömeroğlu, “İzmir Türkiye için önemli bir kent. Bireysel yönü ön plana çıkan İzmir insanının sorgulayıcı bir yapısı var. Bu da bizim şirketimizin titizlik anlayışıyla örtüşüyor” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Dairesi Başkanı Suphi Şahin ise yaptığı sunumda, Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği kentsel dönüşüm çalışmaları ile ‘İzmir’in Kentsel Dönüşüm Vizyonu’nu anlattı. “Kamu kurumu olarak en büyük hedefimiz halkla bütünleşerek, onların hedef ve beklentileri projelere yansıtmaktır” diyen Şahin, daha sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kadifekale, Gürçeşme, Bayraklı, Uzundere, Ege Mahallesi, Ballıkuyu, Aktepe-Emrez, Yeşildere ve Örnekköy’de yürüttüğü kentsel dönüşüm projeleri hakkında bilgi sundu.
Yorum Yazın