Dolar 34,6338
%-0.03
Euro 36,4705
%0.25
Altın 2.954,550
%0.78
Bist-100 9.679,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
İşte 'paralel' zanlılarına sorulan o sorular

İşte 'paralel' zanlılarına sorulan o sorular

İZMİR'de İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görev yaptıkları dönemde, kamu görevlilerinden, işadamlarına, gazetecilerden, askerlere kadar birçok kişiyi, sahte isimlerle dinledikleri gerekçesiyle haklarında yakalama kararı çıkartılan 26 polisten gözaltındaki 17'sinin ifade verme işlemlerinin devam ediyor.

  • Ege Postası
  • 28.01.2015 - 12:58
Şoruşturmanın bir numaralı zanlısı durumundaki birinci sınıf Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan ile Müdür Yardımcısı Ramazan Karakayalı'nın da aralarında bulunduğu 9 kişiyi yakalama çalışmaları da devam ediyor. Gizlilik kararı bulunduğu için soruşturma evraklarını göremeyen avukatların gözetiminde zanlı polislere, dinlenen kişileri, 'Neden ve kimin talimatıyla dinledikleri', dinlemeleri neden sahte isimlerle yaptıkları ve görüşme kayıtlarını ne yaptıkları yönünde sorular sorulduğu öğrenildi. 

İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde 2009 ile 2013 yılları arasında alınan yaklaşık 170 bin dinleme kararlarından bir bölümü üzerinde geçen ocak ayından itibaren araştırma yapan HSYK müfettişleri, usulsüzlükler tespit etti. Müfettişlerin, aralarında işadamlarından, ordu komutanlığı yapmış orgeneral rütbeli askerlere, kamu görevlilerinden gazetecilere kadar 92 kişinin usulsüz yöntemlerde, farklı meslek kolları ve isimlerle dinlendiğini tespitinin ardından da operasyona geçildi.

Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Okan Bato'nun talimatıyla dün sabah saatlerinde 13 ilde operasyona başlandı. Haklarında gözaltı kararı bulunan 26 kişiden 17'si gözaltına alınıp soruşturmanın yürütüldüğü İzmir Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Bu arada soruşturmanın bir numaralı zanlısı durumundaki birinci sınıf Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan, Müdür Yardımcısı Ramazan Karakayalı, Şube Müdürü Taner Aydın'nın da aralarında bulunduğu 9 kişi adreslerinde bulunamadı ve yakalama çalışmalarının devam ettiği açıklandı. Bu kişilerin, geçen Ağustos ayındaki operasyonda olduğu gibi, kendilerinin de gelip teslim olabileceği ileri sürüldü. Ancak bu konuda polis ya da avukatlarından ise, bu yönde bir açıklama yapılmadı.

GÖZALTI SÜRESİ UZATILDI

Gözaltına alınan polislerin İzmir'e getirilmelerinin ardından da gece saatlerinde, ifade verme işlemlerine geçildi. Sabaha kadar süren ifade alınmasına, 17 polisin sağlık kontrolüne götürülmeleri gerektiği için ara verildi. Adli sağlık kontrolünden geçirilen bu polislere, bir gün olarak alınan ilk gözaltı süresi de, işlemleri yetişmediği için Cumhuriyet Savcısı Okan Bato tarafından uzatıldı. Normal gözaltı prosüdürlerinin tamamlanmasının ardından zanlı polislerin, ifadelerinin alınmasına devam edildiği öğrenildi. Şu anda gözaltında bulunan 17 kişinin, ifadelerinin tamamlanması durumunda ise, bugün akyşam saatlerinde adliye sevkedilebilecekleri de öğrenildi. 

NEDEN DİNLEDİKLERİ SORULDU

Bu arada gizlilik kararı bulunduğu için soruşturma evraklarını alamayan avukatların gözetiminde zanlı polislere neler sorulduğu da ortaya çıktı. İfade vermeyi kabul eden polislere, dinlenen kişileri, 'Neden ve kimin talimatıyla dinledikleri', dinlemeleri neden sahte isimlerle yaptıkları ve görüşme kayıtlarını ne yaptıkları yönünde sorular sorulduğu öğrenildi.

EŞİYLE GELİP TESLİM OLDU

İzmir'de, İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görev yaptıkları dönemde, kamu görevlilerinden, işadamlarına, gazetecilerden, askerlere kadar birçok kişiyi, sahte isimlerle dinledikleri gerekçesiyle haklarında yakalama kararı çıkartılan 26 polisten birisi olan Başkomiser Talha Ülkümen, teslim oldu. Talha Ülkümen, Basmane Meydanı'nda toplanan vatandaşların Türk bayraklı sevgi gösterileriyle karşılandı. 

Burada açıklama yapan Ülkümen, şunları söyledi:

"Ismarlama operasyonla gözaltına alınmıştım. Geçen Ağustos ayında. Ben 8 sene istihbarat şubede çalıştım. Birinci operasyon kapsamında 40 gün cezaevinde kaldım. Şimdi tutuksuz yargılanıyordum. Bunun kanundaki yeri, ek bir iddianame hazırlanmasıydı. Biz orada soruları cevaplardık. Bu ülkenin dağ gibi bir PKK sorunu olduğunu söylemiştik. Ülkesini sevenlerin önünü kesmek için böyle bir dosyalara gerek yok. 5 ay önce yapılan operasyondan hiçbir değişiklik yok. Değişen dağ gibi olan PKK, everest gibi oldu. ŞU anda terörün yoğun olmadığı yerlerde bile kendi öz polisimiz, kendi devletimizde parya görevi görüyor. Zırhlı araçlarla gezmek zorunda kalıyor. Teröristler, ellerini kollarını sallayarak, ülkenin dört bir yanında dolaşıyor. Ne hapis, ne gözaltı, ne zindan bizi korkutamaz, yıldıramaz. Bizi devletinin düştüğü bu aciz durumdan daha öte üzmüyor. Yolun bu tarafında olmaktan çok memnunum. Ağzım dolu dolu Silivri'de yatan yiğitlere selam söylüyorum. Bütün çiçekleri kaparsanız da, baharın gelmesini engelleyemezsiniz." 

Talha Ülkümen daha sonra, babası Faruk Ülkümen ve Annesi Atiye Ülkümen'in elini öperek vedalaştı. Ardından, eşi Melike Ülkümen'le el ele emniyet müdürlüğüne kadar yürüyüp teslim oldu. Bu sırada hem emniyet binası yakınında toplanan vatandaşlar hem de Talha Ümkümen'in, ailesi yaşananlara tepki gösterdi. 

GÖZALTI SAYISI 18'E ÇIKTI

Talha Ülkümen'in teslim olmasıyla, operasyonda gözaltına alınan polis sayısı 18'e çıktı. Aralarında hasan Ali Okan'ın da bulunduğu 8 polisin yakalanması için çalışmaların sürdüğü açıklandı.




BİR KİŞİ DAHA TESLİM OLDU

İzmir'de, İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görev yaptıkları dönemde, kamu görevlilerinden, işadamlarına, gazetecilerden, askerlere kadar birçok kişiyi, sahte isimlerle dinledikleri gerekçesiyle haklarında yakalama kararı çıkartılan 26 polisten biri olan Şube Müdürü Taner Aydın da teslim oldu. Terörle Mücadele Müdürlüğü yakınında toplanan vatandaşların Türk bayraklı sevgi gösterileriyle karşılanan Aydın, şunları söyledi: 

"Bize destek olanlara teşekkür ediyorum. Bu milletimizi var olduğu sürece devletimi yıkmaya kimsenin gücü yetmeyecek. Gözaltına alınmalar, tutuklanmalarla geçen bir yıl oldu. Bizler serbest kaldıktan 5 gün sonra ne hikmetse, aynı savcı bir dosya daha açıyor. Aynı hakimin de nöbetine bekleyerek bir düzen kurmuşlar. Bir savcıya kumpas kurmayı yakıştıramadığım için düzen kurmuşlar diyeyim. Biz görevde iken PKK'lılar, Kuzey Irak'taki kamplarında bile rahat uyku uyuyamıyorlardı. 'Acaba sonumuz ne zaman geldi' diye dertlenip duruyorlardı. Uludere olayıyla başlayan bir süreç var. Ülkemiz hukuk devleti olmaktan çıktı. Parti devleti oluyoruz. Polisimiz devletinin polisi olmaktan çıktı. Ben devletin polisiyim, parti polisi değilim. Kimsenin polisi değilim. Ülkede bombalar patlıyor. Uyuyan hücreler var. Bunların nerde olduğunu kimse bilmiyor. Patlamalar gizlenmeye çalışılıyor. Abdullah Öcalan'a verilen sözler yüzünden gözaltına alınıyorsam, devlet adına utanç duyarım ama kendi adıma gurur duyarım. Gündemi ne yaparlarsa yapsınlar, bizi kaç kere gözaltına alırlarsa alsınlar, tutuklarlarsa tutuklasınlar, hırsızlık gündemini değiştiremezler. Bize kimse hırsız diyemedi, çaldınız diyemedi. Telefon dinlediniz şöyle yaptınız böyle yaptınız diyorlar. Görevle ilgili sorular soruyorlar. Ama hırsızlar, hala hırsızlık yapmaya devam ediyorlar. Bu da değişmeyecek hırsızı olarak kalacaklar."

Savcılara da 'devletin savcısı olun, partiye angaje olmayın' diye seslenen Taner Aydın, "Savcılara, hakimlere bir partiye angaje olmayı bırakmalarını tavsiye ediyorum. Devletin savcısı, hakimi, polisi olsunlar. Bu devlet hepimize yeter. Cemaat diyorlar, paralel diyorlar, bunlar ciddi olarak rahatsız olduğum bir konu. Ben devletin polisiyim. Benim mensup olduğum bir cemaat var. İslam cemaati mensubuyum. Kendi zamanında PKK gibi isyanları bastıran, sahte halifelere haddini bildiren Hz. Ebubekir'in cemaatindeyim. Kendi çocuklarına haram yedirmeyen Hz. Ömer'in cemaatindeyim.Tüm malını mülkünü devletine vermiş Hz. Osman'ın cemaatideyim. İki oğlunu şehit vermiş, kendisi şehit olmuş Hz. Ali'nin cemaatindeyim. 'Hırsızlık yapan kendi kızım Fatıma da olsa elini keserim' diyen Hz. Muhammedin cemaatindenim. Bin kere tutuklasalar, bin bir kere polis olsam, yine bu hırsızlarla mücadele ederim. Çalmış olduğu paralarla, bu haramzadelere bin bir gece masallarını yaşatmayacağız. Yine tutuklanacağım, bunu baştan biliyorum. Çünkü hakim, başsavcıyla toplantı yaptı ve listeler eline verildi" dedi. 

GÖZALTI SAYISI 19'A ÇIKTI

Taner Aydın'ın, teslim olmasıyla, operasyonda gözaltına alınan polis sayısı 19'a çıktı. Aralarında Hasan Ali Okan'ın da bulunduğu 7 polisin yakalanması için çalışmaların sürdüğü açıklandı. 

KORNA ÇALANA 88 LİRA CEZA

Bu arada Çankaya'daki Terörle Mücadele Müdürlüğü önünde destek için bekleyen kalabalığa, Gazi Bulvarı'ndan geçen araçlardaki sürücüler de korna çalarak destek verdi. Buradaki trafik polislerinin korna çalan araçların plakalarını aldığı gözlendi. Polislerin gereksiz klakson çalarak çevreyi rahatsız ettikleri için bu sürücülerin plakalarına 88'er lira trafik cezası yazıp, adreslerine göndereceği öğrenildi.


 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.