Mahkemeden Karaburun halkını sevindiren karar: Yargı bu sefer RES'lere dur dedi
Karaburun’un tüm yarımadaya yayılması planlanan RES'lere (Rüzgar Enerji Santralleri) yaşam alanlarını savunan ve hukuk mücadelesi başlatan bölge halkına yargıdan bir sevindirici haber daha geldi. Vatandaşların EPDK aleyhine açtığı davada nihai kararını veren mahkeme, Karaburun RES projesi kapsamında kurulan tesisin üretim işlemlerini durdurdu. Yargı bu sefer RES'lere dur dedi
- Ege Postası
- 06.05.2015 - 16:51
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Karaburun Kent Konseyi temsilcileri yaşanan yargı sürecinin ardından zaferle ayrıldıklarını açılayarak şunları dile getirdi:
RES’ler, Yaylaköy, Tepeboz, Bozköy, Salman, Mordoğan, Sarpıncık, Hasseki, Eğlenhoca, Kösedere, Ambarseki, Saip, Küçükbahçe…tüm köylere, tüm Yarımada’ya hızla yayılıyor. Doğal ve kültürel değerleriyle korunması gereken Karaburun Yarımadası’nda izni verilen/verilmekte olan RES izinleri, “yenilenebilir/temiz enerji” maskesiyle örtülemeyecek kadar vahim ve yok edici boyutlara ulaşmıştır.
İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün, Karaburun Yarımadası’nın %61’i 166 türbin kurulumu için “ÇED Gerekli Değildir” kararıyla Lodos A.Ş.’ne ait Karaburun RES Projesi için tahsis edildi ve bu karardan 8 yıl sonra 18.8.2011’de EPDK, 50 türbin için Üretim Lisansı verdi, 27.03.2014’te de 47 adet türbinlik kapasite artış talebine izin vererek üretim lisansını tadil etti.
Karaburun Yarımadası’nın doğal, kültürel ve ekonomik yaşamı üzerinde geri dönüşü mümkün olmayan ağır tahribata yol açan ve açacak olan bu hukuksuz uygulamanın durdurulması için, Üretim Lisansı’nın iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle türbinlerle çevrelenen Yaylaköy sakinleri, Karaburun Yarımadası Çevre Kültür ve Turizm Birliği ile Karaburun Kent Konseyi temsilcileri EPDK aleyhine dava açtı.
Karaburun ilk hukusal kazanımını; Ankara Bölge İdare Mahkemesinin, “hukuka aykırı olduğu ve uygulanması halinde davacının telafisi güç zararına yol açacağı açık bulunan dava konusu işlemin, dava sonuna kadar ve teminat aranmaksızın YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI” 22/01/2015 tarihinde oybirliğiyleverdiği kararla elde etti.
Davalı idare, 13/04/2015 tarihinde Ankara Bölge İdare Mahkemesine başvurarak, Yürütmenin Durdurulması Kararı nedeniyle Karaburun RES Projesinin faaliyette bulunan 50 adet türbinin faaliyetinin durması sonucunun doğacağını belirtmiş ve “kararın faaliyette bulunan türbinleri kapsayıp kapsamayacağının açıklanması istemi”nde bulunmuştur.
T.C. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 16/04/2015 tarihli kararıyla, dava konusu işlemin türbin sayısı yönünden kısmen incelenmesi ya da dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulması hakkında kısmen karar verilmesinin olanaklı olmadığını belirterek davalı tarafın bu istemini oybirliğiyle reddetti.
Böylece, anılan kararlarla, yargı süreci tamamlanana kadar, Karaburun RES Projesi kapsamında, kurulu türbinler dahil, hiçbir üretim ve inşaat faaliyetinde bulunulamayacağı hükme bağlanmıştır. Bir başka deyişle, davacı tarafların verdiği hukuksal mücadelenin bugünkü aşamasında, kurulu 50 türbinin faaliyeti de durdurulmuş bulunmaktadır.
Karaburun Kent Konseyi’nin çağrısıyla 28 Ocak 2015 günü toplanan Karaburun Kent Meclisi: RES’lerle ilgili hukuksal mücadelenin, Yurttaş Davası olarak genişletilerek ve güçlendirilerek sürdürülmesi görüşünü benimsedi. Bu çerçevedeki ilk Yurttaş Davası “Sarpıncık Rüzgar Enerji Santrali Projesi” için verilen 19/01/2015 tarihli “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı”nın Yürütmesinin Durdurulması ve İşlemin İptali talebiyle 26/02/2015 tarihinde açıldı. Karaburunlular Yurttaş davasının ikincisini Mordoğan RES Projesi, İmar Planlarının İptali İstemiyle açtı. (11/04/2015)
KARABURUN YAŞAYANLARI OLARAK, YARIMADAMIZIN, DOĞASINI, TÜM CANLILARIN YAŞAMINI, İNSAN SAĞLIĞINI, BUGÜNÜNÜ VE GELECEĞİNİ, “KORUYARAK KALKINMA İLKESİNİ” HİÇE SAYARAK BİR ENERJİ ÜRETİM ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLMESİNE KARŞI BUGÜNÜMÜZ VE GELECEK KUŞAKLAR ADINA DAVACI OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ.
Raporlar yazarak, eylemler yaparak, davalar açarak, imzalar toplayarak, uluslararası kurumları, basını ve çevre kuruluşlarını bilgilendirerek neredeyse üç yıldır sürdürmekte olduğumuz mücadelenin henüz başındayız. Kararlılığımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.
Yaşam hakkı için sürdürülen hukuk mücadelemizi gönüllü olarak üstlenen Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları (ÇEHAV)’na ve ÇEHAV üyesi Av. Cem Altıparmak’a içtenlikle teşekkür ediyoruz
Yorum Yazın