Dolar 32,3695
%0.16
Euro 34,9596
%-0.3
Altın 2.325,370
%0.21
Bist-100 9,13
%0.5

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Cumhurbaşkanı'na suikast davasında gerginlik

Cumhurbaşkanı'na suikast davasında gerginlik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 4 günlük aradan sonra yeniden başlandı.

  • Ege Postası
  • 28.02.2017 - 14:26

İfade veren sanıklardan Yüzbaşı İsmail Yiğit, tanık ifadelerinden, kendilerinden önce suikast girişiminde bulunan kişiler olduğunun anlaşıldığını ileri sürerek, operasyonun da emir komuta zinciri içerisinde yapıldığını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarının soruları sırasında, 'eski asker' ve 'cuntacı' ifadelerini kullanmaları salonda gerginliğe neden oldu, tutuklu sanıklar oturdukları yerden tepki gösterdi.

"BİZDEN ÖNCE SUİKAST GİRİŞİMİNDE BULUNANLAR OLMUŞ"

Bugünkü duruşma öncesinde zırhlı araç eşliğinde getirilen cezaevi ring aracından indirilen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinde görevli askerlerin aralarında bulunduğu sanıkların görüntülerinin alınmasına izin verildi. Tutuklu askerler, jandarmaların arasında sıkı güvenlik önlemleriyle içeriye alındı. Duruşma salonunun çevresinde de özel harekat timleri ile polisler, önlem aldı. Çatılarda kesin nişancılar görev yaptı. 

Yoklamayla başlayan duruşmada ilk olarak Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli Yüzbaşı İsmail Yiğit ifade verdi. İddianamede mağdur olarak bulunan kişilerin ifadelerinden bazı bölümleri okuyan Yüzbaşı İsmail Yiğit, "Bu ifadelerde verilen saatlerden, bizden önce bu bölgeye suikasta gidenlerin olduğunu anlıyoruz. Çünkü biz saat 03.30'da Marmaris'e ulaştık" dedi. 

Olaya dair çok sayıda görüntü bulunduğunu ama cumhurbaşkanının kaldığı yere dair hiç görüntü olmadığını da öne süren Yüzbaşı Yiğit, bunların bulunup incelenmesini istedi. Suikast için Marmaris'e gittikleri suçlamasını da kabul etmeyen Yüzbaşı İsmail Yiğit, "Suikast böyle yapılmaz. En önemli unsuru gizliliktir. İddianamede bizim sosyal medyayı kullandığımız söylendi. Biz Marmaris'e gitmeden Cumhurbaşkanı İstanbul'da açıklama yaptı. Oysa konu buysa zaten oraya gitmenin anlamı yok. Birileri bizi gerçekten oraya göndermek istemiş. Ya da polislere bırakıp infial yaratmak istemiş. Eğer ben oraya birilerini öldüreyim infial çıksın diye gönderildiysem, bunu yapanlar çıksın, bunu istiyorum" dedi. 

"BİRİLERİNİN İLAH İLAN EDİLMESİNİ LANETLİYORUM"

Darbeyi önlemek için 10 saat sonra harekete geçildiğini öne süren ve bu süre içerisinde ne yapıldığı soran Yüzbaşı Yiğit, şunları söyledi:

"Bu biliniyorsa ve engellenmiyorsa asıl suç budur. Benim suikast için gittiğim ve FETÖ'nün en iyi en sadık adamı olduğum söyleniyor. Birileri ilah olarak lanse ediliyor. Bunu yapanlara lanet olsun. Dini yapım yoktur. Suç olarak ByLock, Bank Asya'da hesap, okullarında okuma, birbirini kayırma gösteriliyor ama bunların hiçbirisi bende yok. Madem bu kadar etkin bir FETÖ üyesiydim, neden 10 yılımı terör bölgesinde geçirdi? Kendimi tayin ettirmedim. Hayatım boyunca kredi ödedim. Neden kendime yardım ettirmedim'"

KUZU'NUN SÖZLERİNİ KABUL ETMEDİ

İddianamede ve 'paşa' lakaplı Astsubay Zekeriya Kuzu'nun polisteki ifadesinde, kaçtıkları sırada kendisinin "Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı'" sözlerini söylediği iddiasını da kabul etmeyen Yüzbaşı İsmail Yiğit, "Ben bunu reddediyorum, zaten anlamsız bir cümle. Benim yanımda olan kişilerin ifadesinde yok ama çatışmadan dolayı kulaklarında işitme kaybı olduğunu söyleyen Zekeriya Kuzu'nun ifadesinde bunlar var. Ben kendisine işitme testi yapılmasını istiyorum" dedi.

BABASI SURATINA BAKMAMIŞ

Babasının da emekli polis olduğunu, kendisinin suratına bakmadığını, tutuklandıktan sonra sadece iki kez yanına geldiğini anlatan Yüzbaşı Yiğit, "Ben böyle bir aşağılamayı kabul edemem. Bu zaten bana ayrı bir hakaret. Kimseyi öldürmek için yaralamak için, hele polis teşkilatından birisini öldürmek için gitmedim. Şimdi terörist olarak karşılarına gidip çatışmakla suçlanıyorum. En büyük aşağılama bu" diye konuştu. 

Görevi de kendisine Binbaşı Şükrü Seymen'in emriyle Üsteğmen Murat Köse'nin söylediğini, İstanbul'da buluştuktan sonra da helikopterle Çiğli'ye geldiklerini anlatan Yüzbaşı İsmail Yiğit ifadesini şöyle sürdürdü:

"Burada Gökhan Şahin Sönmezateş, cep telefonundan bize bildiri okudu. TSK'nın yönetime el koyduğunu söyledi. Cumhurbaşkanının bulunduğu yerden alınacağını söyledi. Marmaris'e indikten sonra ilk tabanca sesi geldi. Sonra karşı ateş açıldı. Art niyetli olsak neden karşı ateşi durduralım. Çatışma kısa sürdü. Polisler bize ateş etmese onları göremeyecektik. Lanet olsun bunlar yaşanmayacaktı. İnfial için oraya gitsek, polisleri neden içeriden çıkartalım. Benim kullandığım taarruz tipi el bombası, ses ve sis yayar, psikolojik etki yapar. Ben bombayı içeriye atsaydım hepsi şehit olurdu."

CUMHURBAŞKANI AVUKATLARI İLE TARTIŞMA YAŞANDI

Yüzbaşı İsmail Yiğit, ifadesini bitirmesinden sonra ilk olarak mağdurların avukatlarının sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarından Ahmet Özer'in, "Suikast için gitmediniz, peki ne için gittiniz'" sorusuna Yiğit, şu karşılığı verdi:

"Cumhurbaşkanını oradan almak için gittik. Kimse suikast için gitmedi. Sıkıyönetim ilan edildi. Emir komuta içerisinde Cumhurbaşkanının alınması talimatı verildi. Bu ülkenin komuta kademesi, 1980 darbelerinde benimle aynı rütbedeydi. Bugün onlar o darbelerden sorumlu tutulmuyorlar. Ben darbeye bilerek katılmadım. TRT'den yayın yapıldı." 

Cumhurbaşkanının avukatları, İsmail Yiğit'e 'kendisine emri kimim verdiğini ve neden özellikle seçildiği' sorularını da yöneltti. Bu anlarda avukatlar ile sanık avukatları ve sanıklar arasında sözlü atışma ve gerginlik yaşandı. Diğer tutuklu sanıklar da oturdukları yerlerden Cumhurbaşkanının avukatlarına tepki gösterdi. 

Avukatlar bu kez de 'darbeye katılmanın suç olduğunu bilip bilmediğini ve neden kaçtığını' da sordu. Yüzbaşı Yiğit, "Ortada bir suç varsa, yüzbaşı olarak sorumlusu ben miyi? Ben emir komuta içerisinde görev yaptım. Sorumluluğum anayasal olarak da yok. Ben oraya gittiğimde polisle çatışacağımı bilmiyordum. Ben askerin darbe yapmasına karşıyım. Asker kendi işini, siyasetçi kendi işini yapacak. Kim yarışa girecekse girecek. Ben buna alet olmak istemem. Emri yerine getirdim" dedi. 

Yüzbaşı İsmail Yiğit, çatışmaya girmemek ve kimseyi öldürmemek için kaçtığını da söyledi. 

Sorular sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarının, 'eski asker' ve 'cuntacı' ifadelerini kullanmaları, salonda bir kez daha gerginliğe neden oldu, tutuklu sanıklar ile avukatlar bu ifadelere tepki gösterdi.

DARBEYİ TELEVİZYONDAN İZLEYİNCE AĞLAMIŞ

Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasında ikinci sırada ifade veren MAK timinde görevli Astsubay Selman Çankaya, 15 Temmuz akşam saatlerinde Binbaşı Taner Berber'in kendilerini göreve çağırdığını ve üst düzey terör örgütü liderini alacaklarını söylediğini anlattı. 

Telefonların toplanmasından sonra Binbaşı Taner Berber'in kendileriyle toplantı yaptığını da ifade eden Astsubay Selman Çankaya, önce Okluk Koyu'na göre planlama yaptıklarını anlattı. Astsubay Çankaya, şunları söyledi:

"Üst düzey terör örgütü liderini almayı gidiyoruz. Özel kuvvetler de katılacak. Benden timi toplamamı istedi. Ancak şifreli çağırmamı istedi. Ben de bunun üzerine timi spor yapma şifresiyle topladım. Toplantıda Tamer Berber bizlere, 'çatışma çıkabilir hatta şehit verebiliriz' dedi. Göreve gelmek istemeyen olup olmadığını sordu. Bize ilk gösterilen fotoğraf, Okluk Koyu'nun havadan görüntüsüydü. Buna göre planlama yaptık. Daha sonra gelen istihbarat doğrultusunda Marmaris'te oteller bölgesine gidileceği sivil ile turistlerin bulunduğu söylendi. Bu sırada helikoptere taktığımız silahın ağır bir silah olduğunu, ateş etmemiz durumunda sivillerin zarar görebileceğini söyledim. Gökhan Şahin Sönmezateş, kendilerine ateş açılmadığı sürece karşılık verilmeyeceğini söyledi." 

ÇİĞLİ'YE DÖNDÜKTEN SONRA UYUMUŞ 

Marmaris'e timleri bıraktıktan sonra havada tur attıklarını, operasyonun bittiği teröristin bulunamadığının söylenmesi üzerine de yere indiklerini söyleyen Astsubay Selman Çankaya, "Burada 10 dakika bekledik. Bu arada etrafta bir kalabalık toplandı. Ben operasyonu izlemeye gelenler olarak algıladım. Yaklaşmaya çalışanlar vardı. Gökhan Şahin Sönmezateş ilk önce eliyle uyardı, ardından aşağı inip havaya ateş etti. Bu arada pilotlar, yakıtının kritik seviyeye indiğini söylediler. Imsık Havalimanı'na gittik" dedi. 

Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in burada yetkililerle görüştüğünü anlatan Astsubay Selman Çankaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Helikoptere geldi, bizi oyaladıklarını, yakıt verecek personel olmadığını söyledi. Bize yakıt koymasını bilip bilmediğimizi sordu. İçimizden kimse bilmiyordu. Bu sırada Gökhan Şahin Sönmezateş, Marmaris'te yerde polislerle çatışma olduğunu dikkatli olmamızı söyledi. Burada şüphelendim ama bir şey soramadım. 15 dakika sonra bir başka helikopter geldi. Malzemelerle diğer helikoptere geçtik. Silahların büyük çoğunluğunu almadım. Kasalarda 500 ile 800 arasında mermi vardı. Çiğli'ye geldik. Yaralıyı ambulansa teslim ettik. Gökhan General yanımızdan ayrıldı, bir daha kendisinden haber alamadık."

Çiğli'de yaşadıklarını da anlatan Astsubay Selman Çankaya, "Malzemeleri dershaneye bıraktık, buradaki kursiyerler tarafından darbeyi TSK'nın emir komuta içersinde değil, bir grup tarafından yapıldığını öğrendik. Yemekhaneye gidip uyuduk" dedi. Deponun açılmasıyla birlikte kıyafetlerini değiştirip otomobiliyle evine gittiğini belirten Astsubay Çankaya, "Evde televizyondan olayları öğrendim. Gözyaşlarına boğuldum. Aileme teslim olmam gerektiğini söyledim. Daha sonra babamla oturup mağdur olduğumu anlattım. İzmir'de Çiğli İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gidip teslim oldum. Alakam olmayan örgütün itirafçısı yapıldım. Şehit olmak için göreve giden ben, hain olarak ilan edildim. Bildiğim her şeyi güvenlik güçleriyle paylaştım. Ben sadece 2007 ile 2008 yılları arasında çocukluğumda dershanelerine gittim" dedi. 

Selman Çankaya'nın ifadesine sorularla devam edilmek üzere duruşmaya ara verildi. 

ŞEHİT EDİLEN POLİS İÇİN, ŞOK EDEN ÇIKIŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, öğleden sonra devam edildi.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, MAK timinde görevlisi Teğmen Muhammet Murat İpek, ifade verdi. Terör örgütü liderine operasyon için birliğe çağırıldığını, TSK'nın emir komuta içerisinde darbe yaptığının söylendiğini anlatan Teğmen Muhammet Murat İpek, "Amirlerimin yönlendirmesiyle görevi kabul ettim. O süreçte sağlıklı bir karar veremedim. Emirleri yerine getirmemek büyük suçtu. Ölüm cezası alma korkusuyla kabul ettim. Bizler komutanlarımıza mutlak itaat ile yetiştirildik. Bunu yapmadığımız zaman ağır fiziki ve psikolojik cezalar aldık. Amirlerin emirleri sorgulanmazdı. Verilen emrin hukuka uygunluğunu araştırmadan kabul ettim. Daha önce darbe yaşamadığım içini konuyu bilmiyordum. Polisle karşı karşıya kalacağım alkımını ucundan bile geçmiyordu" dedi.

'POLİS BİZİ İKNAYA ÇALIŞMADI'

Polislerin kendilerine iknaya çalışmadığını, öldürmek için ateş ettiğini de ileri süren Teğmen İpek, "Ateş etmek yerine zırhlı araçlarından teslim olmamız için anons yapıp ikna etselerdi ben orada teslim olurdum. Polisleri öldürmek içini ateş etmedim. Havaya ateş edip otele kaçtım. Yaşananlar polisin de dost ateşiyle vurulduğu izlenimi doğurdu. Olayın anlatılandan farklı olduğunu da, polisleri teslim aldığımız sırada anladım. Suçlamaları reddediyorum. Olaylara amirlerim tarafından dahil edildim" dedi. Cumhurbaşkanı'nın nasıl alınacağına ilişkin bir planın kendilerine anlatılmadığını ileri süren İpek, bindiği helikopterin VIP özellikte olmasından dolayı Cumhurbaşkanı'na zarar verecek bir durum yaşanmayacağını düşündüğünü söyledi. Sanık ve tanık ifadelerinde kendisinin aleyhine suçlama bulunmadığını öne süren Teğmen İpek, Türkiye'nin yaşadığı acılara çok üzüldüğünü, pişman olduğunu ve vicdan azabı yaşadığını anlattı, olayın aydınlatılmasını istedi.

POLİS BİZDEN ÖNCE HAYATINI KAYBETTİ İDDİASINA SAVCILIK YANIT VERDİ

Teğmen Muhammet Murat İpek'ten sonra yine MAK timinde görevli Astsubay Abdülhamit Gülerdem savunmasını yaptı. Kendisinden önceki sanıklar gibi terör örgütü liderine yönelik operasyon yapılacağını bildiğini ifade eden Astsubay Gülerdem, darbe ve sıkıyönetim açıklamalarının yapıldığı brifinglerde bulunmadığını ileri sürdü. İddianamede yer alan 40 bin merminin ellerindeki silahların namlu özelliğinden dolayı kullanılamayacağını bunu da bir fıkrayla anlatmaya çalışan Astsubay Abdülhamit Gülerdem, "Üç polise kelepçe taktım. Malzemelerine el koydum. Kelepçe taktıklarımın polis olduğunu öğrenip, Cumhurbaşkanı'nın yerinin sorulduğunu duyunca olayın aslını anladım. Ancak o saatten sonra yapacak bir şeyim kalmadı" dedi.

Suikast girişimi sırasında yaşanan çatışmada şehit olan polis memuru Nedip Cengiz Eker'in ölümüyle ilgili de açıklama yapan astsubay Abdülhamit Gülerdem, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İddianamedeki ek klasörle bulunan delil belgelerine göre polis memurunun hastanede saat 00.43'te hayatını kaybettiği yazılı. Oysa biz o saatte Çiğli'de bulunuyorduk. Delici bir aletle yaralandıktan sonra hayatını kaybettiği raporda yer alan ve faili meçhul cinayete kurban giden polis memurunun, vücuduna bizim çatışma bölgesinden alınan merminin konulmuş olabileceğini düşünüyorum ya da polis memurunun çıplak vücuduna sonradan ateş edildi. Çünkü giysilerinde barut izi bulunmuyor. Hakkımızdaki bilgiler kurgulanmış. Bunlar daha önce tezgahlanan olaylardı. Bir kurgu içerisinde, şahsıma ve diğer sanıklara suçlamalar yöneltilmiştir."

Polislerin cüzdanlarının ortak kullandıkları askeri çantaya konulduğunu, ancak onların orada bulunduğundan haberdar olmadığını ileri süren Astsubay Abdülhamit Gülerdem'in ifadesinden sonra duruşma savcısı söz aldı. Polis memurunun şehit edilme saatiyle ilgili açıklama yapan savcı, saat 03.43'de ölüm raporunun düzenlendiğini, anlattı. 

Bunun üzerine söz alan sanıklardan Yüzbaşı İsmail Yiğit ise "Biz saat 03.20'de Marmaris'e indik. İlk çatışma 03.45'te yaşanmış olabilir. Dolayısıyla bu şekilde rapor edilmiş olması bize isnat edilen suçla örtüşmemektedir" dedi.

"TESLİM OLMASI AKLA VE MANTIĞA AYKIRIYDI" 

 Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada MAK timinde görevlisi Astsubay İlyas Yaşar'ın ifadesiyle devam edildi. MAK timinde görevli diğer sanık askerler gibi görevi Binbaşı Taner Berber'den aldığını hazırlıktan sonra da Marmaris'e gittikleri anlatan Astsubay Yaşar, Marmaris'te ormanlık alanda polisle girdikleri çatışmayla ilgili olarak "Ateş altındaydık. Teslim olmak akla ve mantığa aykırıydı" dedi.

Suç işlemek kaydıyla hareket etmediğini anlatan Astsubay İlyas Yaşar, FETÖ ile ilişkisinin bulunmadığını, Atatürkçü bir Türk askeri olduğunu ifade etti. 

"UÇAĞIN RADAR İZİ NATO'DAN İSTENSİN"

İddianamedeki delillerde tutarsızlık bulunduğunu öne süren Astsubay İlyas Yaşar, şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanı'nın uçağı yurtdışından Kayseri'ye, Kayseri'den de Marmaris'e indi. Bunu CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da dile getirmişti. Kemal Kılıçdaroğlu'dan davaya bu belgeleri sunmasını istiyorum. Uçağın radar iz kayıtlarının da NATO'dan istenmesini talep ediyorum. Bu arada Cumhurbaşkanı Yaveri Ali Yazıcı'nın da, daha önce bir hafta süreyle herhangi bir nedenle ayrılmış mıyd? Cumhurbaşkanı'nın aracında bile ön koltukta oturan Ali Yazıcı'nın, sürekli nerede olduğunu öğrenmeye çalışması ona söylenmemesi, normal m? Ali Yazıcı o hafta yaşananlardan yola çıkıp herhangi bir şeylerden şüphelenmiş midi? Sorularını cevaplamasını istiyorum. Ayrıca delillerin karartılıp mahkeme yanıltılmak isteniyor." 

AVUKATLARDAN ÖRGÜT BİLDİRİSİ TEPKİSİ 

İfadenin tamamlanmasından sonra soru sormaya başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarından Hüseyin Aydın, "Burada örgüt bildirisi ile saldırılarını dinledik. O nedenle soru sormayacağız" dedi. Bu sözler üzerine sanıkların avukatları ile sanıklar, tepki gösterdi. (DHA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.