Kocaoğlu'ndan AK Partililere: Rol çalıyorlar!

EGE POSTASI - İzmir'de yayın yapan üç radyo kanalı Can Radyo, Romantik Türk ve Yıldız FM'in ortak yayınına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kent ve ülke gündemine ilişkin önem açıklamalar yaptı. Canlı yayında Gökhan Kafalı, Abdullah Polat ve Melih Bingöl'ün sorularını yanıtlayan Başkan Aziz Kocaoğlu, raylı sistem yatırımları açısından 2017 yılına da hızlı bir giriş yapacaklarını söyledi. Karşıyaka tramvayında test sürüşlerinin başladığını açıklayan Başkan Aziz Kocaoğlu, Bostanlı Köprüsü'ndeki inşaat çalışmalarının tamamlanmasıyla Alaybey'e kadar kesintisiz bir şekilde test seferlerinin gerçekleştirileceğini ve Karşıyaka Tramvayı'nın 2017 yılının başlarında hizmet vermeye başlayacağını dile getirdi.

Karşıyaka Tramvayı

"Karşıyaka'nın belirli bir bölümünde Mavişehir ile Bostanlı arasında çalışıyor. Bostanlı Köprüsü tamamlandıktan sonra Karşıyaka Sahil ve Alaybey Tershanesi'ne devam edecek. Konak ekim kasım gibi devreye girecek. Karşıyaka yılın ilk aylarında hizmet vermeye başlayacak. Toplu taşımada metro, tramvay ve banliyo trenlerini devreye almadan trafiği rahatlatmak mümkün değil."

Metroyu biz yapıyoruz
Kentte 11 km. olarak devraldıkları raylı sistemi 130 km'ye çıkardıklarını ifade eden Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, Narlıdere metrosu için yılbaşından sonra yapım ihalesine çıkmayı planladıklarını söyledi. Son günlerde basına yansıyan bazı açıklamalarla “metro inşaatını sanki hükümet yapacakmış gibi” bir algı yaratılmaya çalışıldığına dikkat çeken Başkan Aziz Kocaoğlu şunları kaydetti:
“Metroyu Hükümet yapıyormuş gibi bir algı var; keşke yapsalar! Narlıdere metrosu için yurt dışı kredi görüşmelerini gerçekleştirmiştik; yılbaşından sonra da yapım ihalesine çıkacağız. Kredimiz hazır, projemiz hazır. Merkezi hükümetten yasa gereği imza almak gerek. Biz bunun için 30 Eylül'de müracaat ettik. Sadece imza istiyoruz. Altyapı Genel Müdürlüğü’ne gidiyor, bekliyor. Kalkınma Bakanlığı’na gidiyor, bekliyor. Hazine Müsteşarlığı'ndan izin alınıyor, kredi alınıyor derken, süreç uzuyor. Burada olan n? Herkesin gözü kapalı 'yapılsın' diyeceği bir proje. Büyükşehir Belediyesi projeyi yapmış, kendi kredi gücüyle parasını bulmuş. Hazine’den kefalet de istemiyor. Narlıdere metrosuna başlayacak. Buraya kadar geldiğimiz nokta, 1 yıllık serüven. Başka yerde 15 günde çıkar, sizde 1 senede çıkar. Eskiden bunu da alamıyorduk. Açık… Sallanıyordu, yuvarlanıyordu, geliyordu, gidiyordu. Başbakan'ın müdahalesiyle durum bu kadar kısaldı. Sayın Binali Yıldırım'ın Başbakan olmasıyla birlikte, İzmir’de bir şeyler değişti. Kalkınma Bakanlığı’na da, Altyapı Genel Müdürlüğü’ne de teşekkür ediyorum. Ama altını da çiziyorum: Narlıdere metrosunda bütün yatırımı A'dan Z'ye Büyükşehir Belediyesi yapacak. Bu proje Büyükşehir’in işidir.”
Başkan Kocaoğlu, Narlıdere Metrosu için Yüksek Planlama Kurulu’nda atılacak imzalara ilişkin haberlere de esprili bir gönderme yaparak, “Sayın Başbakan’ı gördüğümde gazete küpürlerini kendisine takdim edip ‘Hadi bakalım, parayı alalım’ diyeceğim” şeklinde konuştu.

Mavişehir Opera Binası'nda "Adrese teslim ihale" iddiaları

"Son dönemde opera binası olarak projelendirilmiş bir ya da iki tane proje var. Son 15-20 senede yapılan opera binası yok. Opera gibi bir binayı yapmak birikim istiyor. Bunu herkesin yapması mümkün değil. Yeterlilik kanununu ben çıkartmadım. Ben kanun koyucu değilim. Bunu merkezi hükümetler çıkardı. Belirli firmalar bu ihaleye girdi. Şimdiki genel sekreterimiz Ankara Çankaya Belediyesi'nden geldi. "Bütün ihalelere Çankaya firmaları giriyor" dendi. Devletin ihaleleri Ankara'da. Devletin, kamunun işlerini yapan firmalar Ankara'da birçok devlet ihalesine giriyor. Ve Ankara'da örgütlü. Yüzde 90'ı, büyük çoğunluğu Ankara'da örgütlü ve işlerini orada takip ediyor. İzmir'de Konak nasıl bir numaralı ilçeyse Ankara'da da Çankaya. Firmaların merkezleri, ofisleri Çankaya'da. Aynı firmalar önceden de ihalelere giriyorlardı. Başka firmalar da çıksın gelsin, elinden tutan mı var... Ben göreve geldiğimde paramızı alamayız diye ihalelerimize kimse girmiyordu. Şimdi herkes parasını zamanında alıyor. İzmir'de finans durumu bir numaralı kurum konumundayız. Dolayısıyla ihalelerimize giren firma sayısı da arttı."

6 liralık kart değişim ücreti ve 60 yaş kartlarının iptal edilmesiyle ilgili

"Bu kart parası alınmazsa ilgili personellere zimmet çıkıyor. Bundan dolayı 6 lira. Bunu vatandaş verse ne olur, belediye verse ne olu? Kartların zaten çoğunun ömrü bitmiş. Başımızdan bir felaket geçti: Ben bir hafta problem çözeceğim diye sabahlara kadar uğraştım. Vatandaş bunu verse ne olu? Almasak kamu zararı olur. Almazsak kamu zararı olur. 6 lira için belediyede 10 tane sorumlu bulsalar, zimmet çıkar, onların hayatı söner. 60 yaş kartları ise önce yasaya takıldı, sonra saat sınırlaması geldi. Yaklaşık 10 bin kadar kart var. Az kullanan da var, aşırı kullanan da var. Ortada bir haksız rekabet var. Kartı kullanıp kuryelik yapan var. Ankara, İstanbul gibi öğrenci fiyatına çekelim, dengeleyelim istedik. Ben belediye başkanlığı yapıyorum, günde 16 saat çalışıyorum, maaş alıyorum, belediye otobüsüne bedava mı bineceği? İhtiyaç söz konusu olduğunda bedavadır... Önemli olan ülkenin ihtiyaç sahibi envanterini çıkartıp, bunu takip edip, gerçekten doğru değerlendirmektir. Engelli de, yaşlı da bizim vatandaşımız... Gerekirse sırtımızda taşırız... Bu parayı İzmir Büyükşehir Belediyesi mi verece? Ben biletimin parasını alırım, ESHOT zarar ediyor lafını da ortadan kaldırırım. Kasama parayı koyarım. Bununla da seve seve ihtiyacı olan vatandaşımın ihtiyaçlarını karşılarım. Ben sosyal yardımlar için yüz lira harcıyorsam, ulaşımda yaptığım sosyal destek bunun altı katı. Bu bana "ESHOT zarar etti" olarak dönüyor. Tüm binenlerden 2,40 lira alırsam zarar etmiyorum. Niye ESHOT zarar etsi? Tasarruf edip çırpınıyoruz."

Elektrikli otobüs kriziyle ilgili

"20 tane elektrikli otobüsün ihalesini yaptık. Araçlar geliyor. Yerli bir firma imal ediyor. Bu konuda başından beri yeni bir sistem, teknoloji her geçen gün gelişiyor. Biz zaten başından beri 20 otobüs alıp deneyeceğiz, bu işi bilmiyoruz, kimse de bilmiyor, yaşayarak öğrenelim dedik. Otobüsler gelsin bakacağız. Deneyeceğiz, eğer bunda başarılı olursak devam edeceğiz. Bundan sonra sadece elektrikli otobüs alacağız. Belediyenin şu anda otobüse ihtiyacı yok. Bazı belediyelerin başına geldi. Milyonlarca liralık otobüsü kızakta bekletiyorlar. Bizim sütten ağzımız yandı, yoğurdu üfleyerek yiyoruz."

Terör olayları ve ülke gündemine dair

" 'İzmir'de niye bomba patlamıyor'' diyen şahsa tepki göstermezsek o zaman zaten birlik, beraberliği sağlayamayız. Hepimiz ülkenin birlik ve beraberliği için çırpınıyoruz... Bu şahsın acilen cezalandırılması gerekli. Nifak... Ülkeyi kim bölüyo? Ülkede kim ikilik çıkartıyo? Bu tweet atan her kimse... Niye buna izin veriyorsu? Yakalayacaksın... Hakimler, savcılar bilmiyorum gerekeni yaptı mı... Halkı rencide ediyor. Burada bomba patlarsa ne olaca? Bu tür şeyler yanlış. Buz sözler 4 milyon İzmirliye hakarettir. Birlik beraberlik içerisinde bu memleketin ikbali, geleceği için çalışacağız, üreteceğiz, gelecek kuşaklara layık olacağız. Çırpınacağız. Başımızdan bir süreç geçiyor. Önemli olan bu sürecin sonuçlanması, bölgemizin normale dönmesi."  

Şeffaf ihaleler sayesinde kara geçtik
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu, belirledikleri yol haritası çerçevesinde çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini belirterek, “Son bir haftada 3 ihaleye çıktık. Bunların yaklaşık maliyeti 650 milyon lira. Sırada 280 milyon Euro’luk metro ihalemiz var, asfalt ihalemiz ise 900 milyon lira” dedi.
İhalelerde  benimsedikleri şeffaf yöntemin ekonomik anlamda yararını gördüklerini ifade eden Başkan Aziz Kocaoğlu, “Metroya 95 tane çeker aldık. Yaklaşık maliyeti 180 milyon Euro’ydu. Bir Avrupa firması kullandığımız 35 çekere 93 milyon Euro verdi, bizse Çinli firmaya 35 milyon Euro’ya yaptırdık. Çinli firmalar kendi aralarında yarıştılar. Açık ve şeffaf yarışılabilir ihale yapmanın böyle bir avantajı var” diye konuştu 
 
İzmir yatırımlarla büyüyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, 2004–2009 yılları arasında 2 milyar liralık yatırım yaptığının altını çizen Başkan Kocaoğlu, “2009 – 20014 yılları arasında 4.5 milyar liralık yatırım yaptık  2014–2016 yılları arasındaki 3 yıllık süreçte ise 5 milyar liralık yatırım yapıldı. Bu yatırımlar büyüme, bu yatırımlar çalışmak, kaynak yaratmak, bu yatırımlar kentin ihtiyaçlarını tespit etmek demek” şeklinde konuştu.

Üreticiye destek

Sütaş buraya gelip de 80 milyon dolarlık yatırımla bir tesis kurduysa, bunu niye kurduğunu görmek lazım. Okul sütü, süt kuzusu, teşvik.. Üreticinin sütünün iyi değerlendirilmesi, bunun satış ve pazarlanması çok önemli. Süt üretimi Türkiye'de yüzde 80 artarken, Küçük Menderes'de yüzde 440 arttı. Tire'nin kalkınması demek, ülkenin kalkınması demek. Tarıma Türkiye Cumhuriyeti'nde tek dikkat çeken proje üreten İzmir Büyükşehir Belediyesi'dir. Belediye sadece yol kanalizasyon yapan bir kurum değildir. Kentin kalkınmasından da sorumludur. Türkiye'ye böyle bir örneğiz. Bugüne kadar tarım alanında fuar alanına yaptığımıza yakın yatırım yaptık. Nerede ne lazımsa... İzmir Büyükşehir Belediyesi kırsala verdiği destek ve Kemeraltı'ndaki tarihi bölgede yaptığı yatırımlarını durdurmayacak. Bunlar başlı başına kenti kalkındıracak iki projedir.

Tarım ve tarihe destek sürecek
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ilk defa yerelde kalkınma konusunda harekete geçtiğini ifade eden Başkan Aziz Kocaoğlu, “Belediye sadece yol kanalizasyon yapan bir kurum değildir. Kentin yerelde kalkınmasından da sorumludur. Kentin kalkınması için ne yapması gerekiyorsa onu yapmak zorundadır. Biz sanayinin de, kültür sanatın da, hizmet sektörünün de kalkınması için çalışıyoruz” dedi.
Nerede ne lazımsa belediyenin çalışmaya devam edeceğini vurgulayan Başkan Aziz Kocaoğlu, “Büyükşehir Belediyesi iki çalışmasını hiçbir şekilde durdurmayacak. Bunlardan birisi kırsal kesime verdiği destek. Diğeri ise tarihi bölge Konak- Agora- Kadifekale aksındaki yatırımlardır. Kırsal destekler ve tarihi destekler başlı başına kenti ayağa kaldıracak projelerdir” diye konuştu.

İZBAN grevi

Bu işin zararı hesaplanmaz. Üç tane önemli şirketimde toplu sözleşme görüşmeleri devam ediyor.  Ne açıklama yapıyorum, ne de sendikayla görüşüyorum. Ama ne aşamada olduğunu her gün takip ediyorum. 26 bin kişinin çalıştığı ve her işte kolu kanadı olan bir kurumu yönetiyorsunuz... Toplu sözleşmeye biz müdahale ettik, gerekli görüşmeleri yaptık. Benim müdahale ettiğim kadar kimse etmedi. Yüzde 10 verdik. 12 verdik, 3 puan daha ekledik, grev olmasın dedik yüzde 15 verdik. Sendika yine kabul etmedi. Yüzde 16,5'a da imza atmadılar. TCDD Genel Müdürü'nden onay almak şartı ile konuştum. Bir kaç rakam daha konuştuk. Sendika dağılmış, işçi ile arasında problem yaşıyor. Sendikaya yüzde 50 de versen imzalayacak durumu yok. Ankara'ya gidelim dedik. Oturduk... Hiç kimse konuşmadı... Sözleşmeyi siz imzalayacaksınız, buradaki başka hiç kimse imzalayamaz dedim.  İzmir'de benim teklif ettiğimin üzerine bir kuruş vermeden sözleşmeyi orada bitirdik geldik. Problem bizde değil. Sendika işçiyi şişirip duruyor. Sonra işçi de bastırıyor, sonra sözleşmeyi bir türlü imzalayamıyor. Gittik Ankara'da çözdük, benim ilk önerdiğim rakama imza atıldı. Hiç anlamı yoktu...

"İZBAN'DA PAZARLAĞI BEN YAPTIM AK PARTİ MİLLETVEKİLLERİ FOTOĞRAF ÇEKTİRDİ" 

Rol çalmak..
Başkan Aziz Kocaoğlu, “İZBAN grevinde AKP İl Başkanı Bülent Delican'ın bu sürece katkısı olmadı mı'" şeklindeki bir soruya ise şu yanıtı verdi:

“Zararı oldu! Ben pazarlık ediyorum, sizinle; ortağım TCDD ile birlikte.. Sendikayla toplu iş pazarlığı yapıyorum. İl Başkanı’nın sabah kalkıp yanına bürokrat arkadaşı alıp sendikaya gitmesi, iki - üç verelim demesi.. Benim haberim yok, TCDD'nin haberi yok! Kendisi hükümetin temsilcisi değildir. İl başkanı, genel başkanın temsilcidir. İl Başkanı olarak bürokrasiye müdahale edemez. Böyle bir hakkı da yoktur. Bülent benim arkadaşım.. Onun penceresinden haklı, benim için külliyen yanlış, Hayata bakışımız farklı. Ben böyle bir şey olmaz, yetkililer çözer dedim. Nitekim de yetkililer çözdü. Bunlar yanlış şeyler.”
AKP’li İzmir milletvekillerinin “İZBAN grevini bitirdik” diyerek Bakan’la fotoğraf çektirmelerini de eleştiren Başkan Kocaoğlu, “Ben Ankara'ya gidiyorum; Bakanla, Genel  Müdür'le görüşüyoruz. Toplu sözleşmeyi bitiriyoruz, Bakan Bey'in yanına gidiyoruz. Ben ve Bakan Bey sözleşmeyi şahit olarak imzalıyor; seferler yarın başlayacak diye mutlu son ilan ediyoruz. Arkasından bizim Necip Kalkan ağabeyimiz, Atilla Kaya, Hamza Dağ arkadaşımız, Kerem Ali Sürekli, Hüseyin Kocabıyık ‘sözleşmeyi bitirdik’ diye Bakan Bey'le fotoğraf çektiriyorlar. Ben onları Ankara'da ne Bakanlıkta, ne TCDD'de gördüm. Toplu sözleşmenin A'dan Z'ye pazarlığını yaptım. Ben bu kişileri orada görmedim. Bunlar bu fotoğrafı niye çektiriyorla? Çektirsinler, benim için bir kıymeti yok. Hepsini de seviyorum. Necip Kalkan ile B ülent Delican, Narlıdere metrosunda yaptıkları işi, rol çalmayı aynı şekilde İZBAN grevinde de yaptılar. Ne yaptın İZBAN grevind? Hiçbir şey yapamazsın. Ne para vermeye, ne konuşmaya, ne de masaya oturmaya yetkin var. Devlet apayrı bir şeydir. AKP'den, CHP'den, herkesten bağımsızdır. Biz hükümetle devleti karıştırıyoruz. Devlet bağımsız ordusuyla, mahkemeleriyle, yargı kurumlarıyla, cumhuriyet savcısı gibi kurumlarıyla tapu dairesi, nüfus idaresi gibi, MİT ile emniyeti ile devleti koruyan, vatandaşı koruyan kurumdur. TCDD bir devlet kurumudur. Siyasi partinin organı değildir. Hükümet ayrı, devlet ayrı şeydir.  Bizde son dönemde karıştırılan en büyük şey budur” diye konuştu.

BELEDİYE BAŞKANLARINA TEPKİ

Yüksek su faturası eleştirileri ve katı atık bedelleri konusunda ilçe belediye başkanlarına:

Başkan Kocaoğlu, su faturalarıyla birlikte toplanan daha sonra ilçe belediyelere aktarılan katı atık bedelleri nedeniyle su faturalarının yüksek olduğu şikayetlerine yanıt verdi. Kocaoğlu şunları söyledi:

"Merkezi hükümetimiz bir yönetmelik çıkarttı. Atık su ve içme suyu fiyatlarını ayırdık. Bir kaos var. 30 tane ilçede katı atık bedellerini topluyoruz. İlçe belediyelerine bu parayı yatırıyoruz. Büyükşehir'in suçlandığı rakam bu katı atık bedelleridir. Vatandaş bize tepki gösteriyor. İlçeler için tahsildarlık yapıyoruz. Ne AK Parti'den, ne CHP'den bir belediye başkanımız bir şey demiyor. Bu paradan Büyükşehir Belediyesi bir kuruş para almıyor. Kimse bir şey demiyor. Buradan ne rant bekliyorla? Vatandaştan korkarak, çekinerek, dalkavukluk yaparak belediye başkanlığı yapılmaz. Adam gibi duracaksın... Sezar'ın hakkını da Sezar'a vereceksin."

Hotar'a teşekkür

Milletvekilimiz Nükhet Hotar, İZBAN’ın yapılmasında Sayın Cumhurbaşkanı ile beni iki dakika görüştürdü.  İZBAN açılışlarında ben hep Nükhet Hotar’a teşekkür ediyorum. Ben küçülüyor muyu? Nükhet Hanım’ın emeği var, ona teşekkür ediyorum. İnsan gördüğü iyiliği anlatmakla, söylemekle, ona sahip çıkmakla küçülmez, büyür. Alışacağız” dedi. 

İlçe belediye başkanlarının büyükşehir belediye başkanlığına adaylığı konusu

Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamı Aziz Kocaoğlu'nun tekelinde değil. Herkesin gönlünden geçer, herkes ister... Siyaset uzlaşı ve toleransla gider. Ben nasıl bunu düşünüyorsam başkası da isteyebilir.

Arif Uğurlu'nun "Kocaoğlu ile ilişkilerimiz AB-Türkiye ilişkileri gibi" sözlerine yanıt:

"Arif kardeşim eğer iğneyi kendine, çuvaldızı büyükşehir belediye başkanına batırırsa tüm problemler çözülür. Bir itfaiye yapmak için bir arazi kamulaştırdık. Belediye hizmet alanı... Buraya bunu yapma... Göreve geldiğinden beri 3 senedir oyalıyor. Plan örneği yaptım meclisten geçirelim başkanım dedi. Alakası yok... vermesi gereken yeri vermiyor, kullanmayacağımız bir hale getiriyor. Büyükşehir Belediye Başkanı İki buçuk senedir oyalanır m? Orada yer yaptırmıyor, 6 ayda bir aklına geliyor, problem çıkartıyor. Ben burada adam gibi duruyorum. Ben masada ne konuştuysak yerine getiriyorum. Kamulaştırdığımız yeri istiyorum. İtfaiyeyi yapacağız, top yuvarlıyor..."