Sarı: Başbakan'ın bile iş güvencesi yok

ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Tüm Türkiye'nin yanı sıra İzmir'de de sayısız eylem ve etkinlikle protesto edilen yeni kiralık işçi yasası, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun istifası tartışılırken Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçerek sessiz sedasız yürürlüğe girdi. İşçi cephesinden büyük tepki gören ve yasa taslağı hazırlandığı günlerde Türkiye çapında çok sayıda eylemlerle düzenlemeye karşı çıkan DİSK ise emekçilerin kazanılmış haklarının yok edildiğini duyurdu, direniş çağrısı yaptı.

Geçtiğimiz hafta Adalet ve Kalkınma Partisi bünyesinde yaşanan iç kargaşa ve "Yeni başbakan kim olacak'" tartışmaları arasında ezilen yine işçi sınıfı oldu. "Kölelik yasası" olarak da adlandırılan ve sendikaların büyük tepkisine yol açan yasa TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Özel İstihdam büroları ile esnek çalışmanın önünü açan tasarı İzmir'de büyük tepkiye yol açtı.

SARI: KÖLE PAZARLARININ ÖNÜ AÇILDI

Gelişmeleri değerlendiren ve yeni yasa ile birlikte köle pazarlarının önünün açıldığını savunan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Sarı, "Güvencesiz çalışma ve kiralık işçiliğin önünü açan aynı tasarı 2009 yılında da gündeme gelmiş ve dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sendika temsilcileriyle yaptığı zirvenin ardından bu yasayı veto etmişti. Ancak ne yazık ki, sokaklarda yaptığımız onca eylem ve gösterdiğimiz etkin mücadeleye karşın, işçinin kazanılmış haklarını ortadan kaldıran, güvencesiz çalışmanın önünü açan ve emekçilere zorla dayatılan bu yasanın adeta yangından mal kaçırır gibi onaylandığını görüyoruz. Bu tasarının hayata geçmesiyle birlikte, kayıtsız, kaçak işçi çalıştırılması yasal statüye kavuşacak, özel istihdam büroları ile işçiler sanki birer köleymiş gibi kiralanacak. Emekçiye müjde olarak sunulan özel istihdam büroları aslında işçi sınıfına vurulan büyük bir darbedir ve Türkiye'deki ve demokrasi tarihine de AKP'nin kara lekesi olarak geçecektir" dedi.

"BU YASA İNSANLIK SUÇUDUR"

TBMM'de CHP, MHP ve HDP'nin ret oylarına karşın AK Parti'nin oyları ile kabul edilen yasayı "İnsanlık suçu" olarak niteleyen Sarı, "Özel istihdam bürolarına imkan veren bu yeni düzenleme çalışma hayatında yeni bir kaosa yol açacak. İşçi sınıfının tamamını ilgilendiren çok ciddi bir saldırı söz konusu. Emeklilik ve kıdem tazminatı gibi kavramlar ortadan kalkacak. İşveren bundan böyle ihtiyacı doğrultusunda, canı nasıl isterse işçi çalıştırabilecek. Saatlik işçi, saatlik ücret ve saatlik sigorta söz konusu olacak. Yani yapılan düzenlemeler ile zaten hayal olan emeklilik tamamen ortadan kaldırılıyor, güvenceli çalışma dediğimiz kavram tamamen tarih oluyor. İşçinin kazanılmış haklarında büyük bir gerileme söz konusu. Geçici iş ilişkisini ve işçilerin köle gibi kiralanmasının önünü açan bu yasa sadece özel sektörü değil, kamuda çalışan ve kadro bekleyen yüz binlerce işçiye de vurulmuş bir darbedir. Güvencesiz, kural dışı, haksız, sendikasız, yeni kazalar ve iç cinayetlerinin önünü açan işçilik düzeni resmen hayata geçirilmiştir. Artık işçinin kaderi patronun iki dudağı arasındadır. Amerika ve dünyadaki birçok ülke dünya genelinde bundan yaklaşık 200 yıl önce köleliği kaldırırken, 2016'da Türkiye'de hem de TBMM eliyle köleliği geri getiriyoruz. Bu bir insan ticaretidir. İnsan ticareti tarihteki en büyük suçlardan bir tanesidir. Sömürünün önünü açan bu düzenleme insanlık suçudur" diye konuştu.

"BAŞBAKAN'IN BİLE İŞ GÜVENCESİ YOKKEN, VAY İŞÇİNİN HALİNE..."

Hayata geçen yeni düzenlemenin zamanlamasını da manidar bulan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı şunları kaydetti: "Bu yasa tamamen sermayeyi ve bazı işçi simsarlarını korumaya yöneliktir. Gelinen nokta AKP'nin sermayeyi nasıl koruyup kolladığının, işçiye nasıl düşman olduğunun da açık göstergesidir. Seçimden önce "Taşeronu kaldıracağız" sözü verenler, şimdi yaptıkları bu düzenleme ile kendileri taşeronun önünü açmışlardır. Türkiye'yi taşeron cennetine çevirecekler. Artık her köşe başında tıpkı döviz büroları gibi işçi kiralanan yeni köle pazarları açılacak. Aynı zamanda devlet eliyle istihdama katkı sağlayan İŞ-KUR gibi kurumlar da devre dışı bırakılmış, işlevsiz hale getirilmiştir. Yasanın çıkış zamanı ise oldukça manidardır. Tüm Türkiye Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun azledilmesini ve yeni başbakanın kim olacağını tartışırken, milyonlarca işçiyi ilgilendiren bu kritik düzenleme gece yarıları adeta yangından mal kaçırır gibi sessiz sedasız meclisten geçirilmiştir. Bu ülkede Başbakan'ın bile iş güvencesi yokken işçinin halini siz düşünün..."