Dolar 32,5004
%0.08
Euro 34,6901
%-0.12
Altın 2.496,860
%0.5
Bist-100 9.693,00
%1.77

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Türkiye'ye fırsat olsun

Türkiye'ye fırsat olsun

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Gündüz, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği (GB) güncellemesinin Türk ekonomisi için fırsata çevrilmesi gerektiğini söyledi.

  • Ege Postası
  • 02.06.2017 - 09:21

Ege Bölgesi Sanayi Odası, “özel sektörün AB konusundaki ihtisas kuruluşu” olarak nitelendirilen İktisadi Kalkınma Vakfı işbirliğiyle Türkiye’nin AB Gündemi: Güncellenen Gümrük Birliği’nin İş Dünyası’na Etkileri semineri düzenledi. Toplantının açılış konuşmasını yapan EBSO Yönetim Kurulu Üyesi Gündüz, iş insanları olarak küresel ekonomi ve küresel siyasetteki değişimleri yakından takip ettiklerini hatırlattı. Küresel işbirliklerinde uluslararası anlaşmaların kıtalar boyutunda çeşitlenerek arttığına dikkat çeken Gündüz, Gümrük Birliği revizyonunun da memnuniyet verici bir gelişme olduğunu söyledi. Deniz Gündüz, işbirliklerinin Türkiye gibi üreten ve ürettiğini satmak isteyen gelişmekte olan ülkeler için büyük önem taşıdığını belirtirken, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gümrük Birliği sürecinde AB ile 20 yılı aşkın ticari ortaklığımız söz konusudur. Bu öylesine güçlü bir ilişkidir ki; ihracatımızın yüzde 48’ini, ithalatımızın yüzde 40’a yakınını, doğrudan yabancı sermayeli yatırımların yarısından fazlasını, ülkemize gelen turistlerin de yüzde 52’sini AB ülkeleri oluşturmaktadır. Bu güçlü ilişki, AB ile olan bir pürüzde anında aleyhimize işleyip ekonomimizi zor durumda bırakmaktadır.”

Türkiye’nin Gümrük Birliği ile Avrupalı şirketlere ara malları üreterek AB sanayisine dahil olduğunu, ancak aradan geçen süreçte ülkemiz aleyhine dezavantajlı durumlar yaşandığını ifade eden Gündüz, “AB ülkelerinin yaptığı her serbest ticaret anlaşmasında Türkiye tek taraflı kapılarını açmış, ucuz ithal mallar nedeniyle dış ticaret açığı yükselmiş ve milli sanayimiz tehdit altında kalmıştır. Böyle bir durumda oluşan haksız rekabeti kabul etmemiz mümkün değildir. Sonuç olarak önemli bir adım atılmaktadır ve Gümrük Birliği güncellemesi Türk ekonomisi için büyüme fırsatına çevrilmelidir” dedi.

EBSO Yönetim Kurulu Üyesi Gündüz, AB’nin Türkiye için önemli bir çıpa olduğuna görevi gördüğüne inandığını vurgularken, iş dünyasının en önemli beklentileri arasında Türkiye’nin AB karar alma mekanizmalarında yer alarak STA’ların yarattığı dezavantajların giderilmesi, vize muafiyeti, tarım ve hizmet sektörleri ile kamu alımlarının da birlik kapsamına alınmasını saydı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in “Biz Avrupalılar kaderimizi kendi ellerimize almalıyız” açıklamasına dikkat çeken Deniz Gündüz, “Bundan sonra, ilişkilerimizi iyileştirme ve geliştirme sürecinde çok daha atak ve stratejik davranmak durumundayız. Gümrük Birliği başta olmak üzere dezavantaja dönüşen hususları çözüme kavuşturmalı, kazan-kazan ilkesi kapsamında anlaşmalara imza atmalıyız. Bu anlamda Hükümetimize de büyük görev düşmektedir” diye konuştu.

Hedef tam üyelik

İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, çalışmalarının ana hedefinin AB’ye tam üyelik olduğunu söyledi. Aynı zamanda Kocaeli Sanayi Odası Başkanı olan Zeytinoğlu, GB sürecinde Türk sanayisinin teknoloji, kalite ve kapasite olarak artış kaydettiğini, bazı sektörlerde dünyada söz sahibi olduğunu hatırlatırken, şöyle konuştu:

“Türkiye’nin sıçraması GB ile değil asıl 2004-2005 yıllarında tam üyelik müzakerelerinin başlamasıyla oldu. Yabancı sermaye girişleri 1 milyar dolar değilken 20 milyar dolarlara çıktı. GB müzakereleri tam üyelikle olmalı.”

Toplantıyı yöneten İKV Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, AB ile Gümrük Birliği anlaşması imzalanırken kısa zamanda tam üyeliğin gerçekleşmesinin hedeflendiğini hatırlattı. Kabaalioğlu, “AB bizim için önemliyse Türkiye’nin imaj sorununa da önem verilmesi gerekir” dedi.

İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Mayıs’ın son haftası Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile görüşmelerinin AB tarafında yarattığı olumlu havaya dikkat çekti. Türkiye için AB’nin “alternatifi olmayan pazar” konumununu hatırlatan Doç. Dr. Nas, “Gümrük Birliği sürecinde uluslararası yatırımlarda, rekabet gücü ve verimlilik kazanmada artış yaşadık. Avrupa üretim zincirlerine katıldık. Üretim standartları, rekabet, fikri mülkiyet ve tüketici haklarında uyum sağladık. Türkiye’nin orta gelir tuzağından kurtulması için Gümrük Birliği güncellemesinin olumlu katkıları olabilir” diye konuştu.

Doç. Dr. Nas, Türkiye kadar AB’nin de ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesini istediğini vurgularken, “AB’nin Serbest Ticaret Anlaşması imzaladığı ülkelerle Türkiye’nin de anlaşma imzalaması kazanç sağlar. Türkiye kendi üzerine düşeni yapıyor ama tam üyelik olmadan çözüm zor” dedi.

Proje çağrısı

İKV İş Geliştirme Müdürü Gökhan Kilit, GB müzakerelerinde en zor kısmı tarım sektörünün oluşturduğunu anlattı. Korumacı davranırken sektörel sorunların çözülemeyeceğini belirten Kilit, bu tip anlaşmaların ilgili sektörlerde reform sürecini başlatması gerektiğini dile getirdi. Kilit, şunları söyledi: “Dünyanın 190 ülkesine 18 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç ediyoruz. En çok ihracat yaptığımız 10 ülkede AB üyesi ülkelerin payı 10 milyar dolar. AB ülkeleri organik ürünleri tercih ediyor, biz de organik tarım ürünlerimizin yüzde 90’ını ihraç ediyoruz. Organik tarım ürünü ne kadar artarsa bu sektörde dış ticaretteki payımız da o kadar artar.”

İKV Araştırma Müdürü Çisel İleri ise, KOBİ’lerin kaliteli üretim, ihracat ve nitelikli personel istihdamında AB fonlarından yararlanabileceğini ifade etti. AB’nin 6. Çerçeve Programı bütçesinin 17.5 milyar Euro, 7. Çerçeve Programı bütçesinin 53.2 milyar Euro, halen yürürlükte olan Horizon (Ufuk) 2020 bütçesinin ise 78.6 milyar Euro olduğunu hatırlatan İleri, “Bunlar dünyada en büyük sivil bütçeli programlar. Türkiye’nin 450 milyon Euroluk katkı yapmasına karşılık projelerden aldığı pay 70 milyon Euro. Erasmus+ programının bütçesi 14.7 milyar Euro. Biz almazsak paramız başkalarının araştırmacılarına, KOBİ’lerine, öğrencilerine gidiyor. Proje teklif çağrıları takip edilmeli, proje hazırlama ve üretim kapasitesi oluşturulmalı, iyi uygulama örnekleri incelenmeli, proje pazarlarına ve ortak ağlara katılım artmalı, ulusal irtibat noktasıyla iletişim güçlendirilmeli” önerilerinde bulundu.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.