Dolar 32,4375
%-0.15
Euro 34,7411
%-0.66
Altın 2.441,870
%0.23
Bist-100 9.916,00
%2.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

CHP'de Gürsel Erol gerçeği

Söze nerden başlayacağımı bilemiyorum.

Son dönemlerde CHP’de yaşananları gördükçe kendi kendime “CHP bu anlayışla iktidar olabilir mi'” diye soruyorum.

15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra Türkiye’de oluşan siyasi tablo birçok partiyi kendi politikalarından hatta ideolojilerinden uzaklaştırdı.  

Ve neredeyse birçok konuda iktidara yakın bir tavır sergilemeye başladılar... Bunun en güzel örneği Yeni Kapı mitingidir. CHP lideri Yeni Kapı’ya katılmıştı.

O dönem CHP içinde bir grup Kılıçdaroğlu’nun oraya katılmasını eleştirmişti. Oysa CHP’nin oraya katılması stratejik bir durumdu… Kılıçdaroğlu oraya katıldıktan sonra “bu kontrollü bir darbedir” ifadesini kullanmıştı.

Bu tavırdan anlaşılacağı gibi bazen siyasi koşullar sizi bazı durumlara sürükleyebiliyor.

CHP’yi yakından takip eden bir gazeteci olarak uzun yıllardır CHP’de ezberleri bozan kimse çıkmadı…

Adalet yürüyüşü ile birlikte Kılıçdaroğlu CHP’yi protokol partisi çizgisinden uzaklaştırarak eylem partisi kimliğine soktu.  Bu beklenmeyen eylem karşısında iktidar ve ona yakın olan bazı medya organları, yürüyüş üzerinden “FETÖ/PDY ve PKK ile yan yana” bir CHP algısı yaratmaya çalıştı. 

Kılıçdaroğlu bu söylemlere inat eylemine devam etti.

Çünkü inandığı mücadelenin arkasından gitti. Kim ne yakıştırma yaparsa yapsın “adalet için yürüyorum” dedi.

Ve CHP’de bir milletvekili, partisinin terör örgütleri üzerinden yıpratılmaya çalışıldığı bir dönemde hayati önem taşıyan bir eyleme imza attı.

Sonuç ne old? Aman Allah’ım… O vekil AK Parti işbirlikçisi oldu, yandaş oldu, daha neler neler…  

Oysa kendilerinin böylesine AK Parti karşıtı olduğunu iddia eden CHP’liler, 7 Haziran seçimlerinde partileri AK Parti ile koalisyon görüşmelerine koşa koşa giderken neden bu kadar sessiz kaldı.

O görüşmeye giden Genel Başkan ve yardımcıları AK Parti sempatizanı mı oldular'

Oysa siyasette rekabet ayrı, bazı konularda yani memleket meselelerinde işbirliği yapılabilir. 

Şimdi bir CHP’li çıkıyor “kimsenin cesaret edemeyeceği” bir hamle yapıyor. Bunu yapan İstanbul, Ankara, İzmir milletvekili değilterör belasını en fazla yaşayana bölgenin vekili, CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, PKK terör örgütüne karşı bir tavır alıyor.

Ama kimseden çıt yok…

Oysa terör örgütü PKK tarafından Tunceli'de vahşice katledilen öğretmen Necmettin Yılmaz'la ilgili Meclis konuşmasıyla Türkiye'nin takdirini kazanmıştı. Ve Tunceli’de yapılan eylem CHP açısından hayati önem taşıyordu.

Tunceli Valisi’nin de katıldığı eyleme CHP’nin tüm gücüyle destek vermesi gerekirken, ne hikmetse bir tane bile genel başkan yardımcısı destek vermedi.

Meclis konuşması sonrası diğer partilerin de alkışladığı ve eylemine destek verdiği Gürsel Erol’a kendi partisinin destek vermemesi, yaklaşan kurultay öncesi iç hesaplaşmaları ve kıskançlıkları da gün yüzüne çıkardı…

Bu çekişmelerin yıllardır CHP’ye bir şey kazandırmadığını görüyoruz.   

Parti içi çekişmeyi sevenler için Gürsel Erol’un Akşam Gazetesi’ne verdiği röportaj bir fırsata dönüştü. Erol’un yükselen trendini baltalamak için onlara fırsat oldu.

Ne demişti Erol, “Karşıt olmak yerine, alternatif politika ve söylem üretmeliyiz. CHP içinde de bunun mücadelesini veriyorum. Ben bir milletvekili olarak kendimi, AK Parti’nin karşıtı olarak değil, alternatifi olarak görüyorum.”

Bu açıklamaları defalarca okudum…

CHP’lilerin eleştiri malzemesi yaptığı nokta ne olabilir diye anlamaya çalıştım, anlamadım. “Kendisini AK Parti’nin karşıtı olarak değil, alternatifi olarak görmenin. İktidara karşı alternatif politika üretmenin” nasıl bir sakıncası olabilir…

Bunu yıllardır siyasetin içinde olan biri olarak anlayamadım.

Erol’un bu açıklamaları toplumda destek görmüş olsa da sadece CHP’de bir karşılığı yok.  Oysa CHP’lilerin kendi içinde yaptıkları konuşmada  “AK Parti karşıtı olmayı bırakalım, artık vatandaş buna pirim vermiyor, alternatif siyaset üretelim” gibi öz eleştirileri parti içinde yıllardır konuşuluyor. CHP’de bu söylemlerini vekil seçildikten sonra Gürsel Erol defalarca yüksek sesle dillendirdi.

Gürsel Erol bu açıklamaları daha önce de Egepostası’nda katıldığı radyo programında da yapmıştı. O zaman sesini çıkarmayan ve hatta “adam doğru söylüyor” diyenler ne oldu da tam da Gürsel Erol’un terör örgütlerine karşı savaş açtığı bir dönemde bu açıklamaları parti içinde adeta bir linç kampanyasına dönüştürdü.

CHP içinde Ankara’dan öteye gitmeye korkanlar, Tunceli’nin göbeğinde “ölüme inat” teröre karşı verdiği mücadele yüzünden “PKK’nın ölüm listesine aldığı” milletvekilini söylediği sözler yüzünden yerden yere vuruyor…

Gürsel Erol terör örgütünün ölüm listesine girdiğine mi yansın, yoksa CHP içinde kendisine karşı bu açıklamaları yüzünden karşısında yer alan kişilerle mi uğraşsın…  

CHP içinde muhalif olanların Erol’u daha fazla yorduğunu düşünüyorum.

Kim bilir belki de Tunceli Milletvekili Gürsel Erol’un başına terör örgütlerine karşı verdiği mücadeleden dolayı bir iş gelse CHP Tunceli’ye heykelini diker…

Bu kadarına da el insaf yahu…

Yıllardır AK Parti karşıtı politikalar, Doğu ve Güneydoğu’da inkârcı politikalar, Alevi ve Kürtler’in bu sorunlarına kulak tıkayan politikalar yüzünden, bu bölgelerde eriyip giden CHP’nin, oradaki sorunları yerinde yaşayan ve bunu açık açık dile getiren vekilinin arkasında cesurca durması gerekmez mi'

Kendi iç hesaplaşması yüzünden kendi vekilini linç eden bir parti başarılı olabilir mi'

Bir il yöneticisinin PM üyesini yerden yere vurduğu bir parti iktidar olur mu'

Oysa ne yazılırsa yazılsın ne çizilirse çizilsin yıllardır siyasi arenada olan Gürsel Erol bu doğruları yüksek sesle büyük bir cesaretle söylemeye devam edecektir.

Erol’un söylemek istediğini zaman içinde parti örgütü anlayacaktır. Şu bir gerçek ki CHP’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…

CHP’de küçük hesaplar yapan parti içinde iktidar olmak için kulağını dış politikaya kapatanların bu dönem devri kapanacaktır.

Bunu ilk yapılacak kurultayda göreceğiz.

CHP’de önce disiplin mekanizmasının çalışması gerekiyor. “At izi ile it izi karışmış” durumda…

Kimin ne yaptığı belli değil…

PM üyesinin icraatının hesabını vereceği yer partinin genel merkezidir, PM’dir…  

Eğer PM üyesine bir il yöneticisi hesap soracaksa o zaman bir şey konuşmaya gerek yok…

Pardon CHP’de demokrasi vardı değil mi'

Unutmuşum…