Kocaoğlu açıklama yaptı ama...
CHP kongresinde yaşananların yankıları bitmeyecek gibi... Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun televizyonda söylediklerini dinleyince acaba biz başka yerde mi yaşıyoruz diye kendi kendime sordum.
Başkan Kocaoğlu “bana kumpas kuruldu” diyerek kongrede yaşananlara kılıf uydurmaya çalışıyor.
Evet; belki bu cümle çok sert oldu ama Başkan yaptıklarına kılıf arıyor...
Oysa kongrede taraf olmayacağını defalarca kamuoyuyla paylaşırken salona İl Başkanı Alaattin Yüksel ile girip salonda tur atmadı mı'
Ne demişti Başkan “ben taraf olmayacağım” ama milletvekillerinin delegeye müdahale ettiğini ve bu nedenle kongre sürecine müdahale ettiğini söylüyor.
Buna kimse inanmıyor. Dolayısıyla Başkan Kocaoğlu’nun televizyonda çıkıp açık açık evet ben kongrede taraf oldum. Ve bununda bir mazereti yok. Bu daha samimi bir açıklama olurdu.
Kongre salonunda olan ve yaşananları çıplak gözle izleyen biri olarak, kendi gördüklerimi söylemem gerekirse, Başkan Kocaoğlu yüzüne ilk defa yapılan eleştirilere tahammül edemedi. Ve kongrede çok konuşulacak o açıklamayı yaptı.
Başkan Kocaoğlu’nun öfke kontrolü sorunu oluğunu düşünüyorum. Başkan Kocaoğlu’nun yaptığı ilk değil, daha önce eski milletvekili Mehmet Ali Susam’la Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yaşadığı olay hala hafızalarda... Bunlar kameralar önünde olanlar bir de olmayanlar var.
Eğer kongrede Başkan Kocaoğlu’nun yüzüne yapılan o eleştiriler yapılmamış olsaydı bugün İzmir kamuoyunda bunlar konuşulmayacaktı.
İşin özeti bu...
Şimdi gelelim bir diğer konuya... Belediye başkanları örgüte müdahale etsin mi etmesin mi'
Meselesine....
Tabi ki, belediye başkanları siyaset yapacak ve kongrelerde müdahil olacak, buna milletvekilleri de siyaset ile uğraşan kişilerde karışacak... Ancak; burada sorgulanan Aziz Başkan’ın il kongresine müdahale etmesi değil, “ben kongreye karışmıyorum” açıklamasından sonra salona Yüksel’le girmesi ve kongrede yaptığı konuşmada açık açık taraf olmasıydı.
Bazı köşe yazarları kalkmış Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın yaptığı açıklamayı yorumlamış. Bence Başkan Karabağ’ın orada ne anlatmak istediğini iyi anlayamamış. Ne diyor Başkan Karabağ, “Kocaoğlu’nun oradaki tavrı külliyen yanlış. Bir oyum var o da Nevzat’ın” diyor. Sonra ne mi old? İl başkanlığına Alaattin Yüksel’i işaret etti. Kürsüde çok sinirliydi iki tarafında kavga üslubu yanlıştı.” Bu açıklamadan benim anladığım Başkan Kocaoğlu’nun kongre sürecinde tutarsız davranışlarından kaynaklanan sorunlara dikkat çekmişti.
Ancak; sevgili köşe yazarı konuyu almış Bayraklı’da yapılan kongreye ve orada yaşananlara atıfta bulunmuş. Oysa kongre salonunda mevcut ilçe başkanı Cemalettin Alper’in karşısında aday olan Songül Gök yeterli imza toplayamadığı zaman devreye girerek Songül Gök’ün aday olması için yeterli imzanın verilmesini sağlayan Başkan Karabağ’dı...
Masa başında oturup ahkam kesmek kolay...
Oysa bu işin realitesi var. Bunu bilerek yazmak gerekmez mi' Sadece birilerine yaranmak için yazılan bu yazıları İzmirliler görüyor. Bu nedenle ona buna sıcak görünmek için bu yandaşlıktan vaz geçmek gerekiyor.
Bir de şu meseleye gelelim aynı yazar kongreden hemen sonra yazdığı yazıda Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ı hedef göstererek “Kemal Karataş - Deniz Baykal ikilisinin yazdığı belediye başkanları bu kadar zorlamadı sizi 2013'te Ali Engin’i seçtirirken... Ya yaşlanıyorsunuz ya da kalenize kendi ellerinizde soktuğunuz Truva atlarının... Şapkayı önünüze koyup düşünmekte fayda var...” diyerek Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ı Kocaoğlu’nun arkasından iş yapmış gibi göstermeye çalışıyor...
Oysa gerçek hiçte öyle değil...
Gerçek Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun bir hafta içinde iki farklı karar verdiğinden dolayı kaynaklanan görüş ayrılıkları...
Başkan Karabağ-Kocaoğlu ile üzerinde konuştuğu adayın yanında durdu. Yani gemiyi terk eden Kocaoğlu oldu. Yani kalede olan Kocaoğlu değil, Karabağ’dır.. Dolayısıyla kimin Truva atları ile kaleye geldiği belli.
Fazla söze gerek yok.
Nokta.
Oysa aynı Karabağ yerel seçimlerden önce 9 ilçe başkanının Ankara’ya giderek CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na “Kocaoğlu ile olmaz” diyen ilçe başkanlarının içinde kendi ilçe başkanına karşı ilçe sekreterine açıklama yaptırarak Kocaoğlu’na tek destek veren belediye başkanı değilmiydi.
Yine Büyükşehir Belediyesi’nde operasyon yapılırken, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na destek veren açılamalar yapan tek belediye başkanı değilmidir...
Arşive iyi bakmak lazım... Truva atlarının nerde olduğunu iyi görmek lazım...
Yapılan yorumlar ile kongrede yaşanan bir gerçeği değiştirmek yanlış olacaktır. Önceki köşe yazımda da ifade ettiği gibi CHP İzmir’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ve kim ne derse dedin kongrede Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ güçlü çıkmıştır.
Başkan Kocaoğlu “bana kumpas kuruldu” diyerek kongrede yaşananlara kılıf uydurmaya çalışıyor.
Evet; belki bu cümle çok sert oldu ama Başkan yaptıklarına kılıf arıyor...
Oysa kongrede taraf olmayacağını defalarca kamuoyuyla paylaşırken salona İl Başkanı Alaattin Yüksel ile girip salonda tur atmadı mı'
Ne demişti Başkan “ben taraf olmayacağım” ama milletvekillerinin delegeye müdahale ettiğini ve bu nedenle kongre sürecine müdahale ettiğini söylüyor.
Buna kimse inanmıyor. Dolayısıyla Başkan Kocaoğlu’nun televizyonda çıkıp açık açık evet ben kongrede taraf oldum. Ve bununda bir mazereti yok. Bu daha samimi bir açıklama olurdu.
Kongre salonunda olan ve yaşananları çıplak gözle izleyen biri olarak, kendi gördüklerimi söylemem gerekirse, Başkan Kocaoğlu yüzüne ilk defa yapılan eleştirilere tahammül edemedi. Ve kongrede çok konuşulacak o açıklamayı yaptı.
Başkan Kocaoğlu’nun öfke kontrolü sorunu oluğunu düşünüyorum. Başkan Kocaoğlu’nun yaptığı ilk değil, daha önce eski milletvekili Mehmet Ali Susam’la Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yaşadığı olay hala hafızalarda... Bunlar kameralar önünde olanlar bir de olmayanlar var.
Eğer kongrede Başkan Kocaoğlu’nun yüzüne yapılan o eleştiriler yapılmamış olsaydı bugün İzmir kamuoyunda bunlar konuşulmayacaktı.
İşin özeti bu...
Şimdi gelelim bir diğer konuya... Belediye başkanları örgüte müdahale etsin mi etmesin mi'
Meselesine....
Tabi ki, belediye başkanları siyaset yapacak ve kongrelerde müdahil olacak, buna milletvekilleri de siyaset ile uğraşan kişilerde karışacak... Ancak; burada sorgulanan Aziz Başkan’ın il kongresine müdahale etmesi değil, “ben kongreye karışmıyorum” açıklamasından sonra salona Yüksel’le girmesi ve kongrede yaptığı konuşmada açık açık taraf olmasıydı.
Bazı köşe yazarları kalkmış Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın yaptığı açıklamayı yorumlamış. Bence Başkan Karabağ’ın orada ne anlatmak istediğini iyi anlayamamış. Ne diyor Başkan Karabağ, “Kocaoğlu’nun oradaki tavrı külliyen yanlış. Bir oyum var o da Nevzat’ın” diyor. Sonra ne mi old? İl başkanlığına Alaattin Yüksel’i işaret etti. Kürsüde çok sinirliydi iki tarafında kavga üslubu yanlıştı.” Bu açıklamadan benim anladığım Başkan Kocaoğlu’nun kongre sürecinde tutarsız davranışlarından kaynaklanan sorunlara dikkat çekmişti.
Ancak; sevgili köşe yazarı konuyu almış Bayraklı’da yapılan kongreye ve orada yaşananlara atıfta bulunmuş. Oysa kongre salonunda mevcut ilçe başkanı Cemalettin Alper’in karşısında aday olan Songül Gök yeterli imza toplayamadığı zaman devreye girerek Songül Gök’ün aday olması için yeterli imzanın verilmesini sağlayan Başkan Karabağ’dı...
Masa başında oturup ahkam kesmek kolay...
Oysa bu işin realitesi var. Bunu bilerek yazmak gerekmez mi' Sadece birilerine yaranmak için yazılan bu yazıları İzmirliler görüyor. Bu nedenle ona buna sıcak görünmek için bu yandaşlıktan vaz geçmek gerekiyor.
Bir de şu meseleye gelelim aynı yazar kongreden hemen sonra yazdığı yazıda Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ı hedef göstererek “Kemal Karataş - Deniz Baykal ikilisinin yazdığı belediye başkanları bu kadar zorlamadı sizi 2013'te Ali Engin’i seçtirirken... Ya yaşlanıyorsunuz ya da kalenize kendi ellerinizde soktuğunuz Truva atlarının... Şapkayı önünüze koyup düşünmekte fayda var...” diyerek Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ı Kocaoğlu’nun arkasından iş yapmış gibi göstermeye çalışıyor...
Oysa gerçek hiçte öyle değil...
Gerçek Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun bir hafta içinde iki farklı karar verdiğinden dolayı kaynaklanan görüş ayrılıkları...
Başkan Karabağ-Kocaoğlu ile üzerinde konuştuğu adayın yanında durdu. Yani gemiyi terk eden Kocaoğlu oldu. Yani kalede olan Kocaoğlu değil, Karabağ’dır.. Dolayısıyla kimin Truva atları ile kaleye geldiği belli.
Fazla söze gerek yok.
Nokta.
Oysa aynı Karabağ yerel seçimlerden önce 9 ilçe başkanının Ankara’ya giderek CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na “Kocaoğlu ile olmaz” diyen ilçe başkanlarının içinde kendi ilçe başkanına karşı ilçe sekreterine açıklama yaptırarak Kocaoğlu’na tek destek veren belediye başkanı değilmiydi.
Yine Büyükşehir Belediyesi’nde operasyon yapılırken, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na destek veren açılamalar yapan tek belediye başkanı değilmidir...
Arşive iyi bakmak lazım... Truva atlarının nerde olduğunu iyi görmek lazım...
Yapılan yorumlar ile kongrede yaşanan bir gerçeği değiştirmek yanlış olacaktır. Önceki köşe yazımda da ifade ettiği gibi CHP İzmir’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ve kim ne derse dedin kongrede Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ güçlü çıkmıştır.