Dolar 32,3398
%0.18
Euro 35,1129
%-0.2
Altın 2.238,510
%-0.22
Bist-100 8,77
%0.54

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Çiğli'deki bu hesaplaşma kimseye yaramaz!

CHP’deki delege seçimleri tam anlamıyla “karşılıklı hesapların görüldüğü” bir duruma döndü.

Bayraklı, Çiğli, Karşıyaka, Karabağlar, Buca ve diğer ilçelerde tartışmalar tüm hızı ile devam ediyor…

*Her yerde bir tartışma ve kendince farklı hesaplaşmalar yapılıyor. İlçe başkanları veya belediye başkanlarının tehlike gördüğü kişilerin Ali Cengiz oyunları ile ayağı kaydırılmaya çalışılıyor.

Tartışmalar, kavgalar, itirazlar…

Bu dönem en fazla karşılaştığımız olayların başında geliyor.

Bunlar olunca tamam! CHP’de delege seçimleri başladı diyoruz.

Bu tartıştırmaların içinde hak ve hukuk aramanın ötesine geçilen bir ilçe var ki CHP açısından kaygı verici bir durum olduğunu belirtmek isterim.

Evet, CHP’nin en güçlü olduğu ilçelerden biri olan Çiğli’den bahsediyorum.

Çiğli’deki delege seçimlerinde yaşananlar tam anlamıyla “KAN DAVASINA” dönmüş durumda.

Son günlerde yaşananlar sanki ilk defa oluyormuş gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor.

Anlamadığım sanki Çiğli’de ilk defa bu tartışmalar yaşanıyor… Oysa bu dönem yaşananların 10 katı geçen dönemlerde yaşanmadı mı'

Konuşulanları hayretle izliyorum.  Biz bu filmi daha önce defalarca izlemiştik.

Önceki ilçe başkanlarının yaptıklarına bakalım… 

Çiğli’de en uzun süre ilçe başkanlığı yapan Ali Rıza Koçer döneminde seçim olduğu gün 12. Maddeden üye gelirdi, listelerden üyeler silinirdi. En son olay ise hala partililerin hafızasında.  Koçer,  CHP ilçe için alındığı söylenen aracı, kongreyi kaybettikten sonra alıp gitmiş ve o dönem İl Başkanı olan İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ile bu yüzden mahkemelik olmuştu. Dava hala devam ediyor.

Koçer’den sonra ilçe başkanlığı koltuğuna oturan Ayhan Güneş döneminde ise birçok yerde sandık kurulmuyordu. Hatta arabanın arkasında delege seçimleri yapıldığı öne sürülüyordu.

Son olarak geçen kongrede  Zeynel Mertoğlu’na karşı seçim kaybeden Utku Gümrükçü döneminde de tartışmalar bitmedi…

O dönemde seçimler iptal edildi, seçim yapılan mahallerde seçim tarihleri değiştirildi. Hatta bazı mahallelerin seçim yerleri iptal edilip ilçe binasında seçim yapılmıştı. Ve kısa zaman önce sahte imza ile 615 kişinin kaydının silindiği iddia edilmişti.  

Daha buna benzer aklıma gelmeyen birçok konu var…

Bu tartışmalar her dönem yaşandı.

Ve bu konular hiçbir zaman mahkeme koridorlarına taşınmadı…

Şimdi Ataşehir Mahallesi’nde ilçe yönetiminin “sahtecilik” yaptığını iddia edenler o dönem İlçe Başkanı Utku Gümrükçü ve Ali Rıza Koçer ile birlikte hareket eden ekibin içindeki kişilerdi.

Neden o zaman çıkıp hakları gasp edildiğini iddia eden 615 kişinin haklarını aramadılar… Ya da bugün ilçe başkanlığı koltuğunda oturanlar neden konuyu mahkemeye taşımadılar…

Oysa bu tartışmalar CHP içinde her dönem yaşanır. Ve parti içinde çözülürdü…

Görünen o ki, CHP bu dönem mahkeme koridorlarına taşınacak.

Şimdi Ataşehir Mahallesi’yle ilgili yapılan itiraz ve ardından seçimin iptal edilme gerekçesi partinin ilgili kurulları tarafından denetlenerek bir karara bağlanacak.

Konu il başkanlığına yeni intikal etmiş ve daha görüşülmemişken, il yönetim kurulu tarafından bir karara bağlanmamışken, pati içi hak arayışı sona ermemişken bu açıklamalar ve bu acele niye'

Bunun birkaç anlamı var…

1-İl Başkanı’na ve yönetim kurulu üyelerine güvenmemek.

2- Bu durumu fırsat bilerek hem ilçeyi hem de belediye başkanını yıpratmak.

Parti içi yarışta kendisine avantaj sağlamak için bulunduğu makamı kullanan ve yapılan hamleleri kalkıp siyasi malzeme yaparak CHP’yi kamuoyu önünde tartışmaya açanların, tartışmalar bittikten sonra ne yapacaklarını çok merak ediyorum.

Başka bir parti ağzı ile partisinin kurumsal kimliğini, ilçe başkanını ve yönetim kurulu üyelerini “iki delege için” kamuoyu önünde tartışmaya açanların acaba bu partide kalması ne kadar doğrudur.

Bunu CHP’lilerin sorgulaması gerektiğini düşünüyorum.

Şimdi CHP Çiğli’de diğer partilerin bu konuda yapacağı muhalefete malzeme veren sıfatı ve kimliği kim olursa olsun parti içinde hala siyaset yapmaya devam edecek olması, CHP için 2019’da yapılacak kritik seçimler öncesi büyük bir handikap.

Bu kadar başıboş ve disiplin mekanizmasının olmadığı bir partide 2019’da nasıl bir dayanışma ruhu oluşacak…

Çiğli’de yaşananlar Hasan Arslan, Zeynel Mertoğlu, Ali Rıza Koçer, Aziz Buğa meselesi değil.

Bu kişilerin etrafında olan bazı kimselerin 2019 planları içinde kendisine siyasi avantaj sağlamak için yaptıkları hamlelerdir.

Ancak bu yapılanlar Çiğli’de hiç kimseye bir şey kazandırmayacak.

Çiğli’de yaşanan bu savaşın içinde aslında herkes mağdur.

Bu konu muhalif olup bağıranlara da, iktidarda olup eleştirilenlere de yaramıyor.

Bir de kenarda sessiz sedasız izleyenler.

İlçe Başkanı Zeynel Mertoğlu ve Belediye Başkanı Hasan Arslan ile onların karşında sert muhalefet yapan bağırıp, çağırıp, yaygara çıkaran Aziz Buğa ve yanında olan bazı meclis üyeleri siyaseti bilmiyor. Ve şuan kullanılıyor.

Şunu çok iyi görüyorum ki, bir dahaki dönem kim gelirse gelsin bu arkadaşlar olmayacaktır. En güzel örnek geçen dönem benim dostum olan Önder Özdemir’dir… O da çok haksızlıklara karşı mücadele ettiğini söyledi kavga etti, açlık grevine gitti, mahkemelik oldu, sonuçta en sonunda partiden istifa etti. Ve gitti.

Şimdi bu arkadaşların Önder Özdemir kadar güçlü bir çevresinin olmadığını düşünürsek görevlerini yapıp sonra gidecekler diye düşünüyorum…

Dedim, bazı kişiler siyaseti bilmiyor. Siyaseti bilen adamlar nasıl ağır duruyor.

Ses seda yok.

Onlar Çiğli’de muhalefet yapıyor.

Neden hiçbir kavganın ve tartışmanın içinde yokla? Akıllı muhalefet yapıyorlar. Evet,  Ali Rıza Koçer ve İl Yöneticisi Utku Gümrükçü’den bahsediyorum…

O kadar kavga gürültü var ama onlarda tık yok…

Akıllı siyasetçi böyle davranır diye düşünüyorum…

Söyleyecek söz yok.