'Çılgın' tüneller karanlıkta kaldı

AK Parti’nin geçtiğimiz genel seçimler öncesinde vaat ettiği ve “35 İzmir 35 Proje” arasında yer alan kentin iki ayrı ucundaki tünel ve yol projeleri karşılaşılan zorluklar ve yapım sürecinde meydana gelen aksilikler sebebiyle henüz tamamlanamadı. Kent merkezinde yer alan ve Damlacıklı vatandaşların mülkiyet haklarını ortadan kaldıran Konak Tünelleri Projesi’nin 2015 yılının ilk yarısında, Sabuncubeli tünellerinin ise 2016 yılında bitirilmesi planlanırken, her iki proje de İzmirlilerde hayal kırıklığı yarattı.

Ege Postası
24.10.2014 - 12:34

ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Hükümetin çılgın projeleri olarak da adlandırılan ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından kent içi trafiği rahatlatmak amacıyla hayata geçirilen İzmir’deki iki ayrı tünel projesi önümüzdeki genel seçimlere yetişmeyecek. İnşaat sürecinde sayısız zorlukla karşılaşılan ve yapım maliyetleri git gide artan Sabuncubeli ve Konak Tünelleri projelerine defalarca erteleme gelirken, her iki proje de duyurulan bitiş tarihine yetiştirilemedi ve İzmirlilere çile olarak geri döndü.

“ÇİLE TÜNELİ” OLDU
Jeolojik zemin etütleri, imar planları, ÇED raporu olmadan, ihalesiz şekilde yapımına başlanan ve Yeşildere-Konak arasında ulaşımı rahatlatması öngörülen Konak Tünelleri Projesi resmi açıklamaya göre 2015 yılının ilk yarısında tamamlanacak. 7 Mart 2012 tarihinde yapım çalışmaları başlayan Konak Tünelleri’nin bitiş tarihi yapım sürecinde zemin ve zemin üstünde karşılaşılan zorluklar nedeniyle defalarca ertelendi. Toplam uzunluğu bin 700 metre olan iki ayrı tüpten oluşan ve toplam maliyeti 110 milyon TL olarak duyurulan projenin, deprem fay hattı ve heyelan bölgesi üzerinde yer alması, zeminin zorluğu gibi sebeplerle yapım çalışmaları git gide zorlaşırken, keşif artışını da gündeme getirdi ve yapım giderleri 150 milyon TL’ye çıktı. Üzerinden geçtiği Beştepeler bölgesindeki yüzlerce konutta ciddi çatlaklar ve yıkım tehlikesi de yaratan tünel projesinin yapımı sırasında Damlacık bölgesindeki Sümer Mahallesi’nde 50’ye yakın konut yıkılırken, inşaat işlerini üstlenen yüklenici firma tarafından mülkiyet sahiplerine gayrı-resmi kamulaştırma evrakları gönderilmesi nedeniyle vatandaşlar duruma isyan etmiş ve kentteki birçok sivil toplum örgütünün de destek verdiği bir eylem süreci yaşanmıştı.

KONAK TÜNELLERİ İÇİN İPTAL DAVASI DEVAM EDİYOR
Bir yanda bölgede yaşayan halk kamulaştırma davaları ile uğraşırken, diğer yanda ise Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’nin tünel planlarının iptali yönünde açtığı davada ise bilirkişi incelemesi devam ediyor. Karayolları Bölge Müdürlüğü ve Ulaştırma Bakanlığı ortaklığında yürütülen projenin özellikle Bahri Baba Parkı civarındaki giriş istikametinin arkeolojik sit alanı olması sebebiyle Kültür Varlıkları Koruma Müdürlüğü’nün denetiminde arkeolojik kazılar gibi işlemler de yapıldığından temeli 22 Eylül 2011’de atılan ve iki yılda hizmete açılacağı duyurulan Konak Tünelleri, yeni bir erteleme gelmediği takdirde 2015 yılında iki senelik gecikme ile hizmete girecek.

SABUNCUBELİ HEYELANA TAKILDI
İzmir’in bir başka çile tüneli olan Sabuncubeli Projesi’nin ise, resmi açıklamaya göre 2016 yılında tamamlanması hedefleniyor. 4 bin 75 metre uzunluğunda olan ve yap-işlet-devret modeli ile hayata geçirilen proje için merkezi hükümetin açıkladığı resmi rakamlara göre herhangi bir harcama yapılmazken, zayıf zemin formasyonu üzerinde çalışmaları devam eden tünel inşaatı çeşitli iddialar ile gündeme gelmişti. Yapımına başlandığında 2 bin 800 metre olarak hedeflenen ancak daha sonra uzatılan tünelin güzergahında meydana gelen heyelan sebebi ile projenin tamamlanması da ertelenmişti.

2016’NIN SONUNA ERTELENDİ
Manisa-İzmir arasında yolculuk süresini 15 dakikaya indirmesi planlanan bir başka “çılgın proje” olan Sabuncubeli Tüneli’nin temeli 9 Eylül 2011 tarihinde gerçekleştirilen görkemli bir törenle atılırken, 2015 yılında bitirilmesi planlanmıştı. CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören’in “şaibe” iddiaları ile gündeme taşıdığı tünel projesinin yaşanan heyelan ve eğim gibi zorluklarla 2016 yılının sonunda hizmete alınacağı duyurulmuştu. Diğer yandan, “ucu açık” devam eden tünelin inşaatı sırasında ortaya çıkan ve olgunlaşmamış kömür özelliği taşıyan molozun ilgili yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak inşaat alanının hemen yakınındaki orman alanına döküldüğü ortaya çıkması üzerine çevre örgütleri yaşanan duruma büyük tepki göstermişti.