Dolar 34,6537
%0.03
Euro 36,3767
%-0.01
Altın 2.942,510
%0.37
Bist-100 9.636,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
'Çok başlı yapı bizim ayağımıza pranga vuruyor'

'Çok başlı yapı bizim ayağımıza pranga vuruyor'

''Nasreddin Hoca damdan düştüğünde doktor değil, damdan düşmüş birini istemiş. Ben damdan düşmüş birisiyim. Damdan düşmüş birisi olarak bu işleri biraz biliyoruz'' diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, çok başlı bir yönetimin sıkıntı yarattığını belirterek, “Çünkü çok başlılık bir defa ayaklarımızı adeta prangaya vurmuş gibi süreci ağırlaştırıyor, hızlandırmıyor. Eğer bizde başkanlık sistemi olsaydı biz geldiğimiz noktanın çok daha ilerisinde olurduk” dedi.

  • Ege Postası
  • 29.01.2015 - 22:50
İşte TRT Haber'de canlı yayınlanan programda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından önemli satırbaşları:
G20’NİN 10’U BAŞKANLIK
(Nasıl bir başkanlık sistemi arzu ediyorsunuz') “Dünyada şu anda G20 ülkeleri içerisinde, en gelişmiş ülkeler malum, bunların içerisinde şu anda 10 tanesi başkanlık sistemiyle yönetiliyor, geri kalan 8 tanesi başkanlık sistemi değil, böyle bir yapı içerisinde artık bir gerçeği görmemiz lazım. Acaba çok daha seri, kolay nasıl muhassır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarız, bunun üzerinde düşünmemiz lazım. Çünkü çok başlılık bir defa ayaklarımızı adeta prangaya vurmuş gibi süreci ağırlaştırıyor, hızlandırmıyor.
DENETİMSİZ OLMAZ
Şu anda parlamenter demokrasi dediğimiz olay nedi? Parlamento esaslıdır. Parlamento esaslı sistem de başkanlık sistemi yok farz edilmiyor ki orada da o var. Burada şimdi bazıları Amerikan sistemi diyor, bu tartışılır, ayrı bir konu. Amerika’da Temsilciler Meclisi var, Senato var. Türkiye’de illa onu yapacak değil. Türkiye bunu kalkar sadece parlamento olarak, milletvekilleri olarak alır onlarla bu süreci işletir. Denetim esaslı mı olaca? Tabi ki denetim esaslı olacak. Denetleyen neresi olaca? Parlamento olacak, Meclis olacak. Yani Meclis’in vermediği bir izni siz bir defa kullanamazsınız. Anayasa ile başkana verilmiş olan tabi ki yetkiler vardır, onun belirlenmiş bir yetki alanı vardır, o yetki alanında hareket edeceği gibi aynı zamanda parlamentonun kendisine vereceği yetkileri kullanma hakkı doğacaktır. Bunun nereye kadar olacağı, bunları belirleyecek olan yine orasıdır. Bir defa denetimsiz bir anlayışın olması çok çok sıkıntılar doğurur böyle bir sıkıntıya zaten mahal vermek mümkün değildir.
'BEN DAMDAN DÜŞMÜŞ BİRİYİM'

“Teori noktasında bir çok insanlar pek çok şeyin teorisini ortaya koyabilir ama yaşayarak bir şeyi yapıyorsanız o noktada çok daha farklı olur. Nasreddin Hoca’nın bana doktor değil damdan düşen birini getirin dediği gibi. Ben damdan düşmüş biriyim. Eğer bizde başkanlık sistemi olsaydı çok daha ileri bir noktada olurduk. Pek çok kez önümüz tıkandı. Abdullah Bey ile Ahmet Bey ile olan durumumuz farklı ama bu sistemde bir üçlü kararnamede bir atama yapmak çok zor. Ben istediğimle çalışırım ama bu sistemde sizinle gelen sizinle gitmiyor. Mesela yargı bunu engelliyor. Yargı ile 11 kere görevden alınan 12. kez geliyor. Mesela Nasuhi Bey’in durumu. Bu hükümet Nasuhi Bey’i TRT Genel Müdürlüğü’ne atadı. Kaç kere alındınız görevde? 2 kez. İşte bu kurum nasıl yürüyece? Yargı alıyor, siz atıyorsunuz. Yargı alıyor, siz atıyorsunuz. O zaman kurumdaki alt üst ilişkisi bozuluyor. Tabii bu değişiklik için Anayasa değişikliği şart. Bizim hukuku zorlama noktasından sıyrılmamız için başkanlık sistemine ihtiyacımız var. Halkımızın bu tür sistemleri tanıması isabetli olur.”
ÇOK DAHA İLERİDE OLURDUK
Nasreddin Hoca damdan düştüğünde doktor değil, damdan düşmüş birini istemiş. Ben damdan düşmüş birisiyim. Damdan düşmüş birisi olarak bu işleri biraz biliyoruz. İstanbul Büyükşehir’de yaptığımız uygulamalar ortada, başarımız ortada, bunu İstanbullu biliyor. 12 yıllık ülkemizdeki başbakanlığımız döneminde yaptıklarımız da ortada. Eğer bizde başkanlık sistemi olsaydı biz geldiğimiz noktanın çok daha ilerisinde olurduk. Birçok kez bizim önümüz tıkanmıştı, bunları aşana kadar çok mücadeleler verdik.
BENLE GELEN BENLE GİDER
Mevcut sistemle üçlü kararnameyle bir kişiyi istediğimiz makama atamalar noktasında sorunlar yaşıyoruz ama başkanlık sisteminde böyle bir sorun yaşanmayacak. Çalışacağım adamı ben belirlerim, benle gelen benle gider. Bunu şu andaki sistemde yapamazsınız, sizinle gelen sizinle gitmiyor. Birileri bunu engelliyor, mesela yargı engelliyor. Yargı bunu engellediği zaman yerindelik ne olaca? Halk sorumlu olarak kimi tutuyo? Siyasiyi tutuyor. Yargıdakini tutuyor m? Hayır. Yargıdaki gelip ‘ben 11 defa alırım, 12’nci defa tekrar atarım’ diyor, yargıyla böyle bir sürtüşmenin içerisine giriyorsunuz. Böyle memleket yönetilmez ki, şehirler yönetilmez ki, kurular yönetilmez ki. Bunların hepsi parlamenter sistemin bana göre eksikleridir, yanlışlarıdır. Başkanlık sistemiyle bunların ben aşılabileceğine inanıyorum.
MEVCUT YAPIDA ZORLUYORUM
(Hukuku zorladığınız iddiaları var) Şu anda mevcut yapı içerisinde bu böyle. Siz bir kuruma inandığınız birisini atıyorsunuz. Bakıyorsunuz ki birileri bir şikayette bulunuyor, hemen görevden alınıyor. Bu sefer hükümet ‘ben buna inanmışım, ben bunu getireceğim’ diyor tekrar sizi atıyor. Yargı alıyor, siz atıyorsunuz, yargı alıyor, siz atıyorsunuz. Kurum ne oluyo? Oradaki alt, üst ilişkisi bozuluyor. Bizim hukuku zorlama noktasından sıyrılmak için bu işi başarmamız lazım. Böyle bir adımın atılabilmesi için öncelikle anayasa değişikliği şart. Anayasa değişikliği için 367 şart, burada hükümetimizin öyle bir adımı atabilmesi için 367’yi yakalaması lazım veyahut da 330’u yakalaması lazım, referandumla böyle bir değişikliği halka götürsün. Sistemi değerlendirme noktasında kanaatlerimi söylüyorum, sistem noktasında böyle bir şeye inandığım için konuştum. Bizim Burhan Bey’in konuyla ilgili yazmış olduğu kitabı var, başka yazılmış bu konuyla ilgili birçok kitaplar var. Bunların tartışılmasını halkımızın bu tür sistemleri tanıması, anlaması bakımından isabetli olacağı inancındayım.
ABD PADİŞAHLIKLA MI YÖNETİLİYOR'
(Padişahlık istediği eleştirilerine) Bana göre İngiltere bile yarı başkanlıktır. Hakim olan unsur kraliçedir. Bugün en demokratik ülke dendiğinde ABD denir. Padişahlık mı var orad? Amerika, Brezilya, Güney Kore, Meksika olunca padişahlık olmuyor, yani Türkiye’de böyle bir tez ileri sürülünce niye padişahlık oluyo? Eğer biz şu 12 seneyi bu kadar zor şartlarda yürüttüysek bu da demek ki gördüğümüz bazı şeyler var. İstiyoruz ki daha ileri gidelim, halkımızın yaşam standardını daha yüksek seviyelere çıkartalım.
BAŞKAN BİRİNCİ YARDIMCISI
(Parlamento, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay gibi kurumların denetiminin geçerli olduğu başkanlık sistemi) Bu sistemler oluyor ama bu sistemlerin işleyişinde başkanın belli bir yere kadar yetkisi oluyor. Başbakan, bu defa başbakan olarak değil başkan birinci yardımcısı, ikincisi yardımcısı olarak görev alanlar var. Onların muadilleri, hükümet başkanlarının olduğu ülkelerde başbakanlar. Bu demek değildir ki başkan, başbakanlarla görüşemez. Onlarla da görüşür. Sistemin omurgaları vardır. O omurgalarla lüzumsuz olanlar varsa onları zaten koyarsınız bir kenara. Olması gerekenler varsa onlarla beraber zaten yola devam edilir.
ÖDEMEMİZ GEREKEN BEDEL VARSA DEĞERLENDİRİRİZ
Ermeni diasporası rahat durmuyor. Onlar yine karıştırmaya, kurcalamaya devam edip, Türkiye ile bu noktada bir cebelleşmenin, adeta bir kavganın içerisinde bu süreci işletmek istiyorlar. Böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Birilerinin siparişi üzerine biz, bir sözde Ermeni soykırımını da kabul etmeye mecbur değiliz. Biz diyoruz ki; bu konuda samimiyseniz gelin bunları tarihçilere bırakalım. Tarihçiler bu konuda çalışsınlar. Raporlar sunulsun. Eğer hakikaten bizlerin bir suçu ve ödememiz gereken bir bedel varsa değerlendirir gereken adımları atarız. Yanlışlar olduğu kadar karşı tarafın katliamları da var. Biz samimiyiz masaya oturma noktasında kaçan onlar.
SEVSİNLER SENİ
(Kobani açıklamaları) Çiftetelli değilse halay çekiyorlardı. Ortada bir enkaz var. Bütün bedeli bizim üzerimizde. DEAŞ çekildi de ne oldu. Kobani’nin inşası kimler tarafından yapılacak, kim orayı inşa edece? Nerede bombalayanlar. (Bize mi kalacak') Nasıl bize kalsı? Birileri de TOKİ inşa etsin diyor. Argo olacak ama alışsınlar bunlara. ‘Sevsinler seni’ derler. Bu kadar sahipleniyorsunuz gidin inşa edin. Halay çekecek insan arıyorlarsa herhalde halay da çekmeyeceğiz. (Hürriyet)
 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.