'Hedef sıfır kadın cinayeti olmalı'

Kadına yönelik şiddetin arttığını belirten İzmir Kadın Kuruluşları Birliği ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği İzmir Şubesi'nin eski Başkanı Tülin Kesiktaş Eraslan, kadınların her türlü şiddet ve ayrımcılıktan korunması, kadınlarla erkekler arasında eşitliğin yaygınlaştırılması ve bu konularda uluslararası işbirliğinin yaygınlaştırılmasını hedefleyen İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasını istedi.

Türkiye’nin 'kadına şiddet tarihi'ne Emine Bulut’un "Ölmek istemiyorum" çığlıklarıyla can verirken çekilen görüntülerinin eklendiğini belirten Eraslan, düne kadar Kadına Şiddetin Önlenmesi Yasası’na 'yuva yıkıyor' diye karşı çıkanların hafta içi sosyal medya hesaplarından paylaşımlarda bulunduğunu dile getirdi. Eraslan, "Gerçekten şiddeti çözmede samimiyseniz çok basit, İstanbul Sözleşmesi'ni uygulayın. Kapalı kapılar ardında sevgisiz, paylaşımsız, çocukların da her gün psikolojik şiddet gördüğü birçok aile var. Hiçbir kadın mutluyken karakola gidip şikayetçi olmaz, uzaklaştırma almaz, hastanede darp raporuna başvurmaz, boşanmaz" diye konuştu. Son 6 ayda neredeyse günde ortalama 5 kadının öldürüldüğünü anlatan Tülin Kesiktaş Eraslan, bu toplumsal sorunun kadın güçlendirilerek aşılacağını kaydetti. Eğitimde ve istihdamda fırsat eşitliğinin önemine dikkat çeken Eraslan, "Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk'a sesleniyoruz, uzun vadede bu büyük toplumsal sorun eğitimle çözülür. Ders kitaplarında kadın algısını ikinci sınıf gören, kadını evde temizlik yapan, kocasının ve çocuklarının hizmetine adamış sınırlara koyarsak kadına saygı kalmaz" dedi.

'ŞİDDETE KARŞI KARARLI POLİTİKALAR ÜRETİLMELİ'

İstanbul Sözleşmesi'nin kadını her türlü şiddete ve ev içi şiddetine karşı koruyan sınırları çok net çizilmiş çözüm olduğunu savunan Eraslan, şunları söyledi:

"6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir. Yuva yıkan yasa diyenlere karşı tam tersi aile içi şiddeti önleyerek aileyi korumaktadır. Meclis açılır açılmaz süreli nafaka gündem de olacak. Bu konunun konuşulması için devletin şartları eşitlemesi gerekir. Kadına da eğitim, istihdam gibi hayati konularda eşit fırsatlar sunulursa zaten kadın bu çoğu zaman tahsil etmekte zorlandığı parayı istemez. Eğer devlet bu sorunu çözmek istiyorsa şartları eşitlemeli, eğer bunu kısa vadede yapamıyorsa o zaman bu nafakayı kadının şartlarını iyileştirene kadar devletin kendisi ödemelidir. Ayrıca bizler okuyup da çalışmayan kadına da karşıyız. Zengin eş asla hayatın garantisi değildir. Kısacası devlet kadın şiddetini çözmede samimi ve kararlı politikalar üretmelidir. Bizler de çözümün bir parçası olma adına her türlü desteğe hazırız. Tıpkı sıfır atık projesine verilen önem gibi sıfır kadın cinayeti konusuna da önem verilmesini istiyoruz." (DHA)