'Mısır'ın yargılanması için gereken ne varsa yapacağız'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Mısır Cumhurbaşkanı Mursi'nin ölümüne ilişkin, "Mursi eceliyle değil öldürülmüştür. Bununla ilgili süreci takip edeceğiz. Uluslararası mahkemelerde Mısır'ın yargılanması için gereken ne varsa yapacağız" dedi.
- Ege Postası
- 19.06.2019 - 15:53
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Sancaktepe Belediye Binası önünde düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Sancaktepelilerle en son 5 Mart'ta bir araya geldiğini hatırlatarak, ilçenin 31 Mart seçimlerinde de yüzde 50'lik oy oranıyla, ilçe belediye başkanlığı görevine Şeyma Döğücü'yü layık görerek, kendilerini yalnız bırakmadığını gösterdiğini söyledi.
Parti teşkilatında yetişen, İstanbul ve ilçeye hizmet şevkiyle bu göreve getirilen, daha önce de belediyede başkan yardımcılığı görevini üstlenen Döğücü ile ilçede yeni bir sürece başladıklarını anlatan Erdoğan, bugüne kadar ki en yüksek oy oranı ile Döğücü'nün belediye başkanlığına layık görüldüğünü belirtti.
Erdoğan, Sancaktepe'yi hayallerine ve hedeflerine uygun bir seviyeye çıkarmak için gece gündüz çalışacaklarını dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:
"Bugün burada açılışını gerçekleştireceğimiz toplam tutarı, eski rakam ile 276 trilyon lirayı bulan 28 kalem yatırım ve hizmetlerin ilçemize, şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Açılışını yapacağımız eserler arasında bir kongre merkezi, çok sayıda okul, mahallelerimizde yapılan konak, bilgi evi, spor sahası, cami, çocuk bahçeleri, buna benzer hizmet birimleri var. Fatih Mesire Alanı, kız yurdu, sağlık ocağı, trafik eğitim alanı, engelli rehabilitasyon merkezi de bugün açılışını yapacağımız eserler arasında bulunuyor.
Ayrıca 8 kilometrelik dere ıslahı, 7,5 kilometrelik yan yol düzenlemesi ile 64 kilometreyi bulan atık su hatları, kurban kesim alanı, pek çok belediye hizmet birimi de açılışını yapacağımız eserler arasında yer alıyor. Tüm bu hizmetleri, ilçemize kazandıran kurumlarımızı, büyükşehir belediyemizi, ilçe belediyemizi tebrik ediyorum."
''ADAM SANKİ İSTANBUL'DA YAŞAMAMIŞ''
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sancaktepe'nin 20 yıl önceki durumuna değinerek, şunları kaydetti:
"Gençler bunu bilse, inanıyorum ki oy verirken daha farklı oyunu verecek. Ama 20 yıl öncesine gittiğimiz zaman bir gerçek var. 20 yıl öncesinde böyle bir Sancaktepe var mıydı Altyapısıyla, üstyapısıyla, okullarıyla, hastaneleriyle, mesire yerleriyle acaba böyle bir Sancaktepe var mıydı Doğal gazıyla, suyuyla acaba böyle bir Sancaktepe var mıydı Burada da çöp dağları yok muydu Ama hamdolsun biz iktidar olduk Sancaktepe farklı bir ilçe oldu. Bu hale getirdik. Sancaktepe adeta küllerinden doğdu.
Birileri çıkmış kendine göre atıyor, tutuyor. Diyor ki '25 senede ne yaptınız'' Bunu diyen Binali Yıldırım kardeşimin karşısındaki aday. Adam sanki İstanbul'da yaşamamış. İstanbul'un neresinde ne olmuş, haberi yok. 2014'ten sonra öğrendi. Daha onlar bu işte çok çok acemi. AK Parti kurulduğu günden beri projeyle, yatırımla, hizmetle milletimizin gündemine gelmiş, gönlüne girmiş bir partidir. Bizim lügatimizde yapamayacağını söylemenin özellikle de boş konuşmanın hele hele yalan ve iftiranın asla yeri yoktur, olmayacaktır. Sizlerin huzuruna çıktığımızda önce eserlerimizi, icraatlarımızı anlattık sonra da projelerimizi, hazırlıklarımızı, yapacaklarımızı ifade ederek destek istedik. Çünkü bu ülkenin ve milletin boş lafa, mugalataya, kendini olmadığı biri gibi göstermeye, takiyeye, halka karşı başka konuşup, arkada başka işler yapmaya bu milletin karnı toktur."
"KISIR DÖNGÜYÜ KIRAN AK PARTİ OLMUŞTUR"
Türkiye'nin bu popülist siyaset anlayışı yüzünden geçmişte altın kıymetinde yıllarını heba ettiğini dile getiren Erdoğan, 2. Dünya Savaşı sonrası benzer şartlarda kalkınma yolculuğuna başlanan ülkelerin, bu tür patinajlar yüzünden ilerleyen yıllarda Türkiye'yi fersah fersah geçtiğini söyledi.
Sadece merhum Adnan Menderes ve merhum Turgut Özal döneminde kayda değer sıçramaların ortaya konabildiğini anlatan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Her iki isme de yaptıkları hizmetlerin bedeli, idamdan türlü türlü eziyete ve hakarete kadar uzanan bir zulüm zinciri ile adeta ödetilmiştir. Diğer ülkelere baktığımızda ise planlı ve kararlı bir yolculukla bugün dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına girdiklerini görüyoruz. Ülkemizdeki bu kısır döngüyü kıran da yine AK Parti olmuştur. 17 senede biz bunu başardık. Eğitimde bu devrimi yaptık mı Sağlıkta bu devrimi yaptık mı Ulaşımda bu devrimi yaptık mı Artık benim vatandaşım, hava kirliliğinden kurtuldu mu Çöp dağlarından kurtuldu mu Ümraniye'deki çöplük... O zaman kimdi belediye başkanı CHP. Ümraniye'de kim vardı CHP. Burası patladığı zaman 39 vatandaşımız, Ümraniye'de maalesef öldü. CHP bu be. CHP, çöptür, çukurdur, çamurdur. Şunu bilin ki şimdi gelenler de farklı olmayacaktır."
''ZULÜM 1453'TE BAŞLAMADI, GÖNÜLLERİN FETHİ 1453'TE BAŞLADI''
Erdoğan, pazar günü yapılacak seçim için vatandaşlardan çok çalışmalarını isteyerek, "Pazar günü inşallah akşam farklı bir müjdeyle yola devam etmeliyiz" ifadesini kullandı. Türkiye'nin, Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu kadar uzun süre ve büyük oranlı büyüme dönemi yaşadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tabii bu durum sadece dışarıdakileri değil, içerideki birilerini de rahatsız etti. Son 6 yıldır maruz kaldığımız her saldırının, CHP ve HDP başta olmak üzere, içerideki belli kesimler tarafından hararetle desteklenmesinin sebebi budur. Demokrasi yoluyla, milli iradenin desteğiyle sandıktan çıkarak iktidar olamayacakları vehmine kapılanlar, darbelerden, krizlerden, terör örgütlerinden, siyaset mühendisliklerinden medet umar hale gelmişlerdir. Hatta bu çevreler işi İstanbul'un fethi olan 1453'ün rövanşına kadar götürmüşlerdir. Duvarlara ne yazdıla? 'Zulüm 1453'te başladı' dediler. Bunu yazanlar CHP zihniyeti. Şimdi bu CHP zihniyeti pazar günü bizden oy isteyecek. CHP zihniyetine sesleniyoruz: Zulüm 1453'te başlamadı, gönüllerin fethi 1453'te başladı. İstanbul, zulmün ezdiği Konstantinapol'den kurtularak kime geld? Bize geldi. 31 Mart'ta seçimin neticesine en çok sevinenlerin arasında kimler va? Yunanlılar vardı. Yunan gazetelerinde atılan başlıkları hatırlıyorsunuz değil m? Bu pazar günü bunu tersine çevirmeye var mıyı? Çok gayret edeceğiz, çok çalışacağız. İnşallah bu işi tersine çevireceğiz."
''PAZAR GÜNÜ SİSİ Mİ DİYECEĞİZ, BİNALİ YILDIRIM MI DİYECEĞİZ'''
Erdoğan, Muhammed Mursi'nin darbeyle devrilmesinin ardından söylenen sözlere ve şehadeti sonrası verilen bazı mesajlara işaret ederek, "Bilhassa muhalefete yakın bazı sosyal medya hesapları üzerinden sergilenen çirkeflikleri gördüğünüzde insanlık adına utanıyorsunuz. Çünkü bu CHP zihniyeti, onun benzerleri benimle ilgili de ne diyorlard? Mursi içeri atıldığı zaman 'Erdoğan'ın akıbeti de onun gibi olacak' diyorlardı. Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceği? Mesele bu kadar önemli. Erdoğan'ın akıbetini Mursi'nin akıbetine benzetenler, Sisi zihniyetidir. İşte onun için çok çalışmamız lazım. Biz, bunlardan korkmuyoruz. Biz, kefenimizi giyerek zaten bu yola çıktık. Böyle de yürüyeceğiz. Onun için kefenimizi giyerek bu yola çıkanlara korku asla, asla, asla yakışmaz" diye konuştu.
''MURSİ ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR''
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hanım kardeşlerime özellikle ricada bulunacağım. Biz birbirimizi Allah için seviyoruz. Birbirimizi kırmayacağız, birbirimize asla kem gözle bakmayacağız. Aman buna dikkat edelim. Çünkü biz birbirimizi Allah için seveceğiz, makam, mevki, para pul için değil, sadece Allah için. Bu yolda da böyle yürüyeceğiz" dedi.
Muhammed Mursi'nin, mahkeme salonunda 20 dakika yerde çırpındığını dile getiren Erdoğan, "Orada yetkililer Mursi'ye müdahale etmiyorlar. İşte ben de diyorum ki Mursi, eceliyle değil öldürülmüştür. Mısır'da ilk demokratik yolla yüzde 52 oy oranıyla cumhurbaşkanı olan Mursi'nin naaşından bile korktular. Ailesine Sayın Mursi'yi vermediler. Hanımı maalesef Mursi'yi alanlar arasında yoktu. Vasiyeti vardı Mursi'nin, 'Benim naaşımı köyüme defnedin' diye. Köyüne defnetmediler, devlet kendi belirlediği yere Mursi'yi defnetti. Çünkü korkuyorlardı. Korkaklar, zafer anıtı dikemezler. Bunu böyle biliniz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türkiye'nin süreci takip edeceğini belirterek, şunları söyledi:
"Uluslararası mahkemelerde Mısır'ın yargılanması için gereken ne varsa bunları yapacağız. Bunun yanında aynı şekilde İslam İşbirliği Teşkilatını göreve davet ediyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatının da gerekeni yapması şarttır. Yok şuymuş, yok buymuş... Hayır. Önümüzde G20 var. Osaka'daki G20 toplantısında gündeme getireceğimiz konulardan bir tanesi bu olacak. Zira bizler, hakkın ve haklının yanında olacağız. Zalimlerin yanında olamayız, onların da karşısında olacağız. İnşallah G20 Zirvesi bu noktada önem arz ediyor. Tüm Batı'ya sesleniyorum, demokratlıkla değil, vicdanla da bir ilgilerinin olmadığını müşahede ediyoruz. İşte bunun için ülkemizi ve İstanbul'u, ağızlarından demokrasiyi düşürmeyen, halk düşmanı bu faşist zihniyete pazar günü teslim etmeyeceğiz. Çok koşacağız, çok gayret edeceğiz. Bu topraklarda Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza, Boşnak, Arnavut, ister doğulu ister batılı, ister kuzeyli ister güneyli, kimseyi ayırt etmeyen tek zihniyet vardır, o da AK Parti zihniyetidir. Çünkü biz sizleri, 'Yaratılanı severiz yaratandan ötürü' anlayışıyla seviyoruz. Aranızda ayrım yapamayız."
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
''31 MART SEÇİMLERİ'NİN GALİBİ CUMHUR İTTİFAKI'DIR''
''Sayın Binali Yıldırım'ın rakibi 'çaldılar' diyor. Evet çaldılar bu ifade hukuki bir ifade değildir siyasi ifadedir. Sayımın tamamını yapsaydınız bu pazar günü seçim olmazdı. İşlerine gelmedi. 31 Mart Seçimleri'nin galibi Cumhur İttifakı'dır. İstanbul'un 39 ilçesinin 25'ini biz aldık 1 tanesi MHP'nin 24 tanesi AK Parti'nin. Sadece yüzde 10 oranında yeniden sayımda 16 bin oy gasp edilmekten ancak kurtarıldı. AK Parti'nin oyları çalınmıştır. AK Parti'ye verilen oylar sandık başında iç edilmiştir. Birileri hırsız kim diyor. Bu siyasi bir ifadedir. Zaten iyi biliyorlar bu işi. AK Parti'nin oylarını başkasına yazan göz yuman kimse hırsız odur. İlla isim mi söylemek lazı? Hırsız gece seçim kuruluna baskın yaparak oyların yeniden sayılmasına engel olanlardır.
''TERÖR ÖRGÜTLERİNİN İBB BAŞKANLIĞI SEÇİMİYLE NE İLGİSİ OLUR'''
CHP adayına destek ya Kandil'den, ya Kandil'in güdümündeki partinin cezaevindeki eski genel başkanı Selo'dan ya da yurt dışından geliyor. Terör örgütlerinin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçimleriyle ne ilgisi olu? Yurt dışındaki onca mahfil, İstanbul'u kimin yöneteceğiye niçin bu kadar yakından ilgileniyor Biz, Londra'ya, Berlin'e, Paris'e, Viyana'ya, Amsterdam'a, Brüksel'e kimin belediye başkanı seçildiğiyle uğraşıyor muyu? Demek ki dert başka. Bunların siyasetleri de sahte.
İMAMOĞLU-KÜÇÜKKAYA GÖRÜŞMESİ (YILDIRIM-İMAMOĞLU ORTAK YAYINI)
İstanbul'da otelde moderatörle (Gazeteci İsmail Küçükkaya) CHP'nin adayı (Ekrem İmamoğlu) bir araya geliyor. Orada soruları konuşuyorlar. Hangi soruları soracak, nasıl cevaplar verece? Böyle bir şey olabilir m? Bu ne densizliktir, bu ne ahlaksızlıktı? Moderatörlük yapacaksın, bir televizyon programına çıkacaksınız ve bu televizyon programından önce soruları kalkıyorsun CHP'nin adayına veriyorsun. Kalkarsın her iki adayı da davet edersin onlarla konuşursun. CHP adayı görüşmeyi 2-3 dakika olarak ifade etti ama aynı odada 45 dakika kaldıkları görüntülerle ispatlandı.
''POLİSLERİMİZE HAKARET EDENİN DE ALNINI KARIŞLARIZ''
Daha aday sıfatı taşırken, bunca alengirli işe bulaşan, bunca yalan söyleyen, bırakınız bizi tüm İstanbul'u, tüm milleti kandırmaya çalışan, önüne gelene söven, hakaret eden CHP adayı, acaba yarın o koltuğa oturduğunda neler yapar Allah İstanbul'u böyle bir felaketten korusun. Ordu Valimize bu adam it dedi. Ondan sonra it demedim basit dedim basitleşme dedim dedi. Görsel medyaya bu çıktı. Hepsinde it dediğin var. Yazılı medyaya çıktı orada da var. Seçim sonrası Vali Bey de davayı açacak. Polislerimize hakaret etti. Polislerimiz de davayı açacak. Polislerimize hakaret edenin de alnını karışlarız.
''SURİYELİLERE MAAŞ VERDİĞİMİZ YOK''
Bu ara bir şey uydurdular Suriyelilere maaş veriyormuşuz. Suriyelilere maaş verdiğimiz yok. Bunların hepsi yalandır. Biz sadece fakir vatandaşıma maaş veriyoruz. Evde engellilere hastalara bakanlara maaş veriyoruz. Suriyelilere kamplarda yaşayanlara gıda ilaç eğitim hastane destekleri veriyoruz. Şu ana kadar 330 bin Suriyeliyi, Cerablus'a gönderdik. Durumun sakinleştiği yerlere gönderiyoruz ve göndereceğiz."
Yorum Yazın