Dolar 34,6061
%-0.09
Euro 36,6167
%0.06
Altın 2.939,400
%0.09
Bist-100 9.640,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
'Sosyal devleti yeniden inşa edeceğiz'

'Sosyal devleti yeniden inşa edeceğiz'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısı konuşması sırasında Ermenek'te mahsur kalan işçilerin acılı ailelerinin yaptığı açıklamaları izletti. Bu sırada salondaki CHP'lilerin gözyaşlarını tutamadığı görüldü.

  • Ege Postası
  • 04.11.2014 - 17:18
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. İşte Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları:
Sosyal devlet denen bir kavram var. Devletin insanileştirilmesidir sosyal devlet. Devletin vatandaşa hizmet götürmesidir. Sosyal devlet deyince aklımıza rahmetli Ecevit gelir. İşçi hakları, emeğin hakkı, grev hakkı onun döneminde çalışma yaşamının ayrılmaz değerleri oldu. Sosyal devlet anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinden biridir. Bu maddenin gereği yerine getirilmek zorundadır. Ne zaman ki sosyal demokrat bir başbakan iktidar olmuştur, sosyal devlet o zaman daha güçlü olmuştur. Sosyal devleti ayağa kaldırmak bizim görevimizdir.

2 LİRA ÇALAN YARGILANACAK…

İşsizlik arttı. Bu sosyal devlet değil. Bu toplumun vahşi kapitalizme teslim edilmesidir.  Yolsuzluk yapacaksın yargılanmayacaksın, 2 lira çalan yargılanacak, yıllarca ceza alacak. Demek ki sosyal devlet hukuk alanında da kendini göstermiyor. Sosyal devlette işsiz devletten ‘işsizliğimi gider’ deme hakkına sahiptir. Vatandaşın hükümetten hak isteme talebi vardır. Biz sosyal devleti kendi gündemimizden büyük ölçüde çıkardık Türkiye olarak. Mevcut hükümeti gördünüz. 12 yıldır iktidardalar. İşsizliği önlediler m? Uyuşturucuyu önlediler m? Adaleti sağladılar m? Bunların hiçbirisi yok.

GELECEKSİN CHP’YE OY VERECEKSİN

Sosyal devleti yeniden inşa edeceğiz. İşsizliği ev yoksulluğu bu ülkenin kaderi olmaktan çıkaracağız. İşin mi yo? Adresin belli. Geleceksin CHP’ye oy vereceksin. Eğer parti olarak sana iş bulamazsak sen hesabını benden soracaksın. Sözüm söz. CHP’nin sözü. İşsizliği tarihe gömeceğiz. Üniversite gençleri arasında işsizlik yüzde 30. Eğer siz bu ülkede işsizlik denen bir beladan kurtulmak istiyorsanız sosyal devleti ayağa kaldırma sözü veren CHP’ye geleceksiniz. Başka bir seçenek yok. 
Bir ülkede işsizlik var, orada dert vardır.

BU KADAR İŞSİZLİK OLMADI BU ÜLKEDE

İşsiz kalan toplum baskıcı rejimlerin arka bahçesi haline getirilir. Herkesin işi, aşı olacak. Toplumu ayrıştırıp bölüyorlar, inanç eksenli bölüyorlar, yaşam tarzı eksenli bölüyorlar. Etnik kimliğin, yaşam tarzın ne olursa olsun benim görevim sana iş bulmak. Senin evinde aş olmalı aş.  Söz veremiyorlar. Veremezler. 1974 ve 2001 krizinde de hiçbir zaman bu kadar işsizlik olmadı bu ülkede. Kimin çocuğu işsiz. Senin çocuğun işsiz. Onların çocuğu değil. Çalışmıyorlar. Onların çocukları yatak odalarına kasalar, dolarlar koyuyorlar. Onların çocuklarının gemileri, vakıfları, rüşvet merkezleri var. Senin çocuğunun nesi va? Unutma senin çocuğunun CHP’si var.

ADI VAR KENDİSİ YOK

İş bulanlar da bin bir bela ile taşeronda iş buluyor. K.Maraş’ta Orman  İdaresi 11 işçi alacak. 2300 kişi başvuruyor. Şimdi senin düşünme zamanın  kardeşim. Sütündeki ölü toprağını atma zamanı. Senin çocuklarının yatak odasında boy boy kasalar yok. Biz yandaşa değil vatandaşa hizmet edeceğiz. İş bulanlar sendikasız. Asgari ücretle çalışıyor. İşçinin emeğini birilerine peşkeş çeken sosyal devlet olabilir m?  Ülkeyi  Adalet ve Kalkınma Partisi yönetiyor. Ne adaleti var ne kalkınması var. Adı var kendisi yok. Ermenek’ten bir kadının konuşmasını vereceğiz şimdi size. Bunu dinleyince sosyal devletin olmadığını görüyorsunuz, umutsuzluğu görüyorsunuz.
 
Maden faciası bize has değil. Kömür rezervinde Almanya dünyada birinci, Türkiye 28. Sırada. Almanya’da son 30 yılda yeraltında ölen işçi sayısı 3. Türkiye’de 2003-04 arasında 1075 işçi madende hayatını kaybetti. Bizim kaderimiz mi b? Niye Almanya’da olmuyor da bizde oluyor. Devlet akılla yönetilir. Aklı egemen kılmazsanız devlette bunun önüne geçemezsiniz. Önce insana saygı duymak, ona iş güvenliği sağlamak demektir aklı egemen kılmak.
 
Emiş Bahar diyor ki "İçeriden sağ çıksalar ne olacak. Ekmeklerini, servislerini ellerinden aldılar. Yediler bitirdiler" İşin özü budur. Bu tabloyu 21. Yüzyılın Türkiyesi hak ediyor m? Kadın kardeşlerime sesleniyorum: Yerin altına inen eşleriniz akşam ekmek getirmek için, çocuklarına umut aşılamak için oraya gidiyorlar. Ölüleri gelsin diye değil. Sevinçleri gelsin diye gidiyorlar. Böyle bir iktidarı ne kadar ayakta tutacaksınız si?  Evinde huzur mu istiyorsun, yeraltında çalışanın için güvence mi istiyorsun artık elini vicdanına koy, artık CHP de… 
 
Kaza olmuş ordular halinde gidiyorlar binlerce güvenlik görevlisi. Sizin acınızı sömürmek istiyorlar. İzin vermeyin buna. Ölen sizin erkeğiniz. Onların değil. Onlar eşlerini saraylarda oturtuyor senin ödediğin vergilerle. Din iman edebiyatı yapıyorlar. Onlara da inanmayın. Sizi kandırıyorlar. Yüksek tepelerde oturan biri diyor ki: Önceden haber verseydiniz tedbirleri alırdık. Abisi söylüyor bunu. Bereket ki gazeteci kardeşlerimiz var. Hürriyet’ten Hacer Boyacıoğlu’nun haberi var. Ermenek’teki kardeşler 124 kez yazmışlar. O ölenlerin kanları sizin yakanızdadır.

'KAPALI MEKANLARDA SİGARA YASAK, RÜŞVET SERBEST Mİ''
 
Yer üstündekiler çok mu rahat. Mevsimlik işçilik de dramdır. Aile boyu kadın, çoluk, çocuk hep beraber giderler. Zeytin, pamuk, fındık, elma toplamaya giderler. Tek güvenceleri dayıbaşı. Onun iki dudağına bakarlar. Sosyal devlet nered? Sosyal devleti kim ayağa kaldıraca? Bunlar neden bu insanların sorunlarıyla ilgilenmezler. İnsanı sevmiyor musun se? İnsanı ancak sana rüşvet verdiği zaman mı seversin'
 
Sigara içen gençlere kızıyorlar, ceza kesiyorlar. Eyvallah kızın. Peki o bakanların çocukları kapalı mekanlarda rüşvet alırken neden itiraz etmiyorsun'
 
'KAÇAK SARAY’DA YAPILAN YOLSUZLUK RAKAMLARI...'
 
Hikayesini anlatayım size. Hikayesi şu. Bir dönem başında bir bakanın da olduğu TOKİ vardı. Hani dedi ya, “Talimat verdi, biz yaptık. Onun istifa etmesi lazım.” O TOKİ’nin bir dergisi var. Yüksek rakımlı tepede oturan şöyle bir yazı yazmıştı: “Son nefesimize kadar, sorumluluk bilinciyle çalıyoruz.” Fark edince hemen toplattılar dergiyi.
 
Kaçak Saray’da yapılan yolsuzluk rakamlarını size vereceğim.  Sayıştay raporları. Afyonluları kutluyorum. Dikkatli olun hırsızlar bölgeye geldiler  diye. Bunun hesabı verildi m? Verilmedi. Sosyal devletin ne olduğunu biliyoruz değil m? Savurganlık yapmayan devlet.
 
Yeraltında insanlar çalışıyor, hayatları pamuk ipliğine bağlı. Hiçbir güvenceleri yok. Bütün bunları bir kenara atıyorsun, masum insanların vergileriyle kendine bin odalı saray yapıyorsun. O sarayı CHP döneminde ODTÜ’ye tahsis edeceğiz.
 
Bir şey daha, bu iktidar bitmiştir artık arkadaşlar. Bu iktidar bitmiştir, bu iktidarın Türkiye’ye acı ve gözyaşından başka vereceği hiçbir şey yoktur.
 
Lüks içinde yaşıyorlar. Gırtlaklarına kadar dolara boğuldular. Benim derdim onlar değil, bu ülkedeki işsiz insan. Her evde tencere kaynayacak, derdimiz o. Bu güzel ülkeyi yeniden inşa edeceğiz, yeniden birlik olacağız. Neden ayrışıyoruz, neden kavga ediyoruz. Kavga ve ayrışmak doğru değil. Bölünürsek birileri gelir yutar, bölünmezsek hep beraber kazanırız. Adres belli, halkın partisi. Cumhuriyet Halk Partisi. Diyorlar ki, hadi AKP böyle ama oyumuzu kime vereceğiz. Yolsuzluk yapmayan, hırsızlık yapmayan, her kuruşun hesabını veren, bizi uygar toplumda buluşturan, kimsenin yaşam tarzıyla,  etnik kimliğiyle, inancıyla uğraşmayan bir oluşum var. Adı CHP. Daha ne söyleyeyim ben size. Türkiye’nin bu iktidardan kurtulması lazım, demokratik yollardan. Sandığa gideceğiz ve bitireceğiz, bu terazi bu sikleti çekmiyor. Bu hükümetin artık gitmesi lazım, yeter söz milletindir dememiz lazım. Söz sizin, siz söyleyeceksiniz. Ben doğruları söylemek zorundayım. Ben zenginleşen Türkiye’den yanayım.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.