'Tarihi dava' tarihi sahtekarlık oldu!
Poyrazköy mütalaası: Tarihi davadan tarihi sahteciliğe! Birleşmiş Poyrazköy, Kafes, Amirallere Suikast ve ÇYDD davasında Savcı Sezai Öztürk, 83 sanıkla ilgili esas hakkındaki mütalaasında tüm suçlardan beraata karar verilmesini istedi. Mütalaada bir dönemin "tarihi" diye anılan tüm bu davalarında sahtecilik olduğu vurgulandı.
- Ege Postası
- 20.09.2015 - 15:39
POYRAZKÖY
* Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi ve Teknoloji Şubesi’nin hazırladığı rapora göre, “dijital delillerin incelemesinde hayatın olağan akışına aykırı bir çok durum” belirlendi. Bu durumlar şöyle sıralandı: Üç numaralı DVD’deki “gündemlerim.doc” isimli dijital dökümanın kullanımda olduğu sürenin 8167 yıl 45 gün 8 saat ve 17 dakika olması, bu sürenin Microsoft Word programı ve Windows işletim sistemleri tarafından değiştirilmemiş olması, “ÜYE Tel. LİSTESİ.doc” belgesindeki düzenleme sayı bilgisinin dosyadan elde edilen diğer verilerle uyuşmaması, dijital delillerinin imajlarının alınmadan işlem yapılması, dijital delil toplanması gereklerine uyulmaması. Bu nedenle bu delillerin mahkumiyet hükmüne esas sayılmayacağı belirtildi.
* Sanıkların suç tarihleri içinde mühimmatların bulunduğu bölgede herhangi bir görüşme sinyali belirlenemedi.
* Bilirkişi raporuna göre Kafes Eylem Planı’nda Levent Bektaş’a ait imzanın tıpkı basım olduğu anlaşıldı.
* Sanıklar arasındaki görüşme dökümlerinde de herhangi bir somut suç unsuruna rastlanılmadı.
* Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'nca yürütülen soruşturmada delil yetersizliği nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
* Mühimmatın sarılı olduğu koli bantlarının üzerindeki kıl numuneleri ile sanıklardan alınan DNA örnekleri arasında irtibat kurulamadı.
* 18 Aralık 2010’da Poyrazköy’de bulunan mühimmatlar üzerinde herhangi bir vücut izi teshit edilemedi.
* Görgü şahitleri de herhangi bir şekilde sanıklarla ilgili kesin bir teşhiste bulunamadı.
* Bu nedenle kararda “Sanıkların atılı suçları işlediklerine dair somut, objektif herhangi bir delil bulunmadığı, dijital delillerin güvenirliliği bulunmadığından hükme esas alınamayacağı, ihbarın ise tek başına mahkumiyet hükmüne gerekçe olamayacağı anlaşılmıştır” denildi.
AMİRALLERE SUİKAST
* Soruşturmayı başlatan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Elektronik Şube Müdürlüğü’ne 15 Temmuz 2009 günü yapılan ihbarda; bir kısım Deniz Harp Okulu öğrencisinin uyuşturucu kullandığı, birbirlerine uyuşturucu temin ettikleri, Ülkü Öztürk isimli öğrencinin ve bir kısım arkadaşının ayrıca satışını yaptıkları, fuhuş yaptıkları, fuhuş için kadın temin ettikleri iddia edilmişti. Kararda, “ Soruşturma ve kovuşturma aşamasında bu yönde bir delil bulunamamıştır. Dolayısıyla ihbarın inandırıcılığı bulunmamaktadır” denildi.
* Kadıköy Rasim Paşa Mahallesi Sokak Kutlu Apartmanı’ndaki aramada “ele geçirilen” ve içerisinde fişlemeler olduğu anlaşılan flaş disk için “Sahte olduğu anlaşılan bir ihbara dayanılan aramada bulunduğu ifade edilen belgenin sanığa ye da sanıklara aidiyeti konusunda hiçbir kanıt bulunmamaktadır” denildi.
* Değirmendere ilçesi Merkez Mahallesi Hürriyet Caddesi 75. Yıl Sitesi B-1 blok D:10 sayılı adreste yapılan arama buz dolabının altında bir poşetin içinde fişekler, fişeklerin üzerinde, siyah kalemle yazılmış “Alb. Tayfun Duman’dan gelecek fizibiliteye göre Uğur ve Metin Paşa’ya yapılacak operasyonun detay ve tarihlerini Levent Bektaş Orhan Yücel Albay üzerinden iletecek. Size teslim edilen malzemeleri korunaklı bir yerde tutunuz” yazılı not bulunmuştu. Ayrıca bir de TNT kalıbı çıkmıştı. Bu nottaki yazının hiçbir subay sanığın el ürünü olmadığı anlaşıldı. Kararda, “Notu yazmaları ya da bulundurmaları, ihbarın inandırıcılığı ile birlikte değerlendirildiğinde hayatın olağan akışına uygun bulunmamaktadır” denildi.
* İhbarda adı geçen amiral Eşref Uğur Yiğit ve Metin Ataç da bu iddialarla ilgili bir bilgi, duyum ya da şüphelerinin dahi olmadığını söyledi.
* Değirmendere İlçesi Yüzbaşılar Mahallesi İstiklal Caddesi Paksan Apt No:60 D:6 sayılı adreste ise uyuşturucu ve yine bir flaş disk bulunmuştu. Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi’nin raporunda, evde kalan dört teğmenin kanında uyuşturucu madde bulunmadığı ortaya çıktı.
* Flaş disk için de “Sahte içerikli bir ihbar üzerine yapılan aramada bulunan, başka kanıtlarla desteklenmeyen yargılamanın suçlamaya esas alınan bu ana dijital verisinin suçu ya da suçluyu ortaya koymadığı, kanıtın bulunduğu ortam, temin edildiği sanıkların kişisel yaşantıları ile uyumsuz olduğu ortadadır” denildi.
* Burak Düzalan’ın odasında bulunan iki CD’nin elektronik kitap ve yayın içerdiği anlaşıldı.
* Kararda, “Başka birisinden temin edilen dijital veride ismi geçen kişiler hakkında başkaca kanıt bulunmadığı taktirde, belgede ismi geçtiğinden bahisle cezalandırılması cezanın şahsiliği prensibinin tümüyle ters yüz edilmesi sonucunu doğurmakla mahkumiyete esas alınması olanağı bulunmamaktadır. Doğruluğu, aidiyeti, inandırıcılığı konusunda açık şüpheler bulunan ve İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi yargılamasında kanıt niteliği irdelenen ve sanıklar hakkında beraat kararı verilen beş numaralı hard disk isimli belgenin dijital kanıt olarak olası mahkumiyete esas alınması olanaksızdır” denildi.
Yorum Yazın