'Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir dönüm noktası'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Kudüs'ün tarihi statüsüyle Mescid-i Aksa'nın dini kimliği ve kutsiyetinin korunmasına atfettiğimiz önemin altını çizdim. Önümüzdeki dönemin ikili ilişkilerimizin yanı sıra bölgesel iş birliği açısından da yeni fırsatları beraberinde getireceğine inanıyorum" dedi.
- Ege Postası
- 09.03.2022 - 20:31
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi davetlisi olarak bugün Ankara’ya geldi.
Herzog'u havalimanında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve diğer yetkililer karşıladı.
Bu ziyaret 2008’den bu yana Türkiye ve İsrail arasında gerçekleşen en yüksek düzeyli temas oldu.
Türkiye'de 2 gün sürecek programına Anıtkabir ziyaretiyle başlayan Herzog, daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’u Cumhurbaşkanlığı’nda resmi törenle karşıladı.
Törenin ardından baş başa görüşen Erdoğan ve Herzog, daha sonra ortak basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan, basın toplantısında şunları söyledi:
"Bu tarihi ziyaretin Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir dönüm noktası olacağına inanıyorum. Müşterek hedeflerimiz, ülkelerimiz arasında ortak çıkarlara dayalı ve karşılıklı hassasiyetlere saygı temelinde siyasi diyaloğun yeniden canlandırılmasıdır. Türkiye-İsrail ilişkilerinin gelişmesi ve güçlenmesi, ülkelerimiz açısında olduğu kadar bölgesel istikrar ve barış içinde büyük bir öneme sahiptir. Bölgemizde barış, huzur ve birlikte yaşama kültürünün yeniden hakim kılınmasına katkı sağlamak bizim elimizdedir. Pozitif bir gündem üzerinden ikili bir iş birliği ve diyalogumuzu ilerletebildiğimiz ölçüde fikir ayrılığı yaşadığımız konuları ele alamız da kolaylaşacaktır. Ekonomik ve ticari ilişkiler olmak üzere muhtelif alanlarda iş birliği potansiyelimizi hayata geçirmemiz önem taşıyor. Ticaret hacmimiz salgına rağmen yüzde 36’ya yakın bir artış göstererek geçtiğimiz sene 8,5 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Ortak çabalarımızla bu rakamı 2022 senesinde 10 milyar dolara taşıyacağımıza inanıyorum. Enerji ve enerji güvenliği alanlarında yürütülecek projelerde iş birliğine hazır olduğumuzu Sayın Devlet Başkanı’na ifade ettim. Türkiye, böylesi projeleri hayata geçirebilecek tecrübe ve kapasiteye sahiptir. Son günlerde bölgemizde yaşanan gelişmeler, enerji güvenliğinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Turizm, bilim, tarım, sağlık ve savunma sanayi gibi alanlarda ciddi iş birliği imkanlarına sahibiz. Türkiye İhracatçılar Meclisi’mizin organizasyonuyla 90 kişilik bir heyetimiz 5-8 Mart’ta İsrail’de verimli temaslarda bulundu. Bu faaliyetleri karşılıklı olarak teşvik ederek iş birliğimizi daha da ilerleteceğiz.
"GÖRÜŞMEMİZİN TEMEL UNSURLARINDAN BİRİSİ TABİATIYLA FİLİSTİN MESELESİYDİ"
Görüşmemizin temel unsurlarından birisi, tabiatıyla Filistin meselesiydi. Sayın Herzog’a konuya dair yaklaşımımız ve hassasiyetlerimizi açıkça paylaştım. Bölgede gerginliğin azaltılmasına ve iki devletli çözüm vizyonlu muhafazasına verdiğimiz önemi ifade ettim. Kudüs’ün tarihi statüsüyle Mescidi Aksa’nın dini kimliği ve kutsiyetinin korunmasına atfettiğimiz önemin altını çizdim. Filistinlilerin sosyal ve ekonomik şartlarının iyileştirilmesinin ehemmiyetine dikkat çektim. Filistin halkına yönelik insani projeler yürüten TİKA ve Kızılay gibi kuruluşlarımızın faaliyetlerinin devam etmesi hususunda İsrail makamlarının desteğini beklediğimizi özellikle vurguladım. Antisemitizmin bir insanlık suçu olduğu yönündeki yaklaşımımızı bir kez daha tekrarladım. Türkler ve Museviler, yüzyıllar boyunca barış içerisinde bir arada yaşamanın en güzel örneklerini vermişlerdir. Bu müstesna tarihimize gölge düşürmesine müsaade etmeyeceğiz. Koronavirüs salgınıyla beraber dünyada nefret suçlarının yeniden arttığını görüyoruz. Antisemitizm, İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı ve ırkçılıkla mücadele konusunda kararlı ve ilkeli tutumumuzu sürdürmeye devam edeceğiz.
"İKİLİ İLİŞKİLERİMİZ BÖLGESEL İŞ BİRLİĞİ AÇISINDAN YENİ FIRSATLARI BERABERİNDE GETİRECEK"
Görüşmememizde, Ukrayna ve Doğu Akdeniz başta olmak üzere güncel bölgesel ve uluslararası meseleler hakkında da fikir alışverişinde bulunduk. Önümüzdeki dönemin ikili ilişkilerimizin yanı sıra bölgesel iş birliği açısından da yeni fırsatları beraberinde getireceğine inanıyorum. Özellikle Dışişleri Bakanı’mızın hemen bu ziyaretin ardından Filistin’e ve İsrail’e yapacağı ziyareti önemsiyorum. Ardından yine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’mızın İsrail ziyaretini de önemsiyorum. Türkiye olarak daha önce başlatılmış olan enerji noktasındaki iş birliğini yeniden hayata geçirmek için bu bir fırsattır diye düşünüyorum. Şu anda bizim elimizde, -dördüncüsü de yolda, geliyor- dört tane sondaj gemisi var. İki tane de sismik araştırma gemiminiz var. Karadeniz’de, Akdeniz’de bu çalışmaları iş birliğimizle planlamak suretiyle hayata geçirebiliriz. Uzun bir aradan sonra gerçekleşen bu önemli ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyorum."
Herzog ise şöyle konuştu:
“Eşim ve ben, Türkiye’de misafiriniz olarak bulunmaktan çok mutluyuz. Beni Türkiye Cumhuriyeti’nde resmi bir ziyarete davet ettiğiniz için, biraz önce sona eren verimli toplantımız için teşekkür ederim. Davetiniz, benim buradaki ziyaretim, İsrail Cumhurbaşkanı olarak göreve başladığım andan itibaren başlatmış olduğunuz diyalogun ve takdire şayan bağlantının devamıdır. Bu an, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerde çok önemli bir andır. Her ikimiz için de bu büyük bir ayrıcalıktır. Amacımız, ülkelerimiz ve halklarımız arasında dostane ilişkilerin gelişmesinin temellerini atmaktır. Halklarımız arasındaki ilişki çok eskidir ve bu ilişkinin güçlü tarihi, dini ve kültürel kökleri vardır. Çok sayıda Yahudi kadın ve erkek lider, haham, şair, bilge, tüccar ve girişimcilerden oluşan seçkin bir şahsiyet listesi, bu ülkedeki Yahudi tarihinin geçmişinin sadece bir parçasıdır. Sayın Cumhurbaşkanı, ne yazık ki ülkelerimiz arasındaki ilişkiler son yıllarda bir darlık döneminde geçmiştir. İnanıyorum ki ülkeler arasındaki ilişkiler, karşılıklı saygı ruhunu yansıtan eylemlerle incelenecek ve hepimizin paylaştığı bölgesel ve küresel zorluklarla daha iyi başa çıkmamızı sağlayacaktır.
“70’İNDE BİLE MESELA ZEYTİN DİKECEKSİN”
İsrail ve Türkiye, birçok alanda hepimizin ev olarak adlandırdığı bu bölgeyi çarpıcı biçimde etkileyecek bir iş birliği yapabilir ve yapmalıdır. Türkiye Dışişleri Bakanı İsrail’i ziyaret edecektir ve İsrail Dış İlişkiler Bakanı’yla ilişkilerde bulunacaktır. Zikrettiğiniz diyaloğun devamını da mümkün kılacaktır. Bu diyaloğu her yönde yaşamalıyız. Sayın Cumhurbaşkanı, modern çağın en büyük şairlerinden biri olan Nazım Hikmet, -ki onun insanlık ve barışa özlem dolu eserlerinden sizin de bazen alıntıladığınız oldu- Yaşamaya Dair adlı şiirinde şu satırları yazmıştır: ‘Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, 70’inde bile mesela zeytin dikeceksin. Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil. Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için.’ Bugün Sayın Cumhurbaşkanı, şairin dediği gibiyiz. Birlikte daha anlamlı bir yaşam seçiyoruz. Geçmişteki anlaşmazlıklar kendi kendine ortadan kalkmaz fakat biz iki halk, iki ülke, her alanda derinlemesine bir diyalog içerecek güven ve saygı yolculuğuna çıkmayı seçiyoruz. Birlikte ileriye bakmayı seçiyoruz. Her konuda anlaşamayacağımız konusunda peşinen anlaşmak zorundayız. Bizimki gibi zengin geçmişi olan bir ilişkide bu durum doğaldır. Ancak anlaşmazlıkları geleceğe yönelerek çözmeye çalışacağız. Hem siz hem de ben hem sizin milletiniz hem de benim milletim, Allah’a inananların babası olan Hz. İbrahim’in çocuklarıyız. Bildiğiniz gibi bugünkü toplantımızdan önce bölgedeki başka liderlerle de buluştum ve konuştum.
“MÜSLÜMANLAR, YAHUDİLER VE HRİSTİYANLAR BU GÜZEL BÖLGEDE YAN YANA BİRBİRİMİZLE BARIŞ İÇİNDE YAŞAYABİLİRİZ VE YAŞAMALIYIZ”
İnanıyorum ki siz ve ben, aslında burada hepimizin anladığı bir şeyi kanıtlıyoruz. Aramızda iyi bir ortaklık ve komşuluk hepimiz için önemlidir. İnanıyorum ki hepimiz, tüm dinlerin mensupları, Müslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanlar bu güzel bölgede yan yana birbirimizle barış içinde yaşayabiliriz ve yaşamalıyız. Bölgede istikrar, refah, barış ve güvenliği tesis etmek için birlikte çalışmamızı diliyorum. Sayın Cumhurbaşkanı, hükümetimiz de her zaman inanç hürriyetini koruyan bir hükümettir. Son haftalarda bir kez daha savaşların ne kadar kötü olduğunu, buna karşılık istikrarlı bir dünya düzeninin, ülkeler ve de halklar arasında köprüler kurmanın önemli olduğunu gördük. Ukrayna’daki savaş, bir kan dökülmesine neden olmaktadır. İnsani bir felakettir. Sayın Cumhurbaşkanı, ayrıca yarın ülkenizde yapılacak olan önemli zirveye vesile olan çabalarınızı da çok taktir ediyorum. Bugünlerde de biz, bütün dünyaya başka bir yön seçtiğimizi belirtmek istiyoruz. Size çok teşekkür ediyorum. Dua ediyorum ki Tanrı yanımızda olsun ve yeni yolumuzda bize rehberlik etsin."
Yorum Yazın