'Türkiye yalanlarla yönetiliyor'
Kılıçdaroğlu: "Başbakan halkına yalan söylüyor, yardımcısı 2 saatte sözünü yalanlıyor."
- Ege Postası
- 27.11.2012 - 20:17
ANKARA(ANKA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu millet çocuğunun eline silah verip cepheye gönderdiği zaman gerekçesini bilmek zorundadır. Yoksa Patriot füzeleri kapılar ardında İsrail’le yapılan pazarlıklar sonucu mu Türkiye’ye konuşlandırılacak'” dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’nin Suriye sınırına konuşlandırmak için NATO’dan talep ettiği Patriot füzeleri konusu ilk gündeme geldiğinde Başbakan Erdoğan’ın “NATO’dan sınıra füze talebimiz olmadı, İddialar asılsız” dediğini belirterek, “Libya’da da aynısını söyledi. ‘NATO’nun Libya’da ne işi var'' diyordu. Sonra kendisi koşa koşa NATO’dan önce gitti” diye konuştu. Açıklamanın, dışişleri yetkilisi tarafından yapıldığının söylenmesi üzerine ise Başbakan’ın “Dışişleri yetkilisi kim, dışişleri yetkisinin açıklama yapma yetkisi yok. Karar verme makamı biziz" dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Dünyada bütün saygın devletlerin dışişleri sözcüsü olur, çıkar açıklama yaparlar. Ama bunu hazmedemiyor” dedi.
Başbakan’ın “Savunma Sanayi İcra Konseyi'nin başkanı benim. Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı var. Üçümüzün haberi olması lazım” dediğini de kaydeden Kılıçdaroğlu, “Vah bu ülkenin haline. Gerçekten üzülüyoruz. Nasıl bir tablo b? Kimin haberi va? Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili bunu söylüyorsa herhalde bilgileri olması lazım. Ama Başbakan’ın haberi yok. ‘Sağır duymaz uydurur’ diyor. Bu haberin uydurma olduğunu söylüyor. Bu ülkenin Başbakan’ı söylüyor bunu. Kendi halkına yalan söyleyen bir Başbakan” diye konuştu.
-“BU NASIL BİR HÜKÜMET'”
Kılıçdaroğlu, AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik'in ise 22 Kasım’da ‘NATO’dan talep ettik, tetiği bizde olacak’ dediğini ifade ederek, “Başbakan’ın haberi yok ama sözcünün haberi var. Tetiğin bizde olacağını biliyor, nerede konuşlanacağını bilmiyor. Fakat, ‘tetiği bizde’ dedikten 2 saat sonra bakıyor ki boyunu aşan bir laf etmiş, bir düzeltme yapıyor, ‘tetik NATO ve TSK’da ortaklaşa’ olacak diyor. Bu hükümete bakar mısını? Bir Başbakan var halkına yalan söylüyor, bir sözcü var Başbakan’ı yalanlıyor. Bu nasıl bir hükümet ve bu hükümet ülkeyi savaşın eşiğine getiren bir hükümet” dedi.
-“FÜZELER NEDEN GELECEK'”
Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan’ın Patriot füzlerinin hangi gerekçe ile Türkiye’ye getirildiğine dair doyurucu bir açıklama yapmak zorunda olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Bize bu füzeler neden gelece? Çıkıp birisi açıklasa. Hükümet sormak gerekiyor, Suriye ya da başka ülkeden Türkiye’ye balistik füze tehdidi oldu m? Böyle bir tehdit biz durmadık, varsa açıklayın. Niçin 6 ay önce değil de şimdi geliyo? Suriye olayı 6-7 aydır devam ediyor, niye o zaman gelmedi de şimdi gelmeye başladı. ‘Suriye’de uçuşa yasak bölge oluşturmak için bizim bu füzelere ihtiyacımız var’ diyorsanız, onu da çıkın söyleyin. Bu millet çocuğuna eline silah verip cepheye gönderdiği zaman gerekçesini bilmek zorundadır. Hangi gerekçe ile sen bu çocukları gönderiyorsun. Yoksa bu füzeler Kürecik İstasyonu’nu korumak için mi geliyo? Bunu da bilmeye hakkımız var. Yoksa kapılar ardında İsrail’le yapılan pazarlıklar sonucu mu Patriot füzeleri Türkiye’ye konuşlandırılaca? Bu 5 soruyu AKP hükümetinin bu ülkeye açıklaması lazım.”
-“FINDIK KADAR BEYNİ OLAN BİLİR”
Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun "Suriye’den bize tehdit geliyor. O nedenle Patriot füzleri geliyor" dediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Suriye’nin işi başından aşkın zaten. Orada iç çatışma var, onu bırakacak bir de Türkiye’ye mi saldıraca? Fındık kadar beyni olan bunun böyle olmadığını gayet iyi bilir” ifadelerini kullandı. Hükümetin halka doğruyu söylemek zorunda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Yoksa İran’ın İsrail’e yönelik herhangi bir saldırısı olduğunda Kürecik İstasyonu’nu korumak için mi o füzeler buraya geliyor. Neden İran, Rusya rahatsız” diye sordu.
Kürecik konusunda da NATO tesisi olduğuna dair yalan söylediğini savunan Kılıçdaroğlu, “NATO konusunda bilgisi olan, 4 harfin ne anlama geldiği bilen herhangi bir kişi 2014 yılına kadar Kürecik Radar İstasyonu’nun tesisi olma şansı olmadığı gerçeğini bilir. NATO tesisi değil. Paraleli İsrail’de, bilgi paylaşımı İsrail’de. Amerika’daki en yüksek yetkililer açıkladı; ‘Kürecik’ten gelen her bilgi dostlarımızla paylaşılır.’ Bilmeyen mi va? Amerika ile İsrail ortak tatbikat yaparken Kürecik’i kullanmadılar m? Herkesi kör mü, sağır mı sanıyorsunu? Bu milletin doğruları bilmeye hakkı vardır. Kandıracaksınız milleti, kapalı kapılar ardında görüşme yapacaksınız, millet önüne çıkacaksınız ‘Suriye yüzünden biz bunları getiriyoruz’ diyeceksiniz. Doğru değil” dedi.
-“GÜVENLİK TEHDİDİ AKP HÜKÜMETİ”
Füzelerin Türkiye’ye konuşlandırılması konusunda hiç bir mantıklı gerekçenin şu ana kadar söylenmediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Halk bekliyor, biz de bekliyoruz. Sayın Başbakan’ın çıkıp kamuoyuna doyurucu bir açıklama yapması gerekiyor. ‘Efendim, sınırlarımıza yönelik güvenlik tehdidi varmış o nedenle bunlar gelecekmiş. Eğer bir güvenlik tehdidi varsa onun güvenlik tehdidinin adresini veriyorum; O adres AKP hükümetidir. Ülkeyi tehlikeye sokan adres budur” dedi.
-UTANÇ CÜMLESİ-
Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın tarihe “utanç cümlesi” olarak geçecek bir cümle söylediğini; “Türkiye bir NATO toprağıdır” dediğini belirterek, “Neden NATO toprağı oluyor Türkiy? Hadi dizi ile belgeseli bilmiyorsun. Bu konuda kimse sana belgi vermedi m? NATO’nun sözleşmesini bilmez misi? Anlaşmasını bilmez misi? Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu bilmez misi? Sözleşmenin hiçbir yerinde, hiçbir uluslararası belgede, bir ülkenin NATO’nun toprağı olacağına dair hiçbir ifade yok. Nasıl kullanırsın böyle bir cümley? Çıkacaksın bu milletten özür dileyeceksin, ‘Yanlış söyledim’ diyeceksin” dedi.
-“ASLAN PARÇAMIZ…”
Kılıçdaroğlu, “Tarih vereceğim; 8 Eylül 2011, El Cezire Televizyonuna bizim aslan parçamız bir demeç veriyor; ‘Bundan böyle Gazze’ye yardım götürecek gemilerimize donanmamız eşlik edecektir’ diyor. Ertesi gün gazeteler ‘Donanmamız Gazze Yolunda’ diyor. Niçin, Başbakan söylüyor, önemli bir laf
Ben de bu aslan parçasına bir çağrıda bulundum; ‘Gazze’ye yardım götüren gemilere Türk savaş gemileri nereye kadar refakat edece? Gazze limanına kadar gidecekseniz seni alnından öpeceğim.’ Başbakan’ın bu uluslararası yalanının üzerinden bir yıl geçti, ikinci yıla girdik. Alnından öpme fırsatım olmadı. Bunu söyleyeceksin söylediğini yutacaksın, sana yutturacaklar. Bunu söyleyeceksin, ‘Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanıyım’ diye gezeceksin. Bizim içimize sindiremediğimiz bu” diye konuştu.
-DAVUTOĞLU’NA: “AĞLAYACAKSAN ŞEHİT ANALARINA SARIL AĞLA”
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na Gazze’de ağladığı fotoğraf üzerinden de yüklenen Kılıçdaroğlu, “Gazze olayları dolayısıyla devreye Mısır Cumhurbaşkanı Mursi girdi, olayları çözdü. Bizimki ne yaptı, hani vardı ya bir çapsız adamımız koşa koşa Gazze’ye gitti, birisini yakaladı başladı ağlamaya. Emin olun o fotoğraf tamamen yapmacık bir fotoğraftır. Ağlayacaksan yahu bu ülkede binlerce şehit anası var, birisine sarılıp ağlasaydın. Bak Uludere’den analar gelmiş buraya, 25 evlatlarını kaybettiler. Bunlara sarılıp ağlasaydın. Rol kapacak ya” diye konuştu. Kılıçdaroğlu Başbakan’a bir tavsiyesi olduğunu ifade ederken, “Türkiye’yi bu hale getiren kişi senin dışişleri bakanındır. Kalitesi meydanda, çapı, gücü, her şeyi meydanda. Türkiye’yi Ortadoğu’nun bataklığına sürükleyen kişidir. Bir şey yapmak istiyorsan Davutoğlu’nu Dışişleri Bakanlığından alacaksın. Oraya AKP’den herhangi bir milletvekili Dışişleri Bakanı olarak getir, göreceksin ki Davutoğlu’ndan çok daha çaplı olacak” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşın gırtlağına kadar borca battığını belirterek, “Biz neden bahsediyoruz; Muhteşem Yüzyıl’dan. Gündemi çalmak, vatandaşa borçlu olduğunu unutturmak istiyorlar. Bari onu adam gibi yapsalar gene itiraz etmeyeceğiz. Televizyon dizisi ile belgeyi karıştıran ya da bilmeyen adamın 21. yüzyılda Türkiye’de Başbakan olması, başlı başına bir ayıp değil mi'” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, çocuklarını Uludere’de kaybeden annelerin de salonda bulunduğunu belirterek, “O annelere hep sabır diledim, ‘İnşallah failler bulunur, hesap sorulur’ dedim, bulunmadı. Zamana yayıldı, unutturulmak istendi. Uludere annelerine, yakınlarına söz veriyorum; hiç meraklanmayın bunun peşini bırakmayacağız. Onlar sizin olduğu kadar bizim de çocuklarımız” dedi. Kılıçdaroğlu, “35 yurttaşımızın katlinden sorumlu olan kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sınır ötesi operasyonda yetki Meclis’tedir, Meclis bu yetkiyi Hükümet’e vermiştir. Hükümet de bu yetkisini, kendi yurttaşlarını katlederek yerine getirmiştir ve bunun hesabını da mutlaka soracağız” diye konuştu.
-“GÜNDEMİ ÇALMAK İSTİYORLAR”
Türkiye’nin en temel sorunlardan birisinin aş ve iş sorunu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, pırasanın, marulun, samanın ithal edildiğini kaydederek, “Bu tablo Türkiye’nin uzun süre kaldıracağı bir tablo değildir. Vatandaş gırtlağına kadar borca batmıştır” dedi. Kılıçdaroğlu, 2012’nin ilk 9 ayında, 482 bin 448 kişinin kredi kartı borcunu ödeyemediğini, bireysel banka borcu olanlarla birlikte bu sayının 834 bine çıktığını belirterek, “Bu tablo AKP iktidarının 10 yıl sonra Türkiye’yi getirdiği tablodur. Gazetelerin ekonomi sayfalarında bunları çok küçük olarak görürsünüz” dedi. Kılıçdaroğlu, ilk dokuz ayda bankalara borcunu ödemeyen vatandaşların sayısında yüzde 68 oranında artış olduğunu belirterek, “Biz neden bahsediyoruz, Muhteşem Yüzyıl’dan. Vatandaşın derdini dinleyen var mı, hayır. Çözüm üreten bir iktidar var mı, hayır. Gündemi çalmak, vatandaşa borçlu olduğunu unutturmak istiyorlar. Bari onu adam gibi yapsalar gene itiraz etmeyeceğiz. Televizyon dizisi ile belgeyi karıştıran ya da bilmeyen adamın 21. yüzyılda Türkiye’de Başbakan olması, başlı başına bir ayıp değil mi'” diye konuştu.
-“FATURA ERDOĞAN’A DEĞİL, VATANDAŞA ÇIKACAK”
Türkiye’nin 1987’de dünyanın 20 gelişmiş ülkesinden 14. büyük ekonomiye sahip olduğunu, şimdi ise 17. sıraya gerilediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bunun hesabı soruldu m? Hayır, çünkü Başbakan’ı kızdırmak istemezler. Olur ya yine yargıya talimat verir. Bu gidişle Türkiye asla ve asla ilk 10 ekonomi arasına giremeyecektir. Bunu ben değil, uluslararası kuruluşlar, OECD söylüyor” dedi.
Kılıçdaroğlu, bu tabloyu besleyen unsurlardan birinin de cari açık olduğunu belirtirken, Türkiye’nin 2002’de cari açıkta dünyada 40. sıradayken, 2012’de ikinci olduğunu kaydetti. Türkiye’nin üretmeden, elin parasıyla, borçlanarak tükettiğini, tasarruf yapmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Sanmayın ki fatura Recep Tayyip Erdoğan’a, arkadaşlarına, yandaşlarına, köşeyi dönenlere, yolsuzluk yapanlara çıkacak, fatura vatandaşa; bu ülkenin işçisine, çiftçisine, emeklisine, ülkenin üreten güçlerine çıkacak” dedi. Kılıçdaroğlu, “Çiftçi, işçi, emekli, sanayici haline baksın, dönüp kendisine sorsun; ‘Bu tablodan memnum muyum, değil miyim'’ Memnunsanız adres belli, Adalet ve Kalkınma Partisi. Gidin oy verin. Şikayetçiyseniz, bu tablonun düzelmesi, refah toplumu olmasını istiyorsanız onun da adresi belli, CHP” diye konuştu. Türkiye’de artık aydınların, köşe yazarlarının, bilinçli her yurttaşın ‘bu ülkenin sonu nereye gidiyor’ diye düşünmesinin gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bunun artık zamanı gelmiştir” dedi.
-“YOLSUZLUĞA, YANDAŞA PARA VAR, CERN’E YOK”
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin 1961’den beri gözlemcisi olduğu Avrupa Nükleer Araştırma Konseyi’nden (CERN) Hükümet’in çıkmak istediğini belirtirken, “Batıya sırtını döndü ya, bilimi de sırtını dönmeye başladı” dedi. Gerekçe olarak ise 70 milyon lira bulamamasının gösterildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “70 milyon lira için CERN’den çıkıyorsan vay bu ülkenin haline. TOKİ’de Bakanın kabul ettiği yolsuzluk 60 milyon lira. Yolsuzluğa, yandaşa gelince parayı buluyorsun. Bu ülkeyi çağdaş uygarlığa taşıyacak olan bu kadar büyük bir proje için 70 milyon lira para mı bulamıyorsu? Bu ayıbı kabul edemiyorum ve Hükümet’e tekrar düşünmeyi öneriyorum. Türkiye Bilimler Akademisi’ne (TÜBA) seçilecek bilim insanlarını önceden bilim insanları seçerdi. Bunlar geldi, ‘Hayır ben seçeceğim’ dediler. Kimsin sen, dizi film ile belgeseli karıştıran, bilmeyen bir adam ülkenin fizikçisini mi belirleyecek'” diye konuştu. Kılıçdaroğlu 31 fizikçinin ‘CERN’den çıkmayalım’ diye Başbakan Erdoğan’a mektup yazdığını hatırlatarak, “Hani bu ülkede para çoktu. 70 milyon lira için Türkiye’nin geleceğini satamazsın, geleceğini karartamazsın. Türkiye o uluslararası kuruluşun bir parçası olmak durumundadır” dedi.
Yorum Yazın