'Üzüntüden' eyleme gidip Gül Kitabevi'ni yakmışlar!
Kırşehir'in Madımak'ı olarak adlandırılan Gül Kitabevi'nin yakılması olayına karışan 17 sanık, bugün görülen duruşmada, 'şehitlerin yol açtığı üzüntü' nedeniyle saldırıya karıştıklarını söylediler. Kitabevi sahibinin kendilerini elle ve sözle taciz ettiğini anlatan bir sanığın, "Nasıl taciz ettiler'" sorusuna verdiği yanıt ise duruşmaya damga vurdu: "Elini sallayarak, ne yapıyorsunuz dedi!" Diğer sanıkların da içinde çalışanlarıyla birlikte ateşe verdikleri kitabevi sahibini benzer ifadelerle suçlamaları dikkat çekti.
- Ege Postası
- 15.12.2015 - 15:57
DHA’nın haberine göre Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma sonucu Kırşehir Sulh Ceza Hakimliği'nce 6'sı tutuklu toplam 17 sanık hakkında ilk dava açıldı.
İddianamede, 'TCK'nın 216/1, 151, 53, 63, 2/1, 7/1, maddelerinden, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun 28/1, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerin katılma, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, mala zarar verme, işyeri ve mülk dokunulmazlığını ihlal etme, siyasi parti binasına zarar verme, yangın çıkartarak, öldürmeye teşebbüs' suçlarından 15 yıla kadar hapis cezası verilmesi istendi.
İddianamede, şüphelilerin 'Irk ayrımcılığına dayanarak' parti binası ve dört işyeri yaktığı yer aldı. Savcı, fiillerin halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçunu düzenleyen maddelerdeki unsurları içerdiği savunuldu. Olaylarla ilgili olarak 84 kişi gözaltına alınmış, bunlardan 20’si tutuklanmıştı.
ÇALIŞANLARI SUÇLADILAR
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre kitabevi sahibinin kendilerini elle ve sözle taciz ettiğini anlatan bir sanığın, "Nasıl taciz ettiler'" sorusuna verdiği yanıt ise duruşmaya damga vurdu: "Elini sallayarak, ne yapıyorsunuz dedi!"
Diğer sanıkların da içinde çalışanlarıyla birlikte ateşe verdikleri kitabevi sahibini benzer ifadelerle suçlamaları dikkat çekti.
Tutuklu sanıklardan Ramazan Akçakaya, Yeraltı Çarşısı’nda esnaflık yaptığını, “şehitleri anma” yürüyüşüne katıldığını, “o an ö fkeyle hareket ederek” grupla birlikte kitabevine taş attığını ve yanan çantayı ateşe doğru fırlattığını söyledi. Akçakaya, kalabalık içerisinde iddia edildiği gibi kitabevinde PKK bayrağı görmediğini ifade etti.
PETLAS’ta işçi olarak çalışan Gökhan Hergül de o gün ailevi sorunlarından ötürü alkol aldığını savundu. Türk bayrağını tutarak yürümeye başladığını anlatan Hergül, ön tarafta bulunan takım elbiseli kişilerin yönlendirmesiyle HDP il binasına gittiklerini ve burayı taşladıklarını söyledi.
‘ÜZÜNTÜDEN TAŞ ATTIM’
Daha sonra grup içerisinden bir kişinin “Hücum, Gül Kitabevine” diye bağırdığını ileri süren Hergül, “Ben de galeyana gelerek, çanta standını yere devirdim. Kitabevi içerisindeki bir kadın ve bir erkek, bize el hareketi yaptı ve küfretti. Ben de kendimi kaybederek dükkanın içerisine girdim. Tezgaha vurdum, kitapları devirdim. Bir anda kendimi kaybetmişim. Ne yaptığımı hatırlamıyorum” dedi.
Mehmet Şimşek, yürüyüşün yapılacağını sosyal medyadan öğrenip katıldığını, “Hücum HDP’ye” diye bağrılması üzerine buraya yöneldiklerini, slogan attıklarını belirtti. Şimşek, kendisinin “şehitlerin üzüntüsünden” ötürü HDP’ye 3-4 taş attığını anlattı.
Daha sonra Gül Kitabevi’nin önünde toplandıklarını belirten Şimşek, “Ben vardığımda camları kırılmıştı. İçeride kimse yoktu. Çantalar yakılıp içeriye atıldı. Ben çantaların üzerini bir demirle örterek, içeriye atılmasını engelledim” dedi.
HEM YAKTILAR HEM DE SUÇLADILAR
Öner Aslan adlı sanık da, ilk başta HDPye taş attıklarını ancak kendisinin attığı taşın, “gün boyunca dört kamyon yüklemiş ve bu yüzden yorgun olması” nedeniyle binaya değmediğini iddia etti. Daha sonra kalabalığın arkasına geçtiğini iddia eden Aslan, Gül Kitabevi’ne dönülmesi nedeniyle kendisini birden bire en önde bulduğunu savundu. Kitabevindeki bir kişinin kendilerine el kol hareketi yaptığını savunan Öner, “Ailemize küfür edince dayanamayıp içeri girdim. İçeride stantları devirdim.” dedi. Mustafa Tekten ise kitabevi önündeki çantalar yakıldıktan sonra içeriye atıldığını kaydederek, “Şehitlerin üzüntüsüyle galeyana geldim, yanmakta olan bir çantayı kitabevine doğru fırlattım” dedi.
Ramazan Doğan adlı sanık “üzüntüden ötürü” HDP il binası taş attığını belirterek, daha sonra kitabevine geçtiklerini, “dayanamayarak” kapıda bulunan çanta tezgahını devirdiğini söyledi. Doğan, kitabevindeki çalışanlarca elle ve sözle taciz edildiklerini ve bunun üzerine dükkana girdiğini ve içeriyi devirdiğini anlattı. Avukatların “Ne yaptılar'” diye sorması üzerine Doğan, “Elini kaldırarak, ‘Ne oluyor, ne yapıyorsunuz'’ dedi” diye cevap verdi. Doğan, dükkandan çıktıktan sonra “Allah size zeval vermesin” diyerek, kapıdaki bir sivil polise sarılıp ağladığını vurguladı.
'DÜKKANI YAĞMALAYANLAR VARDI'
HDP il binasını ateşe vermekten tutuklu bulunan Yunus Sağır ise gazi kardeşi ve şehit akrabası olması nedeniyle yürüyüşe gittiğini, HDP il binasına tırmandığını söyledi. Ardından Gül Kitabevi’ne geçtiklerini kaydeden Sağır, defterleri içeriye attığını, bir çakmakla kağıdı tutuşturup dükkana fırlattığını söyledi. Sağır, “Bu esnada dükkanı yağmalayan arkadaşlar vardı” dedi. Hakimin, “Nasıl yağmalamak'” diye sorması üzerine “İçerde koşturuyorlardı” diye cevap verdi. Daha sonra tutuksuz sanıkların ifadesi alındı.
Mahkemenin öğleden önceki ilk oturumu, ifadelerin alınmasıyla tamamlandı. Bu arada, sanıklar içinde yer alan 17 yaşındaki F.M. adlı genç kızın, Gül Kitabevi’nin ortağı Eşref Odabaşı’nın eşi Gülsüm Odabaşı’nın öğrencisi olduğu anlaşıldı. Kırşehir Lisesi’nde Felsefe Öğretmeni olan Odabaşı, “Onu görüntülerde görünce çok üzüldüm, ‘Çok yazık’ dedim” diye konuştu. Odabaşı, başka öğrencilerinin de saldırıya katıldığını anlattı.
DURUŞMA SALONUNA ALINMADILAR
Bugün başlayan dava nedeniyle Aşıkpaşa Mahallesi Lise Caddesi'ndeki Adalet Sarayı önünde yoğun güvenlik önlemi alındı. Bölgede çevre illerden takviye polis ekipler de görev aldı. Yakılan Gül Yayınevi'nin sahibi Eşref Odabaşı ve diğer ve bazı mağdurların duruşmaya tanık olarak göstermek için yanlarında getirdikleri kişiler "Sizi mahkeme heyeti şahit olarak çağırdığında gelirsiniz" denilerek, duruşma salonuna alınmadı.
Emiyet Müdürlüğü ekipleri sadece davada adı geçen sanıkların salona alabileceklerini, izleyicilerin alınmayacağını belirtince Eşref Odabaşı bu duruma tepki gösterdi. Odabaşı, "8 Eylül’de neredeydini? Bu arkadaşların bir kısmı olaya şahit insanlar" dedi. Eşref Odabaşı, Adliye içine girerken, diğerleri Adliye binası önünde beklemeye başladı. Bu arada, mahkeme heyeti 6'sı tutuklu 17 sanığın tek tek ifadelerini almaya başladı.
Duruşmayı izlemek CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı ve Artvin Milletvekili Uğur Bayraktar, Meclis İdare Amiri Çorum Milletvekili Tufan Köse, Ankara Milletvekili Necati Yılmaz ve Eğitimden Sorumlu Yıldırım Kaya, İl Başkanı Şeref Karaosmanoğlu da duruşmayı izledi.
AÇILACAK DİĞER 4 DAVA İÇİN ÇAĞRI
Bugün başlayan davanın yanı sıra, işyeri yakılan diğer işyerleri ve HDP'nin kundaklanması olayları ile ilgili ayrı davaların açılacağı belirtildi. Müdahil avukatlar, bugün başlayan 'Gül Yayınevi' davası ile soruşturması devam eden diğer 3 işyeri ve HDP binasının kundaklanması olayları ile ilgili açılacak davaların tek dosyada birleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Yorum Yazın