''Virüslü mektup" iddiası
Hükümete yakın isimlerden Abdülkadir Selvi, Fethullah Gülen'in gönderdiği tartışılan mektupla ilgili çarpıcı iddialarda bulundu.
- Ege Postası
- 06.01.2014 - 10:06
ANKARA- Yenişafak Gazetesi Ankara temsilcisi Abdülkadir Selvi, mektup öncesi ve sonrasını yazdı. Mektup yazıldığını ilk öğrendiğinde umutlandığını söyleyen Selvi, mektubun ortaya çıkmasından sonra "o mektup Başbakana ait değil" diye "bir hışımla" açıklama yaptıklarını belirten cemaat mensuplarına fazlasıyla şaşırdığını da söyledi: "Kurulan köprüleri yıkmak için bu telaş niye'"
Peki, mektup ne anlama geliyo? Yazar, mektubun AK Parti ile Cumhurbaşkanı ve AK Parti ile diğer cemaatler arasına virüs sokmayı amaçladığını yazdı.
VİRÜS SOKMAK AMAÇLI MEKTUP
İşte mektubun asıl amacına dair o iddiası:
"Bu mektup sureten sulhu esas almasına rağmen rahatsız edici iki yüzü var.
1-Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasına
2-AK Parti ile diğer cemaatler arasına virüs sokmayı amaçlayan bir yönü var.
Mektup sonrası Başbakan muhatabımız değildir şeklindeki bir üslupla açıklama yapılması ve şimdiye kadar bulundukları zeminlerde ilk işleri diğer dini cemaatleri tasfiye etmek olanların, dini cemaatleri saymasının başka izah edilir yanı var mı'
Selvi ayrıca, Başbakan Erdoğan'ın mücadeleyi seçtiğini ve kazananın da o olacağını ekleyerek şunları yazdı:
CUMHURBAŞKANI EKRANLARDA MEKTUBUN SIRRINI VERMEDİ
İster Cumhurbaşkanı'na ister Başbakan'a gönderilmiş olsun, sulh yönünde atılan adımlar önemlidir diyerek işin içinden çıktım. Ta ki Gazeteci ve Yazarlar Vakfı'nın haşin bir şekilde yaptığı, 'Mektup Başbakan'a değil' açıklamasına ve 'herkul.org' sitesinin editörü Osman Şimşek'in yazısına dek.
DEMEK Kİ ASIL MEKTUP BAŞBAKAN'IN BİLGİSİ OLSUN DİYE YAZILMIŞ
Öncelikle mektubu bilgisayara döktüğünü ifade eden Osman Şimşek, Cumhurbaşkanı adına birisinin kendisini ziyarete geleceği zaman Hocaefendi'nin, 'Bu ziyaretten mutlaka Başbakan'ımızın da haberi olsa!' dediğini ve 'Mektupta muhtevanın Başbakan'la paylaşılması arzusunu da dile getirdi'ğini belirtti.
Demek ki ıslak imzalı mektup Başbakan'ın bilgisi olması için yazılmış. Yoksa zaten sulh aranıyorsa bu sulh Başbakan'sız nasıl olacak'
Benim yadırgadığım daha Başbakan'ın açıklamasının mürekkebi kurumadan hem Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın hem de editörün bir hışımla muhatap Başbakan değildi diye açıklama yapmakta yarışır olmaları.
KÖPRÜLERİ YIKMAK İÇİN BU TELAŞ NİYE'
Çözüm adına yeşeren umutları, kurulan köprüleri yıkmak için bu telaş niye'
Hem Dolmabahçe'deki 4 saatlik toplantıya katılmış hem mektup konusunda yapılan açıklamaları izlemiş biri olarak söyleyeceklerim var.
1-'Paralel devlet' olarak tanımladığı, devlet içindeki örgütsel yapının bir darbe girişimi içinde olduğundan Başbakan'ın en ufak bir tereddüdü yok. Zaten örgüt şeması hazırlatıp, Başbakan'ı 'Örgüt başı' yapmaya kalkışmanın başka türlü izahı olmaz.
2-Başbakan, paralel devlet kalkışmasına karşı elindeki tüm imkanlarla mücadele etmekte kararlı. Doğru olanı yapıyor, mücadele etmediği taktirde kaybedenin kendisi olacağını çok iyi biliyor. Çünkü bu yapının niyeti, Erdoğan'ı eline kelepçe vurdurup içeri atmak.
MÜCADELENİN KAZANANI ERDOĞAN OLACAK
3-Mücadeleyi seçen Başbakan inisiyatifi eline aldı. Bu mücadelenin kazananı Erdoğan olacak.
4-Erdoğan, paralel devlet unsurları ile mücadele verecek, cemaatle değil. 17 Aralık operasyonunda, 'Gelsin sizi ağababanız kurtarsın' diyen savcının, 7 Şubat'ta Başbakan'ın ameliyata gireceği saatte, 'Zaman ayarlı' operasyon yapıp Hakan Fidan'ı almaya kalkışan polis şefinin, 'Feriştahı bile gelse kurtaramaz' demesinin cemaatle, hizmetle ne ilgisi va? Cemaat o sıralarda Erdoğan için dua ediyordu, örgütlü yapı ise zaman ayarlı operasyon yapmakla meşguldü. Hesap sorulacak olanların sayıları 300 bilemediniz 500 olan örgütlü yapı. (Gazeteport)
Yorum Yazın