'Menfez paşası'ndan fıkralı savunma
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 46 kişinin Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasında sona gelindi. Mahkeme, kararını açıklamak üzere toplandı. Sanıkların son sözlerinini alınmasından sonra karar açıklanacak. Mahkemede kısa bir fıkra anlatacağını söyleyen Zekeriya Kuzu, "Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Bayburt'a gidiyor. Yaşlı adam 'Evlat Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi' diyor. Baskı altında olduğunuzu düşünüyorum" dedi.
- Ege Postası
- 04.10.2017 - 10:58
15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinde görevli 1'i firari 37 darbeci askerin de aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 46 sanığın yargılandığı Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın duruşmasına bugün tekrar başlandı. Sanıklardan Çiğli 2'nci Ana Jet Üs Komutanlığı'nda görevli Albay Ramazan Elmas'ın dosyasının ayrılması üzerine yargılanan sanık sayısı 47'den 46'a indi. Yoklamayla başlayan duruşmada, tümamiral Tezcan Kızılelma, tuğamiral Ünsal Coşkun ve bu davadan tutuksuz yargılanan yarbay Hüseyin Yılmaz, SEGBİS sistemi üzerinden duruşmaya katıldı.
43 SANIK İÇİN KARAR VERİLECEK
Duruşmada 43 sanık için karar verilecek. Sonradan yakalanan ve adli işlemleri Ankara'da devam eden Yarbay Özcan Karacan, firari durumdaki aynı zamanda dosyanın bir numaralı sanığı Fethullah Gülen ve suikast timi üyelerinden firari yüzbaşı Burkay Karatepe için ise karar açıklanmayıp, dosyaları ayrılacak.
SANIKLARIN SON SÖZLERİ ALINDI
Duruşmada sanıkların ilk olarak son sözleri alınmaya başlandı. İlk sözü alan MAK timi üyesi teğmen Burak İpek, "Hayatım boyunca hiç ceza almadım. Kendimi bu güne sakladım. Bana büyük büyük cezalar vermek hayatın olağan akışına aykırı. Bana büyük büyük cezalar vermek size nasip olacak. Mahkemede uygun bir yargılama yapılmadığına inanmıyorum. Hukuksuz bir yargılama olduğuna inanıyorum. Çabuk bitti. Çıkan kararın prematüre olacağına inanıyorum. Hukukun üstünlüğünün önde tutulduğu mahkemelerde yargılanmak istiyorum tekrar. Anayasayı tanımıyorum deme şansımız yoktu. Bizler çimenleriz, fillerin bulunduğu yerde bizler ezildik" dedi.
Sanıklardan Haldun Gülmez'in son sözü olarak 6 sayfalık bir yazı okuma isteğini Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ kabul etmedi.
DURUŞMA SON SÖZLERLE DEVAM ETTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 46 sanığın yargılandığı Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın duruşmasında sanıkların son sözlerinin alınması sürüyor.
Sanıklardan MAK timi üyesi teğmen Burak İpek'in ardından konuşan tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, "Geçen sürede gerçeklerin peşine düşmediniz. Acilen karar verme peşine düştünüz. 40'a yakın soru sordum. Birine yanıt verdiniz. Bu yüzden son sözü burada söylemiyorum" dedi.
Ergün Şahin ise "Davanın sonuna geldik. Adil yargılanmadık. Ben sıkıyönetim emriyle hareket ettim. Darbe yapmadım, emirlere itaat ettim. FETÖ yaftası önüne geleni yıkıyor. Ancak bir gün bumerang gibi geri gelecek. Gerçeklerin gün ışığına çıkacağı günü bekliyorum, o zaman kısasa kısas olacak" diye konuştu.
Sanıklardan İlyas Yaşar, "Tiyatro bugün bitiyor" derken, Muhammet Gözübüyük ise "Delillerin gizlendiği bir dava yaşadık. Lehimize olan delillerin toplandığı günü bekliyoruz. Karar adil olmayacak. Yatarken rahat yatıyorum ve vatanı satmadım" dedi. Hasan Aslanbay da, "Görevde ne şekilde yer aldığımı anlattım. Kastım olmadan bu göreve dahil oldum. Emirleri yerine getirdim. Ne FETÖ ne de başka bir terör örgütüyle ilgimi olmadı, olmaz, olamaz. Asker olduğum için olamaz. Mahkemeniz de bu yönde karar verecektir, inanıyorum" diye konuştu.
Ahmet Koçan, "Hakkımda delil olmamasına rağmen son söze gelmiş bulunmaktayım. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Cenk Bahadır Avcı, "Dosyadaki bütün delillerle benim masum olduğumu açık ve net olarak ortaya çıkmıştır. İlahı adalete ve yüce mahkemenin adaletine inanıyorum" diye konuştu.
Davut Uçum ise "Suçlu ve suçsuz ayrıştırılmadı. Karanlık saatler aydınlatılmadı. Bu işi planlayan ortaya çıkartılmadan önce vereceğiniz hüküm, tarihe geçecektir" dedi.
Mehmet Cantaz, "Ben silahımı hiç kimseye doğrultmadım. Duruşma aşamasında soruşturma aşamasında benim masumiyet durumumu ortaya çıkartacak hiçbir soru sorulmamıştır. Suç varsa suçlunun, masumların ortaya çıkartılması lazım. Bu davada tulum çıkartmak adalet değildir" dedi.
Ali Aktürk, "Niye bu kadar çok acele davrandığınızı tespit ettiğimi söylemek isterim. Bir an önce karar almak istediniz. Bu davanın siyasi dava olduğunu düşünüyorum" dedi.
Bu sırada araya giren Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "Bundan önceki tüm söylediklerinizi reddediyoruz. Normal seyrinde sürdü ve sürmeye devam edecektir. Son sözünü söylemiyorsun, dışına çıkıyorsun ve mahkemeye ithamda bulunuyorsun" dedi.
ZEKERİYA KUZU'DAN FIKRA
Sanıklardan Erkan Çıkat, "Sonucu belli bir maç için mücadele ettik. Mücadelemiz adil yargılama için" dedi. Yüceli Ekizoğlu, "Doğruyu, doğru karar vermeniz için, adaletin tecelli etmesi için anlattım. Bildiğimi, yaşadığımı anlattım. Küçük bir mahşer yaşıyorum" dedi.
Zekeriya Kuzu da "15 Temmuz öncesindeki Zekeriya Kuzu'yu anlatmaya çalıştım. Tanınmadığım kanatine varıp hayat hikayemi anlattım. Bayrağıma, milletin değerlerine hiçbir zaman ihanet etmedim" diye konuştu.
Kısa bir fıkra anlatacağını söyleyen Zekeriya Kuzu, "Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Bayburt'a gidiyor. Yaşlı adam 'Evlat Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi' diyor. Baskı altında olduğunuzu düşünüyorum" dedi.
Haydar Murat Özden, "15 Temmuz gecesi, hayatım birkaç saatte alt üst oldu, mahvoldu. Yaşadıklarıma kader demekten başka bir şey gelmedi. Yaşanan olaylardan haberdar olunca da karşı tutum aldığımı söyledim. Dinlenen bütün tanıklar da benim doğru söylediğimi teyit etti. Haberim olmaksızın dahil olduğum bu olaya katkıda bulunduğum için pişmanım. Keşke Çiğli'de ben de öğrenseydim ve dahil olmasaydım. FETÖ'nün gerçek suçlularının mağdurların arasına gizlendiği, takıyecilik yaptığı ortadadır. Suçluyla suçsuzun, örgüt üyesiyle olmayanın ayrılması, masumların suçlularla aynı cezaları çekmesinin engellemesi lazım" dedi.
Özay Cöder, "Şubat ayında başladığı durumla şuandaki durumda benim hakkımda bir suç yok. Haldun ve Ali'ye emri verdim diyorum. Arkalarında duruyorum. Bu arkadaşlarımda olduğu gibi Turan Ecevit aynı yiğitliği göstermedi. Kendi bileceği bir iş. Tanıklar dinlenseydi benim suçsuzluğum ortaya çıkacaktı. Verdiğiniz kararın da adil ve hukuki olacağını düşünmüyorum. Hukuk herkese lazım. Adil yargılandığıma inanmıyorum" dedi. Murat Dağlı, "Keşke evsensel hukuk kuralları içerisinde yargılama geçirseydik. Keşke mahkemeye bilirkişiler doğru raporlar sunsaydı. Adil yargılama çerçevesinde savunma hakkım elimden alınmasaydı. Keşke Bahadır Akyüz bizden olayı saklamasaydı da biz de olayın içerisinde yer almasaydık" dedi.
Zeki Göçmen, "Saat 02.30 ile 03.00 arasındaki bu faaliyetlere hiç değinilmedi. Bizim açımızdan sayın Cumhurbaşkanımıza karşı işlenemez bir suç. Bizim alakamız olmamasına rağmen, bizim bu suçu işlememiz gerektiği konusunda olaylar geliştirildi. Olay tamamen bizim içerisine dürüldüğümüz kumpasa dönüştürüldü. Imsık'a gidene kadar konu hiçbir zaman Cumhurbaşkanı olmadı. Hiçbir yetkili, kimse bizi ikaz etmedi. Milletin emanetine hiçbir zamana ihanet etmedim. Terörist ve hain ithamlarını asla kabul etmiyorum. Ailelerimiz mağdur edildi. Adil bir yargılama olmadığı kanaati taşıyorum. Suçsuz olduğuma en kalbi duygularımda inanıyorum. Bizi bu olaya sürükleyenlere hakkımı helal etmiyorum. Ailemi de bu duruma soktuğum içini özür diliyorum" dedi.
Osman Kılıç, "Adil bir yargılama olmadı, benim hakkımdaki kararın benim için önemi bulunmamaktadır. Faraziye iddialara dayalı. Gerçeklerin ortaya çıkması için hiçbir talebimiz dikkate alınmadı" dedi. Ali Yazıcı, başka yargılamaları sürdüğü içini son sözünü söylemedi. Ekrem Benli, "Lehimize olan bütün deliller karartılarak aleyhimize döndürüldü" dedi.
Taner Berber, "Yargılanmaya son noktayı koymak, malumun ilanını resmileştirmek için son kez bir araya geldik" dedi. Sakal bıraktığı gözlemlenen
Gökhan Güçlü, "Delili dosyasına baktım. 70 klasör iddianameye bakıyorum, gariplik var. Birbiriyle alakası yok. O günlerden bu günlere şaibelerle geldik. 43 kişinin hiçbir suçu yoktur" dedi. Şükrü Seymen, "Yargılamada şimdilik sonuca gelindi. Temel haklarımız, hürriyetlerimiz elimizden alındı. Bizden önce başkalarının geldiğine dair birbiriyle uyumlu tanık ifadesi var. Bizim hiç bilmediğimiz yerlerde çatışma izleri var. Bizde askerlik, silah arkadaşlığı vardı şimdi salon arkadaşıyız. İlk perdesi kapanan bu tiyatronun yeni oyuncularla yeniden sahneleneceğine hiç şüphem yok. Ahirette bu dava yeniden görülecek" dedi.
SEGBİS üzerinden katılan tümgeneral Tezcan Kızılelma, "Suçsuzum, darbeci değilim, aklımdan bile geçirmedim. Destekte bulunmadım. Olumsuz davranış içerisinde bulunmadım. Ne 15 Temmuz öncesinde ne de o gece darbeye ilişkin kimseden talimat almadım. Talimat vermedim" dedi. Ünsal Coşkun ve Hüseyin Yılmaz da suçsuz olduklarını ileri sürdü. Söz verilen Haldun Gülmez deliller hakkında konuşunca Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ önce uyardı, ardından söz hakkını elinden aldı.
ŞEHİT POLİSİN ANNESİNDEN TEPKİ
Son sözlerini tamamlanmasından sonra duruşmaya saat 14.00'e kadar ara verildi.
Saat 14.00'te mahkemenin sanıklar hakkındaki kararını açıklamasının beklendiği ifade edildi. Ara sırasında şehit polis memuru Nedip Cengiz Eker'in annesi Güzel Eker, sanıklara, "Oğlumunu kanı yerde kalmayacak. Hak ettiğiniz cezayı alacaksınız" sözleriyle tepki gösterdi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma timlerinden oluşan 37 kişilik özel tim, başarılı olamayınca 2 polisi şehit edip kaçtı. Bu kişilerden, aralarında Çiğli Ana Jet Üssü'nün imamı olduğu belirtilen 'Paşa' lakaplı astsubay Zekeriya Kuzu'nun da aralarında bulunduğu 25'i ilk olarak yakalanarak tutuklandı. Daha sonra Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda tabur komutanı olan Binbaşı Şükrü Seymen ile önceden aynı birlikte eğitim alıp görev yapan askerlerden seçtiği yüzbaşılar İsmail Yiğit, Mustafa Serdar Özay, Muammer Gözübüyük, Ergün Şahin, Bahadır Sagun, Mehmet Öztürk, üsteğmenler Murat Köse, Mehmet Demir, Enes Yılmaz; teğmen Muhammet Burak İpek de yakalanarak tutuklandı. Firari Yüzbaşı Burkay Karatepe ise yakalanamadı. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamnesinde, sanıkların her biri için 6 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Suikasta teşebbüs eylemini gerçekleştirmek üzere Marmaris'e geldikleri belirtilen 37 askeri personelin yanı sıra azmettirici ya da yardımda bulunduğu belirlenenlerle birlikte aralarında örgüt lideri Fethullah Gülen'in de bulunduğu, 3'ü firari toplam 47 kişi hakkında dava açıldı. Sanıkların, 'Cumhurbaşkanına suikast', 'anayasayı ihlal', 'yasama organına karşı suç', 'hükümete karşı suç', 'silahlı terör örgütü yöneticisi olma', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama', 'zincirleme şekilde silahla tehdit', 'Cumhurbaşkanına hakaret', 'zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret', 'kamu malına zarar verme, mala zarar verme, nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali ve nitelikli yağma' suçlarından 6'şar kez müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi. (DHA)
Yorum Yazın