Dolar 34,6436
%0.25
Euro 36,4646
%0.45
Altın 2.931,300
%0.46
Bist-100 9.601,00
%-0.61

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
17-25 tezgâhını ABD’de kurdular

17-25 tezgâhını ABD’de kurdular

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “17-25 Aralık’ta hukuk kisvesi altında ülkemize tarihin en büyük tuzaklarından biri kuruldu. Bizim dik duruşumuzla bu tuzak başarısız olunca aynı tezgâhı götürdüler ABD’de kurdular” dedi

  • Ege Postası
  • 22.11.2017 - 07:21

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17-25 Aralık’ta ülke tarihinin en büyük tuzaklarından birisinin kurulduğunu,  bu tuzak başarısız olunca da aynı tezgâhın ABD’de kurulduğunu söyledi. 

Erdoğan Soçi’de bugün yapılacak üçlü zirveye değinirken de toplantıda bölgenin geleceği bakımından çok önemli görüşmeler yapılacağını vurguladı.

Erdoğan partisinin grup toplantısında özetle şunları kaydetti:

TUZAK BAŞARISIZ OLUNCA...: 17-25 Aralık’ta, hukuk kisvesi altında ülke tarihinin en büyük tuzaklarından birisi kuruldu. Bizim dik duruşumuz ve milletimizin feraseti sayesinde bu tuzak başarısız olunca aynı tezgâhı götürdüler Amerika’da kurdular. Birileri hala FETÖ’nün ağzıyla bizi itham etmeyi sürdürüyorsa, sebebi ancak aynı tuzakta onlara verilen rolü oynamaktır. Ana muhalefet partisinin, kendi resmi raporunda, bölücü terör örgütünün eylemleri, ‘halkın PKK ile iktidar arasında sıkışması’ olarak tarif edebiliyorsa, bu üstlenilmiş bir misyonun itirafıdır. Aynı çevreler, hepimizin gözü önünde yaşanan 15 Temmuz ihanetine hâlâ ‘tiyatro’, hâlâ ‘kontrollü darbe’ diyebiliyorsa, bu sözü onlara kimlerin söylettiğine bakmak gerekir. Bunların NATO’da yaşanan şahsım ve Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk ile ilgili skandal üzerine ilk defa mili bir tavır gösterebilecekleri ümidine kapılmıştık. Maalesef aradan üç gün geçmeden gerçek tıynetleri ortaya çıktı ve bu hadiseyi de tıpkı 15 Temmuz gibi ‘tezgâh’ diye yaftalamaya başladılar.

ÖRGÜT KENDİ ANAVATANINDA: Türkiye’yi dünyada sıkıntıya sokan ne kadar hadise varsa hepsinin arkasında ya FETÖ ya PKK ya da bu örneklerdeki kifayetsiz muhterislerin parmağı bulunmaktadır. Biz FETÖ’yü vatanımızdan söküp attık ama görüyoruz ki bu örgüt kendi anavatanında rahatça faaliyetlerini sürdürüyor. Aynı şekilde PKK alelade bir terör örgütü olmaktan çıkıp Türkiye’ye saldırmak isteyen herkesin kullanımına açık bir pislik yuvasına dönüşmüştür. Bize asıl can acıtıcı darbeler düşmanlarımızdan değil onlarla birlikte hareket eden ve zahirde bizden görünen alçaklardan geliyor. Devletimize ve milletimize yönelik saldırıların çoğunun gerisinde ya teşvik edici ya da kullanılan olarak bir şekilde ülkemizle bağlantılı çevreleri görmekten üzüntü duyuyoruz. Ama Türkiye bunlara rağmen, bunları da ezip geçerek hedeflerine varabilecek güçtedir.

TÜRKİYE OYUNCAK DEĞİL: Her şeyi denediler ama Türkiye’yi teslim alamadılar. Şimdi ülkemizi uluslararası alanda itibarsızlaştırmaya, istikrarsızlaştırmaya, lekelemeye, köşeye sıkıştırmaya ve böylece kendi istedikleri yöne itmeye çalışıyorlar. Ülkemize yönelik saldırılar aptalların değil ancak alçakların işi olabilecek mahiyettedir. Biz bu mesajların anlamını ve işlerin ne yöne evrilmek istendiğinin gayet iyi farkındayız.. Ülkemize yönelik sinsi tehditlerin gerisindeki siyasi ve ekonomik amaçlar apaçık ortadadır. Bu işleri yapanlar sanıyorlar ki her şey kağıt üzerinde olduğu gibi yürüyecek. Öyle olmayacak. Öyle olmayacağının onlarca mesajını son bir kaç yılda verdik. Anlamadıysalar buradan bir kez daha tekrarlayayım; Türkiye öyle sizin oyuncak gibi oynadığınız ülkelerden biri değildir. FETÖ gibi, PKK gibi 40 yıllık emeklerinin ürünü örgütleri dahi harcamayı göze aldılar ama yine de neticeye ulaşamadılar. Kendi bütünlüğünü korumakta zorlanan Avrupa Birliği kendince her fırsatta bize parmak sallıyor. En son fonlarda kesintiye gitmişler. Siz önce kendi içinizdeki teröristleri bir temizleyin, kendi ülkelerinizde hükümetlerinizi bir kurun. Bizim dostluğumuz ne kadar hasbiyse husumetimiz de o kadar şedittir. Bu da böyle bilinmelidir.

‘Esed hâlâ yerinde duruyor’

Pek çok yerde bir terör örgütü gitmiş, yerine bir başka terör örgütü gelmiştir. Elinde yüz binlerce vatandaşının kanı olan Esed rejimi hâlâ yerli yerinde durmaktadır. Buna karşılık vatanlarını sevmekten ve demokrasi talebinden başka suçları olmayan Suriyeli muhalifler neredeyse terörist durumuna düşürülmüştür. Velhasıl çok şey söylenmiş, çok toplantı yapılmış, çok silah kullanılmış, çok fedakarlık talep edilmiş ama hiçbir netice ortaya konamamıştır.

ÇOK ÖNEMLİ GÖRÜŞME: Soçi’ye giderek Türkiye-Rusya-İran üçlü zirvesini gerçekleştireceğiz. Toplantıda bölgenin geleceği bakımından çok önemli görüşmeler yapılacak. Suriye ve Irak’ta ülkemizi de yakından ilgilendiren gelişmeler bizi, kendi çözümlerimizi geliştirmeye zorladı. Kimi konularda hâlâ anlaşmazlıklarımız olsa da Rusya ile kurduğumuz yakın ilişkiden elde ettiğimiz neticeler oldukça önemli. İran’ın da bu süreçte ülkemizin hassasiyetlerini gözeten tutumundan memnuniyet duyuyoruz. Merkezi Irak yönetimiyle de uzun zamandır olmadığı kadar müspet bir noktaya gelindi. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi çok hayati bir yanlışa sapmamış olsaydı, onlarla da güzel ilişkiler sürdürülüyor olacaktı. Fransa ile de yakın diyalog içindeyiz. Almanya, Hollanda, Belçika gibi ülkeler aslında bizim en rahat işbirliği yapacağımız yerler olmasına karşın, maalesef bir süredir ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının pençesine düşmüş durumdalar.

‘DEAŞ baştan sona muamma’

DEAŞ’ın ortaya çıkış ve ortadan kayboluş süreci baştan sona muammalarla ve soru işaretleriyle dolu. Hadi, ‘DEAŞ’ı temizlediğinizi’ söylüyordunuz, peki hâlâ silah yüklü TIR’lar niçin Kuzey Suriye’ye veya Suriye’ye geliyo? Siz bu silahlanmayı Kuzey Suriye’de veya Suriye’de hangi ülkeye karşı yapıyorsunuz, niçin yapıyorsunu? Bunları izah etmeleri lazım, anlatmaları gerekiyor. Dert başka. Neyin ne olduğunu biliyoruz. Ona göre de adımlarımızı atacağız. Kimse Türkiye’nin kendi bekasını ilgilendiren bu senaryolar karşısında eli kolu bağlı oturmasını bekleyemez. Yenilmez bir canavar gibi takdim edilen DEAŞ’ın, sahada sergilenen tüm kirli ayak oyunlarına rağmen aslında ne kadar kof bir yapı olduğunu gösteren Türkiye olmuştur.

‘Tayyip dede’ o sesi duydu

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı  Erdoğan’a her grup toplantısında localardan davetli ve partililerin yaptığı sevgi tezahüratı  dün de yoğundu. Ama bir değişik ses daha vardı. Sakarya’dan annesi ile birlikte gelen 3.5 yaşındaki Gülhan Aydoğdu, locadan devamlı, “Tayyip dede, dedecim, dedecim” diye durmadan seslendi. Erdoğan, bir ara o sesi duydu ve dönüp küçük Gülhan’ı eliyle selamladı. Grup sona erdikten sonra küçük kız muradına erdi ve Erdoğan, kürsüye çağırdığı bebek hediye ettiği Gülhan’ı kucağına alıp sevdi, fotoğraf çektirdi. Erdoğan, Bükreş’te Avrupa şampiyonu olan küçük Sumocuları da kutlayarak, hediyelerini verdi ve birlikte özçekim yaptı.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.