8. Gün'de gündem Menemen: 'Ahlaksız' ithamı doğru değil

EGEPOSTASI-31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti’nin Menemen Belediye Başkan Adayı olan ancak 9 bin oy farkla seçimi kaybettikten sonra partisi tarafından İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği görevine getirilen Durmaz Bayraktar’ın Ankara’dan Menemen Belediye Başkanına ‘ahlaksız’ diye suçlaması büyük yankı uyandırdı.

CHP örgütünün de büyük tepki gösterdiği durumu gündemlerine alan TV 35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları ve Gerçek Haberci Genel Yayın Yönetmeni Adem Nakçı, Bayraktar’ın sözlerinin yakışıksız olduğunu görüşünde birleşti.

Umutoğulları: Ahlaksız ithamı doğru değil

Mithat Umutoğulları, “Bir bürokratın gelip, aday olmuş bir kişinin gelip, bayram değil seyran değil eniştem beni niye öper, adam gelmiş. Durmaz Bayraktar, bayram değil seyran değil, belediye başkanı böyle bir açıklama yapmış diyor. Belediye başkanı ile konuşuyorum. Adamın böyle bir açıklaması yok. Bir meclis üyesi bir şey paylaşmış. Bir belediye başkanı için yalancı, ahlaksız gibi ithamlarda bulunmak doğru değil. Sıfatı yok” dedi.

Nakçı: Çok istiyorsan istifa eder….

Adem Nakçı da, duruma tepki göstererek, “Bu adam ki? İçişleri Bakanlığı müşavirliğine getirmişler. Sen adaysın, seçimi kaybetmişsin. Kendi kalen olan Asarlık’ta bile seçimi kaybediyorsun yanlış strateji ve konuşmadan. Sonra sana eski savcısın diye partin bir lütuf gösteriyor ve İçişleri Bakanlığı hukuk müşavirliğine atıyor. Bir mertebe atlıyorsun. Menemen’de AK Parti ilçe başkanı görev yapmayacağını söyledi. Üç isim verdiler. O üç isim gitti. Daha iyi incelensin diye geri gönderildi. Corona salgını oldu, seçimler iptal oldu. Ne başkanı var ne başkanı yok olan Menemen’de konuşmak gerekirse sana düşmez, eski başkana düşer. Sen artık devlet bürokratı olmuşsun. Çok istiyorsan istifa edersin, ilçe başkanı olursun. Gelirsin adam gibi ilçe başkanlığı yapıp seçimi kazanırsın” ifadelerini kullandı.

PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

Mithat Umutoğulları:  son dönemler hem hasta sayısındaki düşüş, iyileşme oranlarının yükselmesi ile kontrollü gevşeme sürecine girilecek. 4 günlük sokağa çıkma yasağı var. 9 il yasak dışında kaldı. Türkiye gerçekten bu konuda ciddi bir sınav verdi ve Avrupa’ya ve dünya ülkelerine göre daha iyi bir süreç yaşadık. İzmir’de AVM’ler büyük ilgi görmedi. Çok az sayıda işyeri açık. Bu da toplumun bir nebze ne kadar hassasiyet gösterdiğini gösteriyor. Bizim bu işleri ne kadar ciddiye aldığımızı gösteriyor.

Adem Nakçı: insanların ardı ardına sıraya girmesi üzücü. Şahsen şaşırdım. Sosyal mesafeyi ciddiye alan yok. Ürktüm yani.

İhtiyacın yoksa çıkmayacaksın

Mithat Umutoğulları:İhtiyacın yoksa çıkmayacaksın. Umarım son dönemler olur. Herkesin kaygıları var. Tekrar yeniden atak olur mu kaygısı var. Bu hassasiyetle gidersek sanıyorum ki aşacağız bu krizi.

Adem Nakçı: Dünya genelinde insanlar ikinci, üçüncü, dördüncü dalgayı bekliyor.

Bunun AK Parti'ye faydası yok

Mithat Umutoğulları:Corona ile birlikte İzmir’de siyaset de çok hararetlendi. Bu zaman zaman bizim çok dile getirdiğimiz bir şey var. İzmirli bunu hoş karşılamıyor. Bunun AK Parti’ye bir faydası olmadığını söyledik. Akay döneminde büyük başarılar elde edilmişti. Daha sakin kendini İzmirlilere anlatan bir siyasi yapı vardı. Şimdi tartışmalar başladı. AK Parti ve CHP cephesinde.

Bu dil AK Parti'ye bir şey kazandırmıyor

Adem Nakçı: Siyasette dilin saygı çerçevesinde olması gerektiğini söylüyoruz. Yarardan çok zarar getiriri epey konuştuk. Üstüne vazife olmayan, parti dışı adamlar dedik. Kerem Ali Sürekli’nin açıklamalarına baktım. Kalem kalem hangi ilçe başkanı ne yapmış açıklamış. Sosyal medyasında yayınlamış. Hemen haberleştirdik yayınladık. Menemen’de geçen Durmaz Bayraktar olayı var. Soyer’e sistematik olarak saldırı ve suçlanırken de ağır bir dil kullanılması söz konusu. AK Parti ve MHP’li milletvekilleri de zaman zaman destek veriyor. Böyle bir yaklaşım var. Kötü olan ne biliyor musu? Bu dil AK Parti’ye bir şey kazandırmıyor. Bile bile lades oyunu. Bu kadar uyarılara rağmen hala bu dille ve tavırla gidiyorsa CHP’ye bile bile lades olmaktır. CHP tutsun elinde diye herhalde. Erdoğan burayı almak istemiyor. CHP bu havuzda kalsın deniyordu. Bugün gördüğümüz 11 büyükşehir var CHP’nin elinde. Ucu ucuna kaçırılmış Balıkesir, Bursa, Denizli var. Artık çeki düzen verilmeli. Gerginlik bir şey kazandırmıyor. Elimde 50 kişilik liste var, yokederiz diyor Sevda…… Fatih Tezcan’ın seviyesini bayağı düşürüp, ahlaksızlık diyemiyorum, ahlaksızlık bayağı erdem kalıyor, karınızı kızınızı nereye götüreceksiniz diyor. Ahlaksızlıkta dibin dibi yorumla çıkması. Bülent Arınç bile bunlar yüzünden insanlar türbanlılara değişik bakıyor deme ihtiyacı hissetti. Bu dili ya birileri kasti körüklüyor gerginlik olsun diye. Birileri besliyor. Cübbeli Ahmet hoca kalkıyor ben altı ay önce rüya görmüştüm, darbe olmuştu. Eeee.. Peygamber efendimize ayetler uyurken, uyku halinde geldi hesabı ile kendini özdeşleştiriyor.

Bugün Ömer Çelik çıktı, parti sözcüsü, AK Parti’nin gündeminde darbe yok diyor. CHP Engin Altay darbe olursa Erdoğan’ı korumak için ilk biz çıkarız diyor. Niye böyle söylüyo? Çünkü söylemler artık başka bir yere gidiyor. Yarın biri eline silah alıp üç tane patlatırsa ne olaca? 80 darbesini yaşadık. Neyin nasıl olduğunu, insanların nasıl öldürüldüğünü gördük. Ülkenin gidişatı buna giderse sonu kötü olur ülkenin. Ocu bucu diye bakmayacağız. Herkes bu bayrak altında yaşayan herkes bu vatanın asil evladı diyoruz. Etnik fark koymuyoruz. İşte ötekileştirmiyoruz kimseyi. Bunu yaptığımız sürece kazanırız.

Cumhurbaşkanı tedbirleri açıklıyor, CHP’yi eleştiriyor

Mithat Umutoğulları:Cumhurbaşkanı tedbirleri açıklıyor, sonra oradan CHP’yi eleştiriyor. Ulusa seslenirken siyasi tartışma içine girmek doğru değil. Sayın Cumhurbaşkanının ağzından tedbirleri dinlemek istiyor herkes. AK Parti salgın mevzusunda oyları kıpırdamaya başlayınca tekrar CHP’den tekrar Engin Özkoç, işte Özgür Özel’in açıklamaları, buna benzer birkaç açıklama yaparak gündemi değiştirdiğini düşünüyorum. Bunlar doğru şeyler değil. Maske dağıtılmadı konuş. Burada başarısızlık oldu, konuş, tamam. Belediyelerin yardım yapamamasını konuş. Ama her gün bununla yatıp kalkma. CHP bir vatandaş olarak söylüyorum, CHP’nin içinde bulunduğu psikolojik ruh haline bakıyorum, sanki salgında insanlar çok insan ölse de bunun şeyini diye dua ediyor. Benim hissettiğim o.

Adem Nakçı: Özgür Özel’in açıklamalarına, Canan Kaftancıoğlu’nun açıklamalarına bakıyorsun, tek kelime darbe geçmiyor. Sadece ya seçimle ya da başka bir yöntemle deniyor.

Mithat Umutoğulları:Bu istismara açık bir durum ama. Buna gerek yok ki. Bürokrata diyorsun, ki, sen devran değişecek vesaire, buna gerek yok ki. Senin görevin devleti korumak kollamak,. hükümetle iş tutmak. Türkçesi bu. Bunu dallandırıp budaklandırmanın anlamı yok.

Buna hala bir Cumhuriyet Savcısı dava açmıyorsa...

Adem Nakçı: Kadının biri, bana meczup diyorum, daha düne kadar yaşam tarzı farklı iken, bir İtalyan ile evliyken, boşanıp Samanyolu’nda programlar yapan, bir müzisyenle evlendikten sonra türbana giren, ondan sonra elimde 50 kişilik liste var, asarım keserim diyen hatta yandaş kanal bile çıkıp özür diliyor ise, buna hala bir Cumhuriyet Savcısı dava açmıyorsa, halkı kin ve nefrete sürüklemesi nedeniyle. Ben komşusu olsaydım iki üç defa mahkemeye giderdim. İki üç tane komşum ayaklarını denk alsın diyor. Bugün Fatih Özcan’ın açıklaması çıkıyor. Fatih Özcan ile ilgili bir işlem var m? Adam diyor ki karınızı, kızınızı nasıl koruyacaksını? Elimizde bir sürü silah var diyor. Sen buna yargı olarak bir şey yapmazsan bu iş başka yere gider.

Artık siyasetin dilinin ve tarzının değişmesi gerekiyor

Mithat Umutoğulları: Ama artık iş siyasetle yargının iç içe girmesi, yargının bağımsızlığı tartışılıyor. Savcı ve hakimlerin hangi siyasi partiye yakın olduğuna baktığı konuşuluyor. Burada birilerinin damarına bassak, bir gazeteci için ya çıkar ve menfaat ilişkisi ya da başka bir yere bağlıyorlar. Hepimizin oy kullandığı bir parti var. O başka bir şey. Ama ben burada yorumlarken, ülkenin içinde bulunduğu durum ile ilgili bir yorum yaparken, bunu bir kenara bırakıyorum. Benim CHP’li, AK Partili, HDP’li, MHP’li olmam çok bir şeyi değiştirmiyor. Biz oy verdiğimiz partiyi eleştirmiyor muyu? Bence artık siyasetin dilinin ve tarzının değişmesi gerekiyor.

Bayraktar'a tepki

Menemen’e gelelim. Bu yazıyı yazmadan önce birkaç AK Partili üst yetkili ile konuştum. İnanılmaz rahatsızlar. AK Partili bürokratların bu kadar siyasetin içine girmesinden rahatsızlar. 20 yıldır  bu ülkeyi yöneten AK Parti’de ciddi siyasetçiler var. 30 yaşında siyasete başlamış adam bugün 50 yaşında. CHP’den sonra Türk siyasi tarihinde bu kadar yıl siyasette kalmış ve siyasetçi yetiştirmiş başka bir siyasi parti yok. Hele İzmir’de. Bir bürokratın gelip, aday olmuş bir kişinin gelip, bayram değil seyran değil eniştem beni niye öper, adam gelmiş. Durmaz Bayraktar, bayram değil seyran değil, belediye başkanı böyle bir açıklama yapmış diyor. Belediye başkanı ile konuşuyorum. Adamın böyle bir açıklaması yok. Bir meclis üyesi bir şey paylaşmış. Bir belediye başkanı için yalancı, ahlaksız gibi ithamlarda bulunmak doğru değil. Sıfatı yok.

Menemen’de konuşmak sana düşmez!

Adem Nakçı: Bu adam ki? İçişleri Bakanlığı müşavirliğine getirmişler. Sen adaysın, seçimi kaybetmişsin. Kendi kalen olan Asarlık’ta bile seçimi kaybediyorsun yanlış strateji ve konuşmadan. Sonra sana eski savcısın diye partin bir lütuf gösteriyor ve İçişleri Bakanlığı hukuk müşavirliğine atıyor. Bir mertebe atlıyorsun. Menemen’de AK Parti ilçe başkanı görev yapmayacağını söyledi. Üç isim verdiler. O üç isim gitti. Daha iyi incelensin diye geri gönderildi. Corona salgını oldu, seçimler iptal oldu. Ne başkanı var ne başkanı yok olan Menemen’de konuşmak gerekirse sana düşmez, eski başkana düşer. Sen artık devlet bürokratı olmuşsun. Karabağlar Kaymakamı bir zamanlar siyaset yapacaksan rozeti bırak demiştik hatırlarsan. Çok istiyorsan istifa edersin, ilçe başkanı olursun. Gelirsin adam gibi ilçe başkanlığı yapıp seçimi kazanırsın. Ama sen ta Ankara’dan buradaki duyduğun bir şeyi, duyduğunu da yanlış anladığın şeye, Ankara’dan Menemen’e konuşman. Çok mu hükmün var kardeşim, çok mu başkan yanlış, koyarsın devreye, dosyaları koydum dersin, kayyum atarsın. Seçimi kaybettikten sonra da kıyameti kopardılar. 9 bin farkı nasıl yeriz diye düşünmediler. Helvacı, Emiralem, Asarlık başka bir dünya. Bunlardan Serdar Başkan aslanlar gibi çıkmış, seçimi kazanmış. Tebrik edeceksin, çekileceksin. Karısına saldırmışlar. Sen gittin karakola, yanlıştır dedin, hepimiz buradan seni alkışladık. Meğer seçim için yapılan bir takiyye imiş. Roman mahallesinde de Asarlık’ta da oy alıyor. Menemen değişik bir yer. Fazla kentli ve fazla köylü.

Aksoy geldiğinde zor bir süreçten geçti

Mithat Umutoğulları: Serdar Aksoy geldiğinde zor bir süreçten geçti. Belediye personelinin bir çoğu eski başkanın yanında asker gibi. Belediyenin ekonomik sıkıntıları var. Kentte değişim yapıyor, sancılı geçiyor. Bütün bunlarla uğraşırken bir de böyle saçma sapan şeyler çıkıyor ortaya. Bunu doğru bulmuyorum. Yazımda da ağır eleştiriyorum. Bunu söyleyen birinin ya aklı başında değil ya da.. Tekrar aday olsun, bir daha aday olsun. Taha Aksoy büyükşehir belediyesine iki kez aday oldu.

Adem Nakçı: Artık devlet memurusun. Özerk bir yapın yok, vali de değilsin. Sen bir hukuk müşavirisin, hukuksuzluk varsa devreye girersin.

Mithat Umutoğulları:Aday olduğu bir yerin belediyesiyle ilgili bir şey yapması doğru değil. Haklı da olsa kimseye anlatamazsın.

Adem Nakçı: Karabağlar Kaymakamı çok seviliyordu. Menemen’de yanlış adam yüzünden kaybettik diyor AK Parti. İlçe başkanı kaçtı, işlerinin yoğunluğunu bahane ederek.

Mithat Umutoğulları: AK Parti İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, bizzat o işle ilgilendi. Teşkilat başkanını bu işle görevlendirdi. Teşkilatların bütün o hassasiyetleri göz önüne alınarak orada bir yapı oluşacak, Buca’da. AK Parti’de diğer ilçelerde nasıl olmuşsa, orada da şey olacak.

'Siyasi hocamdır' diye vefa duygusu var Utku Gümrükçü’nün

İki gün önce bir köşe yazısı yazdım. Dedim ki Ali Rıza Koçer iki aydır gelmiyor. Mustafa Avdan belediye başkan yardımcısı atadı Utku Gümrükçü. Böyle bir anlaşmazlığı olduğunu söyledim. Seçimde de küsmüştü, 20 gün alanlara çıkmamıştı. Siyasi hocamdır diye vefa duygusu var Utku Gümrükçü’nün, ne yaparsa yapsın o koltukta tutuyor. Bunu ben ifade ettim. Garip bir şeydir, bizim Ünal Korkmaz var, orada da yazdım, sevgili Ümit Kartal her dediğime cevap veriyordu Çiğli ile ilgili. Bununla ilgili bir şey söylerse Utku Gümrükçü, Çiğli kamuoyunun merakını giderir dedim. En azından Ümit Kartal üzerinden cevap bekliyorum diye. Bir baktım ki Çiğli’de bir yerel medya gazeteci arkadaşım var, Ünal’ı da severim, kimseye yaptıramayınca, Ünal da bu fotoğrafı paylaşmış. Bu fotoğrafta kimsenin haberi yokmuş gibi çektirip, bir yere servis ettirmek bile senin içinde bulunduğun sıkıntıyı dile getiriyor. Bunu yapmana gerek yok oysa ki. Alırsın iki satır yazı yazarsın. Her ne kadar ki, bana benim şahsıma yazarsın ben de yayınlarım. Basın danışmanları var, bilmem ne var. Böyle bir şey varsa da yazarsın. O fotoğrafı başkanlık katında kim çekiyor, Ünal mı çekiyor. O fotoğraf servis edilmiş.

Adem Nakçı: Çiğli’de Ali Rıza Koçer 65 yaş üstünde, belediyeye gidemiyor. Yüzde 80’i zaten evden çalışıyor.

Solunum cihazı bir belediye başkanının işi m?

Mithat Umutoğulları: Bir solunum cihazı bir belediye başkanının işi m? Bazı belediye başkanları işleri öyle bir abartıyorlar ki, neredeyse önlüğü giyip neşteri alıp ameliyat yapacak.