CHP Bizimdir Hareketi’nden Kılıçdaroğlu’na çağrı
CHP Bizimdir Hareketi, “Cumhurbaşkanlığı seçimindeki başarısızlığın sorumluluğu doğrudan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na aittir” diyerek, parti liderini istifa etmeye çağırdı.
- Ege Postası
- 13.08.2014 - 12:36
“Bu sorumluluk gün gibi ortadayken, sorumlu yaratmaya çalışarak, gereksiz zorlamalara gitmek yerine, gereken yapılmalı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu derhal/gecikmeksizin istifa etmeli ve olağanüstü kurultay toplanmalıdır.”
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, CHP’nin de desteklediği “çatı aday” formülü açık ve net bir başarısızlığa uğramıştır. Bu başarısızlık gün gibi ortadadır, eğip bükülecek bir yanı yoktur.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, “risk aldım, gerekirse bedelini öderim” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, her şeyden önce kendi açıklamasının gereğini yapmak, CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa etmek zorundadır.
Bu başarısızlık bir sebep olmayıp, CHP Genel Başkanı ve ekibinin yapay zorlamalarla yukarıdan aşağı partiyi dönüştürmeye çalışmak dışında bir siyaset üretememelerine seçmenin tepki vermesiyle ortaya çıkmış bir sonuçtur.
*) Üniversitelerde, kamuda ve son olarak da TBMM’nde türbana izin verilmesi;
*) Kuran kurslarındaki yaş sınırının kaldırılması;
*) Kuran kurslarının Milli Eğitim Bakanlığı denetimi dışına çıkarılması;
*) Eğitim sisteminin dinsel eğitim düzleminde tektipleştirilmesi; gibi laikliği yok etmeye yönelik birçok girişime karşı çıkmak, direnmek bir yana; bu girişimlere ses çıkarmayan, örtülü, zaman zaman açık biçimde destek veren, hatta bu girişimlerden mutlu olan zihniyetin CHP’yi getirdiği yer ortadadır.
*) Avrupa Birliği yerel yönetimler özerklik şartındaki Türkiye Cumhuriyeti’nin koyduğu çekinceleri kaldırmayı vaad eden;
*) Diyarbakır’da “1930’ların CHP’si değiliz” diyebilen; cumhuriyetin ve partinin kurucu felsefesini üzerinde yük olarak gören;
*) “Çözüm süreci” adı verilen ve ülkemizi bölünmenin eşiğine getiren sürece örtülü destek veren ve son olarak da terör örgütü ile müzakerelere hukuksal altyapı kazandırma amacı taşıyan yasayı destekleyen bir anlayışın CHP’nde yeri yoktur.
*) Partinin omurgasını oluşturan, “Atatürkçü”, “ulusalcı”, “sol” düşünceyi kararlılıkla savunanları, “parti içi marjinal bir kanat” gibi sunmaya çalışan,
*) “Parti içi demokrasi”, “partiyi topluma açıyoruz” gibi süslü laflarla göreve gelen, ancak tam aksi katı, anti-demokratik bir siyaset anlayışı benimseyen
*) CHP’nin 2010 yılında karşılaştığı komployla hesaplaşmak bir yana, bu komployu yok sayan bu anlayış, tüm inandırıcılığını yitirmiş durumdadır.
Az sayıda örnekle açıkladığımız bu durum, aslında CHP ile arasında kan uyuşmazlığı bulunan bir anlayışın göstergeleri ve dışavurumudur.
İşte CHP ile arasında “kan uyuşmazlığı” bulunan bu zihniyet son olarak, tam da kendisinden bekleneni yapmış ve CHP’nin ideallerinden, hedeflerinden, tarihinden, mücadelesinden vazgeçmesi anlamına gelen bir Cumhurbaşkanı adayı belirlemiştir.
Cumhurbaşkanlığı seçimi net biçimde göstermiştir ki, CHP’ne gönül veren kitlelerde “hayal kırıklığı”, “umutsuzluk” yaygınlaşmıştır; milyonlarca CHP seçmeni sandığa gitmemiştir, milyonlarca CHP seçmeni kerhen, gönülsüz olarak sandığa gitmiştir; yüzbinlerce CHP seçmeni geçersiz oy kullanmıştır.
Artık 4 yılı aşkın bu dönemin hesabının verilmesi zamanı gelmiştir, bu hesabın ertelendiği her zaman dilimi, CHP’ne gönül veren kitlelerde hayal kırıklığını, umutsuzluğu arttırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Sorumluluk gün gibi ortadayken, sorumlu yaratmaya çalışarak, gereksiz zorlamalara gitmek yerine, gereken yapılmalı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu derhal/gecikmeksizin istifa etmeli ve sadece cumhurbaşkanlığı seçim sonucunun değil, aynı zamanda dört yıldır partiyi dönüştürmeye çalışan anlayışın hesabının verileceği olağanüstü kurultay toplanmalıdır.
Yorum Yazın