AB ile 2016 umudu
Avrupa Birliği (AB) ile Ankara arasındaki ilişkileri, belirli şartların karşılanması halinde, ileri bir aşamaya taşıma potansiyeli çok yüksek olan AB – Türkiye Zirvesi, ilerlemeden çok iniş çıkışlar ve gerginliklerle anılan süreç açısından “yeni bir sayfa” niteliğinde.
- Ege Postası
- 30.11.2015 - 14:46
DAVUTOĞLU: DÖNÜM NOKTASI
Zirvede Türkiye’yi temsil eden Başbakan Ahmet Davutoğlu toplantı sonrası yaptığı açıklamada da “2016, Türkiye-AB ilişkileri açısından dönüm noktası olacaktır” dedi. AB ile Türkiye arasında üzerinde anlaşılan unsurları yansıtan ortak bildiri tarafların beklentilerini büyük ölçüde karşılayan ve ilerlemeyi karşılıklı adımların atılmasına bağlayan içeriğiyle dikkat çekiyor. İlk kez Hürriyet’in 26 Kasım’da duyurduğu, geri kabul anlaşmasının şartlarının karşılanması şartıyla Türk vatandaşlarına Ekim 2016’da Schengen Alanı’na girişte vize muafiyeti sağlanmasına yönelik vurgu Ankara’nın en önemli kazanımları arasında yer alıyor. “11 yıl sonra böyle bir zirvenin tertip edilmiş olması bile katılım müzakerelerine büyük bir ivme katma anlamı taşıdığını söyleyen” Davutoğlu, “Vize muafiyeti konusunda önümüzde çok açık bir takvim var. Bu da martta ilk rapor, haziranda Türkiye’nin Geri Kabul Anlaşması’nı (GKA) uygulamaya başlaması. Takriben ekimde vize muafiyetinin devreye girmesi. Bunun için bizim yapacaklarımız da var, AB’nin yapacakları da var” dedi.
NELERDE MUTABIK KALINDI
Zirvede tarafların üzerinde mutabık kaldığı ortak bildiride öne çıkan unsurlar şunlar:
Katılım sürecinin yeniden canlandırılmasına ihtiyaç olduğu konusunda anlaşıldı. Mevcut bağları ve dayanışmayı ileriye taşıma ve ortak geleceği hazırlamak için sonuç odaklı eylem taahhüdü altına girildi.
Yılda iki kez, uygun formatta düzenli zirve yapılması kararlaştırıldı. Bu zirvelerde Türkiye-AB ilişkileri ve uluslararası konular ele alınacak. Bakanlar/Yüksek Temsilci/ Komiser düzeyinde kapsamlı, düzenli siyasi diyalog toplantıları düzenlenecek.
14 Aralık’ta 17’nci (ekonomik ve parasal politika) başlığın açılması için hükümetler arası konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı. AB Komisyonu’nun 2016’nın ilk çeyreğinde bazı başlıkların açılmasına yönelik hazırlık çalışmalarını tamamlama taahhüdü not edildi. Sonradan daha fazla başlık için hazırlık çalışması başlatılabileceği vurgulandı.
AB Komisyonu vize liberalizasyonu yol haritası konusundaki ikinci değerlendirme raporunu Mart 2016 başında açıklayacak. Her iki taraf Komisyon’un 2016 sonbaharında Schengen Alanı’na giren Türk vatandaşlarına vize muafiyeti tavsiyesi içeren üçüncü raporunu yayımlayabilmesi için geri kabul anlaşmasının (GKA) Haziran 2016’dan itibaren tam olarak uygulanması gerektiği konusunda anlaştı. Yol haritasının tüm unsurlarının karşılanması şartıyla vize muafiyeti için hedef Ekim 2016.
AB, Türkiye’ye derhal ve sürekli insani yardım sağlayacak, genel mali yardım belirgin şekilde artırılacak. AB, mülteciler için başlangıç olarak 3 milyar Euro verecek.
15 Ekim’de üzerinde anlaşılan Ortak Eylem Planı hayata geçirilecek. Özellikle kural dışı göçmen akınının frenlenmesinde sonuç alınması gerekiyor. Uluslararası korumaya ihtiyacı olmayanların Türkiye ve AB’ye seyahatlerinin önlenmesi, mevcut ikili geri kabul anlaşmalarının uygulanması, koruma ihtiyacı olmayanların hızlı şekilde ülkelerine gönderilmesi konularında işbirliği artırılacak.
2016’nın ilk çeyreğinde Üst Düzey Ekonomik Diyalog Mekanizması hayata geçirilecek. Aynı dönemde Üst Düzey Enerji Diyaloğu ve Stratejik Enerji İşbirliği mekanizmasının ikinci toplantısı yapılacak.
Gümrük Birliği’nin güncelleştirilmesine yönelik hazırlık çalışmaları tamamlandıktan sonra resmi görüşmelere 2016 sonuna doğru başlatılabilir.
RUM YAKINLAŞMASI!
Zirve öncesinde üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarıyla Başbakan Ahmet Davutoğlu aile fotoğrafında bir araya geldi. Fotoğraf çekimi sırasında bir protokol sorunu yaşandı. Belirlenen normal protokole göre Davutoğlu’nun solunda AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, sağında ise AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in, onun yanında da Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis ile Rum Kesimi lider Nikos Anastasiadis’in yer alması gerekiyordu. Ancak Anastasiades, çekim öncesinde yer değiştirerek aile fotoğrafında Davutoğlu’nun yanında yer aldı.
Kim ne dedi
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk: Mülteci konusunda bir anlaşmaya vardık. Bu zirvenin daha geniş boyutları da var, özellikle Türkiye’yle ilişkilerin canlandırılması. Tabii naif olmayalım. Türkiye mülteci krizinin çözülmesinin tek anahtarı değil.
Almanya Başbakanı Angela Merkel: Ortak Eylem Planı’nın ana unsurlarından biri yasa dışı göçün yasal göçle yerleştirecek olması. Bu zirve Türkiye’yle geniş bir gündemin ele alınmasıyla ilgili. Ucu açık bir süreç. Sonucu konuşmuyoruz yeni başlıklar açılmasını ele alıyoruz.
Belçika Başbakanı Charles Michel: Türkiye’ye açık çek verilmesi söz konusu değil.Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras: Türkiye’nin katılım süreci konusunda önemli adımlar atacağımıza güveniyorum ancak aynı zamanda Türkiye’nin göç akınını kısıtlamak için ne gerekiyorsa yapacağı konusunda emin olmalıyız.
Davutoğlu: Tarihi bir gün
Avrupa birliği-Türkiye zirvesi için gittiği Brüksel’de gazetecilere açıklamada bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bugün Türkiye’nin AB süreci için tarihi bir gün” dedi. Davutoğlu, zirvede yaptığı konuşmada ise, “Ankara’dan açık bir mesaj vermek istiyorum: Biz bir Avrupa halkıyız. Kıtanın kaderi hepimizin ortak konusudur ve Türkiye bu konuda elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır. Sadece göçmen krizine cevap vermenin ötesinde, bütün krizlere karşı durmaya hazırdır. Bizler Avrupa ailesinin bir üyesi olmak istiyoruz. Bir aile mensubu olarak da sizleri temin ederim ki Türkiye aileye daima olumlu bir katkı da bulunacaktır. Avrupa’nın başarısına katkıda bulunacaktır” dedi. Başbakan Davutoğlu, “Bugün Türkiye’nin AB süreci için tarihi bir gün. Bugün AB liderleriyle beraber kıtanın geleceğini tartışacağız. Bu yeni başlangıç nedeniyle tüm AB liderlerine teşekkür etmek istiyorum. Bu, yeni bir sürecin başlangıcı” ifadesini kullandı.
Kontrollü ilerleyecek
Geçmiş yıllarda iki taraf arasında büyük ölçüde taahhüt edilen adımların atılmamasından kaynaklanan güven sorunu, bu kez üzerinde anlaşılan unsurların hayata geçirilip geçirilmeyeceği konusunda kontrol sistemi oluşturulmasını zorunlu kıldı. Bu konu ortak bildiriye, “Tüm bu hususlar yakın bir şekilde izlenecek ve paralel ilerletilecektir. Türkiye ve AB, bu yeni ivmenin somut sonuçlar doğurmasını sağlamak amacıyla, mevcut gündemlerinin geniş yelpazesini birlikte ilerletmek konusunda kararlıdır” vurgusuyla yansıtıldı.
Beklenti yüksek
AB, zirvenin odağına büyük ölçüde mülteci krizini oturturken Türkiye için müzakere sürecinin yeniden canlandırılması vardı. Donald Tusk, “Hiç kimsenin sınırlarımızı bizim yerimize korumasını beklemiyoruz” dese de Türkiye’nin mülteci akınını frenlemesine yönelik beklenti büyük. Davutoğlu, Türkiye’nin Ortak Eylem Planı’nda yer alan unsurlar konusunda üzerine düşen her şeyi yapacağının altını çizerek, “Hiç kimse Suriye konusunda bir şey garanti edemez, Suriye’de neler olacağını bilmiyoruz” diye konuştu.
Komisyon formülü
Zirve öncesi görüşmelerde en çok sorun müzakere başlıklarında yaşandı. Ortak bildiri için hazırlanan ilk taslak metinde “enerji” (15), “yargı ve temel haklar” (23), “adalet, özgürlük ve güvenlik” (24), “eğitim ve kültür” (26) ile “dış, güvenlik ve savunma politikası” (31) başlıklarına spesifik atıf vardı. Son aşamada atıflardan vazgeçildi, bu başlıklara atıf yapan bir AB Komisyonu açıklaması yapılması kararlaştırıldı.
AB’den medya özgürlüğü vurgusu
Son dönemde mülteci krizinde Türkiye’nin işbirliğine ihtiyaç duyduğu için insan hakları ve temel özgürlükler konusunda yaşanan olumsuzluklara göz yummakla eleştirilen AB’den “kurallarda değişiklik olmadığı” mesajı geldi. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk “AB genişleme politikasını yeniden yazmıyoruz. Müzakere çerçevesi ve şu ana kadar alınan ilgili kararlar uygulanmaya devam ediliyor. Buna başarıya dayanma ilkesi, Avrupa değerlerine ve insan haklarına saygı da dahil” dedi. AB Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, “Göç krizi bir konu, diğeri de katılım görüşmelerinin canlandırılması. Tabii bu beraberinde Türk tarafının insan hakları, medya özgürlüğü ve Kürtlerle çözüm sürecinin yeniden başlatılması gibi adımlar atılmasını da beraberinde getiriyor” dedi.
Yorum Yazın