AK Parti İl Başkanı Şengül'den Egepostası'na çarpıcı değerlendirmeler
Göreve geldikten sonra ilk röportajını Egepostası’na veren AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, Gün Ortası programında kent gündemine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
- Ege Postası
- 09.03.2018 - 12:54
HAZIRLAYAN: HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI-Gün Ortası Programı’nda Radyo Egepostası Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları ve Gazeteci Halide Demir Polatlı’nın konuğu olan AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, nasıl bir yönetim anlayışı sergileyeceğinden, İzmirlilerin AK Parti algısını nasıl değiştireceğine, Körfez Geçiş Projesi’nden yerelde iktidar olan CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile ilişkilerinden, AK Partili belediyelerin yaşadığı sıkıntılara kadar bir dizi konuda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
İZMİR’DE İDARİ YARGI TAMAMEN CHP’NİN KONTROLÜNDE
İzmir’de yargının CHP’nin kontrolünde olduğunu savunan AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, tüm oyunları bozmaya geldiğini açıkladı: “İzmir’de yargıya gelince, CHP’nin dediği bir şey var, AK Parti işte yargıya şey yapıyor. Demokrasi yok. Tam tersi İzmir’de idari yargı tamamen CHP’nin kontrolündedir. İşbirliği içerisindedir. Bak, önemli bir konu söylüyorum; büyükşehir belediyesinin idari yargıdan dönen bir tane dosyasını söyleyin. Büyükşehir belediyesi ile ilgili giden tüm dosyalar olumlu şekilde geçmiştir. Onları da biliyorum. Hükümet olsa hepsi aleyhte sonuçlanmıştır. Onu da ciddi anlamda, arka planda kullanıyorlar. Ben burada belli düzenleri gerçekten bozacağım, bozmaya geldim. Siz adalet, hukuk istiyorsanız. Önce siz adaletli olacaksınız. Önce siz adaletli olacaksınız. Önce siz samimi olacaksınız ondan sonra talep edeceksiniz. Siz kendi çapınızda adaletli değilseniz, kendi menfaatinize, çıkarınıza düşen konularda karşı tarafın menfaatlerini ezip yok sayıyorsanız, siz samimi değilsiniz. Onlarla ilgili önümüzdeki süreçte, şu anda çok şeye girmiyorum, arka planda birçok şeyin bilincindeyim, farkındayım, ciddi hazırlıklarım var, şu anda odaklandığım kongrelerimizi tamamlayalım. Ondan sonra burada birçok oyun bozulacak.”
İDEOLOJİK VE ÖNYARGILI GÖRDÜĞÜMDE EN SERT TAVRI KOYARIM
İdeolojik olmayan sivil toplum kuruluşlarıyla iletişim kuracağını, görüşeceğini, ön yargılı olanlara karşı ise en sert tavrı ortaya koyacağını kaydeden İl Başkanı Aydın Şengül, “Tüm sivil toplum örgütleriyle iletişim kurmaya, ve görüşeceğiz. İdeolojik ve önyargılı olmayan tüm odalarla görüşeceğim. İdeolojik ve ön yargılı gördüğümde de en sert tavrı koyarım. Hangi oda olursa olsun. O odaların siyasi parti temsilcilerinin yeri değil. Meslek odalarıdır. Kendi meslektaşlarının çıkarını korumaktır. Tabi ki sivil toplum örgütleri, kentin menfaatlerini ve çıkarlarını savunup takip edecektir. Ama eşit olacaktır. A Partisi bir icraat yaparsa dava açmayıp aynı konuyla ilgili B partisi yaparsa açarsanız siz samimi değilsiniz, ideolojiksiniz, ön yargılısınız” diye konuştu.
SAMİMİ DEĞİLSİN, SAMİMİ OLSAN PLANA İŞLETİRSİN ONU
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun kendisini ziyarete geldiğinde konuştukları konular arasında yer alan Körfez Geçiş Projesi’ne dair odaların açtığı dava konusunu da değerlendiren AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, Başkan Kocaoğlu’nun samimi olmadığını, dava açılmasının arka planında yer aldığını iddia etti: “Diyor ki Körfez Geçişi’ne karşı değilim. Sen Ulaşım Master Planı hazırlamışsın, niye yok orad? Hani senin samimiyeti? Samimi değilsin. Yok ondan sonra dava açtılar. Benim haberim yok. Her şeyden haberin var. Her şeyden haberin var. Sen samimi olsan ulaşım master planına işletirsin onu. Arkasından ben karşı değilim. Ben ön plana çıkmıyorum, dava açmıyorum. Sivil toplum örgütlerine dava açtır. Oldu. Biz de şeyiz ya. Haberimiz yok. Safız. Ama bunu kamuoyuna da açıklayacağız.”
BİZİM BELEDİYELER YATIRIM YA DA PLAN DEĞİŞİKLİĞİ YAPMAK İSTEYİNCE…
AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, AK Partili belediyelerin hiçbir yatırım ve plan değişikliğinin büyükşehir belediye meclisinden geçmediğine dikkat çekerek, engellemelerle karşı karşıya olduklarını, tüm bunları İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile görüşeceklerini dile getirdi: “Bir de bizim ilçe belediyelerimiz bir yatırım yapmak isterse, bir plan değişikliği yapmak isterse asla büyükşehir belediyesinden geçmiyor. Engelliyorlar. Bakanlıktan yaptığın zaman da arka planda dava açıyor. Bir defa bunları aşmamız lazım. Önümüzdeki süreçte iyi niyetle samimiyetle bunların hepsini ortaya koyacağız. Oturup konuşacağız. Belki bu konuları uzun uzun daha sonra Aziz Bey'le müsait olduğunda baş başa konuşacağız. Sivil toplum örgütleriyle de konuşacağız. Bizim amacımız çatışmak, kavga etmek değil burada. Karşılıklı eleştirmek kavga etmek değil amacımız. Biz bundan sonra uzlaşı içerisinde tüm enerjimizi, güçlerimizi çatışarak yapmayalım. Hepimiz bu ile katkı koymak istiyoruz. Hizmet etmek istiyoruz. O zaman güçlerimizi birleştirelim, samimi bir şekilde ortaya koyalım.”
DOSYAYA BAKACAĞIM, KAMUOYU İLE PAYLAŞARAK TAKİP EDECEĞİM
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kendisi dışında parlamentoda temsil edilen diğer üç partinin il başkanına giderek İzmir’in onay bekleyen projeleri hakkında dosya sunmasını da eleştiren AK Parti İl Başkanı Aydın Şengül, önce kendisine de sunulan dosyayı kamuoyuyla paylaşarak takip edeceği sözünü verdi: “Dosya verildi. Baktım inceleyeceğim. Hakikaten bizim sıkıntılı olan, yapmamız gereken. Şuna da inanıyorum. O dosyalar çok rutin şekilde, önyargısız şekilde bürokraside takip ediliyordur. İstanbul’a farklı İzmir’e farklı bir muamele yapılmıyor. Dosyaya bakacağım. Kamuoyu ile paylaşarak takip edeceğim.”
DOSYAYI VERMEK İÇİN İLLA BÖYLE BİR ZİYARETE GEREK YOK
İl Başkanı Aydın Şengül, takip sözünün ardından eleştirilerini sürdürdü. Başkan Aziz Kocaoğlu’na birilerinin akıl verdiğini dile getiren Şengül, dosya sunmaya gerek olmadığını, Başkan Kocaoğlu’nun istediği zaman kendisine ulaşabileceğini, bunun siyasi bir hamle olduğunu söyledi: “Bu işleri şöyle yapmak lazım. Klasik alışılagelmiş siyaset tarzı var. Böyle geleneksel. Dışarıdan birileri akıl verir. Böyle böyle yapmanız lazım. Kamuoyunda etki yapar. Ziyaret gerekçeniz olur arka planda. Aziz Bey’e de birileri o konuda uzun yıllar akıl veriyor. O da aynı şeyi tekrarlayıp duruyor. Aziz Bey bu kentin lideridir, önemli projeleri vardır, büyükşehir başkanıdır. Dosyayı vermesi doğal. Dosyayı vermek için illa böyle bir ziyarete gerek yok. Alo der, biraraya gelir, konuşuruz, bunları yaparız. Bunu siyaset aracı yapmak çok şey değil. Arka planında verdik bak, dosya. Yarın öbür gün, ben şunu biliyorum ki, bu ülke İzmir’e hükümet olarak ciddi yatırımlar yapıyoruz.”
BEN ŞU PROJEYE DESTEK VERİYORUM AMA ARKA PLANDA SİZ DE GİDİP DAVA AÇIN…
İdeolojik hareket ettiğini öne sürdüğü odaların İzmir yatırımlarını durdurmak için dava açmasını eleştiren, bunun arkasında ise büyükşehir belediye başkanının olduğunu ima eden AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, şunları söyledi: "Onları yaparken bir yandan da ideolojik bir yaklaşım var. İdeolojik olarak yapılanmış sivil toplum örgütleri var. Bunların derdi şehre bir şey kazandırmak değil. Şehri korumak adına başkalarının güdümünde olan, başkalarının çıkarını savunan maalesef böyle bir kitle var. Önemli bir yatırım yapılacağı zaman, bir şekilde gidip hemen arka planda, hem siyasi olarak, farklı konularda desteklenip davalarla şeylerle yıllarca durduruldular. Ondan sonra çıkıp ben şu projeye destek vermiyorum ama arka planda siz de gidip dava açın. Bunu samimi ve doğru bulmuyorum. İzmir’de siyasi anlayışım o kadar açık ve net olacak ki. Birisinin yüzüne karşı söyleyemeyeceğim bir şeyi arkasında asla söylemeyeceğim. Bir şeyi arka planda konuşuyorsam kamuoyu önünde açık ve net şekilde konuşacağım. İçimden ve kalbimden ne geçiyorsa kamuoyu önünde de konuşacağım. Alışılagelmiş ciddi sıkıntılı bir düzen var. Bu düzeni bozmadan o güzelim İzmir’in gerçek potansiyeline erişmesi çok zor”
CUMHURBAŞKANIMIZA DA İSTEDİĞİ ZAMAN ULAŞABİLİR, BAŞBAKANIMIZA DA
CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun istediği zaman Cumhurbaşkanı ve Başbakana da ulaşabildiğini, ulaşabileceğini vurgulayan Aydın Şengül, “Aziz bey, 2007 yılında il başkanıydım, o dönemden beri, o zaman Başbakanımız şimdi Cumhurbaşkanımız. Tayyip Bey ne zaman gelse karşılamaya giderdi. O zaman Cumhurbaşkanımız da sempati ile bakıyordu. Şunu söylediğini ben kulaklarımla duydum, bir sıkıntınız olursa direkt bana gelin. Ne zaman randevu talep etmişse, Cumhurbaşkanımıza da istediği zaman ulaşabilir. İddia ile konuşuyorum. Aynı şekilde Başbakanımız da var. İzmirli. Beraber uzun yıllar burada çalışmış, İzmir’e ciddi katkıları olmuş. Başbakana ne zaman gidilse, kolaylıkla ulaşılmıştır. İzmir’le ilgili bir sorun olduğunda, tüm samimiyetimle söylüyorum, diğer bizim AK Partili belediyelerden çok daha hızlı bir şekilde bürokratik sorunlar çözülmüştür. Ama bu bir algı. Siyaset maalesef her zaman gerçekler üzerinden yapılmaz. Gerçekler farklı, dışarıda olan şey algı farklıdır. Şöyle bir algı üretilir, ve bu çok kolay bir şekilde satın alınır kamuoyu tarafından. Biz muhalefet partiyiz, yıllardır iktidardayız. Bir sürü işler yapacağız ama maalesef bu hükümet bizi engelliyor. Sırf bunun üzerinden siyaset yapmak, oy devşirmek ordan, o algıyı satın almaya hazır bir kitle var zaten. Sizin bağlantı kuramadığınız bir kitle var, hemen alır onu kaşır.”
İŞTE PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:
Aydın Şengül: Herhalde uzun yılların birikimi var. Heyecanını tam anlamıyla harcayamadı. Belki bizden beklentilerinin göstergesiydi. Hayal ettikleri o çalışmanın, heyecanın, bizim onu gerçekleştireceğimiz bekliyorlardı. Bu da bizim yükümüzü, sorumluluğumuzu daha da arttırıyor. Geldiğimizden beri bir heyecan oluştu. Bu bizi son derece mutlu etti. Daha çok çalışmamız lazım. Önceden eve gidip kafamızı vurup yatarken, şimdi uykularımız kaçmaya başladı. Yatıp üç dört saat uyuduktan sonra bir uyanıyoruz bir daha uyku gözümüze girmiyor. Bir bakıyoruz sabah olmuş.
Türkiye’de başlayan kongre sürecimiz vardı. Birçok ilde değişim oldu. Bizimde en son atanan il başkanı olduk Türkiye’de. En son ilçe kongrelerimiz de bizim başladı. Bir değerlendirme yaptık, zaten tanıyoruz, ilçelerimizi biliyoruz. Geçmiş performansı da biliyoruz. Genel merkez zaten bir çalışma yapmıştı. O çalışmaları aldık inceledik, değerlendirdik. Milletvekillerimizle tek tek görüştük. Arkadaşlarla görüştük, halkla, sivil toplum örgütleriyle görüştük. Hızlı bir check-up yapıp belli bir karara vardık. 11 ilçemizin kongre takvimini devam ettirdik. Geçen hafta 4, bu hafta beş ilçemiz var. 19 ilçenin dördüyle tekrar devam kararı aldık. Dördüyle devam kararı aldı. Selçuk, Buca, Balçova ve Narlıdere’de yolumuza mevcut ilçe başkanlarıyla devam ediyoruz. Diğer ilçelerimizde aday müracaatları aldık. Onlar üçe indirildi. Üçe indirilen adaylarımızla önümüzdeki hafta Salı Çarşamba ya da Perşembe günü genel merkeze davet edilip, son değerlendirme yapıp ilçe başkanlarımızın kararını verip, kongre takvimini belirleyip yolumuza devam edeceğiz. Hedefimiz Nisan’ın ikinci haftasına kadar ilçe kongrelerini tamamlamak. Nisan sonuna kadar il kongresini tamamlamak.
Mithat Umutoğulları: Kişisel ziyaretler daha az. Daha çok dernek ve sivil toplum örgütlerini temsilcileri geldi. Ciddi bir ilgi var.'
Aydın Şengül: İzmir Türkiye’de STK’lar açısından inanılmaz zengin ve güçlü bir il. Geçen süreç içerisinde onların da sorunları var. Onlar sonuçta toplumun sorunlarına çözüm üretmek için kurulup faaliyet gösteriyorlar. Doğal olarak da kendi ilgi alanlarındaki sorunları çözmek için yerel ve genel iktidara ihtiyaçları var. İletişim kurmak ve dertlerini aktarmak zorundalar. Belki geçmiş dönemde aksaklıklar oldu, iletişim sağlanamadı. Biz 2002’den beri birçok defa onlarla beraber olduk. Bizler de onları tanıyoruz. Geçmişe dayanan iletişime istinaden yeniden iletişim kurma ve heyecan, bir an önce dertlerini anlatıp çözüm üretme noktasında tanışmayla başladık. Randevu verirken önce sivil toplum örgütlerimizi karşılayalım, onları davet edelim. Daha sonra bireysel randevular konuşulur. Günde yüzlerce kişiyle görüşüyoruz. Görüşmeler yaparken de bir yandan da teşkilat takvimimizi yürütmeye çalışıyoruz. Geçmişteki bol zamanın acısını çıkarıyoruz. 2,5-3 yıl boş zamanımız vardı. Nasıl bu kadar zaman harcarsın diye onun diyetini veriyoruz. Heyecanla koşturuyoruz.
Halide Demir Polatlı: STK’lardan size gelen ortak düşünce, talep, şikayet ne oldu, oluyor'
Aydın Şengül: Çok fazla beklentileri yok. Biraz ilgi, alaka bekliyorlar. Kendilerine önem ve değer verilmesini, yaptıkları güzel şeylere destek verilmesini istiyorlar. Belki telefonla çözebileceğiniz sorunları var. Bunu istiyorlar. Yaptığımız görüşmeler gayet sıcak, olumlu. Sivit toplum örgütlerinde sadece AK Partililer değil tüm siyasi partilerden insanlar var. İnanılmaz elektrik oldu. Görüşmelerimizi gayet samimi ve net yapıyoruz. Bizden talepleri olduğunda yapabileceğimiz şeyler varsa zaten yardımcı oluyoruz. Yapamayacağımız şeylerde asla söz ve vaatte bulunmuyoruz. Çok net ve samimiyiz. Onların da hoşuna gidiyor. Önümüzdeki süreçte sadece örgütlenme çalışmaları yapmayacağız. Sivil toplum örgütleriyle ilgili bir birim kurmayı istiyoruz. Onlarla ara ara toplantı yapmayı düşünüyoruz. İki üç ayda bir kahvaltılı toplantı olabilir. Siyasete girdiğinizde siz farkında olmadan etrafınız zorluyor. Aradaki duvarları kaldırmak lazım. Sivit toplum örgütleri önemli bir vazife görüyor. Onlar toplumdan aldıkları olumlu olumsuz bilgileri daha rahat aktarıyorlar. Hem iletişim kurma hem kendimizi çek etmek anlamında önemli olduğunu düşünüyorum. Seçimden seçime parti değiliz. Ara ara aksaklıklar oluyor ama genel anlayışımız her gün seçim varmış gibi çalışmak. Sürekli dinamik iletişim halinde olmayı düşünüyoruz.
Mithat Umutoğulları: Partinin İzmir’de kıramadığı bir algı var. Oyunu arttırsa da beklenen sonucu alamadı. En son 7 belediyeniz var. Vekilliğiniz döneminde de İzmir7i inceleme şansınız olmadı. İzmir’in sorunlarını en çok dile getiren ve yerel yönetimleri en çok eleştiren isimdiniz. Teşkilattaki motivasyon tamam. Bu algıyı nasıl değiştireceksini? İzmirlilerin AK Parti’ye yönelik bir sempatisi var m? Yerel yöneticilerin birçok sorunu çözemediğini görüyoruz.
Aydın Şengül: Biraz galiba farklı frekanslardayız. Evet buluşuyoruz, konuşuyoruz. Ama radyolarda bir frekans olur ya, siz 89.3’te konuşuruz adam 90’ı dinler. Sizi duyma imkanı yok. bir kere aynı frekansa gelmemiz lazım. İki, sanki İzmir birinin kalesi. O kaleyi almaya çalışan biri var. Sanki insanlarla oy almak için çalışma yapıldı. Hayır. Biz oy almak için çalışmayacağız İzmir’de. Bize oy verin demeyeceğiz. Tüm teşkilat mensuplarına verdiğimiz talimat şu; önce aynı frekansa gelelim, ortak noktalar üzerinde konuşalım, insanların güvenini kazanalım. Güvenini kazanırsanız zaten birçok sorun ortadan kalkar. İnsanlar bilmediklerinden korkar. Onların kafasında bir AK Parti algısı var. Kendi bilmediği ya da kırmızı noktalarının olduğu bir algı. Ama sizi tanıdığında o korkuların kalkacağını, düşündükleri gibi olmadığını anlayacaklarına inanıyorum. Bununla ilgili de iletişimde olmamız lazım. Ya insanlar konuşarak, sizi duyması lazım. Görmesi lazım. Dokunması lazım. O duyularıyla. Biz de onu yapacağız. Önce sesimizi duyuracağız, bizi görecekler, bir şekilde dokunacağız. İzmir’de CHP uzun yıllardır iktidarda. Seçime kadar rutin belediyecilik çalışmalarının dışında bir şey yapmıyor. Seçim yaklaştığında o korkuları tekrar depreştiriyor. Korkular üzerinden siyaset yapıyor. Tipik CHP anlayışı. Aman ha AK Parti gelirse laiklik karşıtı, Atatürk’e karşı, Cumhuriyet değerleriyle çatışan. Bana göre, ben Cumhuriyete, laikliğe, Atatürk’e karşı sevgimi ölçemezsin. Belki birçok CHP’liden daha fazla laikim, daha fazla Atatürk’ü seviyorum. Veya daha fazla demokratım. Ama belli kalıpları kendi malları gibi bir algı var. Bunun tam tersi bir algı da var. AK Partiyiz biz, çok Müslümanız, siz değilsiniz. Haşa, bizim haddimiz değil. Herkes kendinden sorumlu. Ben kendi yaşantım, inancımdan sorumluyum. Başkasına yaşam tarzını dikte etmek, kategorize etmek, sen şusun busun demek, yaftalamak doğru değil. Bunları iletişim kurarak kaldırmamız lazım. Bunları kaldırdığımızda en AK Parti karşıtı ile bile bir araya gelsek, siyasi kimliklerimizi çıkaralım, inan konuştuklarımızın yüzde sekseni doksanı ortak. Belki bizi ayrıştıran yüzde 20-30’dur. O yüzde 20-30 hakim oluyor. Sanki en büyük ayrıştırma noktası oluyor. Biz daha çok ortak değerler üzerinden şey yürütmemiz lazım. Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Şimdiye kadar olduğundan daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Birbirimize daha sıkı sarılmalıyız. Bu ülke bizim çünkü. Sen şusun senin ilin burası sen şöyle düşünüyorsun. Öyle değil. Bizim memleketimiz. Bizim çocuklarımız, hayallerimiz bu ülkede. O yüzden ortak noktada buluşabilmeliyiz. Tabi ki eleştiriler olacak. Farklı düşünceler olacak, onlar birbirini besleyecek, daha iyi fikirler olacak. Maalesef böyle bir kısır döngünün içindeyiz. İnşallah bu algıyı kıracağız.
Halide Demir Polatlı: İzmirli kadınların güvenini kazanmak da önemli. Daha fazla kadına görev vermek istediğinizi söylemiştiniz..
Aydın Şengül: Yapmaya çalışıyoruz tabi ki. Kadınlarımızın olduğu yerde daha hoşgörü olur, daha tiziz daha itinalı olur. Sadece erkeklerin hakim olduğu bir toplantıyla, bir iki kadının kadın başkanın olduğu yerde ortam değişir. Daha saygılı olur. İzmir’de kadın kollarımız var önemli. Yaptıkları faaliyetleri içe kapalı. Bunu kısmen yapan kadın kollarımız var, çok başarılı oldular. AK Parti’nin asla giremeyeceği dedikleri yerde, a siz misiniz, siz de mi AK Partilisiniz nasıl olu? Öyle bir algı var ki. Giyim tarzı öyle olacak. Biz toplumuz. Değiliz yani. AK Parti’yi oluşturan toplumun tüm katmanları. Tüm yaşam tarzları. Hepsi bizim içimizde olduğu için biz yüzde 50’ye yakın oy alıyoruz. Onlarla ilgili hem ilçe ve il yönetimlerinde, belediye başkan adaylarında, belediye meclis üyelerinde. Zorluyorum hatta şunu söylüyorum stk’Rlara. Bize genç bayan arkadaşlar önerin, onları alalım yetiştirelim. Geleceğin belediye başkanları olsun, ilçe başkanları olsun, bayan bir il başkanı olsun burada. Benden sonra bayan bir il başkanı olsun. Canı gönülden istiyorum. Maalesef erkek egemen hakim bir toplumuz. Neden bayan bir ilçe başkanı düşündük. İnanılmaz saldırılar oluyor. Tüm siyasi partilerde böyle. Kadınlarımızı cesaretlendirmemiz lazım. Daha üretken, daha korkusuz, daha dik. Çekingen ve arka planlarda durmamaları lazım. O konuda teşvik ediyorum ben. Bakalım inşallah.
Halide Demir Polatlı: Aziz Bey'in ziyareti oldu. Karşılıklı dosya sundunuz. İzmir’in onay bekleyen sorunlarına dair. Aziz beyin bana dosyalarla geleceğini biliyordum dediniz. Geldi. Siz de karşılığında bir dosya verdiniz. Bu hamleyi sayın başkan galiba beklemiyordu.
Aydın Şengül: Bu işleri şöyle yapmak lazım. Klasik alışılagelmiş siyaset tarzı var. Böyle geleneksel. Dışarıdan birileri akıl verir. Böyle böyle yapmanız lazım. Kamuoyunda etki yapar. Ziyaret gerekçeniz olur arka planda. Aziz Bey’e de birileri o konuda uzun yıllar akıl veriyor. O da aynı şeyi tekrarlayıp duruyor. Aziz Bey bu kentin lideridir, önemli projeleri vardır, büyükşehir başkanıdır. Dosyayı vermesi doğal. Dosyayı vermek için illa böyle bir ziyarete gerek yok. alo der, biraraya gelir, konuşuruz, bunları yaparız. Bunu siyaset aracı yapmak çok şey değil. Arka planında verdik bak, dosya. Yarın öbür gün, ben şunu biliyorum ki, bu ülke İzmir’e hükümet olarak ciddi yatırımlar yapıyoruz. Onları yaparken bir yandan da ideolojik bir yaklaşım var.
İdeolojik olarak yapılanmış sivil toplum örgütleri var. Bunların derdi şehre bir şey kazandırmak değil. Şehri korumak adına başkalarının güdümünde olan, başkalarının çıkarını savunan maalesef böyle bir kitle var. Önemli bir yatırım yapılacağı zaman, bir şekilde gidip hemen arka planda, hem siyasi olarak, farklı konularda desteklenip davalarla şeylerle yıllarca durduruldular. Ondan sonra çıkıp ben şu projeye destek vermiyorum ama arka planda siz de gidip dava açın. Bunu samimi ve doğru bulmuyorum. İzmir’de siyasi anlayışım o kadar açık ve net olacak ki. Birisinin yüzüne karşı söyleyemeyeceğim birşeyi arkasında asla söylemeyeceğim. Birşeyi arka planda konuşuyorsam kamuoyu önünde açık ve net şekilde konuşacağım. İçimden ve kalbimden ne geçiyorsa kamuoyu önünde de konuşacağım. Alışılagelmiş ciddi sıkıntılı bir düzen var. Bu düzeni bozmadan o güzelim İzmir7in gerçek potansiyeline erişmesi çok zor. Kendi kendini engelliyor. İzmir küçük olsun benim olsun deniyor. İzmir ülkenin çok önemli bir parçası. İzmir’i Türkiye’den eksi bir parça olarak sayamazsın. İzmir ayrıca tüm Türkiye’nindir. İstanbul da Hakkari de Türkiye’nindir. Dosya verildi. Baktım inceleyeceğim. Hakikaten bizim sıkıntılı olan, yapmamız gereken. Şuna da inanıyorum. O dosyalar çok rutin şekilde, önyargısız şekilde bürokraside takip ediliyordur. İstanbul’a farklı İzmir’e farklı bir muamele yapılmıyor.
Aziz bey, 2007 yılında il başkanıydım, o dönemden beri, o zaman Başbakanımız şimdi Cumhurbaşkanımız. Tayyip Bey ne zaman gelse karşılamaya giderdi. O zaman Cumhurbaşkanımız da sempati ile bakıyordu. Şunu söylediğini ben kulaklarımla duydum, bir sıkıntınız olursa direkt bana gelin. Ne zaman randevu talep etmişse, cumhurbaşkanımıza da istediği zaman ulaşabilir. İddia ile konuşuyorum. Aynı şekilde Başbakanımız da var. İzmirli. Beraber uzun yıllar burada çalışmış, İzmir’e ciddi katkıları olmuş. Başbakana ne zaman gidilse, kolaylıkla ulaşılmıştır. İzmir’le ilgili bir sorun olduğunda, tüm samimiyetimle söylüyorum, diğer bizim AK Partili belediyelerden çok daha hızlı bir şekilde bürokratik sorunlar çözülmüştür.
Ama bu bir algı. Siyaset maalesef her zaman gerçekler üzerinden yapılmaz. Gerçekler farklı, dışarıda olan şey algı farklıdır. Şöyle bir algı üretilir, ve bu çok koyal bir şekilde satın alınır kamuoyu tarafından. Biz muhalefet partiyiz, yıllardır iktidardayız. Bir sürü işler yapacağız ama maalesef bu hükümet bizi engelliyor. Sırf bunun üzerinden siyaset yapmak, oy devşirmek ordan, o algıyı satın almaya hazır bir kitle var zaten. Sizin bağlantı kuramadığınız bir kitle var, hemen alır onu kaşır. Ama böyle bir şey yok. dosyaya bakacağım. Kamuoyu ile paylaşarak takip edeceğim.
Siz bunu yaparken dönüyorsunuz kendi yerelinize. Kendi belediyelerinizle AK Partili belediyeleri ayırıyorsunuz. Bu da doğru değil, samimi değil. Bizim altyapı çalışmalarımız var. Eyvallah. Altyapı çalışmaları da belediyenin önemli görevlerinden bir tanesi. Ya kardeşim sen durdun durdun da seçime yedi sekiz ay kala mı AK Partili belediyelere denk geldi, kazıp bırakmak. Bütün her yeri kazıp bırakmak. Samimiyet bunun neresinde. Hani senin CHP’li belediyelerin. Niye önce yapıp bitirdin. Anlayışımıza göre bize misafir geldi. Size misafir gelen birisine üslubunuz da yumuşak olmalı. Nezaketimden dolayı öyle bir söyleme girmek istemedim. Hoş geldin ziyareti. Hayırlı olsun. Nezaket etmiş hayırlı olsuna gelmiş. Birbirimizi kendisi de söyledi iyi biliriz. Tanırız yani. Geçmişten bugüne kadar. Ben inanıyorum önümüzdeki süreçte renkli bir şey olacak. Artık eski o siyaset klasik anlayışı bitti. Hala algılar üzerinden şey yapmak. Bir bakın seçim zamanı Cumhuriyet bayramları, Atatürklü bayraklı afişli bayraklar her yerde. Seçim zamanı dışında yok. assın her zaman assın. Bu iyi niyet değil. Algı yönetimi. O yapacak siz onu çürüteceksiniz. Onu yapacaksınız. Her Cumhuriyet bayramında yapacaksınız, afişleri-bayrakları. Biz de destekleyeceğiz, sahip çıkacağız değerlere.
Mithat Umutoğulları: AK Partili belediyelerin ciddi sıkıntıları var. Özellikle ilçe belediyeleri. Onların sesini, sorunlarını daha yüksek sesle dile getireceksiniz. Büyükşehir belediye başkanı bu tavrını devam ettirirse ne yapacaksınız'
Aydın Şengül: Halka anlatacağız. Büyükşehir belediye başkanı devam ettirecek. Devam ettirmek isteyecektir. Doğal. Bizim de anlatacağımız merci, halk ve sokak. Elimizdeki belgelerle ve delillerle herşeyi ortaya koyacağız. Halkın verdiği karar en doğru karar.
Mithat Umutoğulları: CHP’li belediyelerin medya üzerinde ciddi hakimiyeti var. Bunu nasıl çözeceksiniz'
Aydın Şengül: Tüm medya mensuplarıyla bizim geçmişten gelen bir iletişimimiz var zaten. İzmir’deki tüm medya kuruluşlarıyla sıkıntı yaşayacağımıza inanmıyorum. Medyada ön yargılar ve belli hesapları varsa, bazı şeyleri sansürlüyorsa biz de ona göre davranırız. Ama objektif ve net olan medyaya biz de objektif ve net oluruz. Önümüzdeki süreç ne gösterecek bilmiyoruz, yaşayıp göreceğiz.
Halide Demir: Körfez Geçiş Projesi’ni gündeme getirdiniz. Aziz Bey ile konuştunuz.
Aydın Şengül: Tüm sivil toplum örgütleriyle iletişim kurmaya, ve görüşeceğiz. İdeolojik ve önyargılı olmayan tüm odalarla görüşeceğim. İdeolojik ve ön yargılı gördüğümde de en sert tavrı koyarım. Hangi oda olursa olsun. O odaların siyasi parti temsilcilerinin yeri değil. Meslek odalarıdır. Kendi meslektaşlarının çıkarını korumaktır. Tabi ki sivil toplum örgütleri, kentin menfaatlerini ve çıkarlarını savunup takip edecektir. Ama eşit olacaktır. A Partisi bir icraat yaparsa dava açmayıp aynı konuyla ilgili B partisi yaparsa açarsanız siz samimi değilsiniz, ideolojiksiniz, ön yargılısınız.
İzmir’de yargıya gelince, CHP’nin dediği bir şey var, AK Parti işte yargıya şey yapıyor. Demokrasi yok. Tam tersi İzmir’de idari yargı tamamen CHP’nin kontrolündedir. İşbirliği içerisindedir. Bak, önemli bir konu söylüyorum; büyükşehir belediyesinin idari yargıdan dönen bir tane dosyasını söyleyin. Büyükşehir belediyesi ile ilgili giden tüm dosyalar olumlu şekilde geçmiştir. Onları da biliyorum. Hükümet olsa hepsi aleyhte sonuçlanmıştır. Onu da ciddi anlamda, arka planda kullanıyorlar. Ben burada belli düzenleri gerçekten bozacağım, bozmaya geldim. Siz adalet, hukuk istiyorsanız. Önce siz adaletli olacaksınız. Önce siz adaletli olacaksınız. Önce siz samimi olacaksınız ondan sonra talep edeceksiniz. Siz kendi çapınızda adaletli değilseniz, kendi menfaatinize, çıkarınıza düşen konularda karşı tarafın menfaatlerini ezip yok sayıyorsanız, siz samimi değilsiniz. Onlarla ilgili önümüzdeki süreçte, şu anda çok şeye girmiyorum, arka planda birçok şeyin bilincindeyim, farkındayım, ciddi hazırlıklarım var, şu anda odaklandığım kongrelerimizi tamamlayalım. Ondan sonra burada birçok oyun bozulacak.
Diyor ki Körfez Geçişi’ne karşı değilim. Sen ulaşım master planı hazırlamışsın, niye yok orad? Hani senin samimiyeti? Samimi değilsin. Yok ondan sonra dava açtılar. Benim haberim yok. her şeyden haberin var. Her şeyden haberin var. Sen samimi olsan ulaşım master planına işletirsin onu. Arkasından ben karşı değilim. Ben ön plana çıkmıyorum, dava açmıyorum. Sivil toplum örgütlerine dava açtır. Oldu. Biz de şeyiz ya. Haberimiz yok. safız. Ama bunu kamuoyuna da açıklayacağız.
Bir de bizim ilçe belediyelerimiz bir yatırım yapmak isterse, bir plan değişikliği yapmak isterse asla büyükşehir belediyesinden geçmiyor. Engelliyorlar. Bakanlıktan yaptığın zaman da arka planda dava açıyor. Bir defa bunları aşmamız lazım. Önümüzdeki süreçte iyi niyetle samimiyetle bunların hepsini ortaya koyacağız. Oturup konuşacağız. Belki bu konuları uzun uzun daha sonra Aziz Beyle müsait olduğunda baş başa konuşacağız. Sivil toplum örgütleriyle de konuşacağız. Bizim amacımız çatışmak, kavga etmek değil burada. Karşılıklı eleştirmek kavga etmek değil amacımız. Biz bundan sonra uzlaşı içerisinde tüm enerjimizi, güçlerimizi çatışarak yapmayalım. Hepimiz bu ile katkı koymak istiyoruz. Hizmet etmek istiyoruz. O zaman güçlerimizi birleştirelim, samimi bir şekilde ortaya koyalım.
Mithat Umutoğulları: İYİ Parti siyasi hayata girdi. İzmir üzerinde spekülasyonlar var. CHP seçmeninden ciddi oy alacağını düşünüyorum. Birçok yerde CHP'den aşırı oy alıp AK Parti’yi aradan çıkarır mı'
Aydın Şengül: Ben şu parti ne yapar, İYİ Parti, CHP ne olur onlara girecek değilim. Ben AK Parti olarak ne yapacağıma bakacağım. Ne olur alır bilmiyorum. Öyle şeylere girmiyorum. Kurulmuş bir partidir. O da kendini ispatlamak için çalışacaktır. Ne kadar teveccüh olduğunu göreceğiz. Diğer siyasi partilere göre strateji belirlemeyeceğiz. Bizim kendi hedefimiz belli. Ulaşabildiğimiz kadar İzmirli hemşehrimize ulaşıp anlatmak. İdeolojik ve karşıtlık üzerinden siyaset yapmak kimseye bir şey kazandırmaz. Siz eğer görevini yapmıyorsa o ilçe belediyesi ya da büyükşehir belediyesi, bu size zarar veriyor, sizin çocuğunuza torununuza zarar veriyor. Sizin geleceğiniz bu şehirde çünkü. Bu şehre gerekli hizmeti, çalışmayı almıyorsa ona gerekli dersi vermek lazım. Vermezseniz o da görevini yapmaz. Nasıl olsa der ki, ne olursa olsun, bunlar bana mahkum, bana bu oyu verecekler, eli mahkum, nasılsa kazanacağım, ne olursa olsun. Ondan sonra da İzmir’de her zaman o sıkıntıları yaşamaya devam ederiz.
Mithat Umutoğulları: Teşkilatları yapılandırıyorsunuz. FETÖ mağduru olan ilk isimlerden birisiniz. Bu konuda şikayet geliyor mu/ teşkilat mensuplarını seçerken nasıl değerlendirme yapıyorsunu? FETÖ ile mücadeleye nasıl devam edeceksiniz'
Aydın Şengül: Devletin birinci gündemi. Devlet bu terörist yapıyla inanılmaz bir mücadele yapıyor. Ciddi bir hafızası da oluştu. Teşkilatlarımızda görev alacak arkadaşlarla ilgili araştırmalar yapıyoruz. Gerekli yerlerden gerekli bilgileri alıp ona göre değerlendiriyoruz. Hala geçmişte bunların içinde olan insanlar çıkıyor. Onları tespit ettiğimizde onları devre dışı bırakıyoruz. Ülkemize, bize, partimize büyük zararları dokundu. Tekrar aynı şeyin olmaması için gerçekten yoğurdu üfleyerek yiyoruz.
Mithat Umutoğulları: Teşkilatlara mesajınız ne'
Aydın Şengül: kısa tecrübem bana şunu gösterdi; bir şey olmak için siyaset yaparsanız hiçbir şey olamazsınız. Bulundukları konum ve görev neyse onu hakkıyla yerine getirmeye çalıştıklarında, hiç ummadıkları ve beklemedikleri makam ve mevkilerde olurlar. Siyaset fedakarlık ister. Bir defa evinizden helallik isteyeceksiniz. Siyaset vakfetmek demek. Artık kendi özel hayatınız yok. Çocukları alıp hafta sonu bir yere gezmeye gideyim deme şansınız yok. Ne zaman ne olacağını bilemiyorsunuz. Kendiniz de program yapmıyorsunuz. Seçim sürecine giriyoruz. Tüm teşkilatımda, zamanı, enerjisi, heyecanı, motivasyonu, yüreği olan, ideali olan arkadaşlar istiyorum. Mesai kavramı olmayan, gerekirse sabah günün ışımasıyla başlayıp gece geç saatlere kadar koşturabilecek, arkadaşlara ihtiyacımız var, onları arıyorum. Görev vermeden önce de konuşuyoruz. Anlatıyorum onlara.
Halide Demir Polatlı: Kongreden sonra motivasyonu olmayan, çalışmayan ilçe başkanlarını görevden alabileceğini belirtmişsiniz teşkilat mensuplarına'
Aydın Şengül: Kongrelerimizi yaptıktan sonra ayak uyduramayan arkadaşlar varsa gerekli değişiklik olur. Teşkilat devamlılık gerektirir. O dinamik yapı içerisinde her zaman her an değişiklik olur.
Halide Demir Polatlı: Seçimlerde oy hedefiniz nedir'
Aydın Şengül: Ben onları doğru bulmuyorum. Matematik, toto gibi. Başarılı olabildiğimiz kadar ilçede başarılı olmak için çalışacağız. Bizim için her ilçe bir potansiyeldir. Her an her şey olabilir. Burası yok, kesin alamayız diye bir şey yok. Önümüzdeki süreçlerde onları görüşeceğiz.
Yorum Yazın