AK Parti'den CHP'ye rozet kontrası
AK Parti Bornova İlçe Başkanı Arslan Keskin, geçtiğimiz pazar günü Bornova'da gerçekleşen CHP İzmir İl Örgütü'nün referandum çalışmalarının startını verdiği toplantıda, CHP İl Başkanı Güven'in 'hayır' rozeti taktığı Şirin Efiloğlu ve diğer kadınların AK Parti'yle bir ilgisi olmadığını söyledi. İlçe başkanından flaş açıklama
- Ege Postası
- 14.02.2017 - 14:59
EGE POSTASI - AK Parti Bornova İlçe Başkanı Arslan Keskin yazılı açıklama yaptı. 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan Halk Oylaması öncesinde CHP’nin İzmir’de ayrıştırıcı siyaset yaptığını iddia ederek “Halbuki vatandaşlarımız 16 Nisan’da kutuplaşma için değil ülkenin aydınlık geleceği için sandık başına gidecektir” dedi.
Hassas dönemlerden geçmiş olduğumuz halk oylaması arifesinde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Atatürk Stadında referandum kampanyası için bir araya geldiğini hatırlatan AK Parti Bornova İlçe Başkanı Arslan Keskin “Fakat 16 Nisan’da yapılacak halk oylaması sanki bir seçimmiş gibi kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı söylemler hiç referanduma uygun düşmemektedir. Özellikle 16 nisan için "karşı devrim, darbe, hesaplaşma" gibi ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı bir dil kullanılması İzmir'de bir siyasetçi olarak beni üzmüştür. 16 Nisan’da hesaplaşma, kutuplaşma için değil ülkenin aydınlık geleceği için vatandaşlarımız sandığa giderek sistem değişikliği konusunda iradesini ortaya koyacaktır.” dedi.
“YALAN BEYANLARLA SİYASET YAPILMAZ”
Basına da yansıyan AK Parti Bornova Kadın Kolları’ndan Hayır kampanyası için 20 bayanın CHP’ye geçtiği iddiasının da doğru olmadığını dile getiren Başkan Keskin “Yalan beyanlarla siyaset yapmanın da hiç kimseye faydası yoktur. Sadece İl başkanı Sn. Asuman Ali Güven'in rozet taktığı Şirin Efiloğlu geçmişte parti üyemiz olup 25/11/2015 tarihinde işe girebilme sebebiyle istifa dilekçesi getirmiş ve dilekçesi kabul edilerek üyelikten düşürülmüştür. Kalan 19 bayanın da kadın kollarımızla bir ilgisi yoktur. Dolayısıyla herkesin özgür iradesiyle siyaset yaptığı AK Parti Bornova ilçe başkanlığında hayır kampanyası için istifa etmiş CHP'ye geçmiş herhangi bir parti üyemiz yoktur. Böyle bir zamanda yanlış beyanatlar vererek kamuoyunu yanlış bilgilendirmek siyasetçilere yakışmamaktadır. Özellikle 15 Temmuz sonrasında siyasi görüşleri ne olursa olsun birlik beraberlik çağrısı yapmak hepimizin ortak dili olmalıdır.” şeklinde konuştu.
“HALKA DOĞRULARI ANLATACAĞIZ”
CHP tarafından yapılan toplantılarda konuşmacıların sürekli korku, endişe ve kaos senaryoları ortaya koyduğunu belirten Keskin “Kullanılan bu dil CHP'ye hiç bir şey kazandırmaz. Soruyorum madem referandum değişikliği için bir araya geldiniz neden 18 maddenin bir tanesine değinmiyorsunuz. 18 madde hariç her şeyi konuşuyorsunuz, her türlü felaket senaryosu ortaya koyuyorsunuz. Artık niyet okuyuculuğunu bırakın. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği Muasır Medeniyetler seviyesine çıkmak için bizler AK Parti olarak gece gündüz durmadan çalışacağız. Halka doğruları anlatacağız. Cumhur Başkanlığı Hükümet modelinde asla rejim değişikliği yoktur. Hiç bir vatandaşımızın rejimle bir sorunu da yoktur olmamıştır da. Dünyanın en gelişmiş 20 ülkesinden 18 tanesi cumhurbaşkanlığı sistemine benzer sistemlerle yönetilmektedir. Maalesef bizler 94 yılda 65 hükümet kurmuşuz. Soruyorum sürekli felaket senaryoları ortaya koyan CHP yöneticilerine bu sistemle bu ülkede nasıl gelişsin, nasıl ilerlesin, nasıl hızlı gelişen dünyaya ayak uydursun. Maalesef bu sistemde vatandaşımıza seçimden geçime yer kalmamıştır.” dedi.
“MİLLET NE DERSE O OLACAK”
AK Parti öncesinde Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasındaki ortaya çıkan uyumsuzlukların ülkeye çok şeyler kaybettirdiğini ifade eden Keskin “2001 krizinde, Cumhurbaşkanının başbakana anayasa kitapçığı fırlatmasıyla Türkiye'de 26 banka, 14 bin 540 şirket batmıştır. 1.5 milyon insan işsiz kalmıştır. ülke ekonomisi yerle bir olmuştur. İnsanlar aç susuz kalmışlardır. İlla bir endişe, kaos, korku siyaseti diyorsanız çok yorulmayın hepsini bu ülke 2001 öncesi acı bir şekilde yaşamıştır. Artık gelecek aydınlık yarınlar için daha çok çalışacağız. Yönetime pratiklik kazandıracak, güçler ayrılığı ilkesini pekiştirecek, demokrasiyi güçlendirecek, denetlenebilirliğin ve sorgulanabilirliğin önünü açacak bu değişikliği vatandaşlarımıza doğru bir şekilde anlatacağız. Atatürk'ün dediği gibi artık egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet ne derse o olacak.” diye konuştu.
Yorum Yazın