AK Parti'den 'Kılıçdaroğlu' kararı
AK Parti Genel Başkan Yardımcı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, MYK sonrası canlı yayında açıklamalarda bulundu. Ünal, "Bundan sonra CHP'nin ve Kılıçdaroğlu'nun paylaştığı hiçbir şey gündemimizde olmayacak. Bundan sonra açıklayacağı belgelerle ilgili gitsinler mahkemeye başvursunlar. Yalanlarla Türkiye'nin gündemini işgal etmesinler" dedi.
- Ege Postası
- 04.12.2017 - 19:45
Ünal'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
ERDOĞAN-DESTİCİ GÖRÜŞMESİ
Destici çıkışta açıklamalar yaptı. Kendi önerilerini dile getirdi. Bu önerilere sayın Cumhurbaşkanı ya da AK Parti kanadından nasıl bir tepki, olumlu olumsuz destek verd? Seçim ittifakı konusund? Bu konuda da yasal bir düzenleme görecek miyiz'
Uyum yasaları komisyonumuz kademeli bir çalışma yürütüyor. Öncelikli olarak dört husus üzerinde çalışma gerçekleştirildi ve belli mesafe katedildi. Bir taraftan da tabi kamuoyunda bazı meselelerin tartışılması ve bu tartışmalar yönünde de AK Parti kendi duruşunu belirlemede, bu tartışmalar oldukça faydalı mahiyette.
Bizim toplantıda karşılıklı olarak 4'er kişilik gruplarla toplantıda görüşmede hazır bulundular. Ve sayın destici bu konudaki önerilerini rapor ve dosyalar halinde bize sundu. Biz bunları değerlendirip, genel sekreterler düzeyinde bu görüşmeler gerçekleştirilecek.
Seçim ittifakı konusunda, şimdi aslında doğal ittifaklar kaçınılmaz olarak teknik çerçevesi belirlenmiş ve prosedürleri tanımlanmış süreçlere bizi taşıyor. Özellikle 15 Temmuz sonrası Türkiye'de milli yerli ve kendi değerlerine bağlı, tam bağımsız Türkiye'yi savunan unsurlar bu konuda tek tek düşüncelerini açıklayarak nihayetinde doğal olan bu süreci, siyasal olan ve seçimlere dönük olan teknik bir sürece evrilecektir bu kaçınılmaz olarak.
Ama bu doğal ittifakın teknik olarak konuşulması şu anda henüz gündemde değil. Henüz bu ittifakın karşılıklı görüş alışverişleri, tarafların konunun kamuoyunda tartışılmasına dönük demeçleri, bunlar bir süre sonra tarafların yetkili kurullarının görüştüğü süreçlere dönüşecektir. Ama şu anda henüz siyasi partilerin kurullarının görüştükleri süreçlere dönüşmüş değil.
Hem cumhurbaşkanımız hem genel başkanımız da ittifak konusunda görüşlerini kamuoyuyla paylaştılar.
TAŞERON YASASI
Üç kademeli bir çalışmadan söz ediyoruz. Çalışmayı MYK’ya sundular. Son halinden sonra nihai olarak bakanlar kurulu ve Meclis AK Parti grubu bu konuda hemen kısaca son değerlendirmelerini yapıp bunun yasalaşmasındaki adımlar bir hafta içerisinde atılacak.
Güzel haberler dedim… Gerçekten uzun süreden beri taşeron yasasını bekleyen ve bu yasayla ilgili olan kardeşlerimizi gerçekten mutlu edecek bir düzenleme olacak bu.
Şu anda sayın Destici’nin bugün yaptığı görüşmesi dışında, diğer siyasi partilerin başkanlarının görüşme talebi söz konusu değil.
SEÇİM BARAJI TARTIŞMALARI
Uyum komisyonu çalışmalarında doğal olarak siyasi partiler kanunu ve seçim yasası da bizim gündemimizde. Biz bir taraftan da 2012’de kamuoyunun gündemine sunduğumuz, üç seçenekli bir teklifimiz vardı. Daraltılmış bölge beşli sistem, dar bölge ve mevcut sistemin iyileştirilmesi diye o zaman kamuoyuna sunmuştuk. Şu anda biz daha çok, üzerinde çalıştığımız daraltılmış dörtlü veya beşli sistem ve dar bölge sistemi.
Bu çalışmalar devam ederken, bu sistemlerin kaçınılmaz olarak baraj konusu da bu çalışmaların ve tartışmaların üzerine gündeme geliyor. Şu anda nihai karar kamuoyuyla paylaşacak noktada değiliz.
CHP'YE CEVAP
Biz sonuna kadar ittifak yapma konusunda, Türkiye’nin milli meselelerinin söz konusu olduğu her noktada ittifak noktasındaki düşüncemizi paylaştık.
Aslında üzerinde durulması gereken bir konu daha vardı. Geçtiğimiz haftalarda iki önemli şey oldu. PYD-DEAŞ ittifakının deşifre olmasıydı. Bir diğeri de SDG sözcüsü Silo’nun Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamalardı. Bu iki şey aslında bölgede ne olduğunu, hangi oyunların oynandığını bölgede DEAŞ ile mücadele adı altında aslında ne yapılmak istendiğini deşifre etmesi açısından bu iki konu son derece dikkate değer konular. Bence bu noktada birilerinin ısrarla ‘cambaza bak’ stratejisiyle, New York’taki dava üzerinden oluşturmak istediği tartışmaların bu iki temel strarejik konuyu gözardı etmemesi gerektiği dikkatlere sunuldu.
Çünkü bölgede oynanan oyunun, bu iki olay adeta deşifresi mahiyetindeydi. Uzunca bir süre, içerde CHP ve HDP eliyle Türkiye’yi DEAŞ’ı desteklemekle suçlayanların aslında DEAŞ ile işbirliği yaptıkları ortaya çıktı. PYD’yi terör örgütü olarak ısrarla görmeyen CHP’nin ‘PYD de partilerden biridir’ gibi açıklamasının aslında Talal Silo tarafından nasıl çürütüldüğü, PYD ve SDG’nin işbirliği deşifre oldu.
Kılıçdaroğlu, katıldığı bir programda ifade kullandı. “Biz stratejimizi başarılı şekilde uyguladık, şimdi ikinci adımdayız” İkinci adımı hem grup başkan vekilleri açıkladı. Yine Salı günü bir takım belgeler açıklayacağız tarzında ifade kullandılar. Buradan şunu söylemek istiyorum, tekrar tekrar. Burada AK Parti iktidarı bir devlet yönetme sorumluluğunu üzerine almış ve devletin yönetimi iktidarın sorumlulukları Türkiye’nin öncelikleri, sınır güvenliğinden, hava savunma sisteminin kurulmasına, ekonomisinden taşeron yasasını bekleyen Türkiye’nin önemli öncelikleri varken, CHP evet bir stratejiyle siyasetin gündemini yalanlarla rehin almaktadır. Bunun hangi amaca hizmet ettiği açıktır.
Bundan sonra CHP’nin açıklayacağı belgelerin, hiçbir şekilde bizim siyasetimizde yer almayacağını ve bu son alayda olduğu gibi “Salı gününü bekleyin” dediler. Ve ortaya attıkları iddialarla ilgisi olmayan, iddiayı ispat eder nitelikte olmayan bazı belgeler paylaştılar. Biz de dedik ki belgelerin yeri mahkemelerdir.
Uluslararası oyunun içerdeki kuklası.
Bundan sonra CHP'nin ve Kılıçdaroğlu'nun paylaştığı hiçbir şey gündeminmizde olmayacak. Bundan sonra açıklayacağı belgelerle ilgili gitsinler mahkemeye başvursunlar. Yalanlarla Türkiye'nin gündemini işgal etmesinler.
Yorum Yazın