AK Parti'den gelen iddia ve eleştirilere CHP'den toplu yanıt!
İzmir'de son dönemde AK Parti'nin CHP'ye yönelik terör ve terör örgütü üzerinden gündeme getirdiği iddia ve eleştirilere CHP'den sert yanıt geldi. CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP Konak İlçe Başkanı Şakir Başak, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, il binasında basın toplantısı düzenledi. “Saldırı altındayız” diyen Yüksel, AK Partili vekillere “İzmir için çalışın” çağrısı yaptı. Kocaoğlu, AK Partili vekiller için “Böyle kahraman olunmaz” dedi. Pekdaş ise AK Partili Atilla Kaya'ya 'Hukuk Fakülteli' yanıt verdi. AK Parti'den gelen iddia ve eleştirilere
- Ege Postası
- 29.03.2016 - 14:20
İKİ ŞOK ÇIKIŞ
AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican'ın " İZELMAN PKK yuvası oldu" çıkışının ardından son olarak İzmir Milletvekili Atilla Kaya, partisinin Konak İlçe Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, CHP'li Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş'ın terörle ve terör örgütünün siyasi uzantılarıyla arasına mesafe koyamadığını söyledi. Pekdaş'ın geçmişte KCK'lıların avukatlığını yaptığını gündeme getiren Kaya, Konak Belediye Başkanı için, “ İzmir'de teröre motivasyon kaynağı sağlayan her türlü marjinal grubun neredeyse tek dayanağı haline gelmiş birisi” ifadelerini kullanmıştı.
AK Parti'den gelen eleştirilere ve Kaya'nın iddiasına CHP'den yanıt geldi. CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP Konak İlçe Başkanı Şakir Başak, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, il binasında basın toplantısı düzenledi.
YÜKSEL'İN HEDEFİNDE AK PARTİ VE ERDOĞAN
AK Parti'nin dış politikadaki yanlışları nedeniyle Türkiye ve coğrafyanın cehenneme dönüştüğünü ifade eden İl Başkanı Yüksel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldığı konuşmasında şunları söyledi;
“İktidar, Türkiye'nin cehennemim içine çekilmesine neden olmuştur. 3 milyon üzerinden mülteci ülkeye geldi. Bir çoğu İzmir'de...İnsanca yaşam sürdüremiyorlar ve sorunlar büyüyor. Bölgemizde yaşanan çatışmalar nedeniyle kendi ülkesinde mülteci durumuna düşmüş 1 milyon yurttaşımız vardır. 2002'de AKP iktidar geldiğinde bir yılda 7 şehit vermiştik. Şimdi günde 7 şehit verir duruma geldik. İzmir'e de her gün bir ailenin ocağına ateş düşüyor. Bu ortamın oluşmasında AKP'nin politikaları var. Her şeyi kendi siyasi iktidarlarını sürdürebilmek için planlıyorlar. Seçim hesapları yapıyorlar. Daha önceki seçimlerde 'barış' diye kandırdılar sonra da 'kaos' var dediler ve 1 Kasım seçim sonucuna ulaştılar. Hala sürdürmelerinin nedeni başkanlık yolunu açmaktır. Fiilen başlatılmış olan başkanlık sistemini diktatörlüğün hukuki zeminini hazırlamaktadırlar. Kaos ortamının sürmesini fayda olarak görüyorlar. Cumhurbaşkanı 'yüzde 52 ile seçildim artık her şey farklı olacak' demiştir. Her şeye o karar veriyor. Parlamenter demokratik rejimin rafa kalktığını söylüyor. 'Anayasayı değiştierek mevcut duruma uyarlayın' talimatı veriyor. Muhtarları topluyor bunu anlatıyor. Kaymakamları topluyor bunu anlatıyor. Anayasa mahkemesinin kararlarını tanımıyor. Bu mahkemenin aldığı kararlara karşı çıkmak anayasayı tanımamaktır. Anayasayı koruması gereken ülkenin bir numaralı koltuğunda oturan kişidir. Ancak talimatlar vererek kuvvetler ayrılığı ilkesini tanımayarak anayasa mahkemesinin kararlarını tanımadığını ilan ediyor. Medya üzerinde kurulan baskı had safhada... Can Dündar ve Erdem Gül davasında dışarıdan talimatlar veriyor."
SALDIRI ALTINDAYIZ
İzmir'de STK'lara sendikalara meslek odalarına ve yerel yönetimlere yönelik baskı olduğunu belirten Yüksel, “ Kimse düşüncesini açıklayamıyor. Kurumların basın açıklaması yapmasına izin verilmiyor. Bütün AKP milletvekilleri hep birlikte sivil toplum örgütünün başkanına (EGİAD-Seda Kaya) karşı linç kampanyası başlattı. Vatandaşın beklentisi CHP'nin sesini yükseltilmesi...Biz bunu yapmaya çalışıyoruz. İzmir'de yerel yönetimlerimiz hem hizmet üretiyorlar hem demokratik sosyal barışçıl politikalar üretiyorlar. İzmir'de konuşabilen sesini çıkartabilen tek kurum var o da CHP'dir...Biz konuşmaya da devam edeceğiz. AKP hakkında teröre yarım ve yataklıktan dolayı suç duyurusunda bulunduk. Konuşabilen CHP'ye karşı belediye başkanlarımıza karşı, il başkanlarımıza karşı saldırı oluyor. Mesnetsiz yalan suçlamalarda bulunmaya başladılar. Bizi bu yolla susturmaya çalışıyorlar. Tam bir saldırı altındayız. Yalanla bizi bir şekilde terör örgütüyle ilişkilendirmeye çalışarak iftira atarak ancak içine düştükleri zor durumdan kurtulmaya çalışmaktadırlar” dedi.
İKTİDARI 'GEÇMİŞ'LE VURDU
AK Partili bakan ve vekiller ile bazı köşe yazarlarının geçmişte terör örgütü PKK'ya yönelik söylediği sözlerin yer aldığı dövizi göstererek konuşan Yüksel, şunları söyledi;
“ AKP geçmişte terör örgütünü ve başını öven açıklamalar yaptı. Efkan Ala, “PKK AK parti doğrudan görüşüyor” diyor. Sadullah Ergin “Öcalan bölgenin durumunu daha sağlıklı değerlendiriyor”, Melih Altınok “Öcalan iyi ki bu süreçte muhatap”, Hakan Fidan “Erdoğan Öcalan'la yüzde 95 örtüşüyor” diyor. Bütün bunları yapan AKP ile ilgili suç duyurusunda bulunduk. Buna karşı konuşabilen tek kurum CHP'yi susturabilmek için yalan saldırılarda bulunuyorlar. Bunu asla kabul etmiyoruz. CHP bu ülkenin kurucu partisidir. Geçmişte ülkenin birlik beraberliğini sağlamıştır. AKP'nin ayrıştırma oyununa gelmeyeceğiz. Atatürk sağlam temeller atmıştır. Halkımız da duyarlı. Bu terörü bitirecek olan barışı sağlayacak olan millettir. Bu bayrağın altında Kürdüyle Çerkeziyle barış içinde yaşama irademizi en güçlü şekilde dile getiriyoruz. Bizi susturamayacaksınız. Bizi korkutamayacaksınız. Bu konudaki demokratik çabalarımızı sürdüreceğiz.”
AK PARTİLİ VEKİLLERE SESLENDİ
AK Parti'nin İzmir vekillerine seslenen Yüksel, “ İzmir'le ilgili bir şey yapmak istiyorsanız gelin engellenen İzmir projelerinin Ankara'dan çıkmasını sağlayın. Gelin İzmir için çalışın. Engellenen projelerin önünü açın” dedi.
YILDIRIM'A: SÖZ VERDİĞİ GİBİ İLGİLENSİN
AK Parti İzmir Milletvekili, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'a da çağrıda bulunan Yüksel, “ Bakan Yıldırım, hem vekil olduğunda hem de milletvekili olduğunda İzmir'le ilgileneceğinin sözünü vermiştir. Binali Bey'den beklentimiz bakan olarak vekillerin il başkanının sorumsuz açıklamalarına karşı etkili olabilir. İzmir'de AKP'nin fiili lideri durumundadır. Bakan'dır. Özellikle İzmir'in engellenen projeleriyle ilgili daha yakından ilgilenmesini daha önce söz verdiği gibi ilgilenmesini katkıda bulunmasını bekliyoruz. Bakan olarak da çok katkıda bulunabilir İzmir'e...O onların kendi kararlarıdır. Biz yapmalarını isteriz. Yaparlarsa alkışlarız. Yapmıyorlarsa da hiç olmazsa yerel yönetimlerimizin çalışmalarını engellemesinler gölge etmesinler” dedi.
PEKDAŞ'TAN KAYA'YA 'HUKUK FAKÜLTESİ' GÖNDERMESİ
AK Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya'nın terörle ve terör örgütünün siyasi uzantılarıyla arasına mesafe koyamadığını iddia ettiği Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, kendisi gibi avukat olan Kaya'ya sert yanıt verdi.
Pekdaş şunları söyledi;
“Ben 2 yıldır Konak Belediye Başkanıyım. Ondan öncede 3 yıl İzmir Baro Başkanı olarak çalıştım ve iki yıldır ben İzmir kamuoyunun önünde iş yapan hemşehrileri ile beraber çalışan sorunların çözümünü beraber üreten bir insanım. İyi günlerimizde kötü günlerimizde hep hemşehrilerimiz ile birlikte olduk. Bunu konuşan zat aynı zamanda bir avukat .Ve elinde hukuk diplomasının olduğunu varsayıyor. Biz hukuk fakültesine başladığımızda ilk sene Anayasa Hukuku dersi ve Hukuk Başlangıcı dersi alırız. Anayasada öğretilen şeyler hukukun üstünlüğüdür, yargının bağımsızlığıdır, masumiyet ilkesidir , adil yargılanma hakkıdır, ceza yargılamalarının bir insan hakkı hukuku olduğudur. İşkenceli yargılamaların önünün kesilmesi için Dünya ve Türkiye büyük mücadeleler verdi. Sonra sahte delillerle manipülasyon davaların açıldığını gördük. Şimdi de Cumhurbaşkanının talimatıyla açılan davalar var. Bağımsız olmayan bir yargı Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla tutuklanan bir yargı dönemi yaşıyoruz. Yargı da tehdit ve şantaj dönemleri yaşıyoruz. Dolayısıyla bize Hukuk Fakültesi 1.sınıfta öğretilen temel ilkeler var bunları bilemeyen insanlar 1.sınıftan 2.sınıfa geçemezler. Ben o zata milleltvekili avukat olan zata hukuk diplomasının gereğini yerine getirmesini , hukukçu gibi konuşmasını istiyorum. Onun gibileri 1.sınıftan 2.sınıfa geçirmezler Hukuk Fakültelerinde... Ve bir çaresizlik içerisinde konuşuyor. İktidarda olan bir parti iktidar yöneticileri sorunların çözümü için çalışmalı. Her gün bu insanlar ağlıyor, şehit cenazelerine ağlıyoruz , Teröre lanet okuyoruz, gelen ölüm haberleriyle canımız yanıyor, yüreğimiz kanıyor artık bunları söylemek değil, bunlara çözüm bulmak zorundayız. Biz iktidar partisini sorumluluğa davet ediyoruz. Onlar ise biz sorumsuzluğa devam etmekte kararlıyız diyorlar. Fark Budur.”
BÖYLE KAHRAMANLIK OLMAZ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu ise iktidar partisinin il başkanı ve vekillerinin İzmir'de algı yönetimi yaptığını, gündemi manipüle ettiğini ifade etti. AK Parti'den İZELMAN'a yönelik yapılan ' PKK'lı yuvası haline geldi” eleştirilerine sert çıkan Kocaoğlu, şunları söyledi;
“İZELMAN işçisi HDP'Li PKK'lı dendi. Bunu yapan il başkanı milletvekilleri. İstihbarat teşkilatı kolluk kuvvetleri sizde. Bunu Büyükşehir Belediyesi'ne liste vereceksiniz de biz işçileri işten mi atacağız. Suçu varsa götüreceksiniz yargılayacaksınız. Biz ne savcıyız ne emniyetiz ne jandarmayız. 6 bin 300 tane büyük çoğunluğu otobüslerin bakımını yapan ve kullanan mesai arkadaşlarımız bunlar...Her gün hepimizi taşıyorlar. Onları suçluyorlar. Arkasında sendikayı daha sonra belediye başkanını suçluyorlar. Bu tam bir çamur at izi kalsın anlayışı. İtibarsızlaştıralım anlayışı. İzmirli kimin ne olduğunu biliyor. Aslında bir telaş içindeler. Üste çıkmaya çalışıyorlar. Ön almaya çalışıyorlar. Bütün milletvekilleri İzmir için ne yaptı ne üretti ne düşündü...Ucuz sözlerle kamu görevlilerine belediye başkanlarına hakaret ederek kahraman mı olmak istiyorsunuz. Böyle bir kahramanlık yok. Aklı selim hareket edip ahlak kurallarına uyup görevinizi yapacaksınız. Herkes ama herkes ülkenin içinde bulunduğu süreçte birlik beraberliğe ihtiyacımız olduğu dönemde en çokta iktidar partisinin ihtiyacı olduğu dönemde İzmir'deki parlamenterlerin il başkanının bu birlik beraberliği yaralayacak eylem içinde olmasını hayretle izliyorum. Bilgisizliklerine mi vermek gerekir. Sadece ve sadece kendi ikballeri için hareket etmelerine mi vermek gerekir. Hep beraber izleyip göreceğiz. İzmirlilerde gereken cevabı verecektir.”
Yorum Yazın