AK Parti yargı yolunda ilk adımı attı: Hukuk önünde hesaplaşacağız
AK Parti İzmir İl Teşkilatı, CHP eski milletvekili Fikri Sağlar, gazeteci Can Ataklı ve eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında İzmir Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. Adliyedeki işlemlerin ardından açıklama yapan AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, yaşanan olayların faşizmin görünen yüzü olduğuna dikkat çekerek, “Kimi zaman milli iradenin tecelligahı olan Meclis’in mehabetini bozan, kimi zaman medya mecralarını kirleten, kimi zaman eskiden mensubu oldukları kurumların saygınlığına zarar veren bu zihniyet sahipleriyle hukuk önünde hesaplaşmakta kararlıyız” dedi.
- Ege Postası
- 06.01.2021 - 16:16
TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Halk Partisi eski Milletvekili Fikri Sağlar, başörtülü hakimlerle ilgili olarak, "Türbanlı hakim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var" ifadelerini kullanmıştı.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un ise ''Eğer Menderes erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi” açıklaması "darbe iması” AK Parti tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
AK Parti, bugün yaptığı açıklamayla eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, eski CHP milletvekili Fikri Sağlar ve gazeteci Can Ataklı hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını duyurmuşlardı.
Genel Merkez tarafından 81 il örgütüne gönderilen talimatın ardından AK Parti İzmir İl Başkanlığı, bugün İzmir Adliyesi’nde konuyla ilgili suç duyurusunda bulundu. Adliyedeki işlemlerin ardından ise AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli bir basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasında Başkan Sürekli’nin yanında AK Parti İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Dilek Yıldız Büyükdağ ve AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Eyyüp Kadir İnal ve parti avukatları da yer aldı.
“AK Parti İzmir İl Teşkilatını temsilen, Fikri Sağlar, Can Ataklı ve İlker Başbuğ hakkında Türk Ceza Kanununun “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” başlığını taşıyan 216’ncı maddesine istinaden, Cumhuriyet Başsavcılığımıza suç duyurusunda bulunduk” diyen Başkan Sürekli, açıklamada şunları söyledi; “Eski Türkiye’de kaldığını ümit ettiğimiz faşist zihniyetin, bulduğu her fırsatta adeta hortlamasının yol açtığı tedirginliği de hep birlikte yaşıyoruz.
Kimi zaman milli iradenin tecelligahı olan Meclis’in mehabetini bozan, kimi zaman medya mecralarını kirleten, kimi zaman eskiden mensubu oldukları kurumların saygınlığına zarar veren bu zihniyet sahipleriyle hukuk önünde hesaplaşmakta kararlıyız.
Bu örneklerden biri, CHP’nin resmi yayın organı olan bir televizyon kanalında “başörtülü bir hakimin tarafsız olamayacağını ve adil yargılama yapamayacağını” söyleyen, eski milletvekili ve bakan Fikri Sağlar’ın ortaya koyduğu tavırdır.
“CHP’NİN FAŞİST YÜZÜNÜ BİR KEZ DAHA SERGİLEMİŞTİR”
Türkiye’nin artık geride bırakmış olması gereken, büyük acıların çekildiği ve bedellerin ödendiği bir meseleyi yeniden gündeme getiren bu kişi, CHP’nin demokrat yaldızı altındaki faşist yüzünü bir kez daha sergilemiştir.
Gazeteci kimliğiyle yaptığı bir sosyal medya paylaşımında ise Can Ataklı, Cumhurbaşkanımızın seçimle gitmeyeceğini, ordunun darbe kabiliyetinin kalmadığını, artık tek ümidin ülkenin halkta öfkeye yol açacak büyük bir felakete uğraması olduğunu söyleyebilecek kadar derin bir sefalete düşmüştür.
Darbe ve felaket çığırtkanlığı yapan bu zihniyet, ülkemiz için bizatihi bu tehditlerin kendisi kadar tehlikelidir.
Aynı şekilde, Genelkurmay eski Başkanlarından İlker Başbuğ’un, 27 Mayıs darbesinin, şayet rahmetli Menderes erken seçim kararını ilan etseydi olmayabileceği, böyle bir durumda da iktidarın zaten CHP’ye geçeceği yönündeki açıklamaları, zihinlerin gerisindeki darbe sevdasını açık etmiştir.
Sadece bu üç örnek dahi, Türkiye’nin 97 yıllık Cumhuriyet tarihinde elde ettiği milli iradenin üstünlüğünü esas alan kazanımları hala hazmeyenlerin, vesayet ve darbe dönemlerinin özlemiyle yanıp tutuştuğunu göstermeye yeterlidir.
“DEMOKRASİ DARBELERLE İNTİKAYA UĞRAMIŞTIR”
Demokrasi tarihimiz de siyaset darbelerle her dönem inkitaya uğratılmıştır.
Bugün seçilmişlerin en kritik demokratik mücadele süreci devam ederken, bu tür söylemlerin ve yaklaşımların, kesinlikle iyi niyetli olmadığı, arkasında farklı ajandaların ve gayelerin bulunduğu tartışmaya mahal vermeyecek şekilde açıktır. Unutulmamalıdır ki terörle ve her türlü vesayet odağı ile mücadele demokrasiyi koruma mücadelesidir.
Hak ve özgülük mücadelesinde ülkemizin elde ettiği kazanımlara, vesayetten darbeye, terör örgütlerinin saldırılarından uluslararası tuzaklara kadar nice badireleri göğüsleyerek sahip çıkan milletimizin, bu karanlık zihniyete de hak ettiği dersi, demokrasi ve hukuk sınırları içinde vereceğinden şüphe duymuyoruz.
Türkiye’nin 81 vilayetindeki AK Parti teşkilatları olarak biz de, yapılan bu saldırıları; demokrasinin kalbi milli iradeye, onun taşıyıcısı siyaset kurumuna ve nihayetinde bizatihi demokrasimize, partimize ve seçilmiş Cumhurbaşkanımıza yönelik bir saldırı olarak görüyor ve hukukun bize verdiği hakları kullanarak, suç duyurusunda bulunmak suretiyle, milletimize ve tarihe karşı görevimizi yerine getirdiğimize inanıyoruz. Tüm diğer siyasi partileri de demokrasi karşıtı bu açıklamalara tepki vermeye davet ediyoruz.
Benzer her türlü girişime karşı da aynı kararlılıkla mücadele edeceğimizi de özellikle belirtmek istiyoruz.”
Yorum Yazın