AK Partili Aslan 'kriz masası' polemiğine dahil oldu: Deprem günü siz neredeydiniz?

EGEPOSTASI- AK Parti İzmir İl Başkan Vekili ve Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali Aslan, Büyük İzmir TV’de yayınlanan Figen Avcıoğlu ile Gündeme Dair programına gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. 
İzmir’de geçtiğimiz gün meydana gelen 4,9’luk deprem sonrası kurulan kriz masasına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer çağırılmamıştı. CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Başkan Soyer’in davet edilmemesine sosyal medya hesabından tepki göstermişti.  

‘Soyer deprem günü sorumluluktan kaçtı’

AK Parti İzmir İl Başkan Vekili konuya ilişkin yaptığı açıklamada, ‘’Tunç Soyer’in ve Deniz Yücel’in tutumu ortada. Davetten ziyade aslında bir sorumluluktan kaçma ve asıl olayı çarpıtıp, başka yere çekme yaklaşımı gördük. 1999 depremlerini hatırlarsanız, yüzlerce insan vefat etmiş, ortada ne Cumhurbaşkanı ne Başbakan ne de bakanlar var. Şu an deprem olur olmaz bakanımız olay yerine geliyor, Vali ve AK Partililer geliyor. Böyle duyarlı devlet, bakan ve parti yetkilileri olduğu için teşekkür edilmesi gerekiyor. Konunun birinci derece muhatabı olan Tunç Soyer neden orada değildi ve açıklama yapmadı. Olay yerinde ne Soyer’i ne de büyükşehir yetkililerini görmedik. Öncelikle herkese doğru bilgi vermek gerekir. Hükümet yetkilileri ve AK Partili yetkililer orada, yaraları sarmakla meşgul.  Ana muhalefet partisinin İl Başkanı Deniz Yücel, onun eleştirisi normaldir ama, ‘kendi çalıp kendileri oynuyor’ demesi nezaketsizdir. Böyle bir yaklaşıma cevap verme gereği duymuyoruz. Siz neredeydiniz diye sormak istiyoruz’’ dedi. 

Soyer’e kredi tepkisi: Laf çok ama ortada bir belge yok

Büyük İzmir depreminden sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer depremzedeler için kredi bulduğunu fakat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan onay beklendiğini söylemişti. Konuya ilişkin açıklama yapan Ali Aslan, ‘’Kaba olacak ama tam tabiri ile ‘Temcit pilavı’ diye bir tabir vardır. Soyer bu konuyu sürekli gündeme taşıyarak bu şekilde deprem konusuna gölge düşürüyor. Bunlar, İl Başkanımız Kerem Ali Sürkeli’yi ziyaret ettiler. Genel Başkan Yardımcımız Hamza Dağ başta olmak üzere konuya hakim kişiler. Bu konu ile ilgili Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın onayına giden bir kredi talebi olmadı, somut bir belge de yok. Eğer belge varsa, Soyer belgesini göstersin, bizde bilelim. Kim vermiş bu krediyi bilelim. Sadece 'Bu kredi Cumhurbaşkanı onayını bekliyor.' yalanını söylüyorlar. Laf çok ama ortada bir belge yok. Söylemden ve beklentiden ibaret. Genel Başkanı da kendisi gibi kalkıp Londra’ya gitti, ‘Gençler size para bulduk.’ diye bir şeyler söylüyor. Arkasında koca bir hiç var. Aynı şekilde Soyer’in de öyle bir kredi bulduğu yok. Kamuoyunu yanıltmak için söylenmiş gerçek dışı, arka planı dolu olmayan bir söylem. 30 Ekim depremi ile ilgili ise yine aynı şekilde laf çok, icraat yok. AK Parti hükümeti; 5 bin konut, 300 işyeri ini 2 yılda tamamladı. Bunların yarısı hak sahiplerine teslim edildi. Geri kalanı ise peyder pey hak sahiplerine teslim edilmeye devam ediliyor. Büyükşehir bu konu ile ilgili bir tane icraatını anlatsın bizde büyükşehir şurasından tuttu diyelim. Biz sadece fiziki olarak değil, aynı zamanda faizsiz kredi, uzun vadeli kredilerle vatandaşlara destek oluyoruz. Soyer’in söylemlerinin içi boş, icraatleri ile doldurması gerekiyor. Koskoca İzmir Büyükşehir Belediyesi ne yapıyor? 20 milyar bütçesi olan belediye depremzedeler için ne yapıyor?" ifadelerine yer verdi. 

İzmir’e yapılacak her yatırımı suni gündemlerle engelliyor 

Büyükşehir Belediye Başkanının asli görevi kentin gelişmesi, güzelleştirilmesi, çağdaş ve modern bir kent haline getirmesidir. Yeşildere yıllardır orada.  Çirkin görüntüsüyle ortada dururken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum oradan geçerken o alanı görüyor ve ‘O alanı kentsel dönüşüme sokmamız gerekiyor.’ diyor. İzmir’e yapılacak her yatırıma, suni gündemlerle İzmir’in kalkınmasını engelliyorlar. Kentsel dönüşüm için ‘Ne gerekiyorsa biz de hazırız’ demesi ve teşekkür etmesi gerekirdi. 

Çeşme Projesi’nde ‘istemezekçüler’ algı yaratıyor 

AK Parti ve CHP’yi karşı karşıya getiren Çeşme Turizm Projesi hakkında önemli açıklamalarda bulunan AK Partili Aslan, ‘’Çeşme Projesi için bakanımız herkesi toplantılara davet ediyor. İlk başta nötr ve sonradan olumluya dönen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve Çeşme Belediye Başkanı her nedense sonradan olumsuz baktılar. Soyer bu tür projeleri destekleyeceklerini söylemişti ama sonradan bu sözlerini unuttular. Projeye karşı söylemler geliştirdiler. Sayın Bakanımızın da söylediği gibi her ne kadar karşı çıkılsa da çok daha fazla destekleyen bir kesim var. Çeşme projesi Türkiye’ye ciddi katkılar sağlayacak bir proje. Burada yaklaşık 100 bin insan istihdam edilecek. Ekonomiye ciddi gelir sağlayacağız. Çeşme otobanı yıllarca atıl kaldı. Turizm bölgesi olarak gelişmediği için yerel turizm alanı oldu. Esnaf orada sadece 3 ay iş yapıyor. Bizim Çeşme, Selçuk, Foça, Urla gibi ilçelerimiz varken, biz sadece 3 ay turizmi ile geçiştiriliyoruz. Turizmi 3 aydan kurtarıp, 12 aya yaymak istiyoruz. 100 bin insanın istihdam edildiği, turizm gelirlerinin yüzde 30’ları 40’ları hedefleyen ve İzmir’in kalkınması için ortaya konulan bir proje. İstemezükçüler, yapıldığında, en başta onlar, bu alanları kullanırlar. İstemezekçüler, mantığa dayanmayan gerekçeleriyle, istenmeyen proje algıları yaratmaya çalışıyor. Tüm kesimleri dinleniyor; mühendisler, mimarlar, çevreciler, STK temsilcileri ve bu projede görev alanlar. CHP, tamamen oyunbozanlık yapıyor. Baştan tamam dedikleri projeden, son anda caydılar. Ancak, halkımız ne derse, halkımızın faydasına ne varsa AK Parti onu yapar.’’ dedi. 

'Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları Türkiye’ye bir suikast'

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu açıklamalarına tepki gösteren AK Partili Ali Aslan, ‘’Ana muhalefet partisi liderinin bu akıl almaz açıklamalarını hayretle karşılıyor ve kınıyorum. AK Parti iktidara geldiğinde ne Cumhurbaşkanı ne Başbakan ne hükümet ne emniyet ve silahlı kuvvetler ülkede olan bitenlere hakim değildi. Her sokakta mafya, çete ve devletin içerisinde devlete bağlı karanlık güçler vardı. AK Parti her kesimden olan mafyavari, çetevari bütün yapıları ortadan kaldırdı. Şu an sadece Türkiye Cumhuriyeti devleti var. Karanlık devlet yok. Eskiden Jitem vardı. Değişik mafya yapıları vardı, şu an var mı duydunuz mu? Faili meçhullerin sayısı belli değildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin 2002’den sonra faili meçhul cinayeti yok.  Kalkıp milletin huzurunu ön planda tutan birisi için uyuşturucu baronlarının parasını Türkiye’ye alıyor demek hayretle karşılanacak bir durum. İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu; FETÖ, PKK ve Uyuşturucu ile en büyük mücadeleyi veriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi aracında uyuşturucu ele geçirildi. Kalkıp böyle inanılmaz büyük iftiralar atarak olmaz, elinde varsa ispatla. Sen Türkiye Cumhuriyeti’nin ana muhalefet partisinin liderisin. Bu yakışmaz, altı boş ve silahlı kuvvetlerimize büyük bir hakarettir. Kınıyorum, asla böyle bir şeyi kabul etmiyoruz. Emniyet mensuplarına ve emniyet teşkilatına laf atmak olayı tamamen çarpıtmak, dikkatleri başka yere çekmekten başka bir şey değildir. Bu başlı başına Türkiye’ye yapılan bir suikasttır.’’ dedi. 

Kılıçdaroğlu’nun yurtdışı ziyaretlerine tepki 

2023 seçimine giderken siyasi partiler halk ile buluşuyor. Biz AK Parti olarak halkı dinliyoruz. Halk ne diyor, neyi düzeltmeliyiz. Halk ile hasbihal yapıyoruz ve çözüm üretmek için çaba sarf ediyoruz. Kılıçdaroğlu çıkıp Amerika’ya gidiyor. Sen Amerika’ya gidip kiminle görüştün? Hamburger yedim ne demek? Bu insanların aklıyla dalga geçmektir. Kiminle görüştüğünü neden saklıyorsun? İngiltere’ye gidip hamburger yiyip resim çekilmiş. Bunlar liderlik vasfından çok uzak. Liderin arkasından iş çeviren bir insan Kemal Kılıçdaroğlu. Baykal, SGK müdürlüğünden alıp onu siyasete getirdi. O, Baykal’ı arkasından vurdu. Kaset ile FETÖ ile vurdu. Sen, Cumhurbaşkanımız gibi Karadeniz’de doğalgaz bulduğunu mu açıklayacaksın! Senin kendine ne faydan var ki ülkeye faydan olsun. Kılıçdaroğlu basiretsiz, yeteneksiz bir insan. SGK’da Genel Müdürken, hastanelerin rezilliği diz boyuydu. Baş örtüsü konusu son derece samimiyetten uzak algı yaratmaya yönelik bir girişimdir.’’