AK Partili Kaya’dan TV35’te Başkan Soyer’e sert eleştiriler... Herkesle kavga, tamamen şov!
TV 35 ekranlarına intenet üzerinden video konferans yöntemiyle bağlanan AK Parti İzmir Milletvekili ve MYK Üyesi Mahmut Atilla Kaya, Covid-19 pandemisi üzerinden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e yüklendi.
- Ege Postası
- 22.04.2020 - 09:34
EGEPOSTASI-Hükümetin 'Biz Bize Yeteriz' kampanyasına karşın CHP’li belediyelerin kanun dışı olarak kampanya düzenlemeye çalışmasının karşılık görmediğini belirten AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i ise şov yapmakla suçladı.
“Herkesle kavga. Valiyle kavga, bakanla kavga, milletvekilleriyle kavga, rektörle kavga. Bu kavga dönemi midir'” diye soran Mahmut Atilla Kaya, “Bir elin verdiğini öteki el görmeyecek diyorlar. Daha yapmadan yapma aşamasında bunun şovuna başlıyor. Ondan sonra da polemik polemik. 4,5 milyonluk şehri yönetme noktasında 31 Mart seçimlerinde İzmirliler görev vermiş kendisine. İzmirlilerin iradesine saygı duyuyoruz. 35-40 bin nüfuslu Seferihisar’ı bile idare edememiş bir isim maalesef İzmir’de bu krizi hiç taşıyamamıştır. Sadece bu işin şovunda koştuğunu, kamuoyunu yanıltan ifadeler kullandığını, ve her gün de ayrıştırıcı ve bölücü bir dil olduğunu maalesef görüyoruz, yaşıyoruz. Üzülerek takip ediyoruz” dedi.
AÇIKLAMANIN SATIR BAŞLARI:
Önümüzdeki hafta sistem yüzde yüz oturmuş olacaktır
Maske işinde haftalık 150 milyon maskenin Türkiye’ye dağıtılması. Bu noktada özellikle son günlerde gelen şikayetler üzerine biz de valiliğimiz ve Bakanlıkla yaptığımız görüşmelerle, İzmir’de bugün itibariyle maske ile ilgili şikayetler azaldı. Önümüzdeki hafta artık mesaj geldi maskemizi alamadık şikayetlerini almayacağımızı düşünüyorum. Sistem yüzde yüz oturmuş olacaktır.
İzmir’de de 50 milyon lira toplandı
Biz bize yeteriz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok büyük bir devlettir. Eski Türkiye geride kaldı. Tüm vatandaşlarına sağlık ve yaşam gereksinimleri noktasında uzun süre bakabilecek durumda. Ülkemizde yetişmeyen ürün yok. Yeni yeni tarım alanlarını bu süreçte vatandaşlarımızın kullanımına açıyoruz. Türk milleti hep büyük zorlukları, engelleri birlik ve beraberlikle, o şuurla bilinçle aşmıştır. Burada da sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde böyle bir kampanya başlattık ki, İzmir’de de çok önemli ilgi gördü kampanya. 50 milyon liraya yakın bir rakam toplandı.
Ne kadar boş çıktığını da gördük
Kanunen yetkisi olmayan kimselerce de, yerel yönetimlerce de kampanyalar da yapıldı. Ne kadar boş çıktığını da gördük. Onlara güvenip o süre içerisinde ki bakın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir kanun devleti. Bir yerel yönetim kampanya yapabilir m? Elbette yapabilir. Ama nasıl derseni? Valilikten müsaadeyi alırsınız.
Merak ediyorum, o kampanyada ne kadar toplandı'
Orman yangınından sonra da bunu yaşadık. Yine büyükşehir belediye başkanı Tunç Soyer, kanunen yetkisi olmadığı halde orman yangını sonrası ağaç dikim kampanyası yaptı, hatırlayın bakın. Prosedürü belli. Kendisi de sözde hukuk fakültesini okumuş ama görüyoruz ki hukuk bu noktada ya işine gelmiyor, ya da bildiği halde kamuoyunu yanıltmak üzere, işi siyasi polemik konusu yapmaya çalışıyor. Gidip İzmir Valiliği’ne müracaat etti. Valilik de kampanya yapma yetkisi verdi. Daha sonra da kampanya yaptı. Ben merak ediyorum, o kampanya da ne topland? Devletin yaptığı kampanya, Orman Bakanlığı o zaman muazzam bir kampanya yaptı. Sonra Sayın Binali Yıldırım İzmir’e özel kampanya başlattı. Yanmış alanı tüm İzmirliler olarak ağaçlandırdık. İnşallah üç beş yıl sonra da göreceğiz ki yitirilmiş ağaçların yerinde daha büyük yeşil alanların ağaçların yerinde daha yeşil alanların oluştuğunu görürüz.
Hukuk dışı kampanya başvurusu zaten karşılık görmedi
Yine gidip Valilikten izin almadan kampanya yapma duyurularına başladılar. Bu da hukuk dışı olduğu için zaten bir karşılık görmedi. Şu an vatandaşın bizden beklediği birlik ve beraberlik görüntüsüdür. Merkezi hükümetin görevleri bellidir, yerel yönetimlerin görevleri bellidir. İzmir’i bekleyen bir tehlikeyi söyleyeyim size. İzmir’de şu anda çöplerin toplanmasında sıkıntı yaşanıyor. Bu virüsten kurtulacağız da çöplerin bu hali başka hastalıklara sebebiyet verebilir.
Herkesle kavga, şov
Herkesle kavga. Valiyle kavga, bakanla kavga, milletvekilleriyle kavga, rektörle kavga. Bu kavga dönemi midi? Biz bu zamanda bir olamayacağız beraber olamayacağız. Ne olmu? DEÜ Rektörüyle ilgili bir dünya şey çıktı. Biz Covid ile uğraşıyoruz. Yok ben senin doktorlarına kalacak yer ayarladım da, sen izin vermedin de, neden böyle yaptın, çok alındım. Ya bir büyükşehir belediye başkanına yakışır mı böyle şe? Bunlar olacak şey, söylenecek sözler midi? Gündem n? Yapılan n? Tamamen bir şov.
Büyükşehir başkanına bunlar yakışmaz
Acaba sosyal medyada daha çok beğeni alır mıyı? Türkiye’de haberim ana akım gazetelerden birinde çıkar m? Görmüşsünüzdür, işte beyanlarını tekzip etti. Kendilerinin Sözcü gazetesinde, Nükhet hanımla ilgili beyanlarını tekzip etti. Ertesi gün Tunç Soyer’in ortaya attığı iddianın, çünkü böyle bir mesajın eski tarihli mesaj olduğu, Sözcü gazetesi dahi Soyer’in ortaya attığı bu gerçek dışı mesajı tekzip etmek zorunda kaldı. Yani İzmir Büyükşehir Belediye başkanına bunlar yakışmaz. Belediyenin asli görevlerini yerine getirmesi. Vatandaşımızın beklediği o.
Ticaret, sanayi odası, borsa Soyer’den önce ayarladı
Yoksa sağlıkla ilgili, İzmir’de var mıdır yoğun bakımda bir eksiğimiz gediğimi? Yok. Çok şükür. Özellikle, İzmir ve Kayseri’de gidiyor bu iş. Sıkıntı yaşamıyoruz. İzmir Ticaret Odası, sanayi odası, borsa yerleri Tunç Soyer’den önce ayarladı. Bakın hiç söylediler m? İlk gün daha gidip bunu teklif ediyorlar. Bir elin verdiğini öteki el görmeyecek diyorlar. Daha yapmadan yapma aşamasında bunun şovuna başlıyor. Ondan sonra da polemik polemik. Niye kalmadınız'
Seferihisar’ı bile idare edememiş…
4,5 milyonluk şehri yönetme noktasında 31 Mart seçimlerinde İzmirliler görev vermiş kendisine. İzmirlilerin iradesine saygı duyuyoruz. 35-40 bin nüfuslu Seferihisar’ı bile idare edememiş bir isim maalesef İzmir’de bu krizi hiç taşıyamamıştır. Sadece bu işin şovunda koştuğunu, kamuoyunu yanıltan ifadeler kullandığını, ve her gün de ayrıştırıcı ve bölücü bir dil olduğunu maalesef görüyoruz, yaşıyoruz. Üzülerek takip ediyoruz.
İnanıyorum ki bu süreç İzmir’de de önemli bir süreç olarak ortaya çıkmıştır. İnşallah İzmirliler olarak hep birlikte hükümetimizin, devletimizin himayesinde bu süreci atlatmış olacağız.
Yorum Yazın