AK Partili meclis üyesinin akrabası da tutuklandı
AK Partili Çiğli ve İzmir Büyükşehir Meclis Üyesi Mesut Demirkaya, İzmir merkezli yasa dışı dinlemelere yönelik olarak yapılan operasyonda tutuklanan emniyet müdürlerinden, Ramazan Karakayalı'nın halasının torunu olduğunu, suç işleyeceğine inanmadığını söyledi.
- Ege Postası
- 22.08.2014 - 15:48
'Yasadışı dinleme operasyonunda 11 tutuklama' HABERİNİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
“Ramazan Karakayalı benim halamın torunu. Çok iyi yetişmiş, dürüst, namuslu. Babası da çiftçilik yapan gariban biri. İşinde titiz, hassas, disiplinli. Asla atfedilen suçları işleyebilecek biri değil. İzmir dışında görev yaptı, yeni geldi. Çocukluğundan beri tanırım. Bu suçları işleyecek biri değil. Umarım en kısa zamanda suçsuzluğu kanıtlanır. Yasalara saygılıyız, bekleyeceğiz."
"TUTUKLANMAYI İSTERDİM"
İzmir'deki yasa dışı dinleme operasyonu kapsamında gözaltına alınıp sevkedildiği adliyede adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Komiser Suat Çelen adliye çıkışında, “Söyleyecek çok fazla bir şey yok. Neyin ne olduğunu herkes biliyor. Burada değil ama İstanbul'da tutuklanan bir devrem var. Bu şanlı davada mükafat olan tutuklanmayı isterdim, rabbim hayırlısını nasip etsin" dedi.
İFADELERİNDE SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİLER
İzmir merkezli yasa dışı dinleme operasyonu kapsamında gözaltına alınıp adliyeye sevkedilen 32 polis polis, ifadelerini alan Savcı Okan Batu tarafından tutuklanmaları istemiyle 4'üncü Sulh Ceza Hakimliği'ne sevkedildi, 11'i tutuklandı. Tutuklanan emniyet müdürlerinden Ramazan Karakayalı, ifadesinde suçlamaları kabul etmedi. Karakayalı, hakime verdiği ifadesinde, “Örgüt suçlamasını görünce şaşırdım. KOM'daki (Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi) harddisklerin değiştirilmesi ile ilgili soruşturma ile bu soruşturmanın birleştirilmeye çalışıldığını fark ettim. Onu beceremeyince, savcımız ayırma kararı alıp, suçları ayırmaya gerek görmemiş, nasılsa doldururuz demiş. Savcılıkta ifade verirken, benim emniyetteki ifademi görüp 'bayağı uzun uzadıya vermişsiniz' dedi. Savcımız da baktı şaşırdı, üç dakika bakmadı, doğrudan size sevk etti. Bu konuya ne kadar vakıf olduğu, ne derecede olduğu belli" dedi.
23 senelik istihbaratçı olduğunu ilk defa başına böyle bir şey geldiğini belirten Ramazan Karakayalı ifadesine şöyle devam etti:
"Yarın karşınıza kimlerin geleceğini tahmin bile edemezsiniz. İstihbaratta gizlilik esastır. Yapılan çalışmalarla ilgili isimlerin gizli olması asıldır. Kasıtlı olarak basına sızdırıyorlar. Enterasan bir şekilde savcılık tarafından davet edilerek ve yönlendirilerek şikayetçi olmaları temin edilip, hakkımızda suç isnadı yapılmaktadır. Bu memleketin güzide insanları olan terör örgütü üyeleri, isimleri basında yer aldıktan sonra, savcılarımız tarafından çağırılarak 'şikayetçi olun' diye yönlendirebilirler. Böyle düşünüyorum. Bu mantıkla da istihbarat birimlerinde çalışan herkes bir gün sizin önünüze gelir. Kimse kalmaz. Ben emniyette 38 sayfa ifade verdim. Emek verdim. Kimse okumadı. Yorgunuz siz de bizler de bu durumdayız."
İSTİHBARATIMIZ ADLİ FAALİYET KAPSAMINDA DEĞİL
Karakayalı, emniyette verdiği 38 sayfa ifadeyi duruşmada okumak istedi. Hakim Dilek Çeliktaş, Karakayalı'yı, ifadesinin uzun olduğunu belirtip, notlarından okumadan savunma yapması uyarasında bulundu. Bunun üzerine Karakayalı, şöyle dedi:
“Yasa gereğince istihbarat faaliyetimizi sürdürürüz. Bu faaliyetimiz adli faaliyet kapsamında değildir. Tamamı farklıdır. Adli faaliyet kapsamında kuvvetli süphe aranırken, bizde bu kuvvetli süphe şartı yoktur. Esnek bir hareket kabiliyeti mevcuttur. Bir faaliyetin ortaya çıkartılmasından ziyade suç öncesi bilgi alma ve önleyici tedbirleri almaya yönelik veri toplamadır. Yaptığımız işlemlerin, hiçbir aşamada adli anlamda kullanılabilirliği yoktur. Bunu biz ilgili birimlere gönderirken de evrak resmi yazı da olsa altına not olarak yazarız. Bu bilgiler istihbari mahiyette olup, yapılacak işlemlere esas teşkil etmez. Yanılgı payı olduğunun mutlaka teyit edilmesi gerektiğini ifade ederiz. Önleme dinlemesi alınması sonrası dahi elde edilen bir takım veriler hukuki işlem taşımazken, hazırlanan bu ön raporun bir resmi evrak olarak değerlendirilmesi son derece yanlıştır ve hatalıdır. Bunlar subjektif soyut raporlardır."
Bugüne kadar hiçbir örgüte üye olmadığını dile getiren Karakayalı, "Örgüt nedir bilmiyorum. Bugüne kadar hep örgüt ile mücadele ettim. Bugün bunu anladım ki bu örgütlerden birinin ahını aldık ki biz de örgütten buradayız" diye konuştu.
POLİS MÜFETTİŞLERİ HAKİMLERİN İFADESİNİ ALDI
Emniyet müdürlerinden Taner Aydın ise, 1998 yılında istihbarat şubeye geçtiğini 2007
yılında Hakkari'ye gönüllü olarak gittiğini, 2013 yılına kadar da İzmir istihbaratta görev yaptığını anlattı. Kanuna aykırı herhangi bir eylemin içinde olmadığını söyleyen Tamer Aydın, "Hakimlerin vermiş olduğu kararlar, polis müfetişlerinin incelemesine tabi tutulmaktadır. İzmir adliyesinde görevli bir hakim hakkında iddia var diye, polis başmüfetişi 10 hakimi emniyete çağırarak ifade almıştır. HSYK müfettişlerinin yapması gereken görevler gasp edilmiştir. İfadeye gittiğim zaman soruları gördüm. Gözaltına alınma sebebimde yazılan sorular bana sorulmadı. Örgütle de ilgili sorular sorulmadı. Bir örgüt var mı diye sorarsanız, 29 Ekim 1923'te kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti örgütünün üyesiyim. Bu salonda bulunan birçok arkadaşımızla eylem yaptık. Bir tanesi Foça'da askerlerimizi şehit edenlerin yakalanması, devamında Antalya'ya helikopterle gidip kırsal alanda 20 el bombası, kalaşnikof silahlar ve patlayıcı maddeleri ele geçirerek eylem yaptık. Bunun için devletin helikopterini kullandık. Savcının bahsettiği devlet imkanlarından yararlanmaktan kastı herhalde budur" dedi.
11 KİŞİ TUTUKLANDI
Diğer süpheliler de üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmezken, hakim Dilek Çeliktaş 11 polisi, 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, kurulan örgüte üye olmak, kurulan suç örgütü kapsamında resmi görev ve yetkinin kötüye kullanılması yoluyla sahte, gerçeğe aykırı belgeler düzenleyip, mahkemelerin dinleme kararları vermesini sağlayarak, kamu görevlilerinin resmi belgede sahteciliği, kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanmak, iftira, suç uydurmak, özel hayatın gizliliğini ihlal, verileri hukuka aykırı olaarak ele geçirmek ve elde edilen ilgili ilgisiz ya da özel yaşama ilişkin verileri suç örgütününün çıkar ve amaçlarına hizmet etme odaklı olarak arşivleme ve kullanma' suçlarından tutukladı. 21 polis için ise adli kontorllü olarak serbest bırakıldı. Adli kontrolde, her hafta pazartesi ve cuma günleri saat 20.00'ya kadar, en yakın cumhuriyet savcılığına gidererek imza vermeleri şartı yer aldı.(DHA)
Yorum Yazın