AYM, Can Atalay kararında; Yerel mahkemenin izlemesi gereken yolu çizdi
Anayasa Mahkemesi, cezaevindeki Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği ihlal kararının gerekçesini Resmî Gazete’de yayınladı. Gerekçeli kararda, yerel mahkemenin izlemesi gereken yol, adım adım anlatıldı. Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu kararlarına atıf yapılan gerekçede; “Anayasa Mahkemesi’nce başvurucu hakkında tespit edilen hak ihlallerinin sonlandırılmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak; yeniden yargılamanın başlaması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması ve ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması, başvurucunun hükümlü statüsünün sona erdirilmesi, yeniden yargılamada durma kararı verilmesi işlerinin yerine getirilmesi zorunludur” ifadeleri kullanıldı.
- Ege Postası
- 27.10.2023 - 11:43
- Güncelleme: 27.10.2023 - 13:33
Anayasa Mahkemesi, Gezi Parkı Davası’nda hakkında 18 yıl hapis cezası kararı verilen Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ın bireysel hak ihlali başvurusunu 25 Ekim’de görüşmüştü. Can Atalay’ın “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkı ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine oyçokluğu ile karar verilmişti.
Yüksek Mahkeme, Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararının gerekçesini bugün Resmî Gazete’de yayınladı. Kararda, şu değerlendirmeler yapıldı:
“Başvurucunun Yargıtay 3. Ceza Dairesi önünde temyiz incelemesinde bulunan mahkûmiyet hükmüne bağlı olarak hürriyetinden yoksun bırakıldığı dönemde gerçekleştirilen genel seçimler sonucunda milletvekili seçildiği görülmektedir. Başvurucunun milletvekili seçilmesi halinde Anayasa’nın 83. maddesinde güvence altına alınan yasama dokunulmazlığından yararlanıp yararlanamayacağı meselesi, hükme bağlı tutmanın hukukiliğini doğrudan etkileyen bir durumdur.
Anayasa Mahkemesi, Ömer Faruk Gergerlioğlu kararında olduğu gibi eldeki başvuruda da başvurucunun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkını koruyan temel güvencelere sahip, belirliliği ve öngörülebilirliği sağlayan anayasal veya yasal bir düzenlemenin bulunmaması nedeniyle seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır.
Bir kimsenin milletvekili seçildikten sonar yargılanıp yargılanmayacağı meselesi ile tutuklanıp tutuklanmayacağı meselesi aynı niteliğe sahiptir. Bu sebeple, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı yönünden yapılan tüm tespit ve değerlendirmeler, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı yönünden de geçerlidir.
Buna göre başvurucunun 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan genel seçimlerde milletvekili seçilmesi nedeniyle, -seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkını koruyan temel güvencelere sahip, belirliliği ve öngörülebilirliği sağlayan anayasal veya yasal bir düzenleme yapılmadığı müddetçe- yasama dokunulmazlığından yararlanmaya başladığı açıktır. Bu durumda başvurucunun tahliye talebine rağmen, tutulma devam ettirilmesinin Anayasanın 83. maddesiyle bağdaşmadığının kabulü gerekir.”
Anayasa Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin ihlal kararının ardından izlemesi gereken yolu da kararında açıkladı. Gerekçede, şu ifadeler yer aldı:
“Anayasa Mahkemesince yeniden yargılamaya hükmedilen hallerde; derece mahkemesinin yeniden yargılanmaya karar vermesi için lehine ihlal kararı verilenin ya da ilgili başka kişi veya kişilerin talepte bulunması gerekmemektedir. Derece mahkemesi, Anayasa Mahkemesi kararı kendisine ulaşır ulaşmaz; taraflarca başvuru yapılmasını beklemeksizin yeniden yargılama yapmak yükümlülüğündedir.
… Buna göre, Anayasa Mahkemesi’nce başvurucu hakkında tespit edilen hak ihlallerinin sonlandırılmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak; yeniden yargılamanın başlaması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması ve ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması, başvurucunun hükümlü statüsünün sona erdirilmesi, yeniden yargılamada durma kararı verilmesi işlerinin yerine getirilmesi zorunludur.”
Karar, oyçokluğu ile alındı. Üyeler Muammer Topal, Yıldız Seferinoğlu, Basri Bağcı, İrfan Fidan ve Muhterem İnce; karşı oy kullandı. (ANKA)
Yorum Yazın