Akşener: Bütün sorumluluk Erdoğan’ın
İYİ Parti Lideri Akşener, Selçuk Özdağ'a yönelik saldırıyla ilgili "Sayın Erdoğan bütün bunların neticesinde ne diyece? Savcının tehdit edilmesine ne diyece? Büyük bir gücün üstünde oturduğu varsaydığımız Sayın Erdoğan’ın aslında o kadar büyük bir gücün üstünde oturmadığı ortaya çıkıyor ama bütün sorumluluk onundur" dedi.
- Ege Postası
- 21.01.2021 - 18:22
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, esnaf ziyaretlerine Ankara'da devam ediyor. Kahramankazan ve Kızılcahamam İlçelerini ziyaret eden Akşener'in, ilk durağı Kahramankazan oldu. Akşener, ziyareti sırasında yaptığı açıklamada; bir yıldır yaptığı esnaf ziyaretinin sebebinin dikkati esnafa çekmek olduğunu, bunun ne kadar önemli olduğunu bir yılda kendisiyle birlikte gezen emekçi basının gördüğünü söyledi.
“VATANDAŞLAR SİYASETÇİLERİN KENDİ DERTLERİYLE İLGİLENMESİNİ İSTİYOR”
Esnafın durumunun facia olduğuna ve buna yönelik alınan tedbirlerin yeterli olmadığına dikkat çeken Akşener, açıklamasında şunları söyledi: “Siyasetçilerin birbiri ile kavgasından herkes bıkmış ve huzur istiyor insanlar. Kendi dertleri ile siyasetçinin ilgilenmesini istiyor. Şimdi biz bu noktada devam edeceğiz. Her türlü zaman zaman yün yumakları bize de atılıyor o ellerimize ayaklarımıza dolaşmadan reel dertleri, vatandaşın, seçmenin derdini anlamaya, sizler aracılığıyla paylaşmaya devam edeceğiz. Bunun çok faydalı olduğunu Türkiye açısından görüyorum. Belki o değerler üzerinden yapılan politik kavganın ne kadar gereksiz olduğunu da gösteriyor. Biraz önce şahit oldunuz 2 bin 300 lira maaş alıyor emekli, bin lira kira ödüyor, doğalgaz 300 lira gelmiş 300 lirayı yatırmış açtıracak yer bulamıyor bizden yardım istedi. Bütün bunlar işleyişteki problemler. Dolayısıyla ödemiş parasını açılması lazım, açılmamış. Bunun için yardım istenmez. Bu arkadaşımız ne için yardım istemeliyd? 2 bin 300 lira emekli maaşı son derece az buna yönelik bir çalışma yapın demeliydi ama buz gibi bir eve uyanmış. Bu tür gerçek dertlerle ve onların duyurulmasıyla ilgilenmeye devam edeceğim. Siz de bizleri takip ettiğiniz için ayrı ayrı en kalpten teşekkürlerimi sunuyorum.”
ÜMİT ÖZDAĞ AÇIKLAMASI
Akşener, Ümit Özdağ'ın yaptığı bir konuşmada ‘beni tekrar atacaklar ‘ açıklamasının sorulması üzerine, “Dün biz GİK topladık, gündemde bu konuya dair herhangi bir şey yoktu. Arkadaşlarımızın iyileştirilmiş güçlendirilmiş parlamenter sisteme dair uzunca bir zamandır başlattıkları çalışmaların bir araya getirildiği ve o metnin GİK ile paylaşıldığı, pazartesi günü de milletvekilleri ile paylaşılacak. Hızlı bir şekilde onların eleştirileri, tespitleri olmalı gibi o yoğrulduktan sonra çok fazla uzatmadan sizler aracılığıyla kamuoyu ile paylaşacağımız bir çalışma yaptık” dedi.
“HDP İLE HERHANGİ BİR YANYANA GELİŞİMİZ SÖZ KONUSU DEĞİL”
İYİ Parti’nin HDP ile ittifak yapmamak için farklı çözüm önerileri aradığı yönündeki iddialar hakkındaki soruya ise Akşener, şu yanıtı verdi; “HDP ile herhangi bir yanyana gelişimiz söz konusu değil. Bu çok enteresan bir şey bir başka yün yumağı da bu. HDP 24 Haziran'da ayrı girdi üçüncü parti olarak çıktı. Türkiye'de eğer siyaseti matematik olarak takip ederse insanlar ne olduğunu görür. Tekrar söylüyorum ayrı girdi ve üçüncü parti olarak çıktı. Herkesin buraya dikkat etmesi gerekir. Sonra yerel seçimler geldi, biz 24 Haziran'da 4 parti olarak gitmiştik. 31 Mart seçimlerinde hem Demokrat Parti hem Saadet Partisi ayrı girdi, biz sadece CHP ve İYİ Parti birlikte girdik. Biz pek çok yerde az farkla kaybetmemizin sebebi ki bunu HDP yöneticileri de söylüyor, bizim aday çıkardığımız her yerde HDP aday çıkardı ve çok asıldı. Bir başka şey daha yaptık Iğdır ve Ahlat'ta aday çıkarmadık ve şunu destekleyeceğiz bunu destekleyeceğiz demeden, dedik ki, MHP ve Ak Parti ortak girecekseniz burada ayrı ayrı girmeyen ortak girin biz onu destekleyeceğiz. Bir de yol gösterdik nitekim öyle oldu Ahlat'ta Ak Parti üzerinden gösterilen ortak aday kazandı biz ona oy verdik. Ahlat'ta 700 küsur oyumuz vardı önemli bir oydur. Iğdır'da MHP Cumhur İttifakının adayı olarak aday çıkardı biz onu oy verdik. Şimdi çok ilginç HDP kazandı. Bütün bunları bir kenara koyup biz seçim zamanı seçim esnasında konuşulur ittifaklar. Tabii cumhur ittifakı ölümüne ittifak, mezara kadar ittifak, tek parti gibi ittifak, duygusal ittifak öyle olunca o şablon üzerinden tanım yapıldığı zaman da bizim ittifak onların sistemine benzemiyor. Bizimki gerçekçi, bizimki seçmenin taleplerine göre oluşturulmuş bir işbirliği sistemi. Biz bunu anlatmaktan yorulduk ama anlatmaya devam edeceğiz.”
“SAYIN SOYLU BİZİM KULÜBE HOŞGELDİ”
Sosyal medya üzerinden Süleyman Soylu'nun annesine yapılan hakaret konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine Akşener, “Sayın Soylu bizim kulübe hoş geldi” dedi ve şu açıklamayı yaptı:
“Şöyle bir kulüp var Türkiye'de hepimizin içinde yer aldığı, benim uzunca bir zamandır yer aldığım. Anamıza bizim sinkaflı sövüldü, benim şahsıma çok çirkinlikler yapıldı. Dolayısıyla bu sosyal medyada veya diğer alanlarda aleni, her türlü çirkinlik sövgü olduğunda kös dinlerdi. Şimdi Sayın Soylu, istemezdim aynı şeyleri yaşamasını, neticede bir İçişşleri Bakanı benim devlet anlayışımda böyle bir durum olamaz. İçişleri Bakanı sosyal medyadan da şikayet edemez, sonuçta ana, çok saygı duyuyorum. Ama bizim kulübe hoş gelmiş. Sayın Aldülhamit Gül'ün söyledikleri üzerinden yorum yaparsak bir taraf reformcu demek ki, bir taraf reform konusunda alerji duyuyor. Biz de onu izleyeceğiz.”
“BU CUMHUR İTTİFAKI TANIMIMIN BİR PARÇASI”
Bir savcının tehdit edilmesinin ardından siyasetin sessizlinin tartışılmasını nasıl yorumladığının sorulması üzerine Akşener, “Bu Cumhur İttifakı tanımımın bir parçası. Sayın Abdülhamit Gül hukukta reformdan bahsetti. Sayın Erdoğan bunun üzerine ekonomiyi söyledi. Sayın Kılıçdaroğlu tehdit edildi, tehdit edene Sayın Bahçeli sahip çıktı ve Sayın Erdoğan hiçbir şey yapmadı. Sayın Kılıçdaroğlu linç edildi, onu yumruklayan kişi neredeyse türbe haline getirildi ziyaret yapıldı. Şimdi hukuk yönünden baktığınız zaman. En son Selçuk Bey kendisinin anlattığına göre öldürülme kastıyla darp edildi. Savcı soruşturma açtı ilginç bir biçimde savcı tehdit edildi. Bizim ülkemizde şu anda partili cumhurbaşkanlığı sistemi var. 16 Nisan 2017'deki referandumda partimiz yoktu. Ben Meral Akşener olarak diğer arkadaşlarımızla tek tek gezdik dedik ki, bir kişiye de yazık bir şahsa bu ülkenin bütün yönetimini bırakmayın yanlış. Gelinen noktada bütün oklar ve bütün gözler Sayın Erdoğan'a dönmek zorunda. Çünkü dediler ki o zaman aşacağız, uçacağız, kaçacağız. Aşılmadı, uçulmadı kaçılmadı. Şimdi burada partili cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan bütün bunların neticesinde ne diyece? Savcının tehdit edilmesine ne diyecek, biz bir şey duymadık. Selçuk Beyin'in dövülmesine ne diyecek, Orhan Uğuroğlu, Afşin Hatipoğlu, bizim arkadaşlarımızdan, kadın kollarımızdan bizim kadınlarımızın kolları kırıldı. Şikayetler ettik hepsi berat etti, yakalanmadı. Benim evim basıldı yakalanmadı. Bütün bunlara baktığınız zaman büyük bir gücün üstünde oturduğu varsaydığımız Sayın Erdoğan'ın aslında o kadar büyük bir gücün üstünde oturmadığı ortaya çıkıyor ama bütün sorumluluk onundur. Çünkü partili cumhurbaşkanlığı sistemini çok istedi. Bir tavır olması gerekiyor bu tavrın olup olmadığını hep beraber göreceğiz.”
“BARAJ KONUSUNDA YÜZDE 5'İ BİZ DE SAVUNUYORUZ”
Bahçeli'nin baraj açıklamalarını ve Cumhurbaşkanı'nın Saadet Partisi’ni ziyaretinin çok eleştirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna Akşener şu yanıtı verdi: “Niye eleştirilsin ziyaret edebilir tabii ki, eski bir hukukları var. Zaten bu kadar Saadet Partisi'ne yönelik iktidar partisinin yayınlarında Saadet Partisi'nin yöneticilerine çok pis bir dil kullanılıyordu o ayıptı. Ama esas mesele şu, bugün bu ziyaretlerin nedenine siyasi olarak bakarsak nezaketin dışındaki kısımlara baktığımızda seçime yönelik büyük bir zorluk olduğunu görüyoruz. Baraj konusunda yüzde 5'i biz de savunuyoruz. Sayın Bahçeli kaça düşürmek istiyor onu bilmiyorum.”
Akşener aşı konusunda da Sağlık Bakanlığı’na lojistiği doğru planlamaları gerektiği, şeffaf olunması gerektiği ve esnaf dükkanlarında çalışan, fabrikalarda çalışan, medyada çalışan genellikle iş yerlerine toplu taşıma araçlarıyla giden, kalabalık mahallelerde oturan, kendisine bulaştığı zaman ailesine de bulaştırabilecek bir insan grubunun olduğunu ve mutlaka bu insanlara da aşı yapılması gerektiğini söyledi. Lojistik konusunda büyük bir sorun olduğunu ve bunun insanları panik haline getireceğini güvenin kalkacağını sözlerine ekledi.
Yorum Yazın