Akşener'den 'Babacan' açıklaması
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın, DEVA’nın önümüzdeki seçimlere kendi adıyla logosuyla gireceği açıklaması için, “Kendisiyle görüşmedim henüz nedir ne değildir bu manada bilmiyorum ama seçim yasasına dair yapılmış bir açıklama diye düşünüyorum. Sonra yaptığı açıklamalarda Millet İttifakının dışına çıkan bir durum yok, parlamenter sistem artı cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda bir farklılık yok” dedi.
- Ege Postası
- 28.04.2022 - 23:40
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Antalya’nın Muratpaşa ve Kepez ilçelerinde esnaf ziyareti yaptı. Akşener, akşam saatlerinde Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği'nin (ANSİAD) düzenlediği iftar programına katıldı. Akşener, basın mensuplarının Babacan’ın, “Demokrasi ve Atılım Partisi, önümüzdeki seçimlere kendi adıyla, kendi şanıyla, kendi logosuyla girme kararını almıştır” açıklaması ile ilgili sorusuna şu yanıtı verdi:
"İki kanun var, birincisi 2017’de referandumla beraber ortaya çıkan bir seçim sistemi, yani kabul edilen partili Cumhurbaşkanlığı sisteminden bir kanun var.Orada ittifaklar var. İttifakın içinde partiler var, ister kendi logosuyla giriyor, ister bir başka partinin listesinden giriyor. Onu somutlaştırayım.Saadet Partisi hem logosuyla girdi, hem de CHP listesinde. DP bizim listemizden girdi, logosuyla girmedi. Biz görünürde orada 3 parti logosuyla, o bizim Millet İttifakı’nın sistemi içinde 24 Haziran’da seçime gittik. MHP ve Cumhur İttifakı ise AK Parti ayrı ayrı girdi. BBP de AK Parti’nin listesinden girdi. Burada şöyle bir durum vardı, seçim sonrasında örnek vereyim nasıl olduğunu. Artık oylar birbirine eklendi, örneğin bizim partimiz, SP ve CHP’nin oylarının eklenmesiyle 4 ekstra milletvekili kazandık. Buna karşılık SP ve bizim oylarımızın yetmeyip CHP’nin biraz daha farklı oy aldığı yerlerde birleştirilen bu oy miktarları 21 milletvekilini CHP’ye ekstra kattı. Yani 21 artı 4, 25 vekil meclise fazladan getirdi. Bu değiştirilmeden önceki seçim kanunuyla ilgili pratik.
Bu arada yeni bir yasa geçti, kimsenin kimseye oyunun faydası yok. Ya tek listeden gireceksiniz, partiler birbirinin listesinden girecek, ya da ayrı ayrı girecek. Ayrı ayrı girdiği zaman Millet İttifakının içinde de olsa veya Cumhur İttifakının içinde de olsa oylarınız kendi sayılacak. Dolayısıyla kasımda seçime gidilirse eski seçim kanunuyla gidilecek, onun için bu pilav çok su kaldırır. Buna karşılık haziranda seçime gidilirse yeni geçen seçim kanunu geçer. Sayın Babacan’ın sonraki açıklamalarına baktığımız zaman partisinin kendi logosuyla seçime girmesi demek, bir de bu arada yüzde 3’e indi. Yüzde 3 oranında oy aldığınız zaman devlet yardımı gelecek. Devlet yardımını alabilmek içinde logonuzla seçime girmek durumundasınız, yüzde 3 civarında oy aldığınızda size devlet yardım yapıyor. Bu çerçeve içerisinde kendisiyle görüşmedim. Nedir, ne değildir bu manada bilmiyorum ama bu seçim yasasına dair yapılmış bir açıklama diye düşünüyorum. Sonra yaptığı açıklamalarda da Millet İttifakı’nın dışına çıkan bir durumu yok. Parlamenter sistem artı Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda herhangi bir farklılık yok. Bildiğim budur, bunu anlattım."
Akşener, ‘Z kuşağı’ ile ilgili sorulan soruya ise şu yanıtı verdi:
“Z kuşağını 1-1,5 yıldır çalışan biriyim ben, siz neye gülüyorsunuz, nasıl aşık oluyorsunuz, nasıl nefret ediyorsunuz, hayalleriniz, umutlarınız varsa neler, yoksa neden gibi ucu açık zoom toplantılarıyla uzun uzun görüşmeler yaptık. Sizin geleceğinize dair somut çözümler ürettik. Türkiye’ye dair umutsuzluğunuz had safhada, böyle bizim büyüklerin size nasihat vermesinden, tavsiye vermesinden hoşlanmıyorsunuz. Fikirlerinizin dinlenmesini, duyulmak istiyorsunuz.
Burada kalacaksınız çocuklar; doktoru da kalacak, yazılımcısı da kalacak, mühendisi de kalacak hepsi burada kalacak. Önce biz büyüklerinize düşen görev ise bize Atatürk’ün bıraktığı o şanları elinizden alanların cezasını vermektir. Onları emekli etmektir, demokrasiyle helal oylarla. İzmit’in bir köyünde doğdum, mübadil bir ailenin çocuğuyum, bir köyde doğdum. Öğretmenlerimin gayreti, bize verdiği heyecan, umut ve güvenle bu ülkede karşınızda İYİ Parti’nin Genel Başkanı, eski İçişleri Bakanı ama onları da bir kenara koyun kalsaydım profesör olarak emekli olan bir kadın olarak oturuyor olacaktım. Benim torunlarımın benim şansıma sahip olmadığı bir ülkeyi yarattılar. O beğenmedikleri Cumhuriyet, Atatürk benim gibi kızlara bu şanları tanıdı ve biz buradayız. Bu bir borçtur bu borcu yerine getirmek hepimizin boynun borcudur.”
AKŞENER: ANTALYA’DA BU KADAR YOKSULUN OLDUĞUNU İLK DEFA GÖRDÜM
Akşener ANSİAD'ın iftar yemeğine katılan iş insanları, sanayiciler, meslek odaları temsilcilerine hitaben de bir konuş yaptı. Akşener iftar öncesi yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Bugün Antalya’nın ilçelerinde esnaf dolaştım daha sonra hem oda temsilcilerinin hem de iş insanlarının oluşturduğu derneklerle birlikte toplantı yaptık. Biz 2017’de bu ülkenin o sistem değişikliğine gitmesinin gerçekten geleceğini karartacağına inananlardandık. O ucube sistem olarak gördüğümüz o değişiklik kabul edildiği takdire demokrasi, adalet, hukuk açısından ve bunların varlığının sağlayacağı yatırımların ortadan kalkacağı, milletvekillerinin anlamı kalmayacağı hakkında uzun uzun bütün Anadolu’yu dolaşarak anlattık. Maalesef gerçek anlamda görüşlerimizi ulaştıramamışız ki bu referandum kabul edildi. Burada bahsettiğimiz şey insanlar değildir burada bahsettiğimiz bu sistemdir. Bireyin kalkınmasına özgürlüğüne odaklandığı bir dönemde siz bütün yetkileri tek bir insana verirseniz o insanın iyi ya da yanlış insan olmasının çok büyük bir önemi yoktur.
Eğer şeffaflığın, hesap verilebilirliğin, liyakatin, yandaşlığın bitmesini, devlet düzeneğinin eşit şartlarda sizleri koşturmaya başlayan bir mekanizma olmasını istiyorsak değiştirmemiz gereken şey partili Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi. 1 yıl sonra çok önemli bir karar vereceksiniz. Ya bu ucube sistemin devamı dünyadan kopmuş, komşularının tümüyle kavgalı, 5 milyonun üzerinden mülteciyi getirmiş ve onlara dair bir fikri olmayan, yaptım oldu diyen ve Türkiye’de yaşayan insanların zenginleşmesini, iş bulmasını değil fakirliğin, yoksulluğun yönetildiği bir ülkeyi yaratan bu ucube sistemi tam da bizlerin, sizlerin oylarıyla değiştireceğiz. Ben bu değişikliğin olacağına kalpten inanıyorum.
Şimdi niye esnaf geziyorum? İlk esnaf gezisine Antalya’dan başladım şimdi tekrar buradayım, gördüm ki büyük bir değişim var. Tarım o günden bugüne gerilemiş, hayvancılıkta meşgul olanda inanılmaz bir gerileme var, iş insanlarımızla da konuştuk. Antalya’nın misli misli büyümesi gerekirken tam tersine insanlarının zorlandığı bir Antalya gördüm. Uzun yıllardır politika yapan bir insanım Antalya’da bu kadar yoksulun olduğunu ilk defa görüyorum. İlk defa bu akşam pişirecek bir şeyim yok oruçluyum ne yapacağım diyen insanlar gördüm kulağıma eğilip. Üreten Türkiye’den çıktık yoksulluğun yönetildiği Türkiye ile karşı karşıyayız. Çünkü bu ucube sistemde hesap sorma durumunuz yok. Seçmen velinimet olmaktan çıktı bu anlayışı inşallah değiştireceğiz, bu iftar sofrasındaki dualarımız eşliğinde değiştireceğiz. Birinci önceliğimiz elbette bu istibdat rejiminden kurtulmaktır, hürriyete sahip çıkmaktır.”
Yorum Yazın