Akşener'den Bakan Nebati’nin kardeşinin faiz kararını bilmesine tepki

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ekonomi kurmayları ile birlikte Kilis'te basın açıklaması yaparak Merkez Bankası'nın faiz indirimi ve asgari ücret zammını değerlendirdi.

Kahramanmaraş, Osmaniye ve Kilis'teki ziyaretleri sonrası izlenimlerini aktaran Akşener, “Uzun bir zamandır emekli maaşlarının tümünün asgari ücrete denk olması gerektiğini söylüyoruz. Biz asgari ücretle ilgili olarak 4 bin lira artı 550 lira da kaynak desteği önermiştik. Bugün açıklanan 4 bin 253 lira. Demek ki muhalefete kulak vermek herkesin işine yararmış” dedi.

“HERKES AĞLIYOR, UMUTSUZLUK HAD SAFHADA”

Uzun zamandır bir tahterevalli şeklinde kutuplaşan bir dille siyaset yapıldığını belirten Akşener, “İYİ Parti, ben ve arkadaşlarım biz bu tarif ettiğim anlayışı ve siyasi dili, makul siyaseti hayata geçirebilmek için hem sahada hem diğer şehirlerde bunu hayata geçirmeye gayret ettik…Esnaf ekonominin bel kemiğidir. Esnafın sesi çok uzun bir zamandır kısıldığı için o esnaf üzerinden hem çiftçiyi, hem besiciyi, aklınıza gelebilen her meslek erbabının sesi olduk. Bu çerçeve içerisinde bizim bu tutumumuz, seçmenin de velinimet olma hedefimiz büyük mesafe kat etti” diye konuştu.

Akşener, “Bugün her ne kadar AKP'nin milletvekillerinden çıkıp diyeceklerse de ‘Aç insan yok' bu ülke de…Kadınların kulağıma fısıldadıkları çok acı. Kayırmacılığın, liyakatsizliğin, şeffaflığın ortadan kaldırıldığı bir sistemde herkes ağlıyor. Üretici ağlıyor, işsiz genç ağlıyor, umutsuzluk had safhada” diyerek durumu özetleyip sözü ekonomi kurmaylarına bıraktı.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİNİN EN BÜYÜK KUR KRİZİ”

İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale, şöyle konuştu:

*Bugün Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük kur krizini yaşıyor. 1994 yılından da, 2001 krizinden de daha derin bir kur kriziyle karşı karşıyayız. Bu yönetim sistemine geçtiğimizden beri Türk lirasındaki değer kaybı yüzde 70'lere varmıştır.

*Eylül ayından itibaren yeni Merkez Bankası başkanının açıklamalarıyla beraber gördüğümüz faiz indirimi sürecinde Türk lirasının değer kaybı yüzde 50'lerin üstündedir. Bu bir ekonomik model değil, beceriksizlerin yönetimde olduğu ve faturayı bizlere ödettiği bir hatalar zinciridir.

“2022 YILI BÜTÇESİNİN 2,75 KATI PARAYI BECERİKSİZ YÖNETİM YÜZÜNDEN KAYBETTİK”

*Eylül ayında Merkez Bankası Başkanı'nın açıklamalarından itibaren Türkiye'nin dış borç stoğu tam 3,25 trilyon Türk lirası artmıştır. O zamanki Türk lirasının değer kaybından dolayı kamu-özel iş birliği, yap-işlet-devret projelerindeki bize maliyet 1,14 trilyon artmıştır. 2 önceki bakanın, iç borçlanmayı döviz ve altınla yapmasından dolayı karşılaştığımız fatura da 400 milyar TL artmıştır.

*Bunları alt alta topladığımız zaman bizim dış borç stoğumuzun 4,8 trilyon arttığını görürsünüz. 4,8 trilyon 2022 yılı bütçesinin tam 2,75 katı kadar parayı, biz son 3 ayda, bu beceriksiz Merkez Bankası Başkanı ve onu oraya atayan cumhurbaşkanı yüzünden kaybettik.

“HEPİMİZİN CEBİNDEN 57 BİN LİRA ÇIKTI”

Son ayda yaşanan ekonomik kayba ilişkin Özlale, “Son 3 ayda hepimizin cebinden 57 bin lira çıkmış demek. Bu 57 bin liranın binde biriyle bir gününü geçirmeye çalışan vatandaşlar var. Bu 57 bin liranın binde 0,5 ile geçinemeyen vatandaşlar var. Bizim itirazımız, bu yönetim sisteminin keyfiyeti ve iş bilmezliği başa getirmesinden dolayı halkımıza ödetilen faturayadır” dedi.

“İLK MAAŞLAR ELE GEÇMEDEN ENFLASYON YOLUYLA O ZAM ALINACAK”

Asgari ücret zammına ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Özlale, “4 bin 250 lira çalışan eline net ücret geçmesi, bizim tabi ki tercih ettiğimiz bir miktardır. Bununla beraber, iş verene maliyet yüzde 40'ın üstünde artmıştır. Elektrik fiyatlarının arttığı, üretim maliyetlerinin arttığı bir dönemde, aynı zamanda iş verenin üzerine yüzde 40'ın üzerinde bir maliyeti yüklemek, ne istihdamı artırır, ne üretimi teşvik eder ne de enflasyonu düşürür. Asgari ücreti tabi ki artıralım ama devletimiz iş veren üzerindeki iş gücü maliyetini düşürsün. Merkez Bankası kararları, daha asgari ücretin ilk zamlı maaşı ele geçmeden, enflasyon yoluyla çalışanın elinden o zammı alacak” diye konuştu.

‘3-4 AYDA BİR ASGARİ ÜCRET BELİRLENSİN'

İYİ Parti'nin asgari ücretteki yeni önerisini açıklayan Özlale, “Asgari ücreti sık sık, 3-4 ay boyunca tekrar güncelleyelim. Vatandaşımız hayat pahalılığı altında ezilmesin. Bunu yapacak kaynak var” dedi.

“İÇERİDEN BİLGİ ALIP PARA VURMAK SUÇTUR”

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin kardeşinin Merkez Bankası'nın faiz kararını bir gün öncesinden bilmesinin sorulması üzerine Akşener, şunları söyledi:

“Insider trading, içeriden bilgi alıp para vurmak…Aslında yapılan iş bir suç. Dün o açıklama yapıldığında dolar 15'in altındaydı. Şu an 15,60. Dün o açıklamadan evvel dolar alıp bugün satan ne kadar kazandı? Bunun adı içeriden bilgidir, kanunsuzdur, suçtur…Bu konuda ben harekete geçerler mi bilmem ama savcıların bunu duymasını beklerim. Onlar duymazsa Sayın Erdoğan'ın duymasını beklerim tek adam olduğu için. Kim yönetiyor sorusuna gelince; her şeyin yöneticisi bir kişi Türkiye'de o da Sayın Erdoğan. Partili hükümet sistemi böyle bir şey. Onun için yazlık ve kışlık, mevsimlik Merkez Bankası Başkanları var ülkede. Şimdi anlaşılıyor ki birden fazla da Nebati'miz var. “

İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale ise, “Yeni Hazine ve Maliye Bakan yardımcımız bir çorap üreticisi” diye ekledi.

Akşener, “Onu bilmiyordum ben. Haldır haldır gezerken fark etmemişim. Bu arkadaşlar ne üyesi?” diye sordu.

Özlale; “Onlar da konfeksiyoncu…Bizim hayal ettiğimiz İYİ Parti iktidarında çorap üreticisi çorabını üretip ihraç etsin, sanayicimizi, üreticimize her türlü kolaylık sağlansın. Hazine ve Maliye Bakanlığı'na da bu işin ehli olan kadrolar gelsin istiyoruz” şeklinde yanıt verdi.

“BEŞAR ESAD İLE GÖRÜŞMEYE HAZIRIM”

Akşener, soru üzerine göç sorununa değinerek şöyle devam etti:

“Siz adım atamıyorsanız ben devlet adına Beşar Esad ile görüşmeye hazırım. Bu göçmen konusunu çözmeye, Türkiye Cumhuriyeti devleti adına hazırım. Bu insanların çok büyük bir çoğunluğunun memleketlerine gitmelerini sağlama konusunda Türkiye çok önemli bir mesafe alır. O da Türkiye'de bulunan Suriye asıllı vatandaşların, Suriye'ye döndükleri takdirde can güvenlikleri sağlanacaktır.”

“DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI BENDEN TALEP ETTİ”

Geçmişte Avrupa Birliği ülkelerinin elçilerinin tümünün yer aldığı çalışma yemeğine katıldığını belirten Akşener, şunları söyledi;

*Orada göçmenlerle ilgili bana bir soru soruldu. Bu konuda Türkiye'de çalışma yapmış siyasilerden birisiyim. 2001 yılında Avrupa Parlamentosunda görüşülecek bir yasa için bu ülkenin Dışişleri Bakanlığı benden talep etti. Türkiye bir hendek yapılmak isteniyor. Türkiye bir geçiş yeriydi ama Türkiye hendek yapılabilsin diye bir teklifi engellemek üzere ben gönderildim.

*2007 veya 2008'de Sayın Gül Cumhurbaşkanıydı; Hayrünnisa Gül hanımefendinin Dışişleri konutunda, Cumhurbaşkanı eşi olarak verdiği ve Esad'ın da katıldığı yemeğe katıldım. AKP'nin bakanları vardı.

*O öğle yemeğinde yapılan konuşmalarda bizim hendek olmayı sağladıklarını gördüm. Avrupa Birliği ülkelerinin tümü, özellikle Suriye konusunda o ülkeler sorumludur. Bu insanların gerçekten memleketlerine gitmesi için gerekeni hep beraber yapacaksınız, başka çaresi yok.

VATANDAŞA ÇAĞRIDA BULUNDU: SURİYELİLERLE DÖVÜŞMEK SİZİN GÖREVİNİZ DEĞİL

Vatandaşa Suriyeliler konusunda çağrıda bulunan Akşener, “Suriyelilerle dövüşmek sizin göreviniz değil. Suriyelilerin bir büyük, bir sel halinde Türkiye'ye gelmelerini sağlayan bizi yöneten arkadaşlar. Dolayısıyla eğer bir suçlu ya da sorumlu arıyorsak oradaa duruyor. Onun çözümü de siyasetin, iktidarın görevidir. Onu da çözeceğiz. Vatandaşın birbiriyle itişip kakışma haline gelmesi çok kritik bir mesele. BU konuda sizlerin öne çıkması herkesin ekmeğine yağ sürer. Bu işin, sorumlusu bizi yönetenler. Çözümü siyaset kurumu. Bu iş çözülebilir. Yapılacak iş bugün Beşar Esad mı, yarın bir başkası mı onunla oturup görüşmek, o çağrıyı yaptırmak” ifadelerini kullandı.