Akşener'den Erdoğan ve Bahçeli'ye sert sözler
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye sert tepki gösterdi.
- Ege Postası
- 06.10.2021 - 11:14
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis'teki grup toplantısında konuştu.
Akşener’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
* Geldikleri gibi gittiler. 15 yıl üniversite öğrencilerime 3 devlet adamını anlattım.
* Biri Sultan Alparslan'dı, ikincisi Fatih Sultan Mehmet Han'dı, üçüncüsü mavi gözlü bozkurt Mustafa Kemal Atatürk…
* Onların şahsında bu ülke için terini akıtmış, istikbalini feda etmiş, şehidimizin Allah ruhlarını şad etsin.
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Akşener, Sayıştay Raporları üzerinden AKP'ye yüklendi. Akşener, "Yapılan tünellere, köprülere, yollara değil; plansızlığa, haksızlığa, beceriksizliğe, hırsızlığa karşıyız" dedi.
Akşener, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "Bölücü kebapçıların işsizlikte payı vardır” sözlerine tepki gösterdi. Akşener'in Bahçeli dediği anlarda Habertürk'ün yayını kesmesi ise dikkat çekti.
Akşener’in kürsüye çıkardığı kebapçı ise "Bizler kebap satan insanlarız bizden terörist olmaz" diye konuştu.
Akşener'in konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
"İYİ Parti olarak, bu yıl da, bu kutlu çatının altında; milletimizin gür sesi olmaya, hakikate ışık tutmaya, dertlere derman olmaya devam edeceğiz.
Yeni yasama yılında da, her zaman olduğu gibi, doğru bildiğimizden şaşmayacak, doğruya doğru diyecek, yanlıştan ise, sözümüzü sakınmayacağız. Milletimizi yalandan, dolandan, talandan koruyacak, devletimizi de, satıp savanlardan kollayacağız.
Ve o sandık geldiğinde, aynı söz verdiğimiz gibi; Türkiye’yi, Milletin Evi’nde, milletimizle birlikte yöneteceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
"İktidar için, artık yolun sonu gözüküyor"
İktidar için, artık yolun sonu gözüküyor. Çünkü, mızrak artık çuvala sığmıyor. 3Y’yi yok etme vaadiyle iktidara gelen, Sayın Erdoğan’ın; yoksulluğu yöneten, yasakları normalleştiren, yolsuzluğun da, üstünü örten yönetim anlayışı, artık, gün gibi önümüzde duruyor.
SAYIŞTAY RAPORLARI
Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde Sayıştay, denetim raporlarını açıkladı. AK Parti hükûmeti ve ucube sistemi sağ olsun; bu seneki raporlarda da, yolsuzluk ve israf hız kesmemiş.
Saray’da sefa sürenler, eğlenmeye tam gaz devam etmiş… Gelin, raporlardaki bazı satırbaşlarına, birlikte bakalım:
Mesela; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetim raporuna göre; Ankara’da kullanılmak üzere tahsis edilen, bazı araçlar, yıl içinde, Çeşme, Altınoluk, Akçay, Abant, Mersin gibi yerlerden, yakıt almışlar. Belli ki bu arkadaşlar; millete hizmet yerine, kafalarına estikçe, devletin, kendilerine Ankara için tahsis ettiği arabalarıyla, tatil beldelerine gitmekte, bir sakınca görmemişler.
Şu devlet insanlığına bakar mısınız?
Mesela; Sayıştay’ın, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı denetleme raporuna göre; bu, fevkalade başarılı bakanlığımız, Avrasya Tüneli geçişlerinde, kur hesabını yanlış yapmış… Üstelik, sadece kur hesabını değil, geçiş garantisini de yanlış hesaplamış.
E hâl böyle olunca, tünelden, garanti edilen 25 milyon araç yerine, yalnızca 12 milyon araç geçmiş. Ama, bu pek bir düşünceli arkadaşlar, ihale sahibi şirkete ayıp olmasın diye, 494,2 milyon lira, geçiş garantisi ödemesi yapmış.
Şu üstün yönetim becerisine bakar mısınız? Eğer doğru bir hesaplama yapılsaydı; garanti ödemesi, 456.3 milyon lirada kalacaktı. Ama bakanlık, şirketin kasasına, 37.9 milyon lira fazladan, ödeme yapmayı tercih etmiş.
Beceriksizliğin faturası yine milletimize kesilmiş. Bakanlığın rapora verdiği cevap ‘Bunlar yalan’. Böyle ciddiyetsizlik olmaz, olamaz.
“BİZZAT SENSİN”
* Bir başka akıl dışı yolsuzluk örneği de Karayolları Genel Müdürlüğü’nden. Toplam maliyeti 1588 lira olarak hesapladığı bir işe tam 8 milyon 646 bin lira ödemiş.
* Sayın Erdoğan, o atadığın bürokratlar sence kimi örnek alıyorlar? İsraf ve yolsuzluk batağına batmış bu bürokratların ilham kaynağı bizzat sensin.
* Sayıştay Raporları’na göre bir günde tam 7.9 milyon lira, senede ise 2.8 milyar lira harcamışsın sayın Erdoğan. 6 yıl içindeki harcamalarını da 10 katına çıkarmışsın.
* Sayın Erdoğan, bu öyle bir israf ki, böylesine israfın dibini böyle sıyırmasaydın, şayet harcamalarını 10 katına değil bari 5 katına çıkarsaydın ne olurdu biliyor musun?
* Barınma sıkıntısı çekeneler hiçbir öğrencimiz olmazdı. Üretmeyi bırakan çiftçilerimiz, pandemide açıkta bıraktığın için iflas eden esnafımız olmazdı.
'SORUNUMUZ SİSTEM'
Türkiye maalesef; Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının elinde, psikiyatrik bir iktidar anlayışıyla yönetiliyor. Yandaş medyaya, cahil televizyon yorumcularına link verebilirim. Memlekete akıl hastanesi, milletimize de, akıl hastası muamelesi yapılıyor. Adeta, Guguk Kuşu filmini yaşıyor gibiyiz… Sayın Erdoğan, Hemşire Ratched, bakanları, zorba hasta bakıcılar, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi de, milletimize giydirilen deli gömleği… Gömleğin içinde, her geçen gün, daha da bunalıyoruz.
Ama Hemşire Erdoğan ve ekibi, oralı bile değil. Kıpırdayanın, kafasına vuruyorlar. Ne zaman birileri, bu gömleğe itiraz etse, Hemşire Erdoğan ve hasta bakıcılarının etmediği hakaret, yapmadığı kötülük kalmıyor. Her hafta, toplumumuzun yeni bir kesimi, terörist ilan edilir hale geldi. Çiftçimiz, esnafımız, üreticimiz, zaten bayağıdır, iktidarın terör listesinde. Yakın zamanda, marketler bu kategoriye alındı. Daha geçen hafta, barınamayan öğrencilerimiz terörist ilan edildi. Dün itibariyle de, kebapçılar terörist oldu. İşte o nedenle, bu hafta, Milletin Kürsüsü’nde, hem kebapçı, hem de aspavacı bir kardeşimizi misafir ediyoruz.
İbrahim Çetinkaya aramızda. Bu vesileyle, tüm kebapçı kardeşlerimize, aramıza hoş geldiniz demek istiyorum. Buyrun İbrahim Bey, söz de kürsü de senindir."
İYİ Parti iktidarında bir daha hiçbir çocuğumuz sağlığını, açlığı, yoksulluğu, adaletsizliği düşünmek zorunda kalmayacak.
Sorunumuz bir sistem sorunu. İster 2023, ister daha önce yapılacak seçimde Millet İttifakı’nın adayının öncelikli görevi, Türkiye’yi hızla bu çağdışı sistemden kurtarmak ve kuvvetler ayrılığına dayalı bir demokrasiyi hayata geçirmek olacaktır. Bu ucube sistemdeki cumhurbaşkanlığına talip değilim, bu seçimlerden birinci parti olarak çıkmaya, güçlendirilmiş parlamenter sistemin ilk başbakanı olmaya talibim. "
Yorum Yazın