Akşener’den İmamoğlu açıklaması: Bana mesaj attı...
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kendisi ve HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ı etiketleyerek 8 Mart paylaşımı yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, "Sayın İmamoğlu bana mesaj attı. Ama şimdi WhatsApp mesajlarını söylersek ayıp olur" dedi.
- Ege Postası
- 13.03.2021 - 10:12
Mardin’de bulunan İYİ Parti lideri Meral Akşener, Habertürk TV’de soruları yanıtladı.
Akşener’e yöneltilen sorular ve cevapları şu şekilde;
“EBA ÜZERİNDEN BİR NESLİ KAYBEDİYORUZ”
“Siz seçim döneminde de burada dolaştınız. Daha önce de gelmiştiniz. O günle bugünün arasında fark ne?”
Akşener: 2019 ve bugün arasında müthiş bir ekonomik gerileme var. Acayip bir işsizlik var. Evet pandemi dünyanın sorunu, elbette herkesin problemi fakat bu EBA üzerinden bir nesli kaybediyoruz. EBA üzerinden interneti olmadığı için, tablet ya da bilgisayarı olmadığı için bu eğitimi alamayan binlerce çocukla karşılaştım.
Sadece Güneydoğu değil, diğer yerlerde de… Mesela geçen hafta ben Eskişehir’deydim bu pazartesi de Sincan’daydım, her yerde aynı burada biraz daha fazla 11 yaşında bir çocuk abla ve ya teyze ‘ bana tablet alır mısın’ diyor. Bu çocuk başka bir şey istemeliydi.”
“RENCİDE EDECEK HER HANGİ BİR TAVIRLA KARŞILAŞMADIM”
“İYİ Parti HDP arasında bir gerilim konuşuldu. Burada size yansıdı mı?”
Akşener: Hangi siyasi görüşte olursa olsunlar size zorla yemek, kahve ısmarlamaya çalışırlar. Sizi rencide edecek her hangi bir tavırla karşılaşmadım ama bir şey gördüm. Hilvan’da 1960 doğumlu bir beyefendi yüksek sesle dedi ki ‘makulde bulun, bizi konuş, kavgadan uzak dur. Bıktık ‘ Bundan çok etkilendim.
Viranşehir’de bir grup genç hangi siyasi partiye yönelmişlerdir bilmiyorum. Onlar da bizi konuş diyorlar. Biz bir yıldır geziyoruz. 20 Ocak 2020’ de başlamışız gezmeye Güneydoğu’nun ekonomik ve sosyal sorunları derinleşmiş, onu dile getirmenin çok önemli olduğunu söylediler bana genci de aynı şeyi söyledi daha bizim neslin insanları da aynı şeyi söyledi.
İMAMOĞLU’NUN PAYLAŞIMI
“Sayın İmamoğlu’nun tweetine o tepkiyi verdiniz, biz burada zor durumda kaldık’ diye bir şey söylendi mi? Partili kurmaylarınızdan şöyle bir tepki oldu mu?”
Akşener: Çok net bir şey söyleyeyim ben bunu altını çize çize anlatıyorum. Vatandaş anlamış, Kürdü, Türk’ü anlamış ama kendini kanaat önderi sayanlar anlamadan devam ediyor.Birincisi Cumhur İttifakı’nın birleşenleri bizim partimizi sürekli bir sınava tabi tutuyorlar, hakaret ederek, iftira ederek… Bana PKK’lı dendi daha ötesi var mı? İçişeri Bakanı 31 Mart’ta Temel Bey’le birlikte Üsküdar’da ikamet ediyorum ben ne kadar ayıp bir şey.
Üsküdar’da meydan da çıktı dedi ki ‘Meral Akşener’le, Temel Karamollaoğlu PKK’nın Kandiliyle kağıt imzaladılar, sözleşme imzaladılar dedi.
Yani bu kadar absürtlükten bahsediyorum. Ve bizim arkadaşlarımız sürekli gagalanmaktan yorgunlar. Birincisi bu, dolayısıyla biz bir ittifak yaptık. 24 Haziran’daki ittifakta, Saadet Partisi, Demokrat Parti, İYİ Parti, CHP vardı. Herkes farklı adayla girdi. Ama bir karar beyan ettik. İkinci tura kim kalırsa onun arkasında duracağız.
Sonra 31 Mart’ta biz, teklifi götüren biziz. 31 Mart’ta birlikte gidelim. Saadet Partisi ayrı aday çıkarttı, Demokrat Parti ayrı aday çıkarttı, biz CHP ile birlikte gittik.
Şimdi HDP’nin özellikle bizimle ilgili, Iğdır ve Ahlat’la ilgili bizzat benim teklifimle biz aday çıkartmadık. Ve Iğdır’da MHP’nin adayını, Ahlat’ta geçmişi MHP’li olan sonra AKP’ye geçmiş bir belediye başkanı adayını destekledik. Biz orada pazarlık da yapmadık. Bu tutumumuzdan dolayı da her yerde HDP aday çıkardı.
Bizim adaylarımızın bulunduğu yerde aday çıkardı biz de buna saygı duyduk. Balıkesir’de HDP aday çıkardı, oy aldı ve biz 9 bin 900 oyla büyükşehir kaybettik, saygı duyduk. Siyaset böyle bir şey.”
“MİLLET İTTİFAKI İLE CUMHUR İTTİFAKI KARIŞTIRILIYOR”
“Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı karıştırılıyor. Cumhur İttifakı et tırnak, mezara kadar, kader birliği, bu duygusal ittifak. Bizimki rasyonel, proje bazlı, kurumsal kimliklerimizi muhafaza eden, et tırnak olmayan, seçmenin taleplerine uygun şekillenmiş, probleme çözüm önerileri birbirinden farklı olan iki siyasi parti.
Bizi oranın tavır ve davranışlarıyla değerlendirildiği zaman olmuyor. Fikirler farklı olur, karşılıklı eleştiriler ya da itirazlar olduğu zaman dönülüyor ‘Bunlar AK Parti’ye göz kırpıyor'”
“KÜRTLERE PARMAK SALLAYAN BİR KESİM VAR”
“Bir kesim var bize parmak sallayan. Kürtleri tanzim etmeye çalışanlar var. Daha liberal bir kesim. Sol liberaller de var, muhafazakarlar da var. Kürtlere parmak sallayan bir kesim var. Bu arada dönüp Kürtlere ‘sen ne düşünüyorsun’ diyen de yok.
Sayın İmamoğlu meselesine gelince. Bizim partimizin bu dediğim alanlardan kaynaklanan yok efendim Libya’ya asker gönderilmesine ‘hayır’ diyorsunuz yine PKK’lı oluyorsunuz. İdlib’e asker gönderilmesine ‘evet’ diyorsunuz, ‘göz kırpılıyor’ deniliyor. Böyle acayip bir işle karşı karşıyayız.”
” Size bu kadar rol biçilmesinin nedenini neye bağlıyorsunuz?”
Akşener: Sayın İmamoğlu bir tvit attı, bizim arkadaşlarımız üzüldü. Niye üzüldü? 24 Haziran’da Fox televizyonunda sayın Buldan benimle ilgili çıktı faili meçhulcü olduğumu; yani katil demedi de tarif etti. Eşinin öldürülmesinde azmettirici olduğumu söyledi.
Genç bir kadın, hamile, eşi öldürülmüş. 1994. Ben 1996 10 Kasım’ında İçişleri Bakanı oldum. O günkü İçişleri, Adalet Bakanı, Emniyet Genel Müdürünün kim olduğunu bilmesi gerekir.
Genç bir kadınsınız, hamilesiniz, eşiniz öldürülmüş. O günün İçişleri Bakanını Emniyet Genel Müdürünü, Genelkurmay Başkanını, MİT Müsteşarı’nı, Başbakanını bilirsiniz. Çünkü onlardan eşinizin faillerini bulması için onlara gidersiniz.
“BİZ SİYASETTE SAYGIYA İNANIYORUZ”
“O tvitten haberdar olduğunuzda tepkiniz ne oldu? Kızdınız mı?”
Akşener: Ben şerbetliyim. Çok değer verdiğim bir önemli bir siyasetçi aradı beni ‘sizi üzdüler’ dedi. Ben de ‘alışkınım’ dedim. Siyasette özen göstermek gerekir, empati yapmak gerekir. Pervin Buldan hanımla ağaç dikmesine yönelik bizim partiden incitici cümle çıktı mı? Hayır.
Çünkü sayın İmamoğlu kimi davet edip etmeyeceğini, bizim kendisine diskur çekerek söylememiz mümkün değil. Biz siyasette saygıya inanıyoruz.
İYİ Parti’nin eylemine,tutumuna baktığınız zaman ne CHP’yi ne Saadet Partisi’ni incitecek, aslında Cumhur İtitfakı’nın paydaşlarını incitecek sözü davranışı bulamazsınız.
“BİZ ‘KÜSTÜM VER MİSKETLERİ’ GİBİ DURUMUMUZ YOKTUR”
“İmamoğlu ile son görüşmeniz tvitten 12 saat önceydi”
Akşener: Sayın İmamoğlu bana mesaj attı. Ama şimdi whatsapp mesajlarını söylersek ayıp olur.
“Gönlünüzün alınacağı mesaj mıydı?”
Akşener: Benim gönlümün alınmasına ihtiyacım yok. Sayın İmamoğlu CHP’nin mensubu olarak siyasi tutum ve davranışıyla ilgili orasının sorumluluğunda ama İstanbul’a hizmet konusunda bizim de ortak olduğumuz sorumluluk alanını temsil ediyor.
Ben kapı kapı zil çaldım sayın İmamoğlu’na oy istedim. Bütün arkadaşlarım aynı şekilde ve bir söz verdik, İstanbul’a en iyi hizmeti götürecek dedik.
Bunu denetlemek hem hakkımız, hem sorumluluğuz. Biz ‘küstüm ver misketleri’ gibi durumumuz yoktur. Arkadaşlarımız o tviti hiç beğenmediler. Ben onlara da saygı duyarım.
FEZLEKE DEĞERLENDİRMESİ
Akşener: “Fezlekeyle ilgili şunu söyleyeyim. Bize bir taciz var. Bir taraf öyle bir taraf böyle şeklinde. Ben o 9-10 milletvekillerinden olsaydım, toplardım arkadaşlarımı ‘hadi istifa ediyoruz’. Bizim test edilmemiz uğruna sürekli gagalanan bir pozisyonda. İstifalar nedir biliyor musunuz? Meclis’te oylanır. Bakalım Cumhur İttifakı’nın büyüğü, küçüğü o istifaları Meclis’e getirip oylanmasına sebep olurlar mıydı?”
“Bu arkadaşlar yerine olsam istifa ederdim dediniz, neden?”
Akşener: “Bakalım Meclis’e gelip ne olacaktı? Bizimle ilgili genel bir parmak sallama meselesi var. Sayın Erdoğan oylar yetmiyor, bizi yanında istiyor. Bunu tahkir ederek yapan küçük ortağı var. Buna su taşınmaması gerektiğini söylüyorum, bu parmak sallamaya”
“ÇOK ÜST ÜSTE PAKETLER AÇILDI”
“Ekonomi programına baktınız mı bugün sayın Cumhurbaşkanının açıkladığı”
Akşener: Çok üst üste paketler açıldı. O paketlerin uygulanmasıyla ilgili derin sorunlar yaşadık. Sadece eleştirmek için söylemiyorum. Şunların da eklenmesi gerektiğini söylüyorum. Ekonominin patronu güvendir. Güveni sağlayacak olan demokrasi, hukukun üstünlüğü, adalet, şeffaflık, hesap verilebilirliktir. Dolayısıyla ben sayın Erdoğan’ın yaptığı açıklamanın ardından piyasaların satın almasını beklerdim.
Damat Beyin ki gibi bunu satın almadılar. Güvenle ilgili meselenin Türkiye’de oluşmaması ve sayın Erdoğan ve arkadaşlarına ekonomideki bakış açıları sebebiyle bu güvenin kalmadığı.
Siz diyorsunuz ki, israfı önleyeceğiz. Daha yeni zarar eden THY pek çok lüks arabayı ihaleye çıkıp imzaladı. Kıbrıs’a gittiler 7 ya da 9 uçakla gidildi. Muhteremler hadi sığmadınız, iki uçak yetirdi. Bunlar vatandaş nezdinde önemli algılanan konular.
Yorum Yazın