Alaattin Yüksel Ege Postası'na 'ekibi' anlattı!
CHP İzmir Milletvekili, Parti Meclisi Üyesi Alaattin Yüksel, Ege Postası ile Gündem programının konuğu oldu. Yüksel, Ege Postası’nın siyaset muhabiri Sercan Avcı’nın sorularını yanıtladı. Yüksel, parti içinde sıkça dillendirilen 'Kocaoğlu-Yüksel ekibini' anlattı, yerel seçimde 8 ilçenin kaybedilmesinde faturanın kendilerine kesilmesine kırıldığını söyledi. CHP’nin seçim bildirgesinin geçmiş yıllara göre çok daha iyi olduğunu ifade eden Yüksel, belediye başkanlığı düşünüp düşünmediğiyle ilgili net cevap verdi. Yüksel, AK Parti’nin İzmir’de darmadağın olduğunu iddia etti.
- Ege Postası
- 06.05.2015 - 13:41
Genel Başkanınız İzmir’deydi...Programlarda yanındaydınız…Nasıl budunuz motivasyonunu, performansını'
İyi bir performansla günü geçirdi. Güzel bir gün geçti. En önemli mesajı İzmir’de “Ben İzmir’in vekiliyim…Bütün Türkiye’yi kucaklayacağım. İzmir’e de hizmet edeceğim” oldu. İzmir’in dünya çapında başarılarından söz etti. Projelerimizle kadrolarımızla Türkiye’yi en iyi şekilde yönetiriz mesajı verdi. Örneği İzmir oluyor. İzmir’de başarıldığını, ülkede de başarılacağını söylüyor.Yerel de İzmir’de dünyaya örnek olduk. Seçim vaatlerimiz büyük ölçüde İzmir’de uygulanabiliyor.
Partinin mutfağında yer aldınız yıllarca…MYK üyeliği, PM üyeliği gibi…2015 seçim vaatlerinizin geçmiş yıllara göre farkı ne'
Seçim stratejisi önceden planlandı. Geçen dönem de 2011’de çok iyi projeler hazırladık. Projelerle seçime giren tek siyasi partiydik nerdeyse. 41 sözümüz vardı. Aile sigortası vardı. Bugün hala savunduğumuz bir proje… Bir insanın anne karnından ölümüne kadar her aşamaya yönelik projemiz vardı.Yoğun proje demetiyle seçime girince kısa sürede derdinizi tam anlatamıyorsunuz. Çok kısa sürede anlatamadık. Halkın sorunlarını tespit ettik, en önemli sorun neyse oradan yola çıkarak çok basit, az sayıda etkili vurucu gücü olan, yüksek sesle dile getirilen projelerle seçime giriyoruz. İnanılmaz bir etki yarattı. Üzerinde en çok konuşulan seçim bildirgesi CHP’nin ki…Bu sefer seçim bildirgemiz amacına ulaşmıştır, vurduğu yerden toz kaldırıyor…
Partiniz iktidarı istiyor. AK Parti Başbakan Ahmet Davutoğlu’yla ilk defa seçime girecek. HDP'nin barajı aşıp aşmayacağı merak konusu. MHP iktidar istiyor. Milli ittifak var. Nasıl bir tablo görüyorsunuz 7 Haziran’da…
Bu seçimin en büyük kaybedeni AKP olacak. Türkiye’de yoksul sayısı 17 milyonu buldu. Gelir dağılımı adaletsizliği var. Seçmen sandıkla baş başa kaldığında Türkiye’nin ekonomisini düşünmeleri gerekir. 2008’den bu yana kriz içindeyiz. Büyüme yüzde 3…İşsizlik aldı başını gitti. Türkiye bunun farkına vardı... AKP bu seçimin en büyük kaybedeni olacak. CHP ana muhalefet partisi olarak ülkeyi yönetme iddiası olan tek parti olarak seçimden güçlü bir şekilde çıkacaktır. HDP ve MHP kendi çapında…Gelecekleri bir çıta vardır.HDP barajı aşacaktır.
Cumhurbaşkanı’nın alanda olmasını ve söylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz'
Fiili bir diktatörlüktür. Anayasamız buna uygun değil. Ülke başkanlık sistemine geçecekse önce anayasanın değişmesi gerekir. Kendisi yürütmenin başı benim diyerek geldiği siyasi partiye bağlılığını her gün söyleyerek 'AK Parti adına 400 vekil istiyorum 330 vekil istiyorum' diyor. AKP adına sürekli seçmenden talebi oluyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir şey olmadı. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra tarafsızlık yemini ediyor. Bu hareket yemine de uymuyor. Her gün çıkarak AKP adına oy istiyor. Miting yapıyor. Bunları devletin parasıyla yapıyor. Bu model Türkiye’ye yakışmıyor. Bu sorunu seçmen çözecek.
Vekil adayı olmayacağım dediniz ve olmadınız. Yorgunluk mu var, kırgınlık m? 7 Hazirandan sonra ne yapacaksınız'
Siyaseti ne amaçla yaptığınız çok önemli… Siyaseti kendiniz için yaparsınız. Kariyer planlaması dışında inançlarınız için yurtseverlik duygusuyla yaparsınız. O zaman sizin herhangi bir kamu görevinde olmanızın bir önemi yoktur. Tam tersi bir yüktür. Bir çok arkadaşımız koltukları ulaşılması gereken kariyer hedefleri olarak görmektedir. Bunun için siyaset yapıyorsa at gözlüğüyle etrafta olup biteni görmeden birilerine çelme çakarak yürürler. Bu da bence siyasette başarısızlığın anahtarıdır. İnançlarının için yoksul halk için siyaset yapıyorsanız özgürlükler için siyaset yapıyorsanız, demokrasi için siyaset yapıyorsanız, hangi koltukta olduğunuz önemi yoktur. Ben kendim için siyaset yapmıyorum. Kimse içinde yapmıyorum. Ekip ekip diyorlar. Bunu reddediyorum...
Ekip dediniz. Nedir bu Yüksel-Kocaoğlu yapısı…Ne zaman oluştu. Aradaki bağ ne'
Sadece Aziz Kocaoğlu değil… Kuşağı temsil ediyoruz biz. Halen o dönemden siyaset yaptığımız arkadaşlarımızla ilişkilerimiz var. Mücadele ediyoruz. Kocaoğlu ve Yüksel bunlardan birer tanesi…Önemli olan siyaset yapma anlayışında birleşmektir. Uyuşunca dostluğunuz da yoldaşlığınız da oluyor. Zaman zaman en çok tartışan ikiliyizdir de. Bunu herkes bilmez. Düşüncelerimizi birbirimize yüksek sesle hep söyledik. Bizim bir çıkar ortaklığımız yok. O yüzden aramızda küskünlük olmaz. Yol haritamızla ilgili tartışmalarımız olmuştur. Hülya Güven ve Mustafa Moroğlu’nu katarak ekip dendi. Bu niye dendi. Nerede bir etkinlik olsa üçümüz orada oluyorduk. Dördüncü beşinci arkadaş geldiğinde kalabalık oluyorduk. Kim gelirse onunla birlikte ekibiz, onunla birlikte çalışırız. Birbirimize yaslanarak bir yere gelme değil, çıkar birlikteliği değil bu… Kim çalışıyorsa onunla ekibiz. En çok inciten kıran şeylerden biri bu...Vekilliği noktalamamda bunun da küçükte olsa etkisi var.
Yerel seçimlerde 8 ilçe kaybedildi fatura size çıktı. Eleştiriler haksız mıydı'Kırıldınız mı'
Kırdı tabiî ki…Bu iş böyledir. Kim iş yapıyorsa o eleştirilir. Kenarda duran biriyle ilgili eleştiri olmaz. Siz mücadelenin içinde olursunuz gecenizi gündüzünüze katarsınız başarı size yazar, başarısızlık ta size yazar. O dönem 8 ilçenin kaybedilmesinde ki nedenler görmezden gelinip çalışan insanların eleştirilmesi beni kırıyor. Son bir haftaya kadar nerede risk varsa oralara yoğunlaştık. Özel çalışmalar yaptık. CHP’den gidenlerin başka partiden aday olanların etkisi oldu ama çalışan eleştirildi. Aziz Bey’le hep yaparız kamyonun kasasına çıkacağız, elimizde mikrofonla mahalle mahalle dolaşıp bağıracağız. Bunu yerel seçimde de yaptık.
Size yakın adayların önseçimde geride kalması, yerel seçim hesaplaşması mı'
Mümkündür…Ekip kavramını kabul etmiyorum ama…Biz kimseyi ayırmadık. Belediye başkanlarımızın yanında olduk. Kim ne etkinlik yaptıysa orada olduk. Kamuoyunda kimseyi zora sokmadık. Bazı arkadaşlar belediye başkanını sevmiyor çalışmasına katılmıyor bu doğru değil. Aziz Kocaoğlu, Alaattin Yüksel adayları bunlar belirler etkiler diye bir şey yok. Bu algı nedeniyle bir yere gelemeyenler sizi hedef gösteriyor ve yıpranıyorsunuz. Bunun nedeni atama…Bu sorumluluk kimsede olmamalı…Önseçim yapılmalı…
Partide bir çok kademede görev yaptınız. Gönlünüzde belediye başkanlığı var m? İlerleyen yıllarda sizi belediye başkanı olarak görebilme ihtimalimiz nedir'
Sözümü hep tutarım. İl başkanlığı seçildiğim dönem parti meclise girememişti. Yüzde 9,5 oyumuz var. En sorunlu illerin başında İzmir geliyordu. Borçlar vardı. Bina yoktu..Sıkıntılı bir dönemde il başkanlığı “Sen yaparsın” diye önüme kondu ve aday oldum. İl başkanlığı koltukları başka görevlere atlamak için sıçrama tahtası olarak kullanılır…Ben bu koltuğu sıçrama tahtası olarak kullanmayacağımı söyledim. Ben belediye başkanlığı veya vekillik için aday olmadım. Israr olmasına rağmen aday olmadım. Büyükşehir Belediye Başkanlığı konusunu da hep reddettim. Konak Belediye Başkanlığı için ısrar oldu. Hep reddettim. Ahmet Piriştina’yı kaybettiğimizde cenaze töreninde Genel Başkanımız “Gördün mü inatçı adamsın. Belediye başkanı ol dedik. (Konak için) Şimdi bir arayış içinde olmazdık” dedi. Benim hedefimde vekillik ve belediye başkanlığı yoktu. Pişmanlık duymadım. Böyle bir hedefim yoktu. Meclis üyelerimiz seçim yaptı ve Aziz Bey seçildi. Üç dönemdir de görevini başarıyla yapıyor. Yerelde hizmet hizmetlerin görülmesi açısından keyiflidir. Ama benim böyle bir kariyer planlamam yok. Vekil adayı olmazsanız bunun arkasında bir şeyler ararlar. Başka bir yere aday olacak diye…Maalasef siyaset böyle yapılıyor ve bu yakıştırmalar yapılıyor. 2019’da Büyükşehir Başkan adayı…Unutsunlar bunu…
İl başkanlığı tekrar yapmak ister misini? Tecrübenizle rol model olacağınızı düşünenler var…
Hep söylediler. Hala söyleyenler var. Mezarlıklar vazgeçilmezlerle dolu. Kimse vazgeçilmez değil. Beni önemseyenler kadar kendimi önemsiyorum. Bir dönem yaptım. Yeni arkadaşları yetiştirmek gerekiyor. Dinamik ve genç arkadaşlara deneyimlerimizi aktarmamız gerek. Yeniden il başkanlığı düşüncem yok.
Partinizin adaylarını nasıl buldunuz'
Zekeriya Temizel bakanlık yapmış tecrübesi çok yüksek bir isim…Selin Sayek Böke,ülkenin ekonomisinde en iddialı isimlerden biri…Tuncay Özkan mücadelesinden dolayı 5 yıl hapiste çürütülmeye çalışılmış başını eğmemiş bir isim. Roman adayımız var. İlk defa TBMM’ye bir Roman girecek. Zeynep Altıok, rahmetli Metin Altıok’un kızı..Kendisi senelerdir tanırım. Demokrasi mücadelesinde hep önlerde oldu. Hepsi İzmir için önemli,…CHP bu seçime İzmir’de çok güçlü giriyor.
AK Parti’nin adaylarını nasıl buldunu? Bakan formülü ne derece tuta? Parti yöneticileriniz 8+8, 10+8 diyor. Hedefler gerçekçi mi'
Hedefler büyük olmalı. Hedefler gerçekçi…Gerçekçidir çünkü AKP darmadığın. Asıl İzmir’de darmadağın…2011 seçimlerine AKP iki güçlü bakanı İzmir’e yolladı. Ağzı laf yapan isimlerdi bunlar. Adayları iyiydi. Teşkilatın içinden adayları vardı. Bu kez böyle adayları yok. 2011’de 13'üncü sıraya kadar olan adayları iyiydi. 2011’de bizden daha iyiydi listeleri…İzmirli daha fazlaydı. Şimdi bakıyorsunuz teşkilattan fazla isim yok. İki bakan yerine Türkiye’nin en başarısız bakanı geldi. Bu bakan 2011 seçimlerinde "1 yıl sonra Gediz’de balık avlayacağız" dedi. Büyükşehir Belediyesi üstüne düşen her şeyi yaptı. Bizim sınırlarımızda kirlilik yok. Ama doğduğu yerlere bakın AKP'li belediyelerin olduğu yerlere bakın arıtma tesisi yapmadılar. Bakan, Gediz’in kirlenmesinin önüne geçmedi. Bakan bir balık yesin bakalım ertesi gün karın ağrısından gezemez. AKP’ye de faydası olur dolaşmaması…Ne söyleyecek ki vatandaşa…AKP seçime zayıf giriyor. 11’den 8’e düşmüşlerdi. Ben 8’i aşacaklarını düşünmüyor. Seçim bildirgemiz etkili oldu. İzmir’de güçlüyüz. MHP’nin İzmir’de fazla belediyesi yok onlar için şans çünkü kötü yönetiyorlar. Biz de de şans çünkü yerel yönetimlerimiz çok başarılı…MHP’li belediyeler Manisa’da çok fazla. Ben de Manisalıyım…Köy mallarını sattılar. Tepki var. HDP’nin barajı aşması Türkiye siyasetinin normalleşmesi açısından önemli…Şuan aşmış gözüküyorlar. HDP ve MHP yükselirse AKP’den oy alarak yükselecek. Oylarını koruyan ve arttıracak olan CHP olacak. Yeni seçmende en çok CHP’ye oy veriyor. Ülke bazında yüzde 32 bu… Çok geri sıradaki arkadaşlarımızı bile parlamentoya göndereceğimizi düşünüyorum.
Yorum Yazın