Amerikalı sağlık devi Wallcott Holding Aslan’la görüştü!
İzmir’i Dünya markası yapmak için yola çıkan ve 2050 ile sonrasını hedef alan çalışmalar yürüten Ege-Koop Proje Merkezi’nin ilk mega projesi İzmir Sağlık Serbest Bölgesi daha karar aşamasındayken bile yatırımcıların dikkatini çekti. Önceki gün gerçekleşen ‘İzmir’in Sağlık Turizmindeki Yeri, Önemi ve Sağlık Serbest Bölgeleri’ konulu panelde Amerikalı sağlık yatırımcıları da yer aldı.
- Ege Postası
- 10.11.2012 - 10:42
WALLCOTT HOLDİNG CEO’SU, ASLAN İLE BİRARADA…
Yatırımcılar arasında en dikkat çekici olan ise 2004 yılında yeni ve tam entegre küresel sağlık sistemi oluşturmaya yönelik çalışmalar başlatan ve MediTour Bölgeler kuran Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli uluslar arası araştırma grubu Wallcott Holding idi. Türkiye’nin de içinde yeraldığı MediTour Bölgeler içerisinde İzmir’in konumu ve sağlık alanındaki yatırımlar açısından dikkat çekici bir kent olduğunu belirten Wallcott Holdings Ceo’su Ian Jacobs, Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan ile de bir araya geldi. Görüşmede ikiliye yine Türkiye’de yatırımlar yapmak üzere Amerikalı işadamları ile ortaklıklar yapan Chicago Gyn. Onc’den Bahtışen Barbara Tunca ve sağlık alanındaki davalarla bilinen Avukat Dwight Mazzoni de eşlik etti. Jacobs, İzmir’in Sağlık Serbest Bölgesi ilan edilmesi halinde bu alanda yeryüzündeki başlıca merkezlerden biri haline geleceğini belirtirken Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, ne kadar doğru bir proje hazırladıklarının bir kez daha görüldüğünü söyledi.
BU DAHA BAŞLANGIÇ…
Gerek panele olan ilgiye gerekse yatırımcılar ve Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Aziz Kocaoğlu’nun Sağlık Serbest Bölgesi Projesi’ne yönelik olumlu yaklaşımlarına dikkat çeken Aslan, “ Ege-Koop Proje Merkezi’nin fikir önderliğini yaptığı İzmir Sağlık Serbest Bölgesi kapsamlı bir devlet projesidir. Türkiye’nin başka birkaç kentinde de bu gerçekleştirilebilir ama en çok İzmir’e yakışır. Kaldı ki İzmir’in coğrafi konumundan iklimine sayısız özelliği Dünya çapında bir merkez haline gelmek için de idealdir. Projeyi ilk açıkladığımızda birkaç olumsuz yaklaşım duyulur gibi olsa da bu zamanla yerini projenin İzmir’e getirilerini, sağlayacağı kazanımları düşünmeye ve çok daha sağlıklı yaklaşıma bıraktı. Bugün başta Amerikalılar olmak üzere pek çok yatırımcının ilgisinin İzmir’e yönelmiş olması tesadüfi bir şey değildir. Doğru zamanda, doğru projeler geliştirip, bunu ortaya koymuş olmanın sonucudur. Bu daha başlangıç.” dedi.
“BEŞ’İ BAKAN 40 GÖRÜŞME YAPTIM, VALİMİZİN EMEĞİ BÜYÜK…”
Amerikalı heyetin kendisine İzmir’in sadece kendine has potansiyelinin sağlık alanındaki gelişimler yönünde bulunmaz bir nimet olduğunu özellikle belirttiğini, Bakanlar Kurulu’nun İzmir’i serbest bölge ilan etmesi ile adeta bir yatırımcı akını yaşanacağına inandığını kaydeden Aslan, şunları söyledi:“ Proje ile yıllık 400 milyar avro sağlık harcaması olan Avrupa’nın en az yüzde 10’unluk kaynağını elde edebilmemiz mümkün. İzmir de bunun yüzde 25’ine talip olsa inanın ihya olur. Yılda 4 milyar Avro ile İzmir dünya kenti olur. Sağlık Serbest Bölgesi konusunda ülkemizde yasal mevzuat sorunu yok. Hükümetin 2011 yılının Aralık ayında çıkarmış olduğu bir kanun var. Dolayısıyla söz konusu olan projenin yapılacağı kent ya da kentlere karar vermek. Bu proje dolayısıyla 40’a yakın görüşme yaptım. Bunlardan dördü hükümet kanadındandı. Sağlık Bakanı’ndan Kalkınma Bakanı’na hatta Sayın Başbakan’a kadar. Ana muhalefet lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da beğenisini ve desteğini ifade etti. Gelinen noktada biz üzerimize düşeni yaptık, İzmirliler destek verdi, Sayın Valimiz de sağolsunlar projeyi Ankara’nın onayına sundu. Özellikle Valimiz Sayın Cahit Kıraç’ın emeği çok büyük. Başından beri son derece titiz davrandı, çalışmalar yaptırdı, bürokrasiyi harekete geçirdi. Top hükümette. EXPO 2020 için de elimizi müthiş şekilde kuvvetlendirecektir proje. Umuyorum ki müjdeli bir haber alabileceğiz Ankara’dan.”
Yorum Yazın