Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Kaboğlu’ndan Cumhur’a yeni anayasa çıkışı: Toplumu saf yerine koyuyorlar!
Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği (Anayasa-Der) Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunarak, “7 yıl önce yaptığı değişiklikle Osmanlı ve Cumhuriyet anayasacılığının tüm birikimlerini sildi ve her istediğini o metne koyarak dayattı. Kendi yaptığı değişikliğe bile saygı göstermedi. Bu saygısızlık anayasanın açık hükümlerine, emredici hükümlerine açıkça aykırılık... Bugün Türkiye’de bir anayasa sorunu yoktur. Anayasaya saygı göstermeme sorunu var” dedi. Öte yandan MHP’nin 100 maddelik çalışmasına tepki gösteren Kaboğlu, “ÇEDES ve Kuran Eğitim Merkezleri laiklik ilkesini tümüyle inkar ediyor. Bu projeler laikliğin dibini oyuyor, demokratik ve laik hukuk devletinin içeriğini boşaltıyor. Ondan sonra da çıkıp ‘ilk 4 maddeye dokunmayacağız’ diyor. Bu toplumu, yurttaşları saf ve salak yerine koymaktır” ifadelerine yer verdi.
- Ege Postası
- 29.04.2024 - 17:58
- Güncelleme: 29.04.2024 - 22:46
BERİVAN KAYA/EGEPOSTASI- 31 Mart Yerel Seçimleri’nin ardından siyasette gündemin ilk sıralarına yerleşen Anayasa değişikliği tartışmalarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunan Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği (Anayasa-Der) Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu, MHP’nin hazırladığı 100 maddelik anayasa çalışmasına tepki gösterirken, 2017 yılında değiştirilen anayasaya da saygı göstermediklerini vurguladı.
ANAYASAL KRİZ VARSA KENDİLERİNDEN KAYNAKLI!
AK Parti’nin anayasayı 7 yıl önce değiştirdiğini hatırlatan Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği (Anayasa-Der) Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu“7 yıl önce yaptığı değişiklikle Osmanlı ve Cumhuriyet anayasacılığının tüm birikimlerini sildi ve her istediğini o metne koyarak dayattı. Kendi yaptığı değişikliğe bile saygı göstermedi. Bu saygısızlık anayasanın açık hükümlerine, emredici hükümlerine açıkça aykırılık... Yalnızca bugünkü anayasal sorunlarla sınırlı değil. Değişikliğin yürürlüğe girdiği 2018 yılından bu yana devam eden bir süreçtir. Bugün Türkiye’de bir anayasa sorunu yoktur. Anayasaya saygı göstermeme sorunu var. Bu anayasal sorun varsa bu da 2017 değişikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple AKP’nin anayasa çıkışını, anayasa diliyle sözleri tanımlamak ve anlamlandırmak mümkün değildir” ifadelerine yer verdi.
‘DEMOKRASİYE DÖNÜŞ VURGUSU’
Partili cumhurbaşkanlığı sistemine dikkat çeken Anayasa-Der Başkanı Kaboğlu, “Partili cumhurbaşkanı olduğu için bir anayasal kriz var. Parti başkanlığı, devlet başkanlığı ve yürütme bir kişide toplandığı zaman anayasada demokratik nitelikteki yükümler bile uygulanamaz hale geliyor. Tıpkı şimdi olduğu üzere... Anayasa madde 2, Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir’ diye tanımlıyor. Bugün yapılan uygulamalar anayasa madde 2 ile taban tabana zıt. Partili cumhurbaşkanı anayasa yapamaz. Eğer anayasa değişikliği yapılacaksa, ‘demokrasiye dönüş’ yönünde bir değişiklik yapmak gerekir. Hesap verebilir bir hükümet olduğu, parlamento önünde sorumlu olan bir hükümet, devlet başkanlığı ve yürütme yetkisinin birbirinden ayrıldığı bir anayasa değişikliği yapılırsa ancak CHP bunu destekler. Onun dışında herhangi bir anayasa değişikliğine demokrasiyi savunan ve bir kişi ne de bir parti destek veremez” dedi.
ÇOCUKLARI VE GENÇLERİ DÜŞMANLAŞTIRIYORLAR!
ÇESED projesi ve Kuran Merkezleri Yönetmeliğiyle çocukların ve gençlerin anayasaya düşmanlaştırıldığının altını çizen Kaboğlu, “ Bu haftalarda anayasadan söz edenler, 21. Yüzyıl veya kendi deyişleriyle Türkiye’nin ikinci Yüzyılı anayasasından söz edenler anayasanın kendilerine uygulanacak olan kuşaklardan söz etmiyorlar. 10 yaşındaki çocuklar 50 yıl sonra 60 yaşında olacak ve bugün yapılan anayasa onlara uygulanacak. Bugün anayasadan söz edenler o zamanlarda olmayacaklar. O zaman 2 soru var; gelecek 10 yıllarda Türkiye toplumuna uygulanacak olan anayasa konusunda çocukların, gençlerin görüşlerini alıyorlar mı? Gençler ve çocuklar 2050’li yıllarda nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorlar? Bu görüşü almıyor oldukları gibi tersini yapıyorlar. ÇEDES ya da 20 Nisan günü yani 1924 anayasasının yüzüncü yılında Resmi Gazete’de yayımlanan Kuran Eğitim Merkezleri Yönetmeliğiyle çocukları anayasanın 42. maddesinde yer alan çağdaş ve laik eğitim yerine tamamen mezhep temelinde bir eğitime yönlendiriyor. Oysa anayasa, özgür birey temelinde yetiştirilen kuşaklara hitap eden bir metin olmalı. Siz bugünden gençleri ve çocukları tarikatların, cemaatlerin, diyanet İşleri Başkanlığının yürüttüğü programa teslime derseniz burada temel bir çelişki ortaya çıkar. Hem anayasaya aykırı bir durum söz konusu olur ve anayasaya saygı göstermeden anayasal telaffuzu çelişkidir. Hem de esasen anayasanın anlamı ile bağdaşmayan bir kuşak yetiştirirsiniz. Siz o kuşağı din kitabına göre yetiştirmeye çalışıyorsunuz. Ancak anayasalar özü itibariyle din kitaplarıyla bağdaşmaz. Anayasa din kitaplarını güvence altına alır. Din kitapları çerçevesinde çocukları yetiştirmeye başladığınız zaman onlar anayasayı sindiremez ve anayasa düşmanı olurlar. Tıpkı bugünkü belli siyasal partilerin yaptığı gibi... “ diye konuştu.
MHP’NİN ANAYASA ÇALIŞMASINA TEPKİ: TOPLUMU SALAK YERİNE KOYMAKTIR!
MHP Genel Başkan Yardımcısı, TBMM Anayasa Komisyonu üyesi ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, partilerinin 100 maddeden oluşan anayasa değişikliğiyle neler getirilmek istendiğini anlattı. Yıldız, anayasanın ilk 4 maddesine dokulmayacağının altını çizdi. MHP’nin anayasa çalışmasına tepki gösteren Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu , “Ben içeriğe girmiyorum. İçerik konusundaki tartışmaya girdiğim zaman onların yaptıklarının doğru ve meşru bir şey olduğunu kabul etmiş oluyorum. Onların ilk 4 madde gibi söylemleri süstür. Abestle iştikaldir. Çünkü bu partinin 7 yıl önce AKP ile işbirliği yaparak 2017 kurgusunu yani parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve yürütmeyi getiren bu partinin samimi olması ancak kendilerinin getirdiği anayasaya saygı duyması ölçüsünde mümkündür. O kurgu demokratik değil ama önce siz koyduğunuz kurala saygı göstermelisiniz. Ona saygı göstermediği gibi eğitim sisteminde ÇEDES ve Kuran Eğitim Merkezleri laiklik ilkesini tümüyle inkar ediyor. Bu projeler laikliğin dibini oyuyor, demokratik ve laik hukuk devletinin içeriğini boşaltıyor. Ondan sonra da çıkıp ‘ilk 4 maddeye dokunmayacağız’ diyor. Bu toplumu, yurttaşları saf ve salak yerine koymaktır. O nedenle onların içerik tartışmasını meşrulaştırmayacağım” ifadelerine yer verdi.
Yorum Yazın