Ankara katliamında ‘her türlü’ yayın yasak: Tek kelimeyle sansür
Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği, 10 Ekim’de Ankara Garı’nda meydana gelen bombalı terör saldırısıyla ilgili soruşturma tamamlanıncaya kadar uygulanmak üzere, son dönemin en geniş kapsamlı yayın yasağı kararını aldı.
- Ege Postası
- 15.10.2015 - 09:30
Cumhuriyet Savcısı Tekin Küçük imzalı kararda, “soruşturma dosyası kapsamı hakkında yazılı, görsel, sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren her türlü medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayınların yapılmasına yasaklanmasına karar verildiğinden, söz konusu kararın infaz edilmesi için gereği rica olunur” denildi.
İŞTE KARARIN TAM METNİ:
Yayın yasağıyla ilgili hukukçu görüşleri
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yaşanan terör olayı ve canlı bombaya ilişkin sürdürülen soruşturmaya yönelik; Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğinin kararında, "soruşturma tamamlanıncaya kadar, soruşturma kapsamı hakkında yazılı, görsel ve sosyal medya ile internet ortamında her türlü haber, röportaj, eleştiri vb. yayınların yapılmasının yasaklandığı" belirtildi. Söz konusu kararda RTÜK'ün internet sitesinde yayımlandı.'Tüm medya hizmet sağlayıcıların dikkatine sunulur" ifadesine yer verildi.
İşte bu karara ilişkin hukukçuların görüşleri:
TEK KELİMEYLE SANSÜR
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz: “Medyaya 3 Maymun Kararı bu. Basın ve ifade özgürlüğüne en sert müdahalelerden biri olarak tarihe geçer. Tek kelimeyle de sansür. Kararı mantık çerçevesinde değerlendirmek mümkün değil. ”
HALK GERÇEKLERİ ÖĞRENMEKTEN YOKSUN KALIYOR
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto: “Yayın yasakları kamuoyunun haber alma hakkını kısıtlayan kararlar. Halk gerçekleri öğrenmekten yoksun kalıyor. Bu kararları da çok kolay alıyorlar. Katliam olayı gerçekten ürkütücü ama halk da bilmek istiyor. Kimdir ölenler, kimlikleri belirlendi m? Bunları haber yapacaksınız ki kamuoyu öğrenebilsin. Kamuoyunun elinden alınıyor bu. Bunu öğrenemiyorsunuz. Biz dava açmayı düşünüyoruz. Bugün hukukçu arkadaşlarla konuştum. Muhtemelen bu yasağın kaldırılması için mahkemeye başvuracağız. Bu yasaklamaların Türkiye’ye bir şey getirmediği açık. Tam tersine fısıltı gazetesini getiriyor. Fısıltı gazeteleriyle çok daha yaygınlaşacak. Duyuyoruz bazı telefonlar geliyor insanlara. Sokağa çıkmayın, metroya binmeyin diye. Söyleyip duruyoruz. Bir korku iklimi yaratılıyor. İnsanlar bu korku ikliminde nasıl yaşar.”
Bu yasağın TCK’da karşılığı yok
Prof. Dr. Ersan Şen: Basın Kanunu'nun 3'üncü maddesinin 2'inci fıkrası genel bir uygulamadır. Bu bir temenni maddesidir. Bir alt düzenlemesi olmalı ancak bunun bir alt düzenlemesi yok. Basın Kanunu'nun 3'üncü maddesinin 2'inci fıkrasını gerekçe göstererek haber verme ve haber alma hakkını tümden kaldırıyorsun, yasaklıyorsun. Böyle bir şey olmaz. Böyle bir yasak koymazsın. Bunun Anayasa'da karşılığı yok. Anayasa'da böyle bir sınırlama konulmamış. Anayasa'da, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda ve Basın Kanunu'nda yaptırımı olmayan bir yetkiyi kullanıyorsun. Türk Ceza Kanunu'nda bir karşılığı yok. Bu yasağı ihlal eden olursa neye göre cezalandıracaksın. Bu suçun karşılığında hangi cezayı vereceksin. Dayanağını Anayasa'dan, kanunlardan almayan hiçbir yetki kullanılamaz. Basın Kanunu'nun 3'üncü maddesi kararın dayanağı olamaz. Basın hürriyetini haber alma hakkını hiç kullanılmaz hale getiremezsin. Olağan hukuk düzeninde böyle bir şey olamaz. Soruşturmanın gizliliği var. Soruşturmalar zaten gizlidir. Savunmaya karşı da gizleyebilirsin. Sınırlandırabilirsin ancak tamamen yasaklayamazsın.
Yorum Yazın