Atila'dan çarpıcı 'Hayır' mesajları
Bornova’daki hemşehri derneklerinin temsilcileri Bornova Belediyesi tarafından düzenlenen kahvaltıda biraraya geldi. Derneklerin temsilcileri ile sohbet eden Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila ve CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır referandum ile ilgili görüşlerini açıkladı. Hemşehri dernekleri Bornova’da buluştu
- Ege Postası
- 03.03.2017 - 10:47
Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila konuşmasında, “Cumhuriyetimizin kurucusu Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve bütün Cumhuriyet’e sevdalı yöneticilerimiz sayesinde bu günlere geldik. Bu kazanımlarımızı bırakmamamız gerekiyor” dedi. Referandumun parti meselesi değil Memleket meselesi olduğunu hatırlatan CHP Genel Sekreteri Sındır da, “Cumhuriyetin yanında demokrasi de olmak zorunda. Demokrasiyle birlikte adalet de olmak zorunda, insan hak ve özgürlükleri de olmak zorunda. Bunların hepsi bir bütündür. Türkiye Cumhuriyetimizi diğer cumhuriyet rejimlerinden farklı kılan da bu bütünlüktür” diye konuştu.
İlçede faaliyetlerini sürdüren 55 hemşehri derneğinin başkan ve yöneticileri Bornova Belediyesi’nin organizasyonunda biraraya geldi. Toplantıya CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır ile Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila da katıldı. Hemşehri derneklerinin başkanları ve üyeleriyle sohbet eden Sındır ve Atila, referanduma ilişkin görüşlerini de katılımcılarla paylaştı.
Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila Bornova’yı ortak akılla yönettiklerini söyleyerek, “Sivil toplum kuruluşlarıyla, hemşehri derneklerimizle, üniversitelerimizle, muhtarlarımızla kentimizi bir adım daha ileri götürmek için var gücümüzle çalışıyoruz” diye konuştu. Ülke olarak zor günlerden geçildiğinin altını çizen Başkan Atila, “Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek hazırlamak zorundayız. İçinde bulunduğumuz zor günleri dayanışma içinde atlatmak durumundayız” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kolay kazanılmadığını ifade eden Başkan Atila şöyle konuştu:“Kurtuluş Savaşı hep birlikte verildi. Cumhuriyetimizin kurucusu Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve bütün Cumhuriyet’e sevdalı yöneticilerimiz sayesinde bu günlere geldik. Bu kazanımlarımızı bırakmamamız gerekiyor. Referandumda hayır çıktığında ülkemizin kazanacağına yürekten inanıyorum. Bizim parlamenter sistemimiz çok güçlü. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözünü unutmamalıyız. Dolayısıyla bu iradenin sadece bir kişiye bırakılması doğru değil. Bütün siyasi partiler hep birlikte olduğunda, hayır çıktığında herkes kazanacak. Bülent Ecevit 1974’te Kıbrıs Harekatı’nı başlatırken çok tarihi bir söz söylemişti. “Biz sadece Türk tarafı için değil Rum tarafı için de barış istiyoruz” demişti. Evet şu an biz de sadece kendimiz için değil, 81 milyon Türk vatandaşı için daha iyi bir gelecek istiyoruz. Hayır çıktığında kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Yeter ki kazandıklarımızı kaybetmeyelim” dedi.
BU BİR MEMLEKET MESELESİ
CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, 16 Nisan’da yapılacak referandumu bir siyasi parti bakışıyla görmemek gerektiğini dile getirerek, kimsenin siyasal anlayışını kendi partisinin çizgisine yakınlaştırmak için konuşmadığının altını çizdi. Sındır, “Bu bir parti meselesi değil. 16 Nisan bir siyasal iktidar mücadelesi değil. 16 Nisan herhangi bir siyasi partinin iktidara geleyim diğer siyasi partileri alt edeyim Meclis’te çoğunluk sağlayayım mücadelesi değil. Bu bir memleket meselesi” dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuva-i Milliye ruhuyla kurulduğunu belirterek, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade ettiği gibi ilelebet yaşayacağını ifade eden Sındır, “Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın” diye konuştu.
Cumhuriyeti tek başına bir kavram olarak düşünmenin yeterli olmadığını söyleyen Sındır, “Cumhuriyetin yanında demokrasi de olmak zorunda. Demokrasiyle birlikte adalet de olmak zorunda, insan hak ve özgürlükleri de olmak zorunda. Bunların hepsi bir bütündür. Türkiye Cumhuriyetimizi diğer cumhuriyet rejimlerinden farklı kılan da bu bütünlüktür. Cumhuriyet, demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin, adaletin, hukuk devletinin, sosyal devletin, laikliğin, bir bütün olmasıdır. İran, Irak, Suriye, Libya, Mısır’da da cumhuriyet var. Ama bizim Anayayamızda geçtiği şekliyle temel hak ve özgürlükleri taşımayan, tamamen baskıcı bir anlayışla yönetilen ülkeler. Önümüze tek kişi hükümeti getiriliyor. İşte biz buna karşıyız. Bu kişiyi denetlemek mümkün olmayacak bu sistemde. Parlamenter demokratik sistemin yerine bir kişiye devletin bütün yetkilerinin devredildiği bir rejim değişikliği yapılmak isteniyor. Yarın birileri o tek kişiyi bir şekilde ele geçirse, o kişiyi yönetmeye başlarsa, ülke çıkmaza girer, devlet ele geçirilmiş olur. Yani bir kişiyi ele geçir, devlete egemen ol. O kişi üzerinden devletin bütün kurum kuruluş herşeyini, yargısını, yönetimini, yasamasını dilediğin gibi şekillendir. Devletimizin geleceği için bu içine girilemeyecek çok büyük bir risktir. Ne camiye, ne kışlaya, ne adliyeye siyaset girsin istemiyoruz. Böyle bir ülkeyi arzu ediyoruz. Sandıktan çıkan sonuç da diliyoruz ki, bu arzumuzu bizim düşüncemiz doğrultusunda yerine getirsin” diye konuştu.
Yorum Yazın