Aytaç Yalman 'Hayata Dönüş' operasyonu davasında şahitlik yaptı
Jandarma eski Genel Komutanı olan emekli Orgeneral Aytaç Yalman, Bayrampaşa Cezaevi'ndeki "Hayata Dönüş" operasyonu kapsamında 12 tutuklunun hayatına kaybetmesine ilişkin davada, Muğla’nın Bodrum ilçesinde şahit sıfatıyla hakim karşısına...
- Ege Postası
- 18.09.2013 - 17:43
Yalman, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar doğrultusunda, söz konusu operasyon sırasında görev sınırlarını aşarak 12 kişinin ölümüne sebep oldukları ve 29 kişiyi öldürmeye teşebbüs ettikleri öne sürülen, dönemin 39 jandarma görevlisinin yargılandığı dava kapsamında bugün Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ifade verdi. Sabah saatlerinde geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye gelen Yalman, basın mensuplarına görünmeden protokol kapısından girdi. Yaklaşık 4 saat ifade veren Aytaç Yalman’ın, duruşma sırasında oldukça gergin olduğu öğrenildi. Tek celsede ifade veren Yalman, yine geniş güvenlik önlemleri altında, basın mensuplarına görüntü vermemek için arka kapıdan çıkarıldı.
Müdahil ailelerin avukatı Ömer Kavili, duruşmadan sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı. Av. Kavili, şunları söyledi: "Hayata Dönüş operasyonu adıyla kamuoyunu kandırarak ilan edilen 'Tufan' adlı operasyon, yani cezaevlerinde yapılan katliamla ilgili olarak 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde talimatla eski Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman’ın ifadesi alındı. 19 Aralık 2000 tarihinde Türkiye çapında 20 cezaevinde aynı anda başlatılan ve mağdur beyanlarına göre vahşet derecesinde uygulamaların yer aldığı ve bunun delillerinin yine devlet görevlileri tarafından yok edildiği bir operasyonun, bugün Jandarma Genel Komutanı seviyesinde en üst düzeyde görev yapmış, bu konuları bilen ve şimdiye kadar devletin adresini bir türlü mahkemeye bildiremediği, yıllar sonra bildirdiğinde de tanığın Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'ni beğenmeyip gelmediği ve ceza yargılamasında niteliği gereği hüküm kuracak yargıcın, meslek ilkeleri açısından tanıkları bizzat dinleme zorunluluğu bulunmasına rağmen bu konu AİHM’de Türkiyeyi mahkumiyet nedeni olacağı belli olmasına rağmen tanığın talimatla dinlenmesine karar verilmiş ve burada bir başka hata daha yapılmıştır. Bu mahkeme asliye ceza mahkemesidir, İstanbul’da görev yapan mahkeme ağır ceza mahkemesidir. Biz geldiğimizde duruşma salonunda tanık hazırdı. Salonda dinleyici koltuklarında sadece güvenlik görevlileri vardı ve kapı özellikle kapatılmış, adliyenin etrafında olağanüstü tedbirler alınmıştı. Duruşma salonuna basın alınmamıştır, yani duruşmalar alenidir diye kanun, orada bir yerlerde yazıyor. Ankara’daki Meclis böyle bir kanun çıkarıyor ama aşağıda uygulayıcılar böyle uyguluyor. Bu koşullar altında, duruşma tutanağının düzenlenmesi bakımından sorularımızın önemli olduğunu ve bu tanığın da birçok değerli bilgiye sahip olduğunu tahmin ettiğimiz için 2005 yılında çıkan kanunda açıkça yazan ses görüntü kaydının yapılmasını istedik fakat Ankara Adalet Bakanlığı'nın memurları, bürokratları sekiz senedir kanun çiğniyorlar ve duruşma salonlarına hala ses ve görüntü kaydedici teknik cihazları alamıyorlar. Belki de Hazin'de para kalmamıştır. Henüz bize açıklayan yok. Tutanağa geçecek sözlerimizin düzgün geçmesini istememiz bile yargıç tarafından sıkıntıyla karşılanmış olup ona rağmen tutanağa cümlelerimizin bir kısmını yazdırabildik. Konuşulanlar daha fazladır, bundan emin olabilirsiniz."
AYTAÇ YALMAN MASAYA YUMRUK VURDU
Av. Ömer Kavili, Aytaç Yalman’ın duruşmanın sonuna doğru evrakını sorduklarında masaya yumruk vurarak tepki gösterdiğini belirterek, “Şimdilik tanık, ancak sonunda sanık olması kuvvetle muhtemel olan tanık, duruşmanın sonuna doğru kendi evrakını sormamıza karşı bile masaya yumruk vurdu. Bağırıp çağırmaya başladı. 'Sen kimsin'' diye hitap etti. Masaya vurmaya devam ederken kendisini uyardık. 'Sakin olun, bir avukatla böyle konuşamazsınız. Bir avukatla muhatapsınız.' dememize rağmen. Saygıda karşılıklılık esastır deyip masaya bir kere ben de vurdum. Kendisinin vurduğunun zapta geçmesini söylediğimizde de, 'Hatırlamıyorum.' diye inkar yoluna gitti. Bunlar tanığın stres altında olduğunu gösteriyor, yani tanık bildiği çok daha şeyler var. Tanık bu suçun, bizim iddiamıza, beyanımıza, bizim değerlendirmemize göre suçun azmettirenidir." şeklinde konuştu.
JİTEM’İ İTİRAF ETTİ
Kavilli, Yalman’ın JİTEM'in varlığını itiraf ettiğini belirterek sözlerine şu şekilde devam etti: “Zaten tevilli ikrarlarda bulunmuştur. Sadece bu cezaevi operasyonlarıyla, cezaevi katliamlarıyla ilgili değil. JİTEM adlı örgüt kamuoyunda tartışılırken satır aralarında JİTEM’in başını ifşa etmiştir. JİTEM’in varlığını itiraf etmiştir. 'Ben geldiğimde kalmamıştı.' diyerek, daha önceden var olduğunu tevilli ikrar etmiştir. JİTEM’in varlığı, en üst düzeyde itiraf ve ikrar edilmiştir ancak kendi aldığı tedbirlerden söz etti. Hacettepe Üniversitesi profesörü İoanna Kuçuradi’nin daveti üzerine gelip eğitim verdiğini ve ek işlemler yaptığını, jandarma okullarındaki müfredata insan hakları ve felsefe derslerini koydurttuğunu, bu şekilde tedbir aldığını söyledi fakat cezaevi operasyonlarında en üst düzeyde komutan olmasına rağmen Ulucanlar Cezaevi'nde öldürülen 10 kişinin öldüğünü bildiğini ve fakat o insanların kafataslarına inşat çivisi çakılmış kalaslarla kafatasları parçalanarak öldürüldüklerini ilk kez duyduğunu söyledi.”
Yorum Yazın