Babacan: Tamamen bir komuta ekonomisi var
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Merkez Bankası fiilen şirketleri, sanayicileri telefonla arıyor, ‘dövizleri bozduracaksın arkadaş’ diye talimat veriyor. Onlarca iş insanından bunu duyuyorum. Tamamen bir komuta ekonomisi var. Bir merkezden herkesin ne yapıp ne yapmayacağını emreden, talimatlar yağdıran bir ekonomi yönetimi var. Bırakın insanlar istediğini yapsın. Döviz almış satmış, sana ne. Talimatla koskoca Türkiye ekonomisi yönetilemez” dedi.
- Ege Postası
- 30.07.2022 - 15:57
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Karar TV’de dün akşam yayınlanan “Gündem Özel” programında; Taha Akyol ve Elif Çakır’ın sorularını yanıtladı.
Babacan, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun İstanbul Sanayi Odası Meclisi’nin temmuz ayı olağan toplantısında yaptığı açıklamalara ilişkin şunları söyledi:
“BU ÜSLUP PİYASA ÜSLUBUDUR”
“Gerçekten çok yazık. Bu ülkenin ekonomisini 11 yıl yönetmiş, ülkenin ekonomisinin en başarılı olduğu dönemde ekonomi yönetiminin başında olmuş bir insan olarak bu tablo çok üzücü. Bu üslup ve tavır bir Merkez Bankası Başkanı’na yakışan üslup ve tavır değil. Ama bu, şu anda ülkenin yönetiminin topyekûn başında olan Sayın Erdoğan’ın üslup ve tavrından kaynaklanıyor. Devlet yönetme üslubu ve tavır yukarıdan aşağıya akar, aşağıdan yukarıya akmaz. İşin en başındaki tekelci bir şekilde, buyurgan bir şekilde tek imzayla, tek yetkiyle bu koskoca ülkeyle ilgili kararları almaya çalışırsa, emrindeki insanların da tavrı bu olur. Bunun sorumluluğu sadece ve sadece kendisini atayanındır. Bağımsız bir Merkez Bankası Başkanı değil. Bu üslup piyasa üslubudur.
“DÖVİZ ALMIŞ SATMIŞ, SANA NE”
‘Listeler elimizde’ diyerek tehdit ediyor. Şu anda Merkez Bankası fiilen şirketleri, sanayicileri telefonla arıyor, ‘dövizleri bozduracaksın arkadaş’ diye talimat veriyor. Onlarca iş insanından bunu duyuyorum. Tamamen bir komuta ekonomisi var. Bir merkezden herkesin ne yapıp ne yapmayacağını emreden, talimatlar yağdıran bir ekonomi yönetimi var. Bırakın insanlar istediğini yapsın. Döviz almış satmış, sana ne. Gidersin Merkez Bankası’nın 190 milyar dolar döviz rezervini arka kapıdan boşaltırsın, ondan sonra milletin elindeki avcundaki dövize göz dikersin. Sen dengeleri kur, Türk parasının değerini, itibarını koru. O zaman neden insanlar gidip döviz alsın ki? Talimatla koskoca Türkiye ekonomisi yönetilemez.”
Babacan; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu hakkındaki “Onlar o makamlara kendi layık oldukları için gelmediler. O makamlara getirildiler” sözleri ile ilgili olarak şunları söyledi:
“O ZAMAN BİZ NEDEN BU KADAR UZUN SÜRE GÖREV YAPTIK”
“Sayın Erdoğan, ‘liyakatli olduğu için gelmedi, getirildi’ diyor. İyi de o zaman biz neden bu kadar uzun süre görev yaptık? İşine gelmeyince değiştirmeyi biliyor, değil mi? Ben artık sayısını karıştırdım. Son 4 yılda herhalde 4. Merkez Bankası Başkanı, bakan galiba 3. bakan. Üç dönem kuralını biliyorsunuz. Niye benim üçüncü dönemimin son anına kadar benimle çalıştı? Elini tutan mı oldu Allah aşkına? Başarı olunca, ortaya güzel sonuçlar çıkınca ‘ben imza atmasam olmazdı, ben yaptım’ de. Ülkenin ekonomisini batırınca da sağa sola suç at. Bu doğru, dürüst bir yönetim anlayışı değil.”
“BENİM HİSSİYATIM ORTAK ADAY KONUSUNDA BİR MUTABAKATIN OLUŞACAĞI YÖNÜNDE”
Altı siyasi parti genel başkanının bir araya geldiği toplantılarda Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konusunun konuşulmadığını belirten Babacan, “Masada cumhurbaşkanı adayıyla ilgili konuları seçime yakın bir tarihte konuşma mutabakatı yaptık” dedi. Babacan, “Altı genel başkandan birisi de dışarıdan birisi de ortak cumhurbaşkanı adayı olabilir. Benim hissiyatım ortak aday konusunda bir mutabakatın oluşacağı yönünde. Diyelim ki olmadı, mevcut sistemde her partinin genel başkanı cumhurbaşkanı adayıdır. Ama şu anda herkes iyi niyet ve samimiyetle ortak aday çıkartma çabasının içerisinde” dedi.
Babacan, erken seçim tartışmaları ile ilgili olarak da “Erken seçim için zayıf da olsa kasımda bir ihtimal görüyoruz. Erken seçim kararını cumhurbaşkanı tek imzayla alabiliyor. Karar alındıktan sonra iki ay içinde seçim yapılabiliyor. Eylül ortasında karar alınırsa kasımda seçim olabilir. Dolayısıyla bütün teşkilatımıza ana senaryonun bu olmadığını ama böyle bir ihtimalin olduğunu, bir tek gün bile kaybetmeden her gün vatandaşlarımızla buluşmamız gerektiğini, kendimizi anlatmak için daha fazla gayret içinde olmamız gerektiğini söyledik. Biz zihni hazırlık yapıyoruz her konuda” diye konuştu.
Yorum Yazın