
Bahçeli Nevşehir'den seslendi: Bunlar Türkiye'yi 3 günde batırır
MHP lideri Bahçeli, partisinin Nevşehir mitinginde açıklamalarda bulundu. Konuşmasında, "Kemal Kılıçdaroğlu'na ülkenin geleceği bırakılamaz" diyen Bahçeli, "Başarısızlıkları basiretsizlikleri gün gibi ortadadır. 387 günde bir Cumhurbaşkanı adayını güç bela bulabilen bir ittifak vardır. Bunlar Türkiye'yi 3 günde batırır" ifadelerini kullandı. Devlet Bahçeli, Nevşehir'in ardından partisinin Niğde mitinginde de açıklamalarda bulundu.
- Ege Postası
- 25.04.2023 - 14:10
- Güncelleme: 25.04.2023 - 23:34
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bilinmelidir ki bu vatan sokakta bulunmamıştır. Bu devlet icazetle kurulmamıştır. Hiç kimse merak etmesin; enflasyon çıktığı gibi inecektir, hayat pahalılığı son bulacaktır. Güvence, Cumhur İttifakı’dır. Demokrasi, doğal farklılıklarımızı hukuk zemininde koruyan yegâne sistemdir. Fakat demokrasi, vatanın bölünmesinin ve milletin ayrışmasının gerekçesi olamayacak, zillet ittifakının elinde istismar edilmesine göz yumulmayacaktır” dedi.
Devlet Bahçeli, bugün Nevşehir’de miting düzenledi. Nevşehirlilerden hem MHP hem de Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan için oy isteyen Bahçeli, şunları söyledi:
“CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ, GEÇMİŞTEN KOPUŞ DEĞİL”
“Çok partili siyasal hayatta yönetim sistemi olarak tercih edilen parlamenter sistem bir türlü istikrarı sağlayamadı, beklenen huzur, refah ve iyileşmeyi tahkim ve takviye edemedi. Sosyal, siyasal ve ekonomik krizler yakamızı hiç bırakmadı. Darbeler, siyasi kutuplaşmalar, koalisyon kavgaları, ülkemizin talihini makus bir istikamete çevirdi. Türkiye, 1946’dan 2017’ye kadar rahat nefes alamadı. 15 Temmuz 2016 tarihindeki FETÖ darbe ve işgal teşebbüsü, yönetim sisteminde acilen bir reform yapılmasını zorunlu hale getirdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, geçmişten kopuş değil; tarih, kültür ve medeniyet mirasımızı çok daha güçlü bir şekilde sahiplenme ve geleceğe taşıma kararlılığı ile eklemlenip birleşti. Türkiye, eskisinden çok daha muktedir bir seviyeye ulaştı. Dev uyandı ve ayağa kalktı. Bu başarı, cumhurun başarısıdır. Türkiye, gelişmeleri ve tarihin akışını yedek kulübesinden takip etmeyecektir. Küresel siyaset denkleminde ülkemizin ihmal ve inkarı artık mümkün değildir. Türkiye, ne diyeceği merak uyandıran bir ülke mertebesindedir.
‘Sana söz baharlar gelecek’ diyen zillet ve melanet zihniyete, bahar diye vaat ettiği kara kışı, karanlık planları, kargaşa ve kaos hazırlıklarını aynen iade edecek misiniz? Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a oy verecek misiniz? Nevşehirli kardeşlerim, ‘evet’ cevabıyla ‘sıra bende’ diyor. Hakkınız, helaliniz, hedefleriniz var; sıra hepinizde. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne sahip çıkmak için sıra sizde. Türk ve Türkiye yüzyılına destek vermek için sıra sizde. Terör örgütlerine boyun eğen zillet ittifakını sandığa gömmek için sıra sizde.
“MUHATAPLARINI UYARIYORUM; DEVLETİN HAFIZASI CANLIDIR”
CHP’den İYİ Parti’ye, DEVA’dan Gelecek Partisi’ne, HDP’sinden diğer sol, marjinal ve bölücü partilere kadar alayının ana gayesi Parlamenter Sistem’e geri dönmektir. İYİ Parti Başkanı, 22 Nisan’da Ankara’da aynen demişti ki ‘koalisyon hükümeti faydalıdır. Devletin hafızası gitmiştir.’ Umudunu koalisyon hükümetlerine bağlayan bir siyaset anlayışından hayır gelmez. Türkiye, ne çekmişse bu arızalı kafalardan çekmiştir. Bu sancılı kafalar, istikrara muhaliftir. Devletin hafıza kaybına uğradığını söylemek, katmerli bühtandır. Böylesi siyasi zihniyetlerin derdi koltuktur. ‘Başbakan olacağım’ propagandası ile FETÖ projesinin gönüllü temsilcisi olanlar, geldiğimiz bu aşamada kendi partisinde ne ülkücü bırakmış ne de milliyetçiye tahammül etmiştir. Hepsini birden dışlamış, kapının önüne koymuştur. Muhataplarını uyarıyorum; devletin hafızası canlıdır. Biz; yalan, yıkım ve yozlaşma failleri ile mücadeleden kaçmayacağız.
Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun tek bir projesi, hazırlığı, geleceği kuşatan parlak tek bir vizyonu yoktur. Kılıçdaroğlu, iflas bayrağını çoktan çekmiştir. Kazanamayacak adaylarını kazandırmak için, oturduğu masadan ‘kumar masası’ diyerek önce kalkan, sonra tıpış tıpış tekrar oturan İP Başkanı ve yönetimi, iyice çuvallamıştır. Bunlara güven duyulamaz, itibar edilemez. Çünkü bunlar, sabah başka, akşam başkadır. Bölücü terör örgütü PKK, Kılıçdaroğlu’nun havarisi ve destekçisidir. Kılıçdaroğlu, eroinmanlardan, esrarkeşlerden temiz para alacağını iddia ediyor. Kılıçdaroğlu ve siyasi kadrosu, utanmadan ABD’yi tatmin edeceklerini açıklıyorlar. HDP’nin kayyum partisi, PKK’nın maske takmış yeni oluşumu Yeşil Sol Parti, Kılıçdaroğlu’nu alkışlayıp arkasında duruyor. Onların terör örgütleri varsa bizim de onların başını ezecek bıçkın ifademiz vardır. 14 Mayıs’a hazır mıyız? Sandığa gidiyor muyuz? Türkiye’mize sahip çıkıyor muyuz? Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan’a ‘durmak yok, yola devam’ diyor muyuz? Bu evetleriniz mücadelemize cesaret ve özgüven aşılıyor.
“BUNLAR YETKİ ALSA TÜRKİYE’Yİ 3 GÜNDE BATIRIRLAR. ÇÜNKÜ BUNLARDA LİYAKAT, EHLİYET, SAMİMİYET, DİRAYET VE ADANMIŞ BİR YÜREK YOKTUR”
Zillet ittifakı, aynı zamanda terör ittifakıdır, günah ittifakı, milli güvenlik sorunudur. Bu ittifaka, Kemal Kılıçdaroğlu’na ülkemizin geleceği bırakılamaz. Deprem olur, siyasi hesaplar yaparlar. Bırakınız tek göz güvenli konut inşa etmelerini, ‘bari kümes yapın’ deseniz üç maymunu oynarlar. Zillet ittifakı, 12 ay 21 günde 13 defa toplanmak suretiyle eğreti ve zoraki bir cumhurbaşkanı adayını düşe kalka tespit etmiştir. Bunlar yetki alsa Türkiye’yi üç günde batırırlar. Çünkü bunlarda liyakat, ehliyet, samimiyet, dirayet ve adanmış bir yürek yoktur. 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerin ardından en acil birinci gündemimiz, depremin hasarlarını tümüyle onarmak, yaraları sarmak, yeni ve güvenli 650 bin konutu depremzedelere teslim etmektir. İkinci acil gündemimiz, sosyal ve ekonomik reformlarla toplumsal refah ve rahatlamayı daha da güçlendirmek ve her kesime yaymaktır. Üçüncü acil gündemimiz, terörle mücadeleyi mutlak bir başarı ile sonuçlandırıp bu kanlı döngüyü milletimizin ve ülkemizin gündeminden tamamen çıkarmaktır.
Dördüncü acil gündemimiz; yeni, demokratik, kapsayıcı, mutabakata dayalı, milletimizin beklentilerine uygun, yeni hükümet sisteminin doğasıyla uyumlu, yeni çağı kavrayan, Türk ve Türkiye Yüzyılı’nın hukuki altyapısını kuran bir anayasayı ülkemize kazandırmaktır. Beşinci acil gündemimiz, adaletten sanata, sanayiden eğitime, ulaştırmadan sağlığa, spordan kültürel hayata, tarımdan teknolojiye, çevre ve iklim değişikliğinden kentsel dönüşüme, diplomasiden turizme, ekonomiden siyasete varıncaya kadar her alanda yeni yüzyılın ruhunu kavrayan ve aslında devam eden yapısal dönüşüm hamlesini hızlandıran, önümüzdeki yüzyılı Türkçe okuyan milli stratejiyi el birliğiyle hedefine ulaştırmaktır. Altıncı acil gündemimiz de çevremizi barış kuşağına alarak komşularla iyi ve dostane ilişkiler geliştirmek, Türk ve İslam dünyasıyla sıkı diyaloglar kurmaktır. Bunu yapabilecek irade Cumhur İttifakı’nda mahfuzdur.
“GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN KEMİKLERİNİ SIZLATANLARDAN HESAP SORMAK İÇİN, AZİZ MİLLETİM, SIRA SENDE”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin devamının yanı sıra, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni dönemde de çok güçlü şekilde seçilmesi, Cumhur İttifakı’nın TBMM’de nitelikli çoğunluğa erişmesi, yeni yüzyıla Türk ve Türkiye mührünün vurulmasını sağlayacaktır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kemiklerini sızlatanlardan hesap sormak için, aziz milletim, sıra sende. Seccadeye ayağıyla basanlardan, PYD’yi sınır komşusu görmeyi dileyenlerden, ‘YPG bize mi saldıracak’ ihanetini ağzına alanlardan, yani bugünkü CHP ve İP yönetimine bedeli ödetmek için, aziz milletim, sıra sende.
“HİÇ KİMSE MERAK ETMESİN; ENFLASYON ÇIKTIĞI GİBİ İNECEKTİR, HAYAT PAHALILIĞI SON BULACAKTIR. GÜVENCE, CUMHUR İTTİFAKI’DIR”
Vakit, hiçbir ayrım yapmadan bayrak, vatan ve millet ortak paydasında kucaklaşma vaktidir. Her yöremizi, bin yılın barışından ve kardeşliğinden doğmuş her insanımızı bağrımıza basıyoruz. Ancak bölünme gayreti içerisinde olanları da affetmemizin mümkün olmadığını buradan ilan ediyoruz. Bilinmelidir ki bu vatan sokakta bulunmamıştır. Bu devlet icazetle kurulmamıştır. Hiç kimse merak etmesin; enflasyon çıktığı gibi inecektir, hayat pahalılığı son bulacaktır. Güvence, Cumhur İttifakı’dır. Demokrasi, doğal farklılıklarımızı hukuk zemininde koruyan yegâne sistemdir. Fakat demokrasi, vatanın bölünmesinin ve milletin ayrışmasının gerekçesi olamayacak, zillet ittifakının elinde istismar edilmesine göz yumulmayacaktır. Milletvekili adaylarımıza ve cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok güçlü desteğinizi bekliyorum.”
DEVLET BAHÇELİ, NİĞDE'DE: "TÜRKİYE'NİN ÖNCELİKLİ VE ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUNU, SİYASİ MUHALEFET SORUNUDUR"
Devlet Bahçeli, bugün Niğde'de miting düzenledi. Niğdelilerden hem MHP hem de Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan için oy isteyen Bahçeli, şunları söyledi:
"CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ, TÜRKİYE'NİN DOĞRULUŞ MÜJDESİYDİ"
"Hatırlayınız, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kabul edildiği 16 Nisan 2017 halkoylaması öncesinde iç ve dış ihanet cephesinin eş zamanlı provokasyonları hız ve yaygınlık kazanmıştı. Çünkü Türk milletinin tarihiyle, kimliğiyle, sosyolojisiyle ve kültürüyle müzahir bir yönetim reformunun gündeme alınması, yerli ve yabancı odakları çılgına çevirmişti. Nitekim koro halinde saldırıya geçmişlerdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin doğruluş müjdesiydi. Bu nedenle ülkemizdeki siyasi muhalefet, dış bağlantılı siparişle yeni hükümet sistemini karalamak için her çirkinlikten medet umdu. Devamlı çamur attılar. Ağızlarından bir kez de olsa hayır çıkmadı, milli ve isabetli bir değerlendirme duyulmadı.
"MİLLETİMİZİN İRADESİNE KİLİT VURMAYI DENEDİLER"
‘Tek adam rejimi’ dediler, hükümet sistemiyle rejimi birbirine karıştırdılar. ‘Şahsım rejimi’ dediler, bir yalana bin yalan kattılar. ‘Diktatörlük var’ dediler, şayet böyle olsaydı nasıl bu kadar pervasız ve hayasız olabileceklerini, ulu orta nasıl bu kadar kolay hakaret edebileceklerini hiç hesaba katmadılar. Milletimizin iradesine kilit vurmayı denediler. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin intikamını almak için kuyruğa girdiler. Türkiye’nin, Cumhuriyet tarihinin üçüncü evresine kazasız, kansız ve sorunsuz geçmesine tahammül edemediler. Milletimizin tercihini reddetmeyi göze aldılar. Sonra dönüp, yüzsüzce demokrasiden bahsettiler. Melez ve meçhul bir özgürlük yaygarası kopardılar. Asıl demokrasi kaçkını, gerçek demokrasi muhalifi olduklarını bir türlü idrak edemediler.
"TÜRKİYE'NİN ÖNCELİKLİ ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUNU, SİYASİ MUHALEFET SORUNUDUR"
Türkiye’nin öncelikli ve çözülmesi gereken sorunu, siyasi muhalefet sorunudur. Bu muhalefet, demokrasiye mesafelidir. Bu muhalefet, milli ve yerli duruşa karşıdır. Bu muhalefet, Türkiye’nin aleyhinedir. İktidara değil ülkemize muhalefet etmenin, her gelişmeyi karalamanın, her güzel hizmeti kötülemenin, üzerinde yaşadığı vatanı kundaklamaya teşebbüs etmenin adı demokrasi değil, bal gibi muhalefet despotluğudur. Zillet demek, alçalma demektir. Zillet demek, aşağılanmak ve küçülmek demektir. Türkiye, zillete müstahak değildir. Türk milleti, tarihin hiçbir döneminde zillete düşmemiştir. Niğde’yi zillete çekmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Biz, karşımızdaki muhalefet yapısına ‘zillet’ demeyelim de ne diyelim? Bunları daha nasıl tarif edelim?
Niğde bu kanaatte ise Kılıçdaroğlu boşuna uğraşmasın, boş yere sağda solda yalan mesaisine girmesin. 'Devlet ve milletiyle her şeyden önce Türkiye' iradesi, 14 Mayıs’ta vatana ve milli namusa sahip çıkacaktır. Biz, hep birlikte Türkiye’yiz. Hepimiz Türk milletiyiz. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun PKK’yla aynı yolu yürümesine Niğde nasıl tahammül edecektir? Teröristlerin peş peşe destek açıklamalarına Kılıçdaroğlu’nun veya partisinden bir yöneticinin çıkıp da itiraz ettiğini duydunuz mu? CHP ile İYİ Parti yönetimleri, ortağı oldukları diğer partilerle beraber emperyalizmin tutsağıdır. CHP’ye oy veren vatandaşlarım, bu zillete ‘hayır’ demelidir. İYİ Parti’ye ve diğerlerine oy veren vatandaşlarım, sahte milletseverlik pozlarına aldanmamalıdır. Muhalefetin terör sevdası, zillettir. Muhalefetin yabancı hayranlığı rezalettir. CHP ile İYİ Parti, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracaklarını vaat eden köksüz ve kimliksiz çıyanlarla el eledir, kol koladır, yanak yanağıdır.
HDP’nin yedek lastiği Yeşil Sol Parti, Kılıçdaroğlu’yla aynı çizgidedir. PKK/YPG ile aynı kundağa sarılan, Irak’ın Süleymaniye kentinde fitne ateşine odun atan Bafel Talabani, Kılıçdaroğlu’ya umut bağlamıştır. Kılıçdaroğlu’na Niğde’den soruyorum; biraz haysiyeti, biraz izanı, biraz da ahlakı varsa cevap vermesini bekliyorum. HDP’ye ne vaat ettin, hangi güvenceleri paylaştın? PKK’ya, üzeri emperyalist mihraklarca ciro edilmiş hangi açık çekleri verdin? FETÖ’nün gönlünü nasıl aldın? Pensilvanya’yı nasıl ikna ettin? ‘İmralı canisini serbest bırakacağız’ dedin mi, demedin mi? ‘Özerk yönetimlere onay vereceğiz’ dedin mi, demedin mi? Güney sınırlarımız boyunca planlanan terör devletine ‘tamam’ dedin mi, demedin mi? Terörist Bese Hozat, ‘Kılıçdaroğlu’ diyor. Terörist Selahattin Demirtaş, ‘Kılıçdaroğlu’ diyor. YPG elebaşı Salih Müslim de ‘Kılıçdaroğlu’ diyor.
"CUMHUR İTTİFAKI TÜRKİYE'DİR"
Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü cumhurun zaferiyle taçlandırmanın gayesindeyiz. Bu haklı ve tarihi mücadelemizde yol haritamız bellidir. Türk ve Türkiye Yüzyılı’na milli birlik ve kardeşlik şuuruyla ulaşmanın azmindeyiz. 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimlerini, Türk milletinin karar anı, Türk tarihinin yol ağzı, Cumhuriyet’in yeni yüzyılla demokratik sözleşmesi olarak değerlendiriyoruz. Diyorum ki Cumhur İttifakı, Türkiye’dir. Cumhur İttifakı; pazarlıksız, aracısız, hesapsız, hilafsız, hilesiz vatan türbedarı, Türk milletinin has bahçesidir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.
"NİHAİ GAYEMİZ, CUMHUR İTTİFAKI'NIN TBMM'DE ÇOK GÜÇLÜ TEMSİL İMKANINA KAVUŞMASI"
Birinci hedefimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci döneminde de çok yüksek bir oy oranıyla seçilmesi, başarılı çalışmalarına ara vermeden devam etmesidir. İkinci hedefimiz, Milliyetçi Hareket Partisi’nin milletvekili sayısıyla siyasal destek seviyesini en çoklaştırmak, yıllardır layık olduğumuz hakkımızı milli iradenin oluruyla almaktır. Nihai gayemiz, Cumhur İttifakı’nın TBMM’de çok güçlü bir temsil imkanına kavuşmasıdır. Bu kapsamda, Türkiye’mize geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik, nitelikli, milletimizin özlemlerini yansıtan, devlet ve millet dengesini titizlikle kuran bir anayasa kazandırabilmek için, Cumhur İttifakı olarak TBMM’de nitelikli çoğunluğa ulaşmamız mecburiyet, parlak bir gelecek için de mükellefiyettir.”
Yorum Yazın