Bahçeli'den CHP ve İYİ Parti'ye: Okyanus ötesine nöbete gidiyorlar
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "2023'e Doğru: Aday Belli, Karar Net" temalı açık hava toplantıları kapsamında Manisa'da halka hitap etti. ABD'ye giden CHP ve İYİ Parti'ye sert tepki gösteren Bahçeli, "Zillet partilerinin peş peşe ABD’nin yolunu aşındırmaları boşuna değildir. Birisi geliyor, birisi gidiyor, adeta okyanus ötesinde nöbete giriyorlar. ABD’ye koşan İP heyetinden birisi de ‘Biz ABD’ye hamburger yemeye gelmedik’ diyerek Kılıçdaroğlu’nu boşluğa düşürüyor, dalga geçiyor, nazire yapıyor." dedi.
- Ege Postası
- 23.10.2022 - 17:40
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılması, başkanının da bedel ödemesi haktır, hukuktur, devlet ve millet onurunun ertelenemez sorumluluğudur. Bunlara diyoruz ki, haram olsun, şart olsun, yaptıklarınız boğazınıza koca bir dert olsun. Yurt içinde ve yurt dışında teröristlerle kahramanca mücadele edilirken dibimize kadar yanaşmış teröristlere tahammül edemeyiz, sabır gösteremeyiz, bunların provokasyonlarını alttan alamayız” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün Manisa’da partisinin mitinginde konuştu.
Bahçeli, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın, Kuzey Irak’ta yürütülen operasyon için öne sürdüğü, “Uluslararası sözleşmelerin uygulanması ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Sözleşmesi kapsamında böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl bir araştırma yapılacağı da Minnesota Protokolü'nün ilkelerinin ele alınması gerekiyor” iddiasını eleştirdi.
Bahçeli, özetle şunları söyledi:
“İNGİLTERE’DEN HOLLANDA’YA, ALMANYA’DAN BELÇİKA’YA, BULGARİSTAN’DAN ÇEKYA’YA PARLAMENTER SİSTEM KAYNAKLI KRİZLER YAŞANMIŞTIR”
Bu ittifakın ne makul bir hedefinden ne de akla yatkın bir projesinden bahsetmek mümkün değildir. Tek bildikleri aldatmadır, yalandır, talandır. Kimi Cumhurbaşkanı adayı yapacakları belirsizdir. Seçim takvimi belli olunca adaylarını da açıklayacaklarmış. 1,5 yıldır adayın kim olacağı tartışılıyor, ama ortada aday yoktur.
Zillet partilerinin peş peşe ABD’nin yolunu aşındırmaları boşuna değildir. Birisi geliyor, birisi gidiyor, adeta okyanus ötesinde nöbete giriyorlar. ABD’ye koşan İP heyetinden birisi de ‘Biz ABD’ye hamburger yemeye gelmedik’ diyerek Kılıçdaroğlu’nu boşluğa düşürüyor, dalga geçiyor, nazire yapıyor.
Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı hususunda talimat ve tembihat sırasına giren, bunu da hamburger, benzinlik ve festival bahanesiyle maskeleyen zillet ittifakının foyasını ortaya çıkaracak, çalımını bozacak, eğilmiş boyunlarının hesabını soracak büyük Türk milletidir.
İngiltere’den Hollanda’ya, Almanya’dan Belçika’ya, Bulgaristan’dan Çekya’ya Parlamenter Sistem kaynaklı krizler yaşanmıştır. İngiltere’de neredeyse haftada bir Başbakan değişmektedir. Şu trajikomik duruma bakınız ki, bu ülkede başbakanların görev süreleri marulun bozulma süresiyle mukayese edilmektedir.
“GÜÇLENDİRİLMİŞ KAOS VE KARGAŞA ÇIKARMA SİSTEMİ”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin birinci dönemi gıpta edilecek kadar başarılıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin başarısı yarım kalmamalıdır. Bu başarı sekteye uğramamalıdır. 2023 yılıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci dönemine geçilmiş olacaktır. Parlamenter Sistem günahıyla sevabıyla Türkiye şartlarında miadını doldurmuş, arıza sinyali veren bu sistemin bakım, tamir ve onarım imkanı ise kalmamıştır. 6+1 formatlı masanın kuru gürültüsü tamamıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne muhalefet üzerine bina edilmiştir. Yani etki-tepki üzerine şekillenmiş reaksiyoner bir sistem teklifi karşımızdadır. Zillet ittifakı şuursuzdur, derin bir gaflet çukurundadır...
“GELECEK NESİLLERE EN BÜYÜK ARMAĞANIMIZDIR”
Zillet ittifakı, milletimizin beklentilerini, dünyanın yeni eğilimlerini, devletimizin yüksek hedeflerini, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne niye gerek duyulduğunu anlamaktan, algılamaktan, analiz etmekten mahrumdur. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in gerçek ismi, güçlendirilmiş kaos ve kargaşa çıkarma sistemidir, güçsüzleştirilmiş Türkiye’ye çağrıdır. Artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye’nin yönetim hayatına hâkimdir, Cumhur İttifakı da Türk milletinin hadimidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, gelecek nesillere en büyük armağanımızdır, palavra sistemi de geçmişin kriz ve anlaşmazlıklarına özlem duymaktır. Zillet ittifakı kabul etse de etmese de, razı olsa da olmasa da, işine gelse de gelmese de, Türkiye’nin istikameti dosdoğrudur, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi lider ülke Türkiye’nin zırhıdır.
Halihazırda Türk dış politikası dar bir coğrafi muhitin içine hapsedilmeden, uzun vadeli hedef ve tedbirleri ile küresel bir çerçeve içinde milli ve manevi şuurla tanzim edilmiştir. Haksızlık neredeyse ve her kimden geliyorsa duruşumuzu ona göre belirleriz. İçimize kapanamayız, hadiseleri tribünden izleyemeyiz.
Biz dost çemberini genişletip barışın tarafı olmalıyız. Cumhuriyet’in kuruluş döneminden beridir Türkiye’nin güvenlik politikaları barışla daima beraber ele alınmış, birlikte değerlendirilmiştir. Barışsever olmak insanlığın yüksek bir seviyesidir.
Geniş dünya görüşüne dayanan dış politika kapsamında diplomasi ve diyalog adımlarıyla çözemeyeceğimiz hiçbir sorunun olmayacağını bir an olsun hatırımızdan çıkarmamalıyız. Eğer milli bağımsızlığımızı korumak için kahramanca bir mücadele gerekiyorsa, bu suretle güle oynaya vatanımızı, namusumuzu, bayrağımızı, milli haklarımızı savunuruz.
“TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ’NİN KAPATILMASI, BAŞKANININ DA BEDEL ÖDEMESİ HAKTIR”
Geçtiğimiz günlerde Türk Silahlı Kuvvetlerine şerefsiz bir iftira atılmıştır. Kahramanlarımız Pençe-Kilit Harekatı’yla girilemez denilen yerlere girince, Zap kontrol altına alınınca terör örgütü PKK Türk askerinin kimyasal silah kullandığını alçakça tedavüle sokmuştur. Hain, her fırsatta hainliğini ve hayasızlığını gösterecektir. Terör örgütünün son çırpınışları vahim yalanlarla örtülmek istenmektedir. PKK’nın namussuz iftirasına önce CHP’li bir milletvekilinden destek gelmiştir.
Ardından HDP’li bir milletvekili Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlamıştır. Hemen akabinde Türk Tabipleri Birliği Başkanı PKK’nın safına girmiş ve aynen demiştir ki: ‘Belli ki, sinir sistemini tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.’ Sonra tepkiler çığ gibi yükselince ‘öyle bir şey demedim ki ben’ sözleriyle kıvırmış, çark etmiştir.
Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, bölücü terör örgütü PKK’nın iftirasına sarılıp şerefli Türk askerini suçlayan kim varsa teröristtir, şerefsizdir, haindir, suçludur, dökülen şehit kanlarının vebali onların üstündedir. Türkiye’ye soykırımcı diyen bir milletvekili müsveddesinin TBMM’de yeri olamaz, PKK’nın kara propagandasına nefes olan milletvekillerinin Gazi Meclis’in çatısı altında olmaları hepimiz adına yıkımdır.
Bu bölücü serserilerin, derhal TBMM’den atılarak mahkemeye çıkarılması şarttır, namus borcudur. Onların öğrencisi olmakla övünenlerin de hesabı sorulmalıdır. Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılması, başkanının da bedel ödemesi haktır, hukuktur, devlet ve millet onurunun ertelenemez sorumluluğudur. Bunlara diyoruz ki, haram olsun, şart olsun, yaptıklarınız boğazınıza koca bir dert olsun. Yurt içinde ve yurt dışında teröristlerle kahramanca mücadele edilirken dibimize kadar yanaşmış teröristlere tahammül edemeyiz, sabır gösteremeyiz, bunların provokasyonlarını alttan alamayız.
Caniye, eşkıyaya, bölücüye, demokrasi ve özgürlük kamuflajına bürünmüş düşman beslemelerine sonuna kadar karşıyız. Biz hakkın, halkın, hakikatin tarafıyız. Biz şehidin, gazinin, ciğeri yanmış anaların, dul gelinlerin, yetim yavruların tarafıyız.
“ONLARIN ÇAĞRISI KAVGAYA VE KARANLIĞA, BİZİM ÇAĞRIMIZ AYDINLIĞA VE KARDEŞLİĞEDİR”
Onların çağrısı kavgaya ve karanlığa, bizim çağrımız aydınlığa ve kardeşliğedir. Onların çağrısı kargaşaya ve karışıklığa, bizim çağrımız birliğe, dirliğe ve hep birlikte Türkiye olmaya çağrıdır. Onlar laftan anlamaz, onlar insanlıktan geçer not alamaz, nihayetinde arsız adama söz neylesin, kokmuş ete buz neylesin der geçeriz ve de Türk milletini huzura davet ederiz. Çağrımız büyük Türkiye’yedir. Çağrımız tam bağımsız lider ülke Türkiye’de kucaklaşmayadır.”
Yorum Yazın