Dolar 35,1564
%-0.01
Euro 36,6793
%0.01
Altın 2.956,540
%-0.72
Bist-100 10.025,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Bahçeli'den 'İmamoğlu' çıkışı: Aday olarak sivriltmeye çalışıyorlar

Bahçeli'den 'İmamoğlu' çıkışı: Aday olarak sivriltmeye çalışıyorlar

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin Mersin'deki mitinginde konuştu. İBB Başkanı İmamoğlu'na verilen cezayı değerlendiren Bahçeli, "İBB Başkanı suç işlemişse elbette sonuçlarına katlanmalıdır. İmamoğlu'nu cumhurbaşkanı adayı olarak sivriltmeye çalışan siyaset bezirganlarının 6'lı masaya dinamit fırlattığı ayan beyan ortadadır" dedi. Bahçeli, 6 yaşındaki gelin rezaletiyle ilgili olarak, "Suçlular en ağır şekilde cezalandırılmalıdır" diye konuştu.

  • Ege Postası
  • 18.12.2022 - 16:51

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kadın ve çocuklarımıza zulüm yapanlar, taciz ve tecavüz edenler hem şerefsiz hem de günahkardır. Küçücük yaştaki evlatlarımızın istismarına göz yumulması, böylesi bir vebale sessiz kalınması söz konusu değildir. Bugünlerde sıcak gündemin en üst başlığı, 6 yaşındayken tecavüze uğrayan bir mazlumun dramıdır. Gerçi aklımızın almadığı bu iğrençliğe akıl yürütmek de beyhudedir… Konu yargıdadır. Failleri gözaltına alınmıştır. Hiç kimsenin böylesi bir insanlık dışı muameleye onay vermesi düşünülemeyecektir. Suçlular, kuşkusuz en ağır şekilde cezalandırılmalıdır… Hiç kimse, bir sapıklıktan hareket ederek dinimizi sorgulayamaz" dedi.

Devlet Bahçeli, partisinin bugün Mersin’de düzenlediği ‘2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net’ mitinginde konuştu. Bahçeli, özetle şunları söyledi:

“KUVAYI MİLLİYE RUHU, MİLLİ MÜCADELE ŞUURU, BİR NEVİ DÖNEMİN CUMHUR İTTİFAKI’YDI”

“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve Türk vatanını kurtaran Kuvayı Milliye ruhu, Milli Mücadele şuuru, bir nevi dönemin Cumhur İttifakı’ydı. Zira Cumhur İttifakı, Türk milletinin ta kendisi, özlemlerinin ve özgüveninin taşıyıcısıdır. Bu ittifak, ihanetlere karşı her zaman sur örmüş, set çekmiş, baraj olmuştur. Bu ittifak, işgal ve istila girişimlerinin karşısında yer almış, her kalkışmaya canla, başla, kahramanca direniş göstermiş, bundan sonra da göstermeye aynı kararlılıkla devam edecektir. Cumhuriyet’in kurucu felsefesi, muasır ve müreffeh bir gelecek fikriyatı, Cumhur İttifakı’nın kurşun geçirmez, taviz ve teslim olmaz iradesine emanettir.

“HEM CUMHURBAŞKANI SEÇECEĞİZ HEM DE 28. DÖNEM TBMM’Yİ BELİRLEYECEĞİZ”

2023’te de lider ülke Türkiye’nin müjdesi, Cumhuriyet’in müstesna kazanımlarıyla bu defa sadırdan sahaya, kuvveden fiile, fikirden eyleme, tefekkür alanından tatbik safhasına geçecektir. İnancımız budur, irademiz budur, gayemiz ve gayretimiz de bu kutlu amaca yöneliktir. Bu nedenle durmayacağız, en ufak durgunluk emaresi göstermeyeceğiz. 2023, bu söylediklerimin hepsi için bir kader ve karar yılıdır. 2023 yılında tarihi bir seçim yapacağız. Hem cumhurbaşkanı seçeceğiz hem de 28. Dönem TBMM’yi belirleyeceğiz. Artık bütün yollar 2023 seçimlerine açılmaktadır. Vakit anbean yaklaşmakta, çember günbegün daralmaktadır. Bizim adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Hedefimiz, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açık ara farkla tekrar cumhurbaşkanı seçilmesi, TBMM’de milletvekili sayısı ve siyasal destek itibariyle çok güçlü bir MHP grubunun ve Cumhur İttifakı’nın tezahür etmesidir.

Zillet ittifakı, oyun içinde oyundur. Zillet ittifakı, yalan rüzgarı, dedikodu yatağıdır. Bu ittifakı oluşturan proje partilerinin tek gayesi, Türkiye’nin ilerleyişini durdurmak, önünü kesmek, yükseliş seferberliğini tartışmaya açmaktır. CHP ve Altılı Masa, tamamıyla yabancıların güdümündedir. Özellikle müstevlilerin eline avucuna düşen bir CHP gerçeği, ibret levhası halinde karşımızdadır. Milyon dolarlar ödeyerek görevlendirilmiş ücretli ve ithal danışmanlara bel bağlayacak kadar geleneğinden ve siyasi gerçeklerinden kopmuş bir partinin, milletimizin yanında olması imkansızdır. Kılıçdaroğlu, pusulayı kaybetmiş, istikameti şaşmış, yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişmiştir. Türkiye’ye ABD’den ve İngiltere’den bakan, milletimizin hassasiyetleriyle bütünüyle ters düşen Kılıçdaroğlu’nun kiralık akıl hocaları, Atatürk’ün partisinin kılavuz kaptanı haline gelmiştir. Bu nahoş manzara, kokuşmuş bir siyasetin özetidir. Bu çirkin manzara, sömürgeleşmiş bir partinin içler acısı öyküsüdür. Parayla danışmanlık alanlar, yarın parayla da her değerini satacaktır. Bu haliyle CHP’nin 3 Aralık 2022 tarihindeki sözde vizyon toplantısı, teslimiyetçiliğin vitrini, köhneliğin viranıdır. Vizyon diye açıklanan ne varsa milletimize uzak ve yabancı, milli hayatın gerçekleriyle de bağlantısız ve uyumsuzdur. CHP’nin ekonomi vizyonu diye bir şey yoktur. Zira bu partinin misyonu Türkiye’nin yıkımı ve dağılması, vizyonu da emperyalizmin siyasi devre mülkü olmaktır.

“BİZİM, BİNLERCE KİLOMETRE MESAFEDEN ONLİNE BAĞLANAN DANIŞMANLARA İHTİYACIMIZ YOKTUR”

Kılıçdaroğlu, vizyon diye isimlendirilen sahne gösterisinde küçülmeyi ve gülünç durumlara düşmeyi normal karşılayacak ölçüde denge ve özdenetim kaybına uğramıştır. Davulu asmışlar boyunlarına, tokmağı vermişler yabancı danışmanların eline. Durumları, tıpkısının aynısıyla budur. CHP ekonomide vizyonsuzluğunu belgelerken MHP, aylar evvel ‘Ekonomik Büyüme, Sosyal Gelişme ve Milli Bütünleşme’ bağlamında ‘Geleceğin Ekonomi Vizyonu’nu saygın akademisyenlerimizin ve uzman isimlerin katkısıyla hazırlamıştır. Kılıçdaroğlu ve zillet paydasında buluşan ortakları bilsin ve duysun ki vizyon öyle değil, böyle olacaktır. Bizim, binlerce kilometre mesafeden online bağlanan danışmanlara ihtiyacımız yoktur. ‘Millet teknoloji görsün’ diyen Kılıçdaroğlu, inanıyorum ki gününü sandıkta görecektir. Biz bize yeteriz, bu milletin evlatları da her başarıya ulaşacak kalite, kalibre ve kabiliyettedir. CHP yönetiminin sırt döndüğü, yok saydığı, aziz anılarını rafa kaldırdığı, emanetlerini çiğnediği, adını bile unutulmuşluğa terk ettiği Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyordu ki ‘Hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.’

ONLARIN PLANLARI VARSA ALLAH’IN DA BİR PLANI VARDIR”

Tarihin kaydetmediğini Kılıçdaroğlu kazanmak için çırpınmaktadır. Karanlıkta kaybettiği değerlerini loş ışıklar altında aramaktadır. CHP yönetimi, dersini tarihten değil, tarihimize kara çalan yeminli Türk ve İslam düşmanlarından almıştır. Bu itibarla CHP hastadır, bu hastalığın adı da işbirlikçiliktir. Bizim vizyonumuz, milletimizin vizyonudur. Bizim vizyonumuz, Türk tarihinin yol haritasıdır. Bizim aklımız yerlidir, millidir, sipariş vizyonlarla, fabrikasyon ve ısmarlama projelerle ne alakamız ne de işimiz olacaktır. CHP’nin altı su alan kayığı batmak üzeredir. Dış güçlerin limanına yanaşma çabası da boşunadır. Bu CHP’yi ne maaşlı sömürge danışmanları ne küresel güçler ne menfaat çeteleri ne organize suç örgütleri ne de Haçlı emelleri kurtarabilecektir. Onların Jeremy Rifkin’i varsa bizim de Mehmetlerimiz, Osmanlarımız, Hasanlarımız, Alilerimiz, Ayşelerimiz vardır ve milletimizin tertemiz evlatlarıdır. Onların planları varsa Allah’ın da bir planı vardır.

“KÜÇÜCÜK YAŞTAKİ EVLATLARIMIZIN İSTİSMARINA GÖZ YUMULMASI, BÖYLESİ BİR VEBALE SESSİZ KALINMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”

İnsan onuru her şeyin önünde ve üstündedir. Kadın ve çocuklarımıza zulüm yapanlar, taciz ve tecavüz edenler hem şerefsiz hem de günahkardır. Küçücük yaştaki evlatlarımızın istismarına göz yumulması, böylesi bir vebale sessiz kalınması söz konusu değildir. Bugünlerde sıcak gündemin en üst başlığı, 6 yaşındayken tecavüze uğrayan bir mazlumun dramıdır. Gerçi aklımızın almadığı bu iğrençliğe akıl yürütmek de beyhudedir. CHP’nin bu istismarı siyaset malzemesi haline getirmesi, meselenin bir diğer ayıplı ve ahlaksız yönüdür. Konu yargıdadır. Failleri gözaltına alınmıştır. Hiç kimsenin böylesi bir insanlık dışı muameleye onay vermesi düşünülemeyecektir. Suçlular, kuşkusuz en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Kılıçdaroğlu’nun milletvekilleriyle birlikte Adalet Bakanlığı’nın kapısına dayanması, bu ağır sorunu gerçek manasından soyutlayıp siyasi hesaplaşma noktasına taşıması, başlı başına sorumsuzluktur. İstismara uğrayan kardeşimizi CHP yönetimi ve zillet partileri aleni bir şekilde kullanmaya kalkışmış, malumu olduğumuz yürek yaralayıcı vahşeti mütedeyyin ve muhafazakâr insanlarımızı suçlamak için bir araca dönüştürmüştür. Hiç kimse, bir sapıklıktan hareket ederek dinimizi sorgulayamaz.

“‘KAHROLSUN İSTİBDAT, YAŞASIN HÜRRİYET’ DİYEN AYMAZLARA PEŞ PEŞE SUFLE VERENLER DIŞ KAYNAKLIDIR”

Hiç kimse, bir insanlık suçunu basamak yaparak inancımızı ve inanan insanlarımızı zan ve töhmet altında bırakamaz. Böylesi bir çirkinliğe kimsenin de hakkı olamaz. Yargı sonucunu sabırla beklemek zorundayız. CHP yönetiminin, adalet ve hukukla ilgili derin bir sorunu vardır. Kılıçdaroğlu ve zillet ortakları, ağız birliği etmişçesine Türkiye’de hukukun olmadığından bahsetmektir. ‘Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet’ diyen aymazlara peş peşe sufle verenler dış kaynaklıdır, fitne cephesinde buluşan kötülerdir. Türkiye’de istibdat olsaydı, Kılıçdaroğlu ve şürekası devlete ve millete her defasında meydan okuyabilir miydi? Türkiye’de istibdat olsaydı, zillet ittifakı elini kolunu sallayarak bozgunculuk yapabilir miydi? İstibdadın olduğu yerde demokrasi olur muydu? Bu kadar ihanet ve husumet, ortalıkta cirit atabilir miydi? Adalet herkes içindir, hukuk herkese lazımdır. Kaldı ki hukuk önünde de hiç kimsenin ayrıcalıklı bir konumu olamayacaktır.

“İMAMOĞLU’NU CUMHURBAŞKANI ADAYI OLARAK SİVRİLTMEYE ÇALIŞAN SİYASET BEZİRGANLARININ ALTILI MASA’YA DİNAMİT FIRLATTIĞI AYAN BEYAN ORTADADIR”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında 14 Aralık 2022 tarihinde verilmiş kesin olmayan 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis kararından sonra Saraçhane tiyatrosu düzenleyenlerin devlete, hükümete ve Türk yargısına saldırması, en hafif tabirle fırsatçılıktır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, bir suç işlemişse bunun sonuçlarına elbette katlanmalıdır. Bu şahsın ne üstünlüğü vardır? Bu şahsın hukuki sorumsuzluğu diye bir şey söz konusu mudur? Henüz mahkeme kararı açıklanmadan halkı Saraçhane’ye davet eden Belediye Başkanı, sonuç açıklanmadan apar topar yola koyulan İP Başkanı, Altılı Masa’ya Saraçhane dayatması yapmak ve Kılıçdaroğlu’na operasyon çekmek için harekete geçmişlerdir. Birbirlerine kazık atanların, yargı kararını kucaklaşarak ve sevinç çığlıkları içinde karşılayanların, ‘Yeni başlıyoruz’ diyenlerin gizli kapaklı işler çevirdiğini görmemek için sadece kör değil, akli ve zihni melekeleri de kaybetmek lazımdır. İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak sivriltmeye çalışan, Kılıçdaroğlu’na çalım üstüne çalım atmak için her durumdan istifadeye çalışan siyaset bezirganlarının Altılı Masa’ya dinamit fırlattığı ayan beyan ortadadır.

Bu tipler, siyasetin en güvenilmez simalarıdır. Kılıçdaroğlu’nu tuzağa düşürmek amacıyla manevra yapanlara en iyi cevabı, CHP’ye oy veren kardeşlerim verecektir. Saraçhane kumpası tutmaz. Sahte mağdurlara, ucuz kahramanlıklara, kağıttan kaplanlara, mahkeme salonlarından siyaset çıkarmaya niyetlenen bukalemun siyasetçilere Türk milleti hiçbir şekilde değer vermez, saygı duymaz. Altılı Masa’daki parti başkanlarının birbirini tekzip eden konuşmalarını hiç kimse kaile almaz, nitekim almamıştır. Saraçhane’de, yargı kararına sarılıp ‘fırsat bu fırsattır’ diye meydana dökülen siyasetçilerin alayı birden samimiyetsizdir. Mersin’den bir kez daha Altılı Masaya sesleniyorum: Bu yıl içinde sekiz defa toplandınız, ancak henüz cumhurbaşkanı adayını belirleyemediniz. Milletimiz, bu ortaoyunundan artık bıkmış ve usanmıştır.

“BİRBİRİNE OPERASYON ÇEKEN PARTİLERE TÜRKİYE EMANET EDİLİR Mİ”

Madem Saraçhane’de cumhurbaşkanı adayınızı açıklayamadınız, o halde bu ay sonunda yapacağınız toplantıda gecikmiş bu ilanı yapınız. Eğer korkacağınız, saklayacağınız, sıkılacağınız, utanacağınız bir ilişkiniz yoksa ‘Cumhurbaşkanı adayımız budur’ deyiniz. Kılıçdaroğlu’nu katakulliye getirip İmamoğlu’nu parlatma arayış ve amacının cumhurbaşkanı adaylığı meselesiyle ilgili olduğu kesindir. ABD’den bazı Avrupa ülkelerine, terörist Demirtaş’tan FETÖ’ye, HDP’den PKK’ya varıncaya kadar, Türkiye’ye ters bakan hangi odak varsa zillet partilerinin arkasındadır; bu gerçeği de bilmeyen, duymayan, görmeyen kalmamıştır. Maskeler patır patır düşmüştür. Zillet ittifakının ipliği pazara çıkmıştır. Birbirine operasyon çeken partilere Türkiye emanet edilir mi?

ALGI OYUNLARINA TEŞEBBÜS EDENLERİN HEVESLERİ KURSAĞINDA KALACAK”

Birbirine yan bakan, omuz atan, geriye düşürmeye çalışan sancılı bir ittifakın adalet ve hukuk sözlerine kanan ve aldanan çıkar mı? Kılıçdaroğlu, telaş ve korkuya kapılarak, milli iradeyi yeniden inşa edeceklerini söylemiş. Sayın Kılıçdaroğlu, bunu nasıl yapacaksın? Milli iradeyi yeniden inşa etmenin ne manaya geldiğinden haberdar mısın? Adaysan çık söyle; mert ol, cesur ol, korkma, kaçma, saklanma. Kendine güveniyorsan yapacağın öncelikli iş, Altılı Masa’yı dağıtmak, bağımsızlığını tescillemek, sonra da cumhurbaşkanı adaylığını açıklamaktır. Yanı başında seni kafese koymayı planlayanlara, ayağını kaydırmak için uygun ortam peşinde koşanlara dikkat etmezsen dost gördüklerinin yakında postuna samanı doldurması mukadderdir. Zillet ittifakı birbirini yerken, adaylık pazarlığı kızışmışken Cumhur İttifakı’nın adayı belli, kararı nettir. Bizim cumhurbaşkanı adayımız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Algı oyunlarına teşebbüs edenlerin hevesleri kursağında kalacaktır. Cumhur İttifakı, Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünde muazzam bir demokrasi zaferiyle Türk ve Türkiye Yüzyılı’nın temellerini atacaktır."

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.